Savaşı, aç bırakmayı, sivilleri zorla yerinden etmeyi, sakinlerini kovarak toprağı boşaltmayı, su, elektrik, gıda, ilaç ve her türlü insani yardımı engelleyerek halkı açlığa mahkûm etmeyi durdurması için İsrail'i dizginlemenin zamanı geldi.
Hamas’la ilgisi olmayan Kızılhaç ve UNRWA gibi tarafsız örgütler, İsrail'in vahşetinden ve angajman kurallarına saygı göstermemesinden şikâyetçi.
İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarının yeniden başlamasının ardından ve çatışmaların geri dönmesiyle rehine takası müzakerelerinin durdurulmasından sonra, uluslararası raporlar devam eden savaş ve insani yardımlara erişimdeki kısıtlamalar nedeniyle, Gazze Şeridi'nde kıtlık yaşanma riskinin yüksek olmaya devam ettiği konusunda uyarıda bulunuyor.
Gazze nüfusunun yüzde 90'ı, benzeri görülmemiş bir kıtlığın yansıması olan ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya bulunuyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Açlık, tıbbi tanımlamalara göre “yemek yeme ihtiyacı hissi veya vücudun yeterli besine ulaşamaması durumudur. Açlık, rahatsız edici ve acı verici bir fiziksel histir.”
Açlığı ve gıda güvensizliğini gözlemleme konusunda Birleşmiş Milletler'e bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), birden fazla göstergeden yararlanmaktadır.
Yetersiz beslenmenin yayılması, sakinlerin arasında orta veya şiddetli gıda güvensizliğinin yayılması, bu göstergelerden bazılarıdır.
Bunlar Gazze Şeridi'nde görülmektedir ve her ne kadar BM, İsrail ve ABD'ye yönelik insanlık dışı bir nezaket ile büyük bir kıtlığın varlığını açıkça kabul etmese de büyük bir kıtlık yaşandığını teyit etmektedir.
Gazze'de kıtlık tehdidi ve insani durumun felaket boyutlarına ulaştığı uluslararası raporlarla da doğrulanıyor.
Raporlarda, Gazze sakinlerinin yiyecek satın alabilmek için giysilerini satmak ve atık toplayarak satmak zorunda kaldıkları belirtiliyor.
Yine uluslararası raporlar, nüfusun yarısından fazlasının yiyecek bulamadığı, büyük çoğunluğunun günlerini ve gecelerini hiçbir şey yemeden geçirdiğini ifade ediyor.
Bütün bunlar tarafsız uluslararası raporlarda yer alıyor.
Sistematik aç bırakma politikası, UNRWA binalarının yerle bir edilmesiyle başladı, ardından Gazze'de aç insanlara yemek pişirmeye çalışanların peşine düştü.
Bu bağlamda Gazze'de İsrail'in düzenlediği bir saldırıda World Central Kitchen (Dünya Merkezi Mutfağı) ekibi öldürüldü.
Bu durum, İsrail'in Gazze Şeridi halkına yönelik aç bırakma politikasının sistematik olduğunu ve cezalandırma amaçlı bir politika olarak uygulandığını teyit ediyor.
Açlıkla mücadele için hayır amaçlı yemek yapıp dağıtan ve sınırlı kapasiteli hayır kurumları olan tekkelerin faaliyetleri de İsrail'in Gazze Şeridi'ne giden, insani ve gıda yardımlarının ulaştırılmasında kullanılan tüm geçiş noktalarını kapatması sonucu kısıtlandı ve halka yemek dağıtımı durduruldu.
Geçiş noktaları ile sınır kapılarının kapatılması, sıkıntı çeken Gazze’ye gıda, yakıt ve hatta su sağlayan yaşam hatlarını kesti.
Bu hadiseler, herhangi bir taraf lehine politik olarak istismar etmekten veya gerçekçi olmayan “kahramanlıkların” propagandasını yapmaktan uzakta, İsrail'in, her iki taraf arasında kurbanlara dönüşen sivillere yönelik acımasız baskısı ve umursamazlığı, angajman kurallarına en ufak bir saygı göstermemesi, makul ölçüleri aşan, benzeri görülmemiş bir küresel sessizliğin gölgesinde, medyada yer almayan başlıklar arasında yer almaya devam ediyor.
Öyle ki, dünyanın ilk cumhuriyeti, İnsan Hakları Beyannamesi'nin, kardeş yurttaş cumhuriyetinin, haksızlığa karşı yapılan Fransız Devrimi'nin ülkesi olan Fransa, Gazze ile dayanışma gösterilerini yasakladı.
ABD'nin İsrail’e yönelik taraflılığı, Hamas saldırısının ilk anlarından itibaren açıkça ortadaydı.
ABD Başkanı, Ortadoğu'ya filo gönderdi, bölgedeki herhangi bir ülkenin savaşı kullanarak İsrail'e saldırmaya çalışması halinde müdahale edeceği tehdidinde bulundu.
İsrail güçlerinin Gazze'nin kuzeyindeki halkı güneye doğru itmesi, tarihi Filistin topraklarını her türlü Filistin varlığından arındırma girişimidir.
Onları Mısır'a doğru itme ve büyük bir demografik değişim yaratma, Gazzeliler için Sina ve Mısır tarafındaki Refah’ta alternatif bir vatan oluşturma planıdır.
Bu plan yeni değil ve Hamas son saldırısını düşünmeden, planlamadan ve uygulamadan önce bile muhalif isimler, aktivistler ve hatta İsrailli bakanlar bundan bahsediyorlardı.
İsrail'in kitlesel bir aç bırakma ve zorla göç ettirme sürecini yürütme çabaları, Filistin davasını bitirmek ve tasfiye etmek, Filistinlileri Mısır topraklarına zorla göç ettirmek, Gazze Şeridi'ni yanmış, yaşanmaz bir toprağa dönüştürmek için bir oldubitti yaratma çabasıdır.
Bu çaba, Yahudi dini mirasına atfedilen şu sözlere dayanmaktadır:
Eğer bu toprakların sakinlerini kovmazsanız, onlar güneyinizde sizin için ucu demirli bir sopa olacaklardır.
Kriz içinde olan ve iç bölünmeler yaşayan mevcut İsrail iktidarının siyasi elitlerini, yalnızca dinsel terminolojiye dayalı kapalı kültür birleştiriyor.
İsrail'deki egemen siyasi sınıf, siyasi sömürüyü ve savaş makinesinin Gazze ve çevresinde yarattığı yıkım ve soykırımı meşrulaştırmak için bu kültürü kullanıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.