Esad sonrası ABD'nin Suriye'yi bombalaması, gelecek korkusunun gerçek bir işareti

İsyancıların Esad'ı devirmesinden bu kadar kısa bir süre sonra ABD'nin Suriye'yi bombalaması, Batı'nın ülkede bundan sonra yaşanacaklara dair tedirgin olduğunu gösteriyor

Suriyeliler birçok kentte toplanıp Esad rejiminin yıkılışını kutladı (AFP)

Washington, Beşar Esad'ın Suriye'deki katil rejiminin hafta sonu aniden çökmesi karşısında şaşkına dönmüş görünüyordu. Her ne kadar Esad, Moskova'ya sürgüne giderken ABD Hava Kuvvetleri, Suriye'de 785 noktaya düzinelerce hava saldırısı düzenlediğinde kendilerini sahada bulanlar kadar "şaşkın" olmasalar da.

Amerikalılar Esadların 50 yılı aşkın iktidarını yok eden isyanın hemen peşine takılmadı. Pentagon, B-52 bombardıman uçaklarını, F-15 savaş uçaklarını ve A-10 Warthog'ları devreye soktu çünkü Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) liderliğinde Şam'a güç gösterisi yaparak giren koalisyonun kökleri şiddet yanlısı küresel İslamcı aşırılıkçılığa dayanıyor.

Britanya Özel Kuvvetleri ve MI6'ten küçük birliklerin desteğini alan ABD, Suriye'nin doğusunda önemli bir varlığa sahip ve burada Suriyeli Kürtler'in koruduğu üsleri ve bazı çöl sığınaklarını kullanarak IŞİD'den geriye kalanlara karşı savaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsyancıların Suriye hükümetine karşı ani zaferi, HTŞ ve müttefikleri ne kadar yeni ve ılımlı olduklarını söylerlerse söylesin, IŞİD'in bir zamanlar hükmettiği toprakların bir kısmını geri almak isteyeceği anlamına geliyor. Ve artık Suriye'deki isyancılarla, devrik seküler Esad rejimiyle olduğundan çok daha fazla ortak noktası var.

Şam'da HTŞ lideri Ahmed el-Şara bir geçiş hükümeti kurulması çağrısında bulundu. Adamları rasgele ateş edilmesini yasaklayan ve kadınların muhafazakar İslami kıyafetlere zorlanmamasında ısrar eden emirler yayımladı. "Biz IŞİD değiliz" mesajı veriyor.

Ama öyleydi. Aynı zamanda El Kaide'deydi. Ve Suriye'deki iç savaşın bu aşamasını kazanan koalisyonu oluşturan milislerin çoğu El Kaide'nin Usame bin Ladin'i ve IŞİD'in Ebu Bekir el Bağdadi'sinin ideolojisine sahip yol arkadaşları.

Tıpkı 2012'den sonra Esad'dan kurtarılan bazı bölgelerin dünyanın dört bir yanından gelen cihatçı fanatikler için bir mıknatısa dönüşmesi gibi, diktatörden tamamen kurtulmuş bir Suriye de kaçınılmaz olarak aşırılık yanlılarını Esad'ın seküler yönetimini karakterize eden ikiyüzlülük, cinayet ve yolsuzluktan kurtulmuş bir coğrafyaya çekecektir.

Onların da dayanacağı çok güçlü kızgınlıkları olacak. HTŞ liderliğindeki koalisyon ve geçiş ekibi ne istediğini öne sürerse sürsün, birçoğu Ortadoğu'nun üzerine çöken karanlıkta bir fener olmasını umdukları bir devlet kurmak için Suriye'ye akın edecek.

El-Şara'nın takma adı Ebu Muhammed el-Cevlani. Golanlı Muhammed'in babası anlamına geliyor.

Golan tepeleri 1967'de İsrail'in ele geçirdiği Suriye toprakları. Pazar günü İsrail bir "tampon bölge" oluşturmak için biraz toprak ele geçirdi. Cevlani, Şam'ı Esad'dan kurtarmak istediği kadar Golan'ı da İsrail'den kurtarmak isteyecektir.

Ümmet (dünya çapındaki Müslüman topluluğu) aracılığıyla Müslümanların kardeşliğine inanan bir İslamcı olarak, artık Arap milliyetçiliğini (Esad'ın Baas Partisi şeklinde) yenmiş bir Suriye'ye başkanlık ediyor. Suriye bundan sonra Müslümanlara kaybedilen toprakları geri kazanmak ve hayatların intikamını almak için bir üs olarak hizmet edebilir.

Potansiyel askerler için cazibesi ortada.

Son 13 ayda Gazze'de İsrail'in öldürdüğü 43 bin kişinin yaklaşık yüzde 80'i kadın ve çocuk. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkarmıştı. Birleşik Krallık (BK), bu İsraillilerin burada tutuklanma riski olup olmadığına dair net bir şey söylemiyor. ABD ise UCM'nin kararını tümüyle reddetti.

İsrail, Amerika'dan askeri yardım ve BK'den silah satın almaya devam ediyor.

Batı Şeria'da Filistinlilerin topraklarını yasadışı yollarla gasp etmeyi sürdüren ve 2,5 milyon Filistinlinin tamamını Gazze'den sürmeyi planladığı anlaşılan İsrail'in bunu yapması halinde ekonomik yaptırım riskiyle karşı karşıya kalacağına dair Batı'da hiçbir ima yok.

Bunu Moskova'ya haklı olarak uygulanan felç edici yaptırımlarla, Başkan Vladimir Putin'in Heathrow'da yakalanma riskiyle karşı karşıya kalacağı anlamına gelen UCM kararıyla ve Rusya Federasyonu'nun karşı karşıya olduğu agresif silah ambargosuyla karşılaştırın. BM'nin tahminlerine göre Putin rejimi üç yıldan kısa sürede yaklaşık 12 bin sivili öldürdü.

Aşırılık yanlısı olmayan pek çok kişi için bu durum Batı'nın ırkçılığı ve ikiyüzlülüğü gibi görünüyor. Bu, Batılı liderler için kahverengi hayatların ne kadar önemsiz olduğunu gösteren son örnek. ABD öncülüğündeki Irak istilası, Washington'ın uyguladığı şiddetin sonuçlarını ne kadar az bildiğini ya da önemsediğini göstermişti.

Barack Obama'nın Esad'ı kendi halkına yönelik kimyasal silah saldırıları nedeniyle cezalandırma sözünü yerine getirmeyi reddetmesi de daha önce Esad rejimine karşı ayaklanan demokratik güçleri desteklemeyi reddetmesi gibi, bu noktayı gözler önüne sermişti.

Şimdi çoğunluğu Sünni Müslüman olan Suriyeliler, Esad'ı ülkelerinden uzaklaştırarak kendi sorunlarını çözdü.

Bunu yaparken ABD, aşırılık yanlılarının Şam'ın batısına akın etmesini önlemek için IŞİD'in olabildiğince büyük bir kısmını yok etti ve İsrail de Suriye'de olduğunu düşündüğü tüm sofistike silahları, örneğin Golan'ı kurtarmak için kullanılmasını önlemek amacıyla bombaladı.

Suriye'nin yeni liderliği, milyonlarca mültecinin geri dönmek isteyeceği güvenli ve makul yeni bir ulus yaratıp dini ve etnik azınlıklar için verdiği güvenlik sözünü yerine getirmek istiyor olabilir.

Ancak isyanın başarısı, çok daha tehlikeli planlara sahip pek çok kişiyi kendine çekeceği için felaketi olabilir. Amerika'nın son bombalamaları bu tehlikelerden bazılarının ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.



independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU