Esad sonrası Suriye sahası daha zor

"Suriye coğrafyasında cumhurbaşkanından bakana, müdürden en genç memura kadar yayılan kişi kültünün kökünün kazınması, özel bir çaba ve farkındalık gerektiriyor"

Fotoğraf: AP

Başta Arap dünyası olmak üzere dünya, Suriye siyasi sahasında sahnenin değişmesinin ardından işlerin nasıl gelişeceğini görmeyi bekliyor.

Belki çoğu kişi değişimin hızına şaşırdı, bazıları da bundan endişeliydi.

Ancak kurumsal şiddetin toplumlar üzerindeki etkisini bilen herkes, bir noktada değişimin gerçekleşeceğini bekler çünkü şiddet, şaşmaz bir kural olan karşı şiddeti doğurur.

Suriye'de değişim halkın talebiydi.

Önceki rejimin kurumsal şiddeti sarhoşluk noktasına ulaşmıştı ve birtakım koşullar bir araya gelerek işleri sonuca bağladı.

Şu ana kadar birkaç gözlemde bulunulabilir gibi görünüyor, bunlardan ilki silahlı grupların benimsediği neredeyse barışçıl doğadır.

Başkente çok fazla şiddet yaşanmadan girdiler veya şiddet beklenenden çok daha azdı.

Daha önceki ihlalciler bile- silaha sarılmadıkları sürece- saldırıya uğramadılar.

İkincisi ise otorite ve yönetimin rastgele değil, organize bir şekilde aktarılması konusundaki ısrardır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şimdi önceki rejimin yaptığı büyük hataları saymanın zamanı değil, ancak çöküşünün nedenlerinden birinin benimsediği (en azından son 14 yılda) "aşırı şiddet stratejisi" olduğunu hatırlamak kesinlikle önemli.

Buna ilave olarak, farklı koşullara sahip önceki yönetimden miras aldığı "kibir ve gurur" onun karakterine damga vurmuştu.

Şiddet ise medeniyeti ve toplumları tehdit eder, özellikle de yasa ve kanunlarla örülmüş ve otorite sahibi kişiler tarafından uygulanmasını meşru kılan sembolik türden bir şiddetse!

Ötekine yönelik acımasız uygulamalarının yanı sıra, bazıları hayattan umudunu kesen, bazıları da hayatını kaybeden siyasi tutukluların yaşadıkları zulmün büyüklüğünü tüm dünya gördü.

Aşırı şiddet uygulayan otoritenin özellikle öz güven konusunda kendisini güvensiz hissettiği ve gelecekle ilgili aşırı korku duyduğu bilimsel olarak doğrulanmıştır.

Dolayısıyla bu aşırı şiddet uygulamasının onu kaçınılmaz sonuna götürdüğünün farkında değildir.

Esad sonrası için birden fazla senaryo sunulabilir:

Birincisi, diktatörden kurtulduktan sonraki Irak senaryosudur. Ülke yıllardır parçalanmış bir halde kaldı ve modern bir devlet kurma gücünü kaybetti. İlerlemesine yardımcı olacak bir Arap projesinin olmayışı da buna katkıda bulundu.

Diğer senaryo ise ülkeyi nüfuz alanlarına bölen Libya senaryosudur.

Bu iki senaryo, Suriyeli örgütlerin liderliği göz önüne alındığında çok da uzak değil ve Suriye sahasında Libya ve Irak sahalarıyla benzerlikler var.

Bu nedenle, yeni otoritenin federal devlet olarak tanımlanabilecek bir devlet kurma yolunu benimsemeyi düşünmesi daha iyi olacaktır.

Federal devlet ne sakıncalı ne de yeni bir şey. Avrupa'nın bazı ülkelerinde uygulanıyor ve başarılı ve istikrarlı bir model.
 


Neden federal bir devlet?

Çünkü yıllar süren baskıların ardından Suriye’nin, kendine has özelliklere sahip coğrafi/etnik bölgeleri olduğu görüldü.

Federalizm temelinde modern bir anayasa inşa edilirse, bölgelerin açık yetkilere sahip federal bir otorite altında kendi kendilerini yönetme hakları korunacaktır.

Bu konuyu herhangi bir şekilde büyütmek, örneğin Suriye'nin bir olduğunu söylemek kasıtsız da olsa, bir toplumsal grubun diğerlerine üstün gelmesine neden olacaktır.

Uzun süren acılardan sonra iş yine bu noktaya gelecektir. Bu nedenle, işleri büyütmeden veya bir grup yönetimi tamamen ele geçirmeden bu konuyu net bir şekilde çözmek daha iyidir.

Önemli bir konu daha var; rejimi değiştiren silahlı gruplar şeytanlaştırıldı, ya da en azından büyük bir kısmı şeytanlaştırıldı.

Dolayısıyla yeni iktidarın öncelikle iç kesimleri, Arap çevresini ve dünyadaki etkili güçleri sahadaki eylemlerle rahatlatmak için ek çaba göstermeye ihtiyacı var ki bu, özgürleştirme eyleminden bile daha zor bir süreç.

Yeni otoritenin düşebileceği hata, duygulara yenik düşmek ve aynı "Sonsuza kadar Esad" sloganı gibi sonsuza kadar yönetimde kalabileceği hissine kapılmaktır.

Önceki rejim ortadan kalksa bile, Suriye ruhunda derin izler bırakan "iktidar ve tahakküm aşkı", bazı Suriyelilerin diğer Suriyelilerden daha iyi oldukları gibi eylemleri miras bıraktığına dikkat etmek gerekiyor.

Bu dikkate alınması gereken bir hatadır.

Son söz; Suriye coğrafyasında cumhurbaşkanından bakana, müdürden en genç memura kadar yayılan kişi kültünün kökünün kazınması, özel bir çaba ve farkındalık gerektiriyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU