Almanya'nın Berlin şehrinde kurulan ve dünden bugüne nice başarılara imza atan, logosunda taşıdığı Türk bayrağı ile de milli değerlerimizi en iyi şekilde temsil eden ve bizleri gururlandıran bir futbol kulübünü, Türkiyemspor'u tanıtmak istiyorum.
Avrupa'da göçmenler tarafından kurulan en büyük spor kulübü olan Türkiyemspor, kuruluş tarihi olan 1978 yılından bu yana Almanya'da yerel bir marka haline geldi.
Profesyonel liglerde oynamış ve halen oynamakta olan oyuncular yetiştiren, Ümit Karan gibi başarılı sporcuları Türk futboluna kazandıran, 46 futbol takımı ve 9 basketbol takımı ile toplam bin 250'den fazla üyesi bulunan ve sosyal sorumluluklarından dolayı çok sayıda ödül alan bir kulüp Türkiyemspor.
Takvimleri biraz geriye sararsak, Türkiyemspor, Soğuk Savaş dönemine tekabül eden yıllarda, 1978'de Batı Berlin'in bir semti olan Kreuzberg'de "Kreuzberg Gençler Birliği" adıyla amatör düzeyde futbol oynayan futbolcular tarafından kuruldu.
Kulüp oyuncuları genel olarak Almanya'da yaşayan Türk göçmenlerden oluşuyordu.
1983-84 döneminde kulüp adını BFC İzmirspor'a çevirdi ve Berlin Amatör Ligi'nin C seviyesinde oynamaya başladı.
İzmirspor adını alma nedeni ise futbolcularının çoğunun kökeninin İzmir olmasıydı.
1987'de takımın adı "Türkiyemspor Berlin e. V." olarak değişti zira artık takımda oynayan sporcular yalnızca İzmir ve çevresinden gelmiyorlardı, Türkiye ve Türkiye dışında farklı ülkelerden de gelip yeşil sahalarda ter döküyorlardı.
1991-92 sezonu öncesi "Utanç Duvarı"nın yıkılmasıyla birlikte Batı ve Doğu Almanya birleşmişti. Bu durum futbol sisteminde de bazı değişikliklere yol açtı.
Türkiyemspor, lig ikincisi olarak yeni kurulan ve üçüncü seviye lig olan Fußball-Oberliga Nordost'da Almanya'nın kuzeydoğusundaki takımlarla mücadele etmeye başladı.
1988, 1989, 1991 yıllarında 3 kez "Berlin Kupa Şampiyonu" olan Türkiyemspor, 3 kere de DFB-Pokal'a (Alman Kupası) katılma hakkı kazandı.
1999-2000 sezonunda Schwarz-Weiß Spandau'yu 18-0 yendi. Bu notu tarihe düşmekte fayda var çünkü Almanya özelinde bu rekor hala kırılamadı
Türkiyemspor'un spora ve Türk gençlerine sağlamış olduğu katkılar ve projeler kapsamında aldığı birçok ödül de var.
Bunlardan bazılarını sayacak olursak; Almanya'daki "Demokrasi ve Hoşgörü İttifakkı" tarafından "Avitall-Cup" ve "Respect Games" projeleri örnek projeler olarak gösterildi.
Kız takımı projesi Kreuzberg-Friedrichshain belediyesi tarafından Innovation(yenilenme) ödülü için 2. olarak düşünüldü.
2007 Kasım ayında kulüp özel olarak gençlere yönelik çalışmaları, sosyal projeleri sayesinde, DFB ve Mercedes-Benz tarafından uyum ödülü aldı.
Bunların yanı sıra Türkiyemspor "Mete Ekşi" ödülü, "Maneo-Toleranz ödülü" ve "Silberne Stern des Sports" ödüllerini alarak başarı hanelerine yenilerini ekledi.
Şimdi de bu kulübün efsane oyuncularından ve aynı zamanda şimdiki antrenörü "Kurt Hasan" lakaplı Hasan Çil'i tanıyalım.
1973 yılında Batı Berlin Kreuzberg semtinde dünyaya gelen Çil, ilköğretimini Berlin'de tamamladıktan sonra 1985-1988 yıllarında memleketi Gaziantep'te Şehit Şahin Lisesine giderek eğitimine devam etti.
1988 yılında Almanya'ya geri dönerek Berlin'de yaşamaya devam etti ve liseyi 1992 yılında bitirdi.
Sonrasında Berlin Futbol Federasyonu antrenörlük kurslarını başarı ile tamamlayan ve sınavlarda da iyi not alan Gaziantepli Hasan Çil, Berlin Eyaleti içinde en yüksek lisans olan antrenörlük UEFA-B lisansını aldı.
Okul çağlarında futbol ile sokakta tanışan Çil, ilk futbolculuk tecrübesini 1988-1991 yılları arasında Türkiyemspor alt yapısında edindi.
Yıllardır Berlin'in köklü kulüplerinde top koşturan Çil, atmış olduğu sayısız gollerle de isminden birçok kez bahsettirdi.
Golcülük yeteneğiyle bir sezonda amatör ligde 115 gol atarak Almanya rekoru kıran Çil, Türkiyemspor'un başarılarında önemli bir pay sahibi olarak "efsaneler" arasındaki yerini aldı.
Nereden geldiğini hiçbir zaman unutmayan Çil, uzun yıllar top koşturduğu yuvasına yıllar sonra bu kez "antrenör" olarak geri döndü. Hem de oğluyla birlikte.
Antrenör oğlu Emirhan Çil'le beraber yeniden Türkiyemspor'un altyapısını güçlü bir şekilde hazırlama uğraşında olan baba-oğul, başarılı ve ahlaklı gençleri profesyonel futbol liglerine kazandırmak için mücadele veriyorlar.
Hasan Çil'in kariyeri yalnızca Türkiyemspor ile de sınırlı kalmıyor. Kendisi aynı zamanda bir eğitim-öğretim kurumunda eğitmenlik yapıyor.
Yaklaşık 10 senedir Berlin Avrupa Devlet okulu olan ve iki dilli eğitim (Türkçe ve Almanca) veren "Aziz Nesin İlkokulu"nda (Grundschule) da çalışan Çil, burada da genç ve yetenekli çocukları keşfederek onları kısıtlı imkanlara rağmen en iyi şekilde yetiştiriyor.
Hasan Çil, okulun futbol takımında da tarihi başarılara imza attı.
En büyük tarihi başarısı ise 2020 yılında yaklaşık 383 ilkokulunun katıldığı Futsal Kapalı Salon Turnuvası'nda 3 ay süren müsabakalarda namağlup Berlin Şampiyonu olması.
Ayrıca, her sene Berlin Avrupa İlkokulları arasında düzenlenen "SESB Avrupa Şampiyonası'nda" Erkekler kategorisinde "Avrupa Şampiyonluğu"nu kazandı, kız futbol takımı ile de bu şampiyonada Avrupa ikinciliğini göğüsledi.
Üstelik son 10 sene içinde Berlin Avrupa Şampiyonası'nda 5 kez Avrupa Şampiyonluğu, 3 defa ikincilik ve 2 defa da üçüncülük unvanı kazandı.
Çil'in antrenörlük yaptığı Aziz Nesin İlkokulu'na (Grundschule) da ayrı bir parantez açalım.
Eylül 1995'te Berlin'de ilk Türk-Alman Avrupa Okulu'nun kurulması için yapılan çalışmalar sonuç vermiş, Kreuzberg Frankel Ufer'deki bir binada 16'şar öğrenciden oluşan 2 hazırlık sınıfı ile okulda eğitim-öğretime başlanmıştı.
Okula ünlü Türk yazar Aziz Nesin'in adı verilmesi ise 2001 yılında gerçekleşmişti.
T.C. Berlin Büyükelçiliği, Aziz Nesin Vakfı yöneticileri ve Berlin Eğitim Müdürlüğü temsilcilerinin de katılımıyla birlikte gerçekleşen törenle birlikte Türk ve yabancı uyruklu öğrencilerin eğitim-öğretim sürecinde yeni bir sayfa açılmış oldu.
Aziz Nesin İlkokulu, Avrupa Okulları Berlin Okul Sistemi'nin bir parçası ve burada Berlin okulları için geçerli olan çerçeve planları eğitim öğretimde esas alınıyor.
İki dilli ve iki kültürlü eğitim ve öğretimin gerektirdiği yerlerde, çerçeve planlarında öngörülen içerikler; öğrencilerin iki dilli ve iki kültürlü eğitim ve öğretimlerini de destekleyecek biçimde derslerde işleniyor.
"Dillerin eşitliği" Avrupa Okulları'nın temel ilkesi olarak kabul ediliyor.
Dolayısıyla Aziz Nesin İlkokulu'nda Türkçe ve Almanca dilleri, eş değerde ders dili olarak kabul ediliyor.
Böylece öğrencilerin zamanla diğer dili de anlamaya, okumaya ve konuşmaya başlaması hedefleniyor.
Yine okulda her sınıfta bir Türk ve bir Alman öğretmen, "eşitlik" ilkesi altında ders veriyor.
Her öğretmen kendi dil ve kültürünün temsilcisi durumunda.
Öğrenciler de kendi anadillerini konuşan öğretmenlerinin rolünü böylelikle kavramış oluyor.
Hasan Çil, yalnızca Türkiyemspor'da değil, Aziz Nesin İlkokulu'nda da önemli başarılara imza atmaya devam ediyor.
Yakın zamanda Berlin'de düzenlenen "Sparki-Cup 2025 Şampiyonası'"nda Aziz Nesin İlkokulu, Kreuzberg ve Friedrichshain semtlerinin en iyi ilkokullarını geride bırakarak şampiyonluğa ulaştı.
Bu şampiyonlukla birlikte Aziz Nesin İlkokulu, Kreuzberg ve Friedrichshain semtlerini temsil etme hakkı kazandı.
Aziz Nesin İlkokulu'nun bu başarısı, hem öğrencilerin hem de Hasan Çil ve oğlu Emirhan'ın emeklerinin bir sonucu.
Şimdi gözler, bu genç yeteneklerin gelecekteki başarılarına çevrildi.
Her şeyden önce Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" mottosunu kendisine ilke edinen Hasan Çil, Berlin'deki ahlaklı ve yetenekli Türk çocukların hayatlarına dokunuyor, onların sevgisini kazanıyor ve bu emeklerinin karşılığını da fazlasıyla alıyor.
Ülkesinden kilometrelerce uzakta Türk bir antrenörün, kısıtlı imkanlara rağmen yüksek motivasyon ve iş disiplini ile Almanya'da böylesine önemli başarılar kazanması da müthiş bir başarı öyküsü.
Bundan sonraki süreçte de antrenör Hasan Çil ve oğlu Emirhan'ın hem Türkiyemspor hem de Aziz Nesin İlkokulu'nda nice başarılara imza atacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish