Oflu bir anne ile İtalyan bir babanın tek çocuğu, melek yüzlü, sürme gözlü oğlan Mattia Ahmet Minguzzi; geçen ocak ayında daha 15 yaşını tamamlamadan, yine 15 ve 16 yaşlarında olan 2 çocuk tarafından İstanbul'un göbeğinde vahşice öldürüldü.
Olayın ardından toplum böyle bir ölümü kabullenmeyerek tek yürek oldu.
Neticede her ölüm aynı olsa da bu ölüm, artık Türkiye'de nice Ahmetlerimiz böylesi bir ölümle karşılaşmasın diye birtakım düzenlemelerin yapılmasına vesile olmalı.
Çocuk suçlular için ceza indirimi adaletli mi?
"Neden" diyecek olursak; 15 ve 16 yaşında olmalarına rağmen sokak ortasında bir cana kıyanlar, sadece küçük olduğu için cezai indirimden faydalanabiliyorlar.
Böyle bir ölümün tasarlanması, gerçekleştirilmesi hangi çocuğun fıtratında vardır?
Çocuk eline kâğıt kalem alan, kaykay kullanan mıdır; yoksa İstanbul'un göbeğinde bıçakla saldırı düzenleyip ölüme sebep olan mıdır?..
Türk Ceza Kanunu'nda çocuk suçlular için hangi düzenlemeler var?
Bu olay Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) birtakım düzenlemelerin eleştirilmesine neden oldu.
TCK md.81/1'e göre bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli hallerin düzenlendiği TCK md.82/1-e, kasten öldürme suçunun çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi halinde kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılacağını belirtmiştir.
Minguzzi'nin ölümünde olduğu gibi hem failin hem de mağdurun çocuk olması bu nitelikli halin uygulanmasına engel değildir.
Yargıtay'ın da bu hususu teyit ettiği gibi ilgili nitelikli hal hem mağdur hem de failin çocuk olduğu durumlarda da uygulanacaktır.
Ancak eleştiriye konu olan ise, failin de çocuk olması durumunda cezai sorumluluğun ne olacağına dair düzenlemedir.
Yaş küçüklüğü cezai sorumluluğu nasıl etkiliyor?
Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlerin düzenlendiği ikinci bölümde, yaş küçüklüğü TCK md.31'de kendine yer bulmuştur.
İlgili kanun maddesinde ergin olmayan çocuklar; -fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan çocuklar- Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlar ve -fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler şeklinde 3 ayrı yaş grubuna bölünmüş ve buna göre düzenleme yapılmıştır.
Minguzzi'yi öldüren çocuklar 15 ve 16 yaşında olduklarından, özellikle tepki gösterilen kanun maddesi TCK md.31/3 olmuştur.
Buna göre, "Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 18 yıldan 24 yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 12 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası 12 yıldan fazla olamaz."
Bu düzenleme toplum vicdanına uygun mu?
Suça konu fiili işlediği sırada kişinin sadece yaş itibariyle çocuk olması, somut olayın tüm özelliklerini geride bırakarak failin cezai indirimden faydalanmasını sağlar.
Bu düzenlemenin altında yatan asıl maksat çocuğun işlediği suçun anlam ve sonuçlarını tam olarak algılayamaması nedeniyle cezasında bir indirim yapılmasıdır.
Ancak bu düzenleme hem toplum vicdanına hem de hakkaniyete uygun değildir.
Olaya dair videolar ve tanık ifadeleri de değerlendirildiğinde, faillerin suçu tasarlayarak işlemesi ve tek bir bıçak darbesiyle kalmayıp akabinde yere düşen Minguzzi'yi tekmelemeleri, işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği konusunda aydınlatıcı veriler sunmuştur.
Toplum vicdanını rahatsız eden bu kanun maddesinin nasıl değiştirilip geliştirileceğinin tespiti için mukayeseli hukuk üzerinde bir inceleme yapılmalıdır.
Uluslararası hukuk, çocuk suçlular konusunda ne diyor?
Günümüz ceza kanunlarında ceza sorumluluğuna etkisi kabul edilen yaş küçüklüğünün bu etkisi, eski dönemlerde yoktu.
Örneğin eski Hint, Çin, Mısır, Asur, İbrani toplumlarında cezanın yaşa göre belirlendiğini söylemek güçtür.
Roma hukukunda ise Jüstinyen kanununda ceza sorumluluğunun sınırı 7 yaş olarak belirlenmiş, yani 7 yaşını tamamlamış olanların sorumluluğu yönünden klasik hukuk döneminde kabul edilen erginler ve ergin olmayanlar ayrımı yapılmıştı.
Ceza sorumluluğunun başlangıç yaşı konusunda mukayeseli hukukta uluslararası bir standart tespit edilmiş değildir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi (m. 40/3-1) taraf devletlere bu konuda bir mükellefiyet yüklemeyip sadece ceza sorumluluğu için asgari bir yaş tayin edilmesi yükümünü yüklemiştir.
Pekin kurallarının (m. 4/1) bu konuda koyduğu kriterde, cezai sorumluluk yaşının çok düşük bir yaş olarak kabul edilmemesi gerektiği; fakat yaşı belirlerken duyuların, akli melekelerin ve zihinsel olgunluğun nazara alınması gerektiği belirtilmiştir.
Bu düzenleme tıbbi ve psikososyal verilerin ön plana çıktığını göstermesi açısından önemlidir.
Diğer ülkelerde çocuk suçlular nasıl yargılanıyor?
Fransız Ceza Hukukunda 13 yaşını doldurmayan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bunlar hakkında Çocuk Koruma Kurumu'nda veya Genç Mahkemesi'nde gayrı resmi bir oturum yapılır. Çocuğun korunması için hukuk mahkemesinde dava açılması da mümkündür (Terrill, 1999, 267).
Fransa'da ceza sorumluluğunun başladığı yaş 13 iken, 10 ve 12 yaş arasındaki çocuklar da sadece güvenlik tedbiri uygulanmak üzere ve çocuğun kendisinin risk altında olması koşulu ile çocuk hâkimi önüne gelebilmektedirler (Unicef Innocenti Digest 3, Juvenile Justice, s. 4). Buna göre, ağır suçlar dışında asgari bir yaş uygulaması yapılabilmektedir.
13 yaşını dolduran fakat 17 yaşını doldurmuş olmayan gençler hakkında ceza verilmesi istisnadır, kural olarak "eğitici güvenlik tedbiri" uygulanır. Kanunlar "kanuni bir karine" olarak çocuğun ceza sorumluluğunun mutlak olarak kabul edilmediği yaş limitleri gösterirler. Bu limitler mukayeseli hukukta 7 ile 18 yaş arasında değişmektedir.
Mesela; Sudan, Ürdün ve Pakistan'da ceza sorumluluğu 7 yaş ile başlarken Belçika, Panama ve Peru'da 18 yaş ile başlamaktadır (Unicef Innocenti Digest 3, Juvenile Justice, s.4).
İngiltere'de 10-13 yaş arasında olan çocukların, yaptığı hareketin hukuka aykırı olduğunu bilebilecek durumda ise ceza sorumluluğu vardır. 14-17 yaş arasında (young person) tam sorumluluk vardır (Terrill, Richard, World Criminal Justice Systems, Fourth Edition 1999, sh. 96). 18-20 yaş arasında ise, "genç yetişkin" (juvenile adult) statüsü benimsenmiştir.
Almanya'da 14 yaşını doldurmuş olmayan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. 14 yaşını doldurmuş olan çocuğun gerçekleştirdiği fiilin haksızlık içeriğini algılama yeteneği yoksa, ceza sorumluluğu yoktur. 18-24 yaş arasında ise, "genç yetişkin" statüsü kabul edilmiştir.
İspanyol Ceza Kanunu ise, 18 yaşın altındakilerin ceza sorumluluğunu kabul etmemiştir. Bu yaşa kadar olan kişilerin işledikleri suçlarda "Ley Organica" adlı kanun hükümleri uygulanır.
2000 yılında yapılan diğer bir değişiklikle suç işleyen gençlerin, işledikleri bu fiillerden dolayı sorumlu olmaları ilkesi vurgulanmıştır. Ancak, topluma yeniden kazandırma ve tedavi temel amaç olarak korundu ve ceza sorumluluğunun 14 yaştan başlaması kabul edildi.
Bunun yanı sıra, her sosyal inceleme raporunda o somut olaya ilişkin bir eylem planı bulunması mecburiyeti getirildi ve mahkemelerin de buna uyması öngörülmüştür.
Adalet ve toplum vicdanı nasıl dengelenmeli?
Sonuç olarak tüm bu ulusal ve uluslararası düzenlemelerdeki kriterler ve somut olayın kendine has özellikleri dikkate alınarak ilgili kanun maddesinin her bir çocuk için aynı şekilde uygulanmaması; suçu işleyen çocuğun eğitim durumu, aile yapısı, daha önce suça karışıp karışmadığı gibi birçok objektif husus değerlendirilerek hem iyileştirici adalet işlevinin göz ardı edilmediği hem de toplum vicdanına ve mahşeri vicdana uygun yarınlara emsal olacak bir karar çıkması çocuklarımızın içinde huzurla yaşayabileceği bir memleket için önem arz ediyor.
Bazı kararlar (ilâmlar) vardır ki, bunlar mahkemenin huzurundaki olayı aşıp gerek ilmî gerekse de kazaî anlamda bir miras teşkil ederler.
Zira bu kararlarda yer alan değerlendirmeler, nitelendirmeler ve kavramlar hukukun ufkunu teşkil eder; güneş gibi daima ışık saçarlar.
Buradan çıkacak kararın da yarınlarımıza güneş gibi ışık saçması dileğiyle…
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish