Türkiye'de Yüksek Seçim Kurulu'nda (YSK) kayıtlı son resmi verilere göre, Nisan 2025 itibarıyla 172 aktif siyasi parti mevcut.

Bu siyasi partilerin il, ilçe ve genel merkez yönetimlerini hesaba katarsak, ülkemizde memleket meselelerini çözüme kavuşturmaya baş koymuş nice insanın olduğunu görürüz.

Ancak işin garibi, bu memleket meselelerinin çözülmesinden ziyade, her geçen gün bunlara bir yenisi ekleniyor.

Ekonomiden hukuka, eğitimden afet yönetimine kadar ülkemiz acilen çözüm bekleyen birçok ciddi sorunla karşı karşıya.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurulduğu günden bu yana her ne kadar çok ciddi sorunlarla yüzleşmiş olsa da, her daim insanların tutunacak bir dalı mutlaka mevcuttu.

Ekonomiden yakınanlar, hukukun üstünlüğüne güvenip hakkını sonuna kadar arayabiliyordu.

Özel sektörde aradığını bulamayanlar, gerekli sınavları kazandıktan sonra liyakat esasına dayalı olarak bir yerlere gelebilmek adına elinden geleni yapıyordu.

Yarınlarını düşünen vatandaşlar ise dişinden tırnağından artırarak tasarruf ediyordu.

Ancak günümüzde insanlarımızın ne ekonominin düzeleceğine ne de hukukun üstünlüğüne inancı kalmış durumda.

Kimse, yarınları için çabalayarak bir şeyler yapabilir vaziyette değil.

Kendini yetiştirmiş binlerce Türk genci, artık kariyer planı değil, kaçış planı yapıyor.

Herkes ümitsiz, herkes çaresiz, herkes yorgun.

İşte tam bu noktada, memleketin bunca sorununa çözüm iradesiyle kurulmuş siyasi partilerin bu iradelerinin askıda kalması, memleketimizin içinde bulunduğu vahim durumu gözler önüne seriyor.

Bu da demek oluyor ki memleket meseleleri artık sadece lafta kalmış durumda.

Herkes kendi meselesiyle ilgilenmekte: Kimine göre makam/mevki, kimine göre ise bir başka menfaat.

Başarılı olunan tek yer ise, memleketin bunca sorununa çözüm üretilememiş olunması.

Lakin, 85 milyonun içinde huzurla yaşayabileceği daha iyi bir Türkiye'nin inşası; bu 172 siyasi partinin mahalle başkanından genel başkanına kadar her bir ferdinin mesuliyetidir.

Ve bu mesuliyet, tüm mesuliyetlerin en ama en ağırıdır.

Çünkü burada söz konusu olan, memleketimizin yarınlarıdır.

Bir şarkıda da dendiği gibi:

Kiminin dilindedir memleket
Kiminin bir çek karnesi gibi elinde
Onlar istikbal kaygısında, biz insan saygısındayız.

Memleketimizi bir çek karnesi gibi elinde görenlerdense, memleketimizin istikbali için kaygılananların sayısının artması ümidiyle...

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.