Geçmişten günümüze lale bitkisi

Dr. Elif Dikmen Diriöz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: İbrahim Halil Çekici/AA

Geçmişten günümüze kadar, çok farklı medeniyetlerde çiçekler, duyguların ifade edilmesinde önemli bir sembol olmuştur.

Çiçekler, insanların yaşam mücadelelerinde, sinirsel gerilimleri azaltan, insanlara moral ve huzur veren bir araç olarak yaşamımızda yer almıştır.

Türk kültüründe ve sanatında çiçek ve çiçek sevgisi daima önemli olmuştur.

Farklı toplumlarda olduğu gibi Türkler de, doğada gördükleri çiçekleri, mimari ve sanatta süsleme unsuru olarak kullanmıştır. 

Diğer bitkilerden ayrılan yapısı, kendine has şekliyle Lale, Türk kültüründe farklı bir öneme sahiptir.

Lale motifinin, ilk olarak Orta Asya'da kullanılmaya başladığı görülmektedir.

Soğanlı ve otsu bir bitki olan Lale, zambakgiller familyasında yer almaktadır.

Lale sevgisinin kökenleri, çok eski zamanlara dayanıyor. Lale'nin asıl vatanının Orta Asya olduğu ve Türkler tarafından, Orta Asya'dan yola çıkıp, İran'dan geçerek Anadolu'ya getirildiği düşünülüyor.

Lale, bahçelerimize, edebiyatımıza ve geleneksel el sanatlarına yerleşiyor.

Prof. Dr. Gül İrepoğlu'na göre Lale, "Yalnızca topraklarımızda değil, kültürümüzde de, kök salan bir çiçek." 
 

 

Lale'nin Osmanlı'dan Avrupa'ya yolculuğu

Lale'nin Anadolu'dan ilk yolculuğu, Viyana'ya olmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde, Avusturya'dan İstanbul'a gelen elçiler, seyahatleri boyunca gördükleri her şeyi not etmişler.

Daha sonra ülkelerine dönerken, birkaç tane Lale soğanını da yanlarında götürmüşler.

Lale soğanını Viyana'ya götüren elçi, lale soğanını botanikçi bir arkadaşına hediye etmiş.

Lale soğanını alan botanikçi, çalışmak için Hollanda'da bir saraya davet edilmiş.

O sayede Lale soğanı, Hollanda'ya gidiyor ve Lale, Hollanda'da çok seviliyor.
 

 

Hollanda ekonomisinde lale

Lale'nin 16'ncı yüzyılın sonlarında Hollanda'ya getirilmesi, Hollanda'da yeni ortaya çıkan orta ve üst sınıfların, bahçe sahibi olma modasıyla aynı döneme denk gelmiştir.

Lale, Hollanda ekonomisinde önemli izler bırakmıştır. O dönemde bahçeler, toplumda yeni zengin olmuş insanların, servetlerini sergileyebilecekleri bir yoldu.

Laleler, Avrupa'da daha önce görülmüş hiçbir çiçeğe benzemiyordu. Lale, Hollanda'da hızla kraliyet ailesi, aristokrat insanlar ve zengin tüccarlar için lüks bir ürün haline dönüştü.

Doğu'nun büyüsünü taşıyan lale, Hollanda'da zenginliğin ve ihtişamın sembolü haline gelmiştir.  

17'nci yüzyılda Hollanda'da "Tulipmania" dediğimiz bir Lale çılgınlığı yaşanıyor.

Lale bitkisi o dönemde Hollanda'da o kadar değerli ki, büyük bir çeyiz, sadece değerli bir lale soğanından oluşabiliyor.

Ayrıca o dönemde, birkaç lale soğanı ile ev takas ediliyor. O dönemde, Lalelerin önemli alıcılarından biri, estetik nitelikleri için laleleri bahçelerinde bulunduran kişiler.

Lalelere talep gösteren diğer alıcılar ise, profesyonel yetiştiriciler, yani bahçıvanlar. Her iki grup da, ödüllü olan lale soğanlarını alabilmek için birbirleriyle yarışıyordu.

Lale bahçeleri o kadar değerliydi ki, lale borsasında bir düşüş yaşanınca, sadece laleye bağlı olarak iflaslar yaşanıyordu.

Günümüzde de Hollanda, en büyük lale yetiştiriciliğinin olduğu ülkelerden biri. 
  

6
Fotoğraf: Berk Özkan/AA

 

Sanatta lale bitkisinin kullanımı

12'nci yüzyıldan itibaren Lale, Anadolu'da el sanatlarında, süsleme motifi olarak kullanılmıştır.

Laleyi, şiirlerinde ilk kullanan şair, Mevlana Celaleddin-i Rumi'dir.

Rumi'nin Divan ve rubailerinde lale ile ilgili pek çok mısra bulunmaktadır.

Mevlana'nın şiirlerinde lale, kutsal çiçek olarak geçmektedir.

Anadolu Selçukluları, o zamanlar yabani bir çiçek olan laleyi, çinilerinde kullanmıştır.

Kubadabad Sarayı'ndan kalan çini örneklerinde, sivri uçlu laleler görülmektedir.

Bunlar, tamamen doğal olarak yetişen lalelerdir. Lale'nin o dönemde de sevilen bir çiçek olduğu bilinmektedir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Osmanlı İmparatorluğu'nda çiçek kültürü ve yetiştiriciliği, 15'inci yüzyılda Fatih Sultan Mehmet Dönemi'nde başlamıştır.

16-18'inci yüzyıllar arasında, Lale bitkisi, Osmanlı İmparatorluğu'nda en parlak dönemini yaşamıştır.

"Lale: Doğada, Tarihte, Sanatta" kitabının yazarı Prof. Dr. Gül İrepoğlu, Lale'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nda, yabani bir çiçek olmaktan çıkıp, bahçelerde süs bitkisi olarak kullanıldığını belirtmiştir.

Bu dönemde, Lale'nin cinsleri seçilmiş ve ehlileştirilmiş. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde, Lale sevgisi artmış ve Lale türleri çeşitlenmiş.

16'ncı yüzyıl Osmanlı saray kumaşlarında, lale motifinin sıklıkla kullanıldığı görülmektedir.

Lale'nin süs bitkisi ve sanatta süsleme motifi olarak kullanılması, III. Ahmet Dönemi'nde doruk noktasına çıkmıştır.
 

 

Lale, 18'inci yüzyılın başlarında, Osmanlı İmparatorluğu'nda, adını bir devre vermiştir.

Tarihçiler, 1718-1730 yılları arasındaki dönemi, Lale Devri olarak adlandırmıştır. 

Bu dönemde, mimari ve peyzaj süslemelerinde, en çok kullanılan motiflerden biri lale olmuştur.

Bu dönemde lale, sadece bahçelerin değil, pencere pervazlarının da, en gözde çiçeği olmuştur.

Bu dönemde, lalenin 839 türü yetiştirilmiş, yeni türlerin üretimi için yarışmalar düzenlenmiştir (Büyükkaya ve Mirzaoğlu, 2024). 

Lale, mimariden edebiyata, çini sanatından kumaşlara kadar birçok sanatsal alanda kullanılmıştır.

Lale için her yıl özel etkinlikler ve eğlenceler düzenlenmiştir. Bu eğlencelerin en yüksek seviyede yaşandığı dönem, III. Ahmet Dönemi'dir (Dolunay, Kahraman ve Nuhoğlu, 2019).

Osmanlı İmparatorluğu'nda Lale, minyatür sanatında da sıklıkla kullanılmış.

Bu dönemde lale motifi, kumaşlar ve padişah kaftanlarında da yer almış.

Ayrıca, taş işçiliği ve ahşap işlemelerinde de lale motifine rastlarız. 
 

Emirgan Korusu
Emirgan Korusu

 

İstanbul Lale Müzesi ve Emirgan Korusu

İlkbaharda, Nisan ve Mayıs aylarında laleler çiçek açmışken İstanbul'daysanız, muhakkak Emirgan korusu ve Lale Müzesini ziyaret etmelisiniz.

Emirgan Korusu'nun bir bölümü, 16'ncı yüzyıldan itibaren, mesire yeri olarak halka açılmıştır.

1943 yılında Emirgan Korusu'nun belediye mülkiyetine geçmesiyle, korunun tamamı halka açılmıştır.

Emirgan Korusunda yer alan Laleler, farklı renk ve çeşitleriyle, yüzbinlerce metrekarelik alanda her yıl farklı peyzaj tasarımları ile karşımıza çıkmaktadır. 

İstanbul'da bulunan Lale Müzesi'nde, Lale'nin öyküsü ve çeşitlerini, Lale bitkisinin simgesel anlamlarını, motif olarak farklı sanat eserlerinde kullanımını görebilirsiniz.
 

Lale Müzesi
Lale Müzesi

 

Lale Müzesi'nde çeşitli sergiler ve etkinlikler düzenlenmektedir.

Lale Müzesi ve Lale Vakfı'nın kuruluş amacı, ülkemizde lalelerin yaygınlaştırılması, lalenin ulusal ve uluslararası platformda tanıtılması, lale türlerinin araştırılarak çoğaltılması, lalenin korunması, Türk kültür ve sanatındaki yeri ve öneminin korunması ve bu kapsamda araştırmaların yapılması.

Lale, geçmişten günümüze kadar taşıdığı anlatımlar ve simgeler ile Anadolu kültürünün vazgeçilmez bir unsuru olmaya devam edecektir.

 

 

Kaynaklar:

Büyükkaya, N., & Mirzaoğlu, G. (2024). Türk Kültürü Bağlamında Anadolu'da Lâle Motifi Ve Ters Lâle. Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (34), 515-532. https://doi.org/10.56597/kausbed.1580556 
Dolunay, A., Kahraman, M., & Nuhoğlu, M. (2019). Lalenin Osmanlı Ve Hollanda Sanatındaki Yansımaları. Kalemişi Dergisi, 7(15), 163-173. DOI: 10.7816/kalemisi-07-15-07. (https://avesis.yildiz.edu.tr/yayin/88a1ea2b-b695-4304-8249-a388cc1e8da4/lalenin-osmanli-ve-hollandasanatindaki-yansimalari/document.pdf) 
(www.ilav.org).
(www.istanbul.gov.tr/lale). 
(https://fineart-restoration.co.uk/news/tulip-mania-and-the-symbolism-of-flowers-in-art/).   

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU