Arjantin'de Milei duvara tosladı: Demokrasi mi, kör testere mi?

Umut Berhan Şen Independent Türkçe için yazdı

Sosyo-ekonomik facialarla boğuşan Arjantin’de, zaten halkın canı burnundayken bir de hükümet yargı gerginliği baş gösterdi.

Senato, Devlet Başkanı Javier Milei’nin Yüksek Mahkeme’ye kararnameyle atadığı iki yargıcı, Ariel Lijo ve Manuel Garcia-Mansilla’yı reddetti.

Milei, Kongre’nin tatilde olduğu bir aralığı fırsat bilip bu atamaları zorla geçirmeye çalışmıştı.

Ama Senato “Dur bakalım” dedi ve bu hamleyi geri püskürttü.

Peki, bu ne anlama geliyor?

Milei’nin özgürlükçü liberal devrimi duvara mı tosladı?

Yoksa Arjantin demokrasisi bir nefes mi aldı?

Doğrusu Milei’nin mantığı belli: Yargıyı kendi vizyonuna uyumlu hale getirip, ekonomik ve sosyal reformlarını hızlandırmak.

Ama yöntem?

İşte bu epey tartışmalı.

Kararnameyle yargıç atamak, yürütmenin yasamaya kafa tutması gibi göründü.

Senato’daki muhalefet, özellikle geleneksel Peronist blok, bunu “anayasal darbe” diye nitelendirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bile devreye girip, “Bu, yargı bağımsızlığına ciddi bir saldırı” dedi.

Milei ise geri adım atmıyor: “Senato, halkın iradesine karşı çıkıyor” diye veryansın ediyor.

Haklı mı?

Yoksa sadece inadı mı tuttu?

Arjantin’in hali hazırda ekonomik bir bataklıkta olduğunu düşünürsek (enflasyon yüzde 276, peso yerlerde, yoksulluk tavan yapmış) Milei’nin aceleci tavrı anlaşılır.

Ama demokrasi, aceleye gelmez.

Yargıyı kontrol altına almak, kısa vadede reformları kolaylaştırsa da, uzun vadede kurumlara güveni sıfırlar.

Latin Amerikanın makus talihine bakınca bu biraz tanıdık bir hikâye değil mi?

Güçler ayrılığına kafa atan liderler, genelde “Ben halk için yapıyorum” der, ama işin sonu hep tartışmalı biter.

Bu kriz, Milei’nin sınırlarını da gösteriyor.

Özgürlükçü koalisyonu Senato’da azınlıkta; 72 koltuktan sadece 7’si onun.

Karşısında Peronistlerin yüzde 45’lik bloğu var.

Yani, Milei her ne kadar elinde elektrikli testereyle poz verip, atarlı giderli konuşup ortalığı sallasa da, siyasetin gerçekleri ona diz çöktürebilir.

Peki, şimdi ne olacak?

Milei ya diplomasiye oynayacak ya da daha sert bir kavgaya girecek.

İkincisi olursa, Arjantin sokakları yine karışır.


Aslında ciddi bir siyaset dersi var burada.

Güçlü liderler, zayıf kurumlarla bir yere kadar gider.

Milei’nin bu yenilgisi, bize şunu hatırlatıyor: Demokrasi, inatlaşmayla değil, dengeyle ayakta kalır.

Peki Milei bu dersi alır mı?

Yoksa testereyi tekrar mı eline mi alır?

Şu anki gidişat pek öyle demiyor!

Arjantin Senatosu’nun Yüksek Mahkeme atamalarını reddetmesi, Milei’nin elini bayağı bir zora soktu.

Adam özgürlükçü devrim peşinde, “devleti küçültelim, her şeyi testereyle keselim” diye yola çıktı ama Senato’daki muhalefet, özellikle Peronistler, “O kadar da değil be adam!” deyip frenledi.

Milei, bu yenilgi sonrası ya diplomasiye sarılıp uzlaşacak ya da kör testereyi daha sert sallayıp kavgayı büyütecek.

Sonrası mı?

Yandı gülüm keten helva!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU