Yeni Şam, İran eksenine karşı mı?

İranlı bir adam, 8 Aralık 2024'te Tahran, İran'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın fotoğrafının bulunduğu bir gazete okuyor / Fotoğraf: Reuters

Herkes yeni Şam rejiminin özellikle İran'a yönelik olası dış politikasını tartışıyor.

İran'a karşı olduğu ortaya çıkarsa bu önemli bir gelişmedir ve bölgenin çehresini değiştirebilir.

İlk görünümler yanıltıcı olabilecek izlenimler uyandırdığından önümüzdeki günler bize bunun yanıtlarını verecektir.

Teorik olarak Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve lideri Ahmed el-Şara liderliğindeki yeni Suriye rejiminin eski Esad rejiminin politikasından farklı bir politika izleyeceği varsayılıyor.

Buna göre pek çok kişi HTŞ'nin Suriye'de kendisiyle savaşan Tahran ekseni ile zıt düşeceği, düşmanlığın eksenin Irak ve Lübnan Hizbullahı gibi taraflarını da kapsayacağı olasılığı üzerine bahse giriyor.

Eğer HTŞ lideri Şara bu yolu izlerse, özellikle İsrail'in dış güçlerinin çoğunu yok etmeyi başarmasından sonra, İran'ın yayılmacı projesinin sonunu görebiliriz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak siyasetin kalıcı bir "katalog"a göre ilerlememesinin yanı sıra, rüzgarları Şam'ı farklı yönlere itebilecek bölgesel siyasi itici güçler de mevcut.

Milenyumun başında daha sonra Tahran'ın ajanlarından biri olduğu netleşene kadar, Hamas'ın ve aynı şekilde Lübnan'ın Trablus şehrindeki Sünni İslami Grup'un İran'ın düşmanı olduğuna inanılıyordu.

Küresel olan Müslüman Kardeşler de mezhepler arası kardeşlik ve İsrail düşmanlığı adı altında Tahran için bir Truva atı rolü oynadı.

İsrail, Suriye'deki çöküş fırsatını oradaki varlığını güçlendirmek için kullanmaya devam ederse, bunun sonucunda yeni Şam ile Tahran ve Bağdat arasında bir ittifak ile şaşırabiliriz.

İranlılar yeniden Seyyide Zeynep  bölgesine dönebilirler. Bu konu büyük ölçüde Şara ve hükümetinin İsrail ile çatışma konusundaki görüşüne bağlı.

Mevcut konuşma ve röportajlarda yeterli izlenimi veren ve bizi Şara'nın felsefesine ve belki de gelecekteki politikasına yönlendiren pek bir şey bulamadım.

Jeopolitik açıdan Türkiye önemli bir bölgesel oyuncu ve şimdi soru şu: Yeni Şam rejimi üzerinde, özellikle de İran ile çatışma konusunda önemli bir etkisi var mı?

İçinde bulunduğumuz dönemde, dini ve siyasi aşırılığa kaymasının önlenmesinde ve Suriye'nin ABD yaptırımlarından kurtulmasında Türkiye'nin rolü yararlı olabilir.

Şam'ın dış ilişkilerini yönetme biçimine gelince, iki anlatı var; birincisi, HTŞ, Ankara'ya yakın ve 2018'den sonraki yıllarda da, son zaferinde de ona borçlu ve onunla ittifak yapacaktır.

İkinci anlatı ise iki tarafın iyi bir ilişkiye sahip olduğu ancak politikalarının aynı olmadığı yönünde.

Carnegie Merkezi'nden Sinan Ülgen de bunu doğruluyor:

HTŞ'nin Türkiye'nin kontrolünde olduğunu varsaymak yanlıştır.
 


İlişki derinleştiği takdirde Şam'ın politikası Türkiye'nin politikasını yansıtan bir ayna olacaktır dolayısıyla Şam'ın Tahran eksenine düşman bir politika benimsemesi pek olası değil ancak Irak'la gerilimin çeşitli nedenlerden dolayı devam etmesi muhtemel.

Mezopotamya bölgesinin kendine has bir dinamizmi var. Şam ile Bağdat arasındaki rekabet siyasi ve mezhepseldir.

Saddam ve Esed rejimlerinin devrilmesi ile birlikte iki başkenti dini gruplar yönetmeye başladı ve teorik olarak Irak hükümetleri Şii, Suriye ise Sünnidir.

HTŞ'nin Şam'a gelişinin ardından Bağdat'ta öfke yayıldı ve iki mezhepten aşırıcılar arasında sosyal medyada tarihi intikam literatürü yayıldı.

Tahran, Bağdat ve Hizbullah, siyasi ve askeri açıdan Esed'in alternatifi etrafında tehlikeli bir kuşatma oluşturuyor. Irak, Suriye'nin başkentinin düşmesinin ardından kaçan binlerce rejim yetkilisini ve askerini kabul etti.

Hamas'ın yıkılmasından, Hizbullah liderlerinin ve güçlerinin ortadan kaldırılması ve şimdi de müttefik Esad rejimine son verilmesine kadar bu yıl yaşadığı büyük yenilgilerin ardından eksenin önceliklerini yeniden düzenlemesi bekleniyor.

Kanaatimce Tahran ekseni iki hat üzerinde çalışmaya çalışacak; İsrail düşmanlığı başlığı altında Şara ve ekibiyle siyasi yakınlaşma. İkincisi ise Şam'a baskı yapmak için Suriye içinde ve çevresinde ittifaklar kurma.

Kırk yıldır Washington'un kendi rejimini devirmeyi planladığı teorisi tarafından ele geçirilmiş Tahran, tarihinin en büyük kaygısını yaşıyor.

Şam'da yaşananların İsrail-Amerikan anlaşmasıyla gerçekleştiğine ve hedefte kendisinin olduğuna inanıyor ve söylüyor.

Bugün varlığının tehlikede olduğu konusunda haklı olabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU