Remzî (mi) sûretler (II): Raynal'ın Figures Naturelles de Turquie'sinde kendi suretimize yabancılaşmak

Ahmet Mansur Tural Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Her bakış bir seçimdir. Neyi gördüğümüzden daha çok neyi görmediğimizi belirler.

Belki de bu sebeple bir bakış, sanılanın aksine neyi hatırlamak/hatırlatmak istediğimize göre atılmaz, neyi unutmayı tercih edişimize göre atılır.

Tıpkı yazılan, çizilen eserlerin çoğunun hatıramızı diri tutmak yerine bir bakış kuşu tarafından unutulmaya mahkûm edilmesi gibi.

Platon'dan kalma eski bir bilmecedir bu: Yazı bir daha unutulmamak üzere sonsuza not düşülmüş hafızamız mı, yoksa kitaplara hapsederek unutmayı tercih ettiklerimiz bu: Bu yazı boyunca karşılaşacağımız eser, biraz ikinci seçeneğin ağır bastığı bir albüm aslında.

Kimin için yazıldığının, kimin sayfalarını çevireceğinin, hangi gözün bu sayfaları okuyacağının, kimlerin bu resimlerde kendilerini tanıyacağının belirsiz olduğu bir eser.

Bir başka deyişle Figures naturelles de Turquie, hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız Raynal ismindeki Fransız bir ressamın, II. Süleyman devri Osmanlı topraklarında karşılaştığı manzaraları kendince çizdiği bir albüm; aslında oryantalist şevklerle bir hafızaya dönüşmek arzusu duyan, ama tarihte hafıza kurmaktan çok unutuluşun esiri olmuş bir resim koleksiyonu, bu kadar.

Elbette Figures Naturelles de Turquie ilk bakışta bir albümmüşçesine aralıyor sayfalarını bize.

Oysaki bir albümden çok, bir bakışın nasıl ötekini soluksuzlaştırdığının sessiz bir belgesi demek belki daha uygun düşer.

1688 yılında, Raynal nâm Fransız bir ressam, Osmanlı İstanbul'una, saraylarına, sokaklarına, beldelerine ve daha nice birçok şeye baktı.

Ama gördüğü, çizdiği şey bir şehir değil, bir sahneydi. İnsanlar yoklardı bu resimlerde, salt figürler vardı. Hayatları sadece birer kostüme, süslemeye indirgenmiş insanlar.

Anlaşılabilirdi de böyle olması. Sonuçta bu albüm, hiçbir zaman bizim için çizilmemişti.

Hiçbir zaman bizi olduğumuz gibi anlatma gayesi gütmemişti de.

Zaten varlığından bihaberliğimiz de bunun en büyük kanıtıydı.

Ama gariptir ki Avrupa'nın sonsuz oryantal merakını beslemek için çizilen tüm bu resimler bir koleksiyon nesnesi olarak, Batı'nın raflarına kaldırıldı.

Gariptir ki orada da aslında unutulup, tozlanıp gitti.

İçinde; neyin nasıl giyildiği, nasıl taşındığı, nasıl durulduğu vardı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ama nasıl yaşandığı asla var olmamış, o figürlerin neler hissettiği hiçbir zaman kendine yer edin(e)memişti. 

Figures Naturelles de Turquie işte bu yüzden bugün elimizde bir arşivden, bir albümden çok bir simülasyon, bir görüntü deposu olarak duruyor.

Osmanlı'nın, İstanbul'un, saray ve sokak hayatının estetikleştirilmiş, estetikleştirilirken basitleştirilmiş, basitleştirilirken de egzotikleştirilmiş bir temsili. Ama işte bu kadar. 

İmgelerinde bu sebeple bir tür huzursuzluk saçılıyor. Çizilmiş her derviş, her çengi, her saray insanı, her kadın, her erkek kendi gerçekliğinden kopartılmış bir suret gibi.

Neredeyse birer hayaletler. Sadece bir görüntüleri var. O da Batı'nın Doğu'yu görme biçimiyle, ama o biçim için bile hayli aksak. Bizlerin kendi varoluş biçimi açısındansa bir hayli geniş.

İşte bu sebeple, Figures Naturelles de Turquie yalnızca pek önemsenmemiş bir albüm değil.

O, aslında bize atılmış aksak bir görmenin hikâyesi.

Daha doğrusu kaybolmaktan ziyade hepimizin geçmişiyle bağında erimiş, unutulmuş bir görmenin hikâyesi.

Bize ait olan bir şeyin, bize ait olmayan bir göz tarafından dondurulduğu an.

Ve belki de o yüzden bugün, bu albüme bakmak kendimize değil, kendimizden arta kalan bir hayale bakmak gibi.

Ama daha sarsıcı olanı, bu albümün aniden bize konuşması. Oysa konuşmamalıydı. Sessiz kalmalıydı.

Peki, neden ansızın konuşuyor bakışımıza?

Cevap belki zamanla kanıksadığımız oto-oryantalizmimizde saklı.

Bize ait olmayan bir bakış biçimini içselleştirip, kendi suretimize yine o yanlış aynalardan bakmamızda saklı belki de.

Kendimize, bize öğretilen biçimde yeni bir bakış sırlamamızda saklı.

İşte, sizlerle…

Tozlu sayfaları çevirmeye cesaret ettiğimizde karşımıza çıkan şey ne bir insan manzarası ne de geçmişin canlı bir yankısı oluyor.

Aksine, Figures Naturelles de Turquie bize bakmıyor; bizden çoktan vazgeçmiş bakışların birikimiyle susuyor.

Sayfalar aralanıyor. Karşımıza çıkan her figür, sanki bir vitrinde sergilenen cansız mankenler gibi duruyor.

Kıpırtısız, nefessiz ve bağlamsız. Birden Sultan'ın yanında kılıcını taşıyan bir silahtar görüyoruz…

Birden elinde ibrik tutan bir hizmetkâr… Birden haremin sessiz kadınları, birden çengiler, birden dervişler, birden paşalar...

Hepsini birden görüyoruz. Yalnızca birden bir pozun içine hapsolmuş olarak.

Her biri, kimliklerinden arındırılmış, yalnızca giyimleri kuşamlarıyla tanımlanan kuklalar olarak salınıyorlar karşımızda.

Bu albümde ne var sorusu, aslında "Bu albümde ne yok (oluyor)?" sorusuyla karşılık buluyor.

Çünkü burada hayat yok oluyor.

Çünkü burada nefes yok oluyor.

Çünkü burada hareket yok oluyor, ses yok oluyor.

Hâliyle mûsikî de estetikleştirilmeye bu kadar yatkın olsa bile yok oluyor.

Düşünün, Osmanlı sarayının, tekkelerinin, sokaklarının en belirgin unsurlarından biri olan musiki bile burada bir dekor unsuru kadar sessizleşiyor.

Çalgılar elbet kendine yer buluyor resimlerde. Elbet bir tambur mesela karşılıyor bizleri.

Ama hiçbir biçimde sesi duyulmuyor. Hatta seslerini bırakın formları yalpalıyor.

Yok-bir-müzisyenin bakışında eksik/fazla telleriyle sazlar susuyor, anın ritmini hiçe indiriyor.

Sadece, pre-oryantalizmin estetik merakı için dondurulmuş bir "poz"a dönüşüyorlar. O kadar.

Raynal'in çizgileri, tıpkı Stanisław Poniatowski'nin albümünde olduğu gibi, harekete felç, söze ise sessizlik indiriyor; ortaya, dondurulmuş bir jest ve susturulmuş bir melodi kalıyor.

Çengiler, köçekler, dervişler… hepsi, her biri birer "görsel malzeme"ye dönüşüyor.

Tüm bu figürlerin ortak kaderi, kendi bağlamlarından kopartılıp egzotik birer kartpostala dönüştürülmeli oluyor.

Figures Naturelles de Turquie işte tam da bu yüzden bir "görüntü deposu"ndan ibaret kalıyor.

Her figür bir sembol, ama hiçbir sembol temsil olamıyor. Ne o derviş gerçekten çile dolduruyor, ne o çengi gerçekten oynuyor.

Ve daha da önemlisi; hiçbir bakış, kendine dönmüyor.

Çünkü bu albümde her şey bizim dışımızda yok-yere yöneliyor.

Peki, neyi unutuyor bu bakış, bilinçli olarak?

Yaşayan insanı, hikâyeyi, sesi, kokuyu, İstanbul'un rutubetini, sokakların gürültüsünü, tekkelerin nefesini, çarşıların kalabalığını...

Raynal'ın fırçası, her şeyi "görülebilir" kılarken, aslında görünmeyeni siliyor. Görmenin bu biçimi, sadece bakmak için var. Anlamak, duymak, hissetmek için, görmek için değil.

İşte o yüzden bu albümde ne var dediğimizde, elimizde kalan şey estetik bir unutuşun belgeleri oluyor.

Bugün Figures Naturelles de Turquie'ye baktığımızda kendimizi değil, bizim nasıl unutulduğumuzu görüyoruz.

Belki de en çok bu yüzden, bu albüm bakışımızın aynadaki silinmiş sureti olarak bizim için anlamlı olmamalıyken anlama bürünüyor. İlgimizi çekiyor.

Figures Naturelles de Turquie, unutulmuş bir arşiv olmanın ötesinde, bugün bizde bir nostalji yanılsaması yaratıyor.

Oysa bu nostalji, geçmişimize dair değil; bize yabancı olan bakışın bize sunduğu geçmiş kopyasına dair.

Kendimizi aynalarda değil, kartpostallarda, vitrinlerde, turistik imgelerde ararken bulmamızın sebebi bu.

Raynal'ın her çizgisi, bize ait olmayan bir hafızanın içinde bizi yeniden inşa ediyor.

Eksik, sessiz, dekoratif. Ve biz, bu eksikliği "geçmiş" sanıyoruz.

Belki de Figures Naturelles de Turquie bugün bu yüzden bize konuşuyor: Çünkü biz, konuşmayan imgeleri dinlemeye çoktan alıştık.

Şimdi, o sessiz figürlere bakalım.
 

168 numaralı resim: Padişahın eğlencesine hizmet eden Hintli akrobatlar: Figures Naturelles de Turquie: [peinture] / par Raynal -1688- images. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France
168 numaralı resim: Padişahın eğlencesine hizmet eden Hintli akrobatlar: Figures Naturelles de Turquie: [peinture] / par Raynal -1688- images. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France

 

72 numaralı resim: Padişahın huzurundaki bir çengi: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France
72 numaralı resim: Padişahın huzurundaki bir çengi: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France

 

153 numaralı resim: Hac Yolunda Bir Kadın: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France
153 numaralı resim: Hac Yolunda Bir Kadın: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France

 

150 numaralı resim: Tanbur çalan ve sevgilisiyle konuşan bir adam: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France
150 numaralı resim: Tanbur çalan ve sevgilisiyle konuşan bir adam: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France

 

108 numaralı resim: Divane: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France
108 numaralı resim: Divane: Figures Naturelles de Turquie: [resim] / Raynal,1688. gallica.bnf.fr / Bibliothèque nationale de France

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU