Pasaportumda meslek sütununda
Küçük küçücük bir ibare
Diyorsun ki:
'Yazar ve şair'im sadece. 1
Yazar, şair ve çevirmen Mehmed Uzun, 1 Ocak 1953'te, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde, dünyaya geldi.
Kürtçenin Zazakî (Dimilî) ve Kurmancî lehçelerinin bir arada konuşulduğu, bahçesinde renga renk çiçekler, nar ve şeftali ağaçlarıyla dolu geniş bir evde büyüdü.
Bu ağaçlar ve çiçekler uzun'un en yakın arkadaşı oldu.
…bahçeye çıkardım, nar ağaçlarıyla çiçeklerindeki o günkü değişiklikleri görmek, duymak, yaşamak için. Uzun süre ağaçların yapraklarına, tomurcuklara, artık boy vermeye başlayan çiçeklere bakardım. 2
Her insanın olduğu gibi, her ismin de kendine özgü, anlamlı bir hikâyesi vardır.
Uzun'un ismi ve soyadının hikâyesi de bunun çarpıcı bir örneğidir.
Ailesi çevrede "birodirêj"ler olarak bilinirdi; "biro" büyük dedesinin ismi, "dirêj" ise onun lakabıdır ve Türkçede "Uzun" anlamına gelir.
Uzun, aile geleneğini sürdürmek ve dedelerinin ismini kullanmak istese de o dönemin yasalarına göre bu mümkün değildi.
"Biro" kelimesi Türk örf ve adetlerine uygun bulunmadığı, "dirêj" kelimesi ise Kürtçe olduğu için, resmi makamlarca kabul edilmedi. Memur kendilerine, "Sizin soyadınız 'Uzun' olsun" dedi.
Avrupa ülkelerinde ‘t' sesinin Türkçe telaffuzu zor olduğundan "t" harfi "d" olarak değiştirildi. Bu nedenle Mehme(t) de Mehme(d) oldu.
Kaçakçılık, sınır bölgelerinde yaşayanlar için önemli bir geçim kaynağıdır. Yasal sınırların dışına çıkılarak yapılan bu işler, "kaçakçılık", bu işle uğraşanlar da "kaçakçı" olarak adlandırılır.
Eğer vergilendirilerek yapılsa, kaçakçılık faaliyeti "ticaret", kaçakçı da "tüccar" sıfatını alacak. Böylece; bir zamanlar korsan ve tüccar kelimelerinin aynı anlama geldiğini anlıyoruz.
Kaçakçılar için yaralanma, ölüm ya da hapis, adeta kaçınılmazdır. Uzun'un babası da koyun ticareti yaparak ailesinin geçimini sağlayan bir kaçakçıydı.
Bir gün, koyunlarını sınırın ötesine geçirmeye çalışırken yakalandı ve hapse atıldı.
Bu olay, Uzun'u ve dedesini çok üzdü.
Uzun, babasını cezaevinde ziyaret etmesinden, "beni ben yapan olay" diye bahsetti.
O, ilk gün
7 yaşındayken ilkokula başlayan Uzun, okulun ilk gününden, hayatımda cehenneme attığım ilk adım diye bahsetti.
Daha ilk günde, öğretmeninden herkesin gözü önünde nedenini bilmediği bir tokat yedi.
Okul bahçesinde sıraya girmeye çalışırken aramızda Kürtçe konuşuyorduk. Bir tokat attı İstanbul'lu yedek subay öğretmen, Türkçe konuş diye. Ama Türkçe bilmiyordum ki… 3
Hiç unutamadığı o tokadı, ileride hayatımın nasıl olacağını belirledi diye hatırladı. Ve o tokat, Türkçe'den soğumasına neden oldu.
Tek kelime Türkçe bilmeyen Uzun, dersleri anlamakta güçlük çekti ve okulu bırakma noktasına geldi.
Ancak ailesinin ısrarı üzerine okula geri döndü.
Bu dönüşü bambaşka oldu ilkokulun beşinci sınıfında, sürekli kitap okuması ve arkadaşlarını da bu yönde teşvik etmesi nedeniyle şüpheleri üzerine çektiğinde okuldan atıldı ve başka bir okula geçmek zorunda kaldı.
Bu, onun ilk sürgünü oldu. Uzun için; yazı, kitap okuma ve eleştirel düşünmenin sürgünle sonuçlanacağının ilk işaretiydi adeta.
Yazı dünyası benim lanetimdi, kovulmanın ve sürgünün kaderim olacağı daha o zamandan belliydi. 4
İnsanın en güzel dostlar
Kitap okumanın gücü, Alberto Manguel, Maksim Gorki, Jack London ve Stephen King gibi Mehmed Uzun'un hayatını da derinden etkiledi.
Onu üretken ve yaratıcı bir yazar olarak Kürt ve dünya edebiyatına armağan etti.
Ve bu yazar, ilerleyen yıllarda birkaç kez Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilecekti.
Bu yüzden kitaplar, gerçekten de insanın en güzel dostlarıdır.
Uzun, sinemaya girdiğinde, merdivenlere serilmiş kitaplarla karşılaştı.
Bu kitaplar, hayatını değiştiren çizgi romanlardı. İzleyeceği filmi unutup bütün parasını bu kitaplara harcadı.
O anda sinemayı unuttum ve sinema bileti için biriktirdiğim paranın tümünü o romanlara verdim. 5
Artık, Tommiks, Teksas, Kinova ve Zagor gibi çizgi roman kahramanlarını arkadaş edindi; kütüphanelerden çıkmayan bir kitap tutkunu oldu.
Nuri Dersimi'nin tarih kitapları, Yaşar Kemal'in romanları onun vazgeçilmezleri arasında yerini aldı.
Yaşar Kemal'in Teneke romanından, "Türkçe ile aramın düzelmesini sağlayan kitap…" diye bahsetti.
Darbeli günler
12 Mart muhtırası ile Türkiye, zorlu bir döneme girdi.
Okuyanlar, eleştiride bulunanlar, muhalif kesimler gözaltına alındı.
Uzun da tutuklandı. Ağır sorgulama, işkence ve dayaktan sonra, Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından hapis cezasına çarptırıldı.
Cezaevinde, Ferit Uzun ve Musa Anter'in yardımıyla Kürtçe okuma ve yazmayı öğrendi.
Bir Kürtçe şiirle karşılaşması, ona Kürt dilinin modern öncüsü olma yolunu açtı.
Mamak Askeri Cezaevi'nden genel afla çıktıktan sonra bile, "Türklüğe hakaret", "bölücülük" gibi asılsız suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
Bu tür suçlamalar ve sürekli polis takibi, onu Türkiye'den ayrılmaya zorladı.
Bir gece, birkaç kitap ve defter alarak, silahlı kaçakçıların yardımıyla mayınlı arazileri aşarak Suriye üzerinden sahte Tunus pasaportuyla İsveç'e giderek iltica etti.
Böylece Uzun, daha yirmi beş yaşındayken mülteci durumuna düştü.
…farklı bir ülkeye geldiğimi anladım. Yabancı biri haline geldim. Dilimi, kimliğimi, geçmişimi, çevremi, beni ben yapan özelliklerimi kaybettim. Yabancı sıfatıyla isimsiz, tarihsiz, anlamsız, yardıma muhtaç birisi haline geldim. 6
1980 darbesinin ardından, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın kapatılmasına ve yazarların tutuklanmasına tepki olarak yazdığı eleştirel yazılar nedeniyle 1981'de Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı.
"Ruhumun Gökkuşağı"
Kitapları dünya dillerine çevrilen, Nobel'e aday gösterilen, üzerine akademik tezler yazılan ve uluslararası alanda tanınan Mehmed Uzun'un bilinmesi, okurları için büyük önem taşır.
Yazarın hayatını kaleme aldığı Ruhumun Gökkuşağı bu açıdan mutlaka okunması gereken bir eserdir. Onu kendi notlarından okumak ise bambaşka bir deneyim.
2005 yılında Türkiye'de, orijinal dili Türkçe olarak yayımlanan bu otobiyografik kitap, yazarın çocukluk yıllarından İsveç'teki sürgün hayatına kadar uzanan yaşam öyküsünü anlatır.
Kitapta, yazar hakkında açılan davalar, anıları ve mücadeleleri gibi pek çok konuya yer verilir.
Şairane bir anlatımın hâkim olduğu eserde, Kürt toplumunun yaşadığı acılar ile gelenek ve göreneklere yönelik eleştiriler de önemli bir yer tutar.
Bu kitap, Kürt edebiyatını daha iyi anlamak isteyenler için olduğu kadar, bir yazarın hayatının aynı zamanda kendi toplumunun, kültürünün ve dilinin tarihi olduğunu görmek isteyenlerin okumasını isterim.
Yazar kitapta hayatını şöyle tarif ediyor:
Ben ağır mağlubiyetlerin ve yıkımların, büyük hayal kırıklıklarının ve çaresizliklerin çocuğuyum. 7
Sürgün aydınların kaderi mi?
Aydınlar, farklı düşünceleri nedeniyle kendi toplumlarından düşünsel olarak yabancılaşırlar ve bu yabancılaşmayı en iyi "sürgün" kavramı açıklar.
Hem fikirsel hem de fiziksel sürgün, birçok büyük düşünür ve yazarın hayatının merkezinde yer alır.
Mehmed Uzun, Dostoyevski, Hesenê Metê, Mehmet Akif Ersoy, Fırat Cewerî, Nazım Hikmet, Thomas Mann, Erich Auerbach gibi entelektüeller, ya sürgünde ya da sürgünden sonra önemli eserlerini yazdılar ya da düşünceleri sebebiyle sürgüne gönderildiler.
Bu entelektüellerin yaşamları, sürgün olmadan tam olarak anlaşılamaz.
Uzun'un sürgün deneyimi, onun yaratıcılığı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir.
"Tû" (Sen) romanı, bu etkinin somut bir örneğidir. Uzun, "Eğer sürgüne gitmeseydim, yaratmış olduğum Kürtçe edebiyatı yaratamazdım" 8 diyerek, sürgünün kendisi için bir dönüşüm ve derinleşme vesilesi olduğunu ifade eder.
Bu, sürgünün sadece bir kayıp değil, aynı zamanda yaratıcılığı tetikleyen bir güç olduğunun güçlü bir kanıtı.
Uzun, eserlerine yaşamının izlerini yansıttı; hapishane deneyimleri, savaş, sürgün, tehcir, isyan, baskılar, dengbej geleneği, aşk ve aile yaşantısı gibi temalar üzerine yoğunlaştı.
İşte Mehmed Uzun'un külliyatından öne çıkan bazı eserler:
Sen
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Abdalın Bir Günü
Bir Dil Yaratmak
Zincirlenmiş Zamanlar, Zincirlenmiş Sözcükler
Nar Çiçekleri
Kürt Edebiyatı Antolojisi
Kader Kuyusu
Bir edebiyat yaratmak
Yazar hakkında araştırma yaparken yazarların çalışma tarzı ve esinlendiği kaynaklar hakkında ipuçları aradım.
Yazar hakkında merak ettiğim en önemli konulardan biriydi.
Uzun, eserlerini yaratma sürecini iki temel aşamaya ayırır: Araştırma ve yazma.
Yazmaya başlamadan önce, uzun süreli bir araştırma ve inceleme evresine girer.
Bu süreç en az 2 yıl, bazen de 15 yıla kadar uzayabilir.
Örneğin, Dicle serisinin hazırlık süreci 15 yıl sürmüştür.
Ayrıca, romanlarındaki mekânları bizzat ziyaret etmenin önemli olduğunu belirtir.
Araştırma döneminde, yazdığı cümleler ve paragraflar ile dolu defterler tutar.
Her bir romanının ardında, en az 3-4 defter dolusu not bıraktığını ifade eder.
Romanlarının yazma aşamasında ise, çok disiplinli ve düzenli bir şekilde çalışır.
Kendi deyimiyle, yazma sürecinde adeta bir rahip gibi yaşar.
Sabah saat 8'de çalışmaya başlar ve akşam 8veya 9 saatine kadar yoğun bir şekilde odaklanır.
Yeni bir şey yazmadan önce, her sabah bir önceki günün notlarını gözden geçirir ve gerekli düzeltmeleri yapar.
Bu titiz ve özverili yaklaşım, Uzun'un eserlerinin başarısının anahtarıdır.
Yazarın eser yaratma sürecine dair bu ayrıntılar, onun kurgularının arkasında yatan emeği ve düşünceyi daha iyi anlamamızı sağlar.
Edebiyat evrenseldir
Edebiyat evrenseldir. Her ne kadar yazarların dili ve toplumları farklı olsa da ortaya koydukları eserler dünya edebiyatına artı değer katar.
Yazarlar, aralarındaki tüm farklılıklara rağmen birbirlerinden etkilenir ve edebiyatın evrensel değerlerinde ortak bir noktada buluşurlar, örnek aldıkları yazar ve sanatçılardan edebi anlamda beslenirler.
Uzun da, esin kaynağı olan yazarlardan beslenmiş ve onların eserlerine büyük bir önem vermiştir.
Bu yazarların ortak özelliği, halkın günlük dilinden çağdaş bir edebi dil yaratmalarıdır.
Uzun'un ustaları olarak adlandırdığı yazarlar arasında Yaşar Kemal, Nazım Hikmet Ran, Dante, Puşkin, Thomas Mann ve Cervantes bulunmaktadır.
Ben edebiyatçıyım, siyasetçi değil!
Edward W. Said, Entelektüel-Sürgün, Marjinal, Yabancı adlı eserinde, entelektüellerin özelliklerine ve toplumdaki rollerine değinirken dille olan ilişkilerine ayrı bir parantez açar.
Ve bir aydının hayatının büyük bir kısmını geçirdiği dil ile güçlü bir bağ kurduğunu belirtir.
Her entelektüel bir dilin içine doğar ve hayatının geri kalanını da çoğunlukla o dilin içinde geçirir ki bu dil onun entelektüel faaliyetlerinin başlıca aracıdır. 9
Uzun, çocukluğunda ailesinden dinlediği Kürtçe hikâyeler, masal, türkü ve efsanelerle büyüdü.
Bu hikâyeler, onun edebiyatının temelini oluşturdu ve yazacağı romanlarda bu kahramanların izdüşümleri görüldü.
"Dedem ve anneannemin anlattığı masal ve öyküler hâlâ kulaklarımda. Onlar hâlâ zaman zaman geceleri çalışma odamın penceresine gelerek bana göz kırpıyorlar..." 10 dedi.
Kürt dilinin kullanımının yasaklandığı bir dönemde, Uzun, anadilinde yazarak modern Kürt edebiyatının öncülerinden biri oldu.
Kürtçe yazı dilini geliştirme, bir edebi dil oluşturma ve Kürtçe hikâye anlatma geleneğini yeniden canlandırdı.
Edebiyat eleştirmeni Per Eric Ljung ise "Uzun, adeta bir antropolog gibi çalışıyor. Bundan sonra da hikâye anlatıcılarını sizden dinlemek istiyorum Mehmed" 11 dedi.
Bu çalışmalarıyla Kürt edebiyatına, edebi bir kimlik kazandırarak onu, siyasetin etkisinden kurtardı.
Doğan Hızlan, Uzun'un kendisine "Ben edebiyatçıyım, siyasetçi değilim" 12 dediğini aktardı.
Uzun, romanlarını Kürtçe, makale ve denemelerini ise Kürtçe, Türkçe ve İsveççe yazdı.
Eserleri 20 dile çevrildi ve çevrilmeye devam ediyor.
Çok kültürlü ve çok dilli bir yazar olmasına rağmen, yazdıklarında Kürtçeyi tercih ediyordu.
Kürtçe benim anadilim. 7 yaşındayken Türkçeyi okulda öğrendim. Diliniz hor görüldüğünde, yok olma tehlikesiyle karşılaşınca onu korumak durumundasınız. Bu ahlaki bir sorumluluktur. Bunun siyasetle, ideolojiyle ilgisi yok. Bir dili yoktan var etmek durumunda olduğum için günümüz dünyasında belirleyici olan para, pul, şan, şöhret gibi şeyleri bir yana bırakmak durumundasınız. Bu benim gibi çılgınların yapacağı bir işti. Dünyaca ünlü Yaşar Kemal'in Kürtçe öğretmeni benim kızım. 13
Bu tercihi nedeniyle Arap asıllı olup eserlerini Fransızca yazan Amin Maalouf ile sık sık kıyaslanıyordu.
Diken'in aktardığına göre, bu kıyaslamalara, "Maalouf Arap asıllı olmasına ve Arapça da yazabilmesine rağmen eserlerini Fransızca yazıp sonra Arapçaya ve diğer dillere çevirtir. Ben ise edebiyat eserlerimi önce Kürtçe yazarım. Ancak daha sonra Türkçeye çevrilir. Daha sonra diğer dillere" 14 cevabını verirdi.
Uzun, Türkçe ve Türk aydını
Türkiye'den uzakta yaşamış bir aydın olan Uzun, Türkiye'deki gelişmeleri daima yakından takip etti ve ülkesindeki siyasetin yanlış taraflarını hep eleştirdi.
Resmi ideoloji, Türkiye"ye giydirilmiş bir deli gömleğidir. Türkiye gerçekten medeni olmak istiyorsa, bu taşralılıktan kurtulması gerekiyor.
Yazılarının bir bölümünü Türkçe yazdı ve eserlerinin Türkçeye çevrilmesini destekledi.
Türkçe çevirisini de yazar/çevirmen Muhsin Kızılkaya ve yazar/şair Selim Temo yaptı.
Türkiye'deki birçok tanınmış yazar, şair, gazeteci ve akademisyenle, aralarında Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Uğur Mumcu, Zülfü Livaneli, Yılmaz Erdoğan, Doğan Hızlan, Semih Gümüş ve Oral Çalışlar'ın da bulunduğu isimlerle iletişim halinde kaldı ve bu bağları asla koparmadı. Hatta Uğur Mumcu'nun yazdığı bir kitaba da katkıda bulundu.
Türkçe ile olan tanışıklığı, hoş olmayan bir olayla başlasa da; ancak zamanla bu dili, entelektüel dili olarak tanımladı.
Yeni bir dille, yani Türkçeyle tanışmam, okula başlarken oldu. Bu tanışmanın doğal, uyumlu ve yedi yaşındaki bir çocuğu sevindirecek şekilde olduğunu söyleyemem. Yeni dil, anadilimin kardeşi, dostu, arkadaşı olarak değil, rakibi, düşmanı olarak bana öğretilmeye çalışıldı. Anadilim yok sayıldı. Yeni dili öğrenmem için zor kullanıldı. Yeni dili de sevmem, coşkuyla öğrenmem için bana fırsat verilmedi. Türkçe benim entelektüel dilim haline gelmesine rağmen, onu ancak ahlaki değerlerimin olgunlaşmasıyla sevdim. 16
Aydın ve siyaset
Uzun, bir aydının bağımsız bir tutum sergilemesi gerektiğine inanırdı ve bu hep prensibe göre hareket etti.
Yazarlık kariyerini sadece anadilinin ve halkının çıkarları doğrultusunda kullandı.
PKK başta olmak üzere Kürt siyasetine ve örgütlerine karşı her zaman mesafesini korudu.
Bir aydın olarak eleştirilerini konuşmalarında ve yazılarında açıkça ifade etmekten de çekinmedi; günlük siyasetin etkisinden uzak durarak siyaseti siyasetçilere bıraktı.
Kalemini yalnızca Kürt edebiyatına adayarak Kürtçeyi evrensel edebiyat dilleri arasına sokmayı başardı ve böylece Kürt edebiyatının sembol isimlerinden biri haline geldi.
Kendi yazarlığımı, bir siyasi propaganda aracı, bir ideolojik araç olarak görmedim. Edebiyatın kendine özgü kaygıları ve kuralları var. Bunlara uymak, bu konuda özen göstermek gerekir. 17
Barış insanlığın yarattığı en önemli, en erdemli eserdir
Ali Şeriati'nin Aydın kitabında aydını, öz bilinç sahibi ve sorumluluk üstlenen biri olarak tanımlarken; filozof Tzvetan Todorov, entelektüelin görevini "Entelektüel, kendi toplumunun değerlerine ilgi duyar ve bu değerler için mücadele etmeyi kendine borç bilir" şeklinde açıklıyor.
Uzun da bu tanımlamalara uygun olarak, aydın kimliğiyle toplumsal sorunlara eğildi ve çözüm önerileri sundu.
Kürt meselesinin şiddet kullanılmadan, demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini savundu:
…silah bir daha ele alınmamasını, şiddetin bölgemize geri gelmemesini umuyorum. Fakat aynı zamanda Kürt halkı mücadelesini sürdürmelidir. Hakları için demokratik yollardan, toplumsal yollardan, silah dışında bütün yöntemlerle, bölgemizde Kürt Sorunu'un çözüm yöntemi silah olmasın diye mücadele etmelidir. 18
Ölmek değil, yaşamak için
Kanser, Mehmed Uzun'un vücudunu tamamen sarmıştı ve yaşama umudu neredeyse kalmamıştı.
Hayatının son günlerini geçirmek üzere Diyarbakır'a döndü.
Kendisini almaya gelen ambulansın kapısında "Ölmek için değil, yaşamak için geldim..." diyerek tedavisine burada devam etmek istediğini ifade etti.
Ağır kemoterapi tedavilerine rağmen Hêviya Auerbach (Auerbach'ın Umudu) adlı kitabı üzerine çalışmayı sürdürdü.
Oliver Sacks'ın "Ölümle yüz yüzeyim şimdi, ama yaşamla işim bitmedi" sözlerini anımsatan bir azimle.
11 Ekim 2007'de, uzun bir kanser mücadelesinin ardından dünyaya veda etti.
Uzun için siyasetçi ve sanatçı dostları anma törenlerinde konuşmalar yaptı.
Yaşar Kemal'in duygusal veda konuşması sonrası, okuma yazma bilmeyen en az elli bin seveninin gözyaşları arasında, vefatından iki gün sonra, 13 Ekim'de Mardinkapı Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı.
Bir yazarı, sanatçıyı veya aydını tanımak önemlidir çünkü onların hayatları sadece tek bir insanın hayatı değildir. Onların çok katmanlı hayatları, her katmanda topluma, insanlığa ve tarihe dair bilgiler içerir.
Sonuç olarak, Mehmed Uzun'un hayatı ve eserleri, sürgün, dil, kültür ve yaratıcılık gibi temalar etrafında şekillenmiştir.
Sürgün deneyimi, onun edebiyatını ve kişisel gelişimini etkilemiş, Kürt edebiyatının gelişimine katkıda bulunmasını sağlamıştır. Uzun, bu süreçte sadece kayıplarla yüzleşmekle kalmamış, aynı zamanda zorlukları aşarak yaratıcılığını ve ifade özgürlüğünü pekiştirmiştir.
Sezai Karakoç'un sözleriyle bitirelim:
Hele ölen, kendini bir ideale adamış insansa, o her iki dünyada da yeni bir hayata başlamıştır. 19
Kaynaklar:
Mehmed UZUN,Nar Çiçekleri,İstanbul,16. Baskı,İthaki Yayınları,2006
Ferzende KAYA,Uzun Roman-Mehmet Uzun Portresi,İstanbul,1.Basım,Alfa Yayınları,2007
Şeyhmus DİKEN, Zevalsiz Ömrün Sürgünü, Mehmed Uzun, Diyarbakır, 1.Basım, Lis Yayınları,2009
Nizar KABBANİ,Gazaba Uğramış Şiirler,Çeviri:İbrahim Demirci, Turan Koç,İstanbul,2.Baskı,İz Yayıncılık,2014
Sezai KARAKOÇ, Sütun,İstanbul,7.Baskı, Diriliş Yayınları,2015
Mehmed UZUN,Ölüm Meleği İle Randevu,Derleyen,Muhsin Kızılkaya,İstanbul,6.Baskı,İthaki Yayınları,2015
Edward W.SAİD, Entelektüel, çeviri,Tuncay Birkan,4.Baskı,Ayrıntı Yayınları,….
Ali ŞERİATİ, Aydın, çeviri,Ejder Okumuş,Hicabi Kırlangıç,Murat Demirkol,Ankara,1.Baskı, Fecr Yayınları,2013
Oliver SACKS, Benim Periyodik Tablom,Çeviri,Orhan Düz,İstanbul,1.Baskı,Yapı Kredi Yayınları,2017
1. Nizar KABBANİ, Gazaba Uğramış Şiirler, Çeviri:İbrahim Demirci, Turan Koç,İstanbul,2.Baskı,İz Yayıncılık,2014,s,21
2. Mehmed UZUN,Nar Çiçekleri,İstanbul,18. Baskı,İthaki Yayınları,2006,s,17
3. Age,s,192 (şd)
4. Ferzende KAYA,Uzun Roman-Mehmet Uzun Portresi,İstanbul,1.Basım,Alfa Yayınları,2007,s,8
5. Ferzende KAYA,Uzun Roman-Mehmet Uzun Portresi,İstanbul,1.Basım,Alfa Yayınları,2007,s,7
6. Ferzende KAYA,Uzun Roman-Mehmet Uzun Portresi,İstanbul,1.Basım,Alfa Yayınları,2007,s,12-13
7. Age,s,34
8. Age,s,195
9. Edward W.Said, Entelektüel, çeviri,Tuncay Birkan,4.Baskı,Ayrıntı Yayınları,….s,39
10. Mehmed UZUN, Nar Çiçekleri, İstanbul, 16.Baskı, İthaki Yayınları,s,98-99
11. Age,s,329
12. Ferzende KAYA,Uzun Roman-Mehmet Uzun Portresi,İstanbul,1.Basım,Alfa Yayınları,2007,s,xi
13. Age,s,103
14. Age,s,87
15. Age,s,199
16. Age,s,131-132
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish