Suriye'de silahlı grupların ani askeri saldırısı yıllardır süren göreceli durgunluğu sadece on gün içinde paramparça ederken Suriye'deki iç savaşın önemli bir bölümünü dramatik bir şekilde sona erdirdi.
Silahlı gruplar, bu kısa süre zarfında olağanüstü kazanımlar elde etti. Diğer bölgelerdeki savaşçılara ve sivillere kendileriyle birlikte ayaklanmaları ve Şam da dahil olmak üzere rejim güçlerini bölgelerinden çıkarmaları için ilham verdi.
Artık ülkenin büyük bölümünü kontrol ediyorlar. Rejimi devirdiler ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı kaçmaya zorladılar.
Tüm bu gelişmeler Suriye tarihinde belirleyici bir dönüm noktası olurken bir yandan da bu zaferlerin uygulanabilirliğini belirleyecek ciddi zorlukları da beraberinde getiriyor.
Muhalefet şimdi, bir sonraki aşama için tutarlı bir vizyon üzerinde anlaşmak üzere farklı silahlı grupları bir araya getirme gibi muazzam bir görevle karşı karşıya.
Bu geçiş döneminde yeni kurtarılan bölgelerin etkili bir şekilde yönetilmesi de aynı derecede acil bir ihtiyaç.
Muhalefetin bu zorlukların üstesinden gelme biçimi, önümüzdeki yıllarda Suriye'nin geleceğini şekillendirecek.
Suriye'nin kırılgan birliği
Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) başını çektiği Saldırganlığı Durdurma Operasyonu'na katılan gruplar, Esad rejiminin devrilmesine yol açarken, diğer silahlı gruplar da rejimin çöküşünde önemli roller oynadı.
Suriye Milli Ordusu (SMO) gibi büyük gruplar operasyonlarını doğu bölgelerinde ve Halep kırsalında yoğunlaştırırken, daha az sayıda ve daha az örgütlü yerel savaşçılar Dera, Suveyda ve hatta Şam gibi bölgelerde harekete geçti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Rejimin başka yerlerdeki hızlı yenilgilerinden ilham alan bu gruplar kendi bölgelerini kurtarmak için silahlandılar.
Bu geniş katılım rejimin çöküşünü hızlandırırken genel şiddet seviyesini düşürmüş olsa da Suriye genelinde parçalı etki alanları yarattı.
Bugün bu grupların farklı çıkarlarını bir araya getirmek ve aralarında iş birliğini ve uyumu sağlamak en acil zorluklardan biri.
Hiç kolay olamayan bu görev, her birinin kendi öncelikleri, liderlik tarzları ve bölgesel hırsları olan farklı gruplardan oluşan bir koalisyonu ayakta tutma görevi olarak karşımıza çıkıyor.
Ortak bir düşmanı devirmek ve Esad rejimini düşürmek gibi ortak bir amaç etrafında birleşmiş olsalar da, son dönemdeki bölgesel kazanımlar bölünme potansiyelini de ortaya çıkarıyor.
Buna bir çözüm getirilmediği takdirde bu bölünmeler ilerlemeyi engelleyebilir ve yeni kurtarılmış bölgelerin istikrarını tehdit edebilir.
Asıl anlaşmazlık noktası, bu grupların askeri harekat sırasında ele geçirdikleri "ganimetlerin" dağıtılması.
Muhalefet silah, mühimmat, askeri üsler ve operasyonları sürdürmek ve kontrolü sağlamlaştırmak için hayati önem taşıyan mali varlıklar da dahil olmak üzere çeşitli değerli kaynaklar elde etti.
Bu varlıkların nasıl paylaşılacağı konusundaki anlaşmazlıklar, kendilerini dışlanmış hisseden grupları yabancılaştırma tehdidi oluşturuyor ve bu, iç çatışmaya yol açabilir.
Muhalefetin kontrol alanının genişlemesi ve çok sayıda ili kontrolü altına alması, özellikle Halep ve Şam gibi büyük şehir merkezlerinde yönetim açısından büyük bir zorluk oluşturuyor.
Stratejik bölgelerin kontrolü meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor. Yeni ele geçirilen bölgelerin çoğu hayati ticaret yolları ve gelir getiren altyapılar içeriyor.
Yönetim ve kaynak paylaşımı konusundaki anlaşmazlıklar gruplar arasındaki rekabeti körükleyebilir, gerilimi artırabilir ve bazı durumlarda çatışmalara yol açabilir.
Hesap verebilirlik de aynı derecede karmaşık bir sorun. İnsan hakları ihlalleri, yağma ve mülkiyet ihlalleri iddiaları muhalefetin hem yurt içinde hem de uluslararası alanda güvenilirliğini zedeliyor.
Bu ihlallerin ele alınması halkın güvenini korumak için kritik önem taşırken aynı zamanda büyük bir riski de beraberinde getiriyor.
Nüfuzlu kişilerin ya da grupların cezalandırılması önemli grupları yabancılaştırabilir ve iç muhalefeti tırmandırabilir.
Bununla ilgili gerginliklerin işaretleri şimdiden görülmeye başladı. Saldırganlığı Caydırma Operasyonu'nun başını çeken HTŞ, kısa süre önce Halep'in doğu kırsalında yağma yaptıkları gerekçesiyle SMO'nun bazı komutanlarını ve üyelerini tutukladı.
Bu tutuklamalar iki grup arasındaki ayrılıkları derinleştirirken HTŞ, SMO'yu Esed rejimiyle mücadeleye odaklanmak yerine Kürtlerin ağırlıklı olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile çatışmalara öncelik vermekle eleştirdi.
Buna karşın SMO liderleri, HTŞ'nin uluslararası terör listelerinde yer almaya devam etmesinin meşruiyetine zarar verdiğini iddia ederek yönetimin başka oluşumlara devredilmesini talep etti.
Operasyona katılan muhalif grupların birliğini koruyabilmesi ve etkili bir yönetim yapısı inşa edebilmesi, çatışmayı çözecek mekanizmaları geliştirilmesine ve dar partizan çıkarları aşan ortak bir vizyon oluşturulmasına bağlı.
Bu tür çabalar olmazsa zorlukla kazanılan ilerleme, iç bölünmelerin ağırlığı altında çökebilir ve Suriye'nin geleceğe giden kırılgan yolunu tehlikeye atabilir.
Yönetim ikilemi
Muhalefetin kontrol ettiği alanın genişlemesi ve çok sayıda bölgeyi kontrol etmesi, onu özellikle Halep ve Şam gibi büyük şehir merkezlerinde muazzam bir yönetim zorluğuyla karşı karşıya bırakıyor.
Hizmetlerin yeniden sağlanması, altyapının onarılması ve kamu çalışanlarının maaşlarının ödenmesi de dahil olmak üzere bu geniş ve karmaşık alanların yönetilmesi, HTŞ ve onun sivil kolu Suriye Kurtuluş Hükümeti (SKH) de dahil olmak üzere muhalif grupların daha önce uğraştıkları meselelerin çok ötesinde kaynak ve idari uzmanlık gerektiriyor.
SKH, bu alanların bazılarında çalışmaya yeni başlamış olsa da, görevin büyüklüğü, özellikle de önemli bir dış desteğin gelememiş olmasından dolayı zaten aşırı bir yükün altında olan mali ve lojistik kapasitesini daha da zorlayabilir.
HTŞ'nin zorlukların ciddiyetinin ve ağırlığının farkında olduğu ve uyum sağlamaya istekli olduğu görülüyor. Raporlar HTŞ liderinin Halep'in yönetimini geçici bir otoriteye devretmeye açık olduğunu gösteriyor.
SKH şimdilik gıda dağıtımı, su temini, sağlık hizmetleri ve mayın temizleme çalışmalarına öncelik vererek acil müdahale çalışmalarıyla ilgileniyor.
Su, iletişim ve elektrikten sorumlu bakanlıklar mümkün olan her yerde onarım yapmaya ve mevcut hizmetleri yeniden vermeye başladı.
Yerel koordinatörlerden oluşan gruplar, yardımların ulaştırılmasını daha iyi duruma getirmek için sosyal medya aracılığıyla dağıtılan iletişim bilgileriyle birlikte bölge sakinlerine yardımcı olmak üzere görevlendirildi.
Ancak Halep ve Şam gibi yoğun nüfuslu şehirleri yönetmek daha önce görülmemiş büyüklükteki yönetim zorlukları ortaya çıkarıyor.
Milyonlarca kişinin acil ihtiyaçlarının karşılanması ve temel hizmetlerin yeniden sağlanması, SKH'nın halihazırda sınırlı olan kaynaklarını tüketmekle tehdit ediyor.
Uluslararası toplumun SKH ile ilişki kurma konusundaki isteksizliği bu zorlukları daha da artırıyor.
SKH'nın birçok ülke tarafından terör örgütü olarak görülen HTŞ ile olan ilişkisi, sınırlı insani yardımın ötesinde uluslararası fonlardan yararlanmasının önünde önemli engeller oluşturuyor.
Bu da hizmetleri ulaştırma sorumluluğunu tamamen HTŞ'nin ve SKH'nin omuzlarına yüklüyor.
Halep'in yeniden inşası, kamu çalışanlarının maaşları ve ekonominin yeniden canlandırılması bir yana, altyapıya büyük yatırımlar yapılmasını gerektiriyor. Ancak bu Halep'in mevcut kapasitesi bunu karşılamaya yetmiyor.
Dışarıdan yardımın edilmemesi, yönetim çabalarını aksatabilir. Bu da halkın hoşnutsuzluğunu körükleyebilir ve muhalefetin bu bölgeler üzerindeki kontrolünü zayıflatabilir.
HTŞ'nin bu zorlukların ciddiyetinin farkında olduğu ve uyum sağlamayı istediği görülüyor.
Raporlara göre HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani (kısa süre önce resmi ad olarak Ahmed eş-Şara'yı kullanmaya başladı) Halep'in yönetimini bir geçiş yönetimine devretmeye açık olduğunu göstererek esneklik sinyali verdi.
Colani ayrıca HTŞ'yi dağıtarak askeri ve sivil yapılarını birleştirme fikrini ortaya attığı ve bunun HTŞ'nin uluslararası aktörler nezdindeki konumunu iyileştirebileceği belirtiliyor.
Öte yandan küresel bağışçılar ve paydaşlar arasında derin bir şüphecilik söz konusu.
İnsani yardım dışı yardım sağlamaları, HTŞ'nin yönetim modeli ve hedeflerindeki somut ve doğrulanabilir değişimlere bağlı.
Suriye bugün sadece askeri bir dönüm noktasına değil, aynı zamanda muhalefetin yönetme, koruma ve daha iyi bir gelecek için umut yaratma becerisinin sınanmasına da tanık oluyor.
Nihayetinde muhalefetin bu bölgeleri yönetmedeki başarısı dış desteğin sağlanmasına ve acil ihtiyaçlarla uzun vadeli istikrarın dengelenmesine bağlı.
Halkın güvenini kazanmak, sürdürülebilir kaynaklara erişmek ve kritik altyapıyı korumak, son askeri kazanımları kalıcı siyasi ve ekonomik başarılara dönüştürmek için büyük önem taşıyor.
Yönetimin ötesinde, en büyük endişe ve zorluk güvenlik olarak karşımıza çıkıyor.
İstikrar etkili bir şekilde sağlanmadığı takdirde, yerinden edilenler geri dönmekte isteksiz olacak ve yerel ekonomilerin toparlanması süregelen kargaşa nedeniyle sekteye uğrayacak.
İstikrar; altyapının yeniden inşası, işletmelerin yeniden kurulması ve uzun vadeli refah için gerekli koşulların oluşturulması açısından kritik öneme sahip.
Bu bölgelerin güvenliğinin sağlanamaması, muhalefetin güvenilirliğini ve kendisini Esed rejimine karşı bir alternatif olarak sunma kabiliyetini zayıflatır.
Muhalefetin kazanımlarını pekiştirmedeki başarısı, uzun vadeli istikrar için sağlam temeller atarken acil ihtiyaçları karşılayabilmesine bağlı olacak.
Bu zorlukların üstesinden gelinememesi Suriye'yi yeniden kaosa sürükleme tehdidi yaratıyor.
Etkili bir yönetim ve birliğin sağlanamaması halinde, muhalefetin kazanımları çökebilir ve milyonlarca Suriyeli yeni bir şiddet ve yerinden edilme döngüsüyle karşı karşıya kalabilir.
Suriye bugün sadece askeri bir dönüm noktasına değil, aynı zamanda muhalefetin yönetme, koruma ve daha iyi bir gelecek için umut yaratma becerisinin sınanmasına da tanık oluyor.
Başarı Suriye'nin gidişatını nesiller boyunca yeniden şekillendirebilir, ancak başarısızlığın bedeli ağır olur ve en büyük bedeli yine siviller öder.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale Independent Türkçe Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.