Eksen'in yükselişi ve düşüşü hakkında

"Eksen ülkelere yönetimin nasıl olması gerektiğine dair tek bir fikir sunmadı"

"Direniş" veya "İsrail ile normalleşme karşıtı eksen", yani bir zamanlar Filistinli örgütleri, eski Devlet Başkanı Beşşar Esad yönetimindeki Suriye'yi, Lübnan Hizbullahı'nı, Irak'taki İran'a sadık grupları ve Yemen'deki Ensarullah'ı içeren ittifak, jeopolitik ve stratejik rolünün ötesine geçerek gölgesinde yaşayan halkların koşullarına odaklanan bir okumayı hak ediyor.

Eksen'in, sahada değişiklik dayatabilecek bölgesel bir güç olmaktan çıktığı açıkça görülüyor.

Hamas Hareketi ve Hizbullah gibi ana kanatlarının, Gazze ve Lübnan savaşlarında maruz kaldıkları sert darbelerin ardından, şimdilerde kendi arenalarında bir rol veya mevki arayışı içinde oldukları aşikâr.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Iraklı örgütler, gürültülü geçit törenlerine ve sloganlara rağmen, 2012'den sonra yaptıklarının aksine, müttefikleri Beşşar Esad'ın yardımına koşmaktan kaçındılar.

Kendilerine yöneltilen tehditler o kadar sertti ki, Hamas ve Lübnan Hizbullahı ile benzer bir kader yaşayacaklarına dair hiçbir şüpheye yer bırakmıyordu.

Elbette Seyyid Ali el-Sistani ve Mukteda el-Sadr'ın Suriye'deki savaşa katılmayı reddettiklerine dair söylenenler de buna ekleniyor.

Binyamin Netanyahu hükümetinin, Husileri İsrail ile çatışmanın tamamen dışında bırakmak için Yemen'e büyük hava saldırıları düzenleme eğiliminde olduğuna dair basında çıkan haberler de var.

Eksen'in Tahran'daki liderliği, Aksa Tufanı'nın ilk günlerinde operasyonun kendisi için de bir sürpriz olduğunu söylemişti.

Daha sonra 7 Ekim 2023'teki saldırının Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü komutanına yönelik suikasta misilleme olduğunu söyleyenler de çıktı.

Gelgelelim bu liderlik, İsrail'in savaş gayretinin ve Netanyahu'ya uluslararası desteğin ivmesinin bu kez, çatışmanın onlarca yıldır tanık olduğundan farklı olduğunu daha ilk anda fark etti.

Bunun üzerine ta ki İsrail geçen eylül ayında Lübnan'a yönelik şiddetli bir savaşa girişene kadar, müttefiklerini "bir adım ileri ve iki adım geri atmaya" zorlayan bir dizi karmaşık hesaplara gömüldü. Gerisi dedikleri gibi tarihtir.

Uzun uzun anlatmaya gerek yok, "eksen" bu ülkelere yönetimin nasıl olması gerektiğine dair tek bir fikir bile sunmadı.

Adı geçen ülkelerin tamamı, 2003 (Irak'ın Amerikan işgaline uğradığı tarih) ile 2024 (Beşşar Esad'ın Moskova'ya kaçtığı tarih) arası olarak belirlenebilecek "eksen"in yükseliş aşamasında yolsuzluğun aşırı bir şekilde yayılmasından, kamu parasının yağmalanmasından ve kayırmacılıktan çok çekti.

Yerel ve uluslararası medyada yaşanan aleni hırsızlıkların yanı sıra baskılar, suikastlar ve kültür, medya ve sosyal ilişkilerin tüm alanlarında yaşanan gerileme hakkında yayınlanan ayrıntılar neredeyse inanılmaz.

Bugün, bölge bu "eksen"in sayfasını çevirirken önemli olan, İranlı liderlerin başkentlerini kontrol etmekten gurur duyduğu Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen gibi ülkelerin vatandaşlarının nasıl yaşadıklarını derinlemesine düşünmektir.


İran-Irak savaşının (1980-1988) tekrarlanmasını önlemek için İran çevresinde bölge halklarından bir kalkan inşa etmeyi tek hedef olarak belirleyen İran'ın emperyalist tutkusu, diğer tüm değerlerin önüne geçti.

Dört ülkenin herhangi birinde eğitim göstergelerine baktığımızda korkunç bir bozulmanın yanı sıra, İran'ın rolüne ilişkin anlaşmazlığın önemli bir parçası olduğu iç ve yerel çatışmalara tanık oluyoruz.
 


Eksen'e bağlı tarafların benimsediği sözde "anlatı" ise pek inandırıcı görünmüyor.

İran'ın vekillerinin yönetim, medya ve ekonomiye kontrollerini dayattığı, Beyrut Limanı'ndaki patlama hadisesinin soruşturulmasını ve cumhurbaşkanının seçilmesini engellediği bir dönemde, Şiiler dışındaki Lübnan vatandaşları, bu vekillerin Kudüs'ü kurtarmak için birkaç yılda bir ülkeyi yerle bir ettikleri söylemini nasıl benimseyecekler?

Burada soru şu; bölge sakinlerinin ilgisini çekebilecek ideolojik proje nedir?

Mesela "eksen" Suriyelilerin zihninde nasıl hayaller yaratıyor?

Bu eksene bağlı bir düşünürün ya da yazarın yayımladığı okumaya değer bir kitabı hatırlayan var mı?

Husilerin, Yemen'in geleceğine dair vizyonu nedir?

Bu gibi soruları sonsuza kadar sormaya devam edebiliriz.

Ancak bu arada bölgede yaşayanların çıkarına olmayan yeni gerçekler de ortaya çıkıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Bu makale Independent Türkçe için Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.

Al Majalla

DAHA FAZLA HABER OKU