Başbakan Netanyahu, yargıya hesap vermemek için Gazze'ye savaş açtı

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe 

19 Ocak 2025'te yürürlüğe giren kırılgan ateşkesi ihlal eden 100 kadar İsrail savaş uçağı 18 Mart gecesi boyunca Gazze Şeridi'ni bombaladı. 

3 günde 500'den fazla kişinin ölümüne ve yüzlercesinin yaralanmasına yol açan hava saldırılarının ardından İsrail, Gazze'deki kara harekâtını genişlettiğini duyurdu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, ölümcül hava harekâtıyla ilgili Hamas'ı suçlayarak Ortadoğu'ya yeniden şekil vereceğini söyledi.

İsrail liderinin açıklamasında rehineleri serbest bırakmayı tekrar tekrar reddettiği ve ABD'nin önerilerini kabul etmediği için orduya Hamas'a karşı "güçlü bir eylem" yapması talimatının verildiği belirtildi.

Peki, ateşkesin değil de yarım kalan vahşi savaşın devamından yana kesin tutum alarak orduya "vur" emri veren Netanyahu, niçin bu yola başvurdu?
 


Netanyahu'nun Hamas bahanesiyle Gazze'ye saldırması konusunda değişik fikirler var.

Örneğin Rehineler ve Kayıp Aileler Forumu, hükümeti "herkesi evine döndürecek" bir anlaşmadan çekilerek "tam bir aldatmaca" içinde olmakla suçluyor.

Netanyahu'yu eleştirenler, bu saldırıların İsrail Başbakanı'nın karşı karşıya olduğu yasal ve siyasi krizlere yönelik dikkati dağıtma girişimi olduğunu savunuyorlar.

En önemlisi de İsrail ve Hamas arasında, ateşkesi ilerletme yönündeki son çabaların başarısızlığından kimin sorumlu olduğu konusunda temel bir anlaşmazlık olması.
 

 

Hamas ile bitmeyen hesaplaşma

Londra merkezli King's College isimli kuruluşta görevli Prof. Michael Clarke savunma ve güvenlik konusunda uzmanlaşmış bir İngiliz akademisyendir.

Netanyahu'nun Filistin direniş örgütü Hamas'ı bitirme konusundaki başarısızlığına dikkat çeken Prof. Clarke'ın fikrinin özeti şudur:

Evet, Hamas'ın kendisine yönelik saldırılardan çok zarar gördüğü; 3 önemli liderinin öldürüldüğü ve yaklaşık 25 birliğini (manga, tabur, alay) kaybettiği (toplam 48 bin 200 milisten 18 bininin tasfiye edilip devre dışı bırakıldığı) doğrudur. 

Ancak İsrail Gazze'deki yeraltı geçit ve tünellerinin hepsini yıkamadı. Toplam tünellerin yüzde 40 kadarı hâlâ kullanışlı, barınma ve sığınmaya elverişli durumda.

Hamas'ın zekice hazırlık yapıp tedbirler almasına karşılık İsrail sadece hava kuvvetlerine dayanarak bu işi bitirmek istedi; önce örgütü tarumar edeceğini söyledi, ardından tümüyle imha etmekten bahsetti ama olmadı. 

Buna karşılık Hamas'ın planı da tutmadı. Çünkü örgüt, farklı yerlerden (Filistin, Lübnan, Suriye, Batı Şeria, Irak, Yemen vs) ve cephelerden (Hizbullah, Husi hareketi, Iraklı Şii milislerin) İsrail'e saldırılacağını hesaba kattı. Ancak istenen ve beklenen olmadı.


Asıl sebep: Filistinlilerin tehciri 

Filistin Stratejik Araştırmaları ve İnsani Kalkınma Merkezi müdürü Hişam Dıbsi'ye göre ise esas neden şuydu:

Kendisini kuşatan derin devlet (istihbarat, emniyet ve askeri kesimleri) ile ırkçı-dinci Siyonist partilerin baskılarından kurtulmak isteyen Netanyahu, Filistin halkını yurdundan tehcir ederek işgal altındaki topraklarda Yahudiler lehine köklü bir demografik değişikliği gerçekleştirmek niyetindedir.

Nitekim ABD merkezli kaynaklar; tehcir edilecek Filistinlilerin yerleştirilmesi için İsrail'in, yeni Suriye yönetimine ilaveten Sudan ve Somali yetkilileriyle irtibata geçtiğini bildiriyorlar.

Bilinen bu gerçeğin bir diğer yanı var: Tehcir olayı öteden beri vardı. Şimdiki savaşın sürmesi, Tevrat metinlerinde vadedilen hayallerin gerçekleşebilmesi için (başka kavimlerden arınmış Yahudi devleti ve toplumu, Rabbin söz verdiği saf Yahudi diyarının tümüyle ele geçirilmesi gibi) tarihi bir fırsatın zamanında değerlendirilmesini hedeflemektedir.

İsrail'in hemen bütün askeri, siyasi ve güvenlik kurumları bu hedefin gerçekleşmesine itiraz etmiyorlar. Ancak onlar, Netanyahu'nun bu savaşı devam ettirmek suretiyle kendisini bekleyen yargı kararlarından kurtulmak istemesine yani iktidardan düşüp hapse girmekten kaçmasına itiraz ediyorlar.


İlericilerin gerilemesi, aşırı sağcıların yükselişi

Tarihsel olarak İsrail siyasi akım ve partilerinin anayurdu Polonya'dır.

En koyusundan en ılımlısına kadar Siyonizm'in bütün renkleri genelde Doğu Avrupa kaynaklıdır.

20'nci yüzyılda İsrail resmi kurumlarının yanı sıra hükümeti ve devletin siyasetlerini bir şekilde etkileyen çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yelpazesi oldukça geniştir. 

Tümgeneral Mattityahu Peled'in kurduğu "İsrail-Filistin Barışı İçin İsrail Meclisi", İsrail ordusunda görev yapan 348 yedek asker ve subay tarafından 1978'de kurulan "Şalom Ahşav" (Barış Şimdi) hareketi, "B'Tselem" (Türkçesi, Tanrı Suretinde) Hareketi, İsrailli ve Filistinli Kadın Hareketi bunlardan birkaçıdır. 
 

İsrail'deki Şimdi Barış Hareketi, işgalin bitmesi ve Filistin devletinin kurulmasını istiyor
İsrail'deki Şimdi Barış Hareketi, işgalin bitmesi ve Filistin devletinin kurulmasını istiyor

 

14 ve 15 Kasım 2023 tarihlerinde Independent Türkçe gazetesinde barışsever oluşum ve hareketler hakkında yazmıştım.

20'nci yüzyılın son çeyreğiyle 21'inci yüzyılın başlarından itibaren bölgede tırmanan siyasi krizlere paralel olarak İsrail'deki Siyonist sol-ilerici partiler geriledi.

Aşırı sağcı ve ırkçı Siyonist akımlar yükseldi. Filistin-İsrail arasında imzalanan 1993 Oslo Çerçeve Anlaşması ise umulanı vermedi. 

Fanatik dinci-ırkçı hareketlerin sokağa egemen olması, öncelikle barış cephesinde ihtilaf, ayrılık ve kopmalara yol açtı. Böylece siyasi ve ideolojik alan radikal sağcılara kaldı.

Günümüze gelince: Irkçı-ultra Siyonist koalisyon hükümetinin başını çeken Başbakan Netanyahu, Gazze ve Batı Şeria'daki soykırımı tamamlayıp Filistinlileri tehcir etmeyi planlıyor.

Bu yüzden olsa gerek; 19 Mart 2025 tarihli muhalif Haaretz gazetesi, bir gün önceki haber-yorumunda geçici ateşkesin Hamas değil, Netanyahu tarafından bozulduğunu açıkça yazıyor. 

Barışsever güçlerin gerilemesine rağmen Netanyahu'nun savaş politikalarına karşı kitleler sokaklara dökülüp bir şekilde gösteri ve yürüyüşlerle protestolarını sergiliyorlar.

18 Mart Salı akşamı on binlerce sokaklarda yürüdü. Çarşamba günü protestolar başladı.

Göstericilerden bir kadın; "Aslında bu savaşmak filan değil; Netanyahu'nun yapıştığı koltuktan ayrılmaması ve hükümetinin düşmemesi için verilmekte olan bir kavgadır" diyor. 

Menfaati uğruna savaş başlatan Netanyahu'ya karşı çıkan eski askerlerle emniyet görevlileri "Koruma Kalkanı" adıyla bir grup oluştururken, "İktidarın Başarısı için Hareket" mensupları yolsuzluğa batmış Netanyahu ile çevresinin yargıyı sınırlamasına engel olmak için ciddi kavgalar veriyor. 
 

İsrail tankları Gazze çevresinde mevzilendiler
İsrail tankları Gazze çevresinde mevzilendiler

 

Netanyahu yanlış savaştan ötürü hesap vermekten korkuyor

Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından 7 Ekim 2023'te gerçekleştirilen saldırıyı soruşturmak üzere resmi bir hükümet komisyonu kurulması için Cumhurbaşkanı Isaak Herzog 15 Mart 2025'te Yüksek Mahkeme Başkanı Yizak Amit ile görüştü. 

Gelgelelim Başbakan Netanyahu, "Tüm tarafları soruşturan gerçek ve tarafsız, siyasi önyargılardan uzak bir komisyon yok!" diyerek soruşturmadan kaçıyor. 

Herzog'un girişimi, İsrail'de 7 Ekim "başarısızlığı" ile ilgili olarak resmi bir soruşturma komisyonu kurulması yönünde yaygın olarak dile getirilen ve Netanyahu'nun her zaman kaçındığı taleplere bir yenisini eklemiş oldu.

Netanyahu, Hamas saldırısından buyana tüm sorumluluğu ordu ve güvenlik güçlerinin komutanlarına yüklemeye çalışıyor ve kendi sorumluluğunu kabul etmeyi reddediyor.

Konu, geniş çapta tartışılıyor ve kendisi ile güvenlik güçlerinin liderleri arasında yeni sürtüşmelere neden oluyor.

Netanyahu, 7 Ekim'deki başarısızlıkların siyasi sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmak amacıyla, görevinden istifa etmeyi reddeden ve saldırıya yol açan politikaları ele alacak bir soruşturma komisyonunun kurulmasında ısrar eden iç istihbarat teşkilatı (ŞABAK) Başkanı Ronen Bar'a karşı bir savaş cephesi açtı.
 

ŞABAK Başkanı Ronen Bar, Netanyahu tarafından azledildi
ŞABAK Başkanı Ronen Bar, Netanyahu tarafından azledildi

 

Eğer böyle bir tahkikat komisyonu kurulur ve Netanyahu saldırıyı önleyememekten sorumlu tutulursa, Netanyahu ile hükümetinin görevine son verileceği umuluyor. 

2 haftadan daha uzun süre önce ŞABAK başkanı sekiz sayfalık bir belge yayımnlayarak teşkilatının Hamas'ın niyetini bilemediğini kabul etti, kendisini ve teşkilatını sert bir dille eleştirdi.

Ancak Netanyahu'yu köşeye sıkıştırarak başarısızlıktaki sorumluluğu konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmayan şu sözleri de sarf etti:

Siyasi liderlik maceracı bir politika dayattı ve bu da Hamas'ın dışarı çıkıp saldırıyı gerçekleştirmesi için bir sebep oldu.
 

Anlaşılan o ki İsrail'in siyasi-askeri yetkilileri bu büyük başarısızlığı kabul ediyor ama sorumluluğu da üzerlerinden atmaya çalışıyorlar.

Önümüzdeki seçimlerde başbakan adayı olacağını açıklayan Yisrael Beitenu (Evimiz İsrail) Partisi lideri Avigdor Lieberman, 103 FM radyosuna verdiği demeçte şöyle diyordu: 

Başbakanın resmi bir soruşturma komitesinden neden korktuğunu çok iyi biliyorum. Hamas'ın finansmanı, güvenlik ihmali, terörizme boyun eğme ve başarısız kararlara kadar her şey kayıtlarda ve protokollerde belgelenmiş. Gerçekler ortaya çıktığında artık sorumluluktan kaçamayacak.


Son dramatik itiraf ise Gazze savaşında orduyu yöneten eski Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'den geldi. Halevi, Ordu Radyosu'nda yayınlanan ses kaydında gerçeği itiraf ediyordu: 

Hamas, bizi kandırmayı başardı... Böyle bir senaryoyu hayal bile etmemiştik, yüzde 5'ini bile. Hamas'ı övmekten başka çarem yok... Önceki günlerde yaşanan ayaklanmalarla, ateşkes kaygısıyla, insani meselelerle bizi kandırmayı başardılar ve bunu bizi derin bir uykuya daldırmak için kullandılar. 2
 

Hava saldırıları nedeniyle evlerini terkeden Gazzeli iki çocuk / Fotoğraf: Reuters
Hava saldırıları nedeniyle evlerini terkeden Gazzeli iki çocuk / Fotoğraf: Reuters

 

Netanyahu'nun Gazze stratejisi

ABD Başkanı Donald Trump, bilhassa Suudi Arabistan ile İsrail ilişkilerinin normalleşmesi uğruna Gazze'ye ilişkin (halkını tehcir ettikten sonra Gazze'yi Ortadoğu'nun Rivieara'sı yapmak) projesini şimdilik bir kenara koymuş görünüyor.

Siyasi yorumculara bakılırsa Amerika'nın çıkarları açısından böylesi daha iyi... 

15 Mart 2025 tarihli İsrail Maariv gazetesi, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun "Suudi tarafının normalleşme için şart koştuğu bir Filistin devletinin kurulmasına karşı çıktığını ve Gazze'de yarım kalan imha operasyonu tamamlandıktan sonra Suudi yönetimiyle normalleşme işine yoğunlaşacağını" yazdı.

Gazete haberine göre İsrail Savunma Bakanı Yizrael Katz, "İsrail, kendi varlığını tehdit edecek olan bir Filistin devletinin kurulmasını asla onaylamaz" şeklinde bir açıklama yaptı.
 

Netanyahu politikasını protesto eden bir muhalif yaka paça alınıp götürülüyor / Fotoğraf: AFP
Netanyahu politikasını protesto eden bir muhalif yaka paça alınıp götürülüyor / Fotoğraf: AFP

 

Hamas'ı bitirmek politikası üzerinden muhaliflerini susturmak isteyen Netanyahu'nun Gazze stratejisi, iktidar muhalifi ve sosyal demokrat bir çizgi izleyen Haaretz tarafından da deşifre edildi.

Yetkili bazı kaynaklardan edinilen bilgiler ışığında stratejik planın şu şekilde uygulanması öngörülmekteydi:

Öncelikle Hamas'ın bir daha Gazze'de hüküm sürmemesi için örgüt önderlerinin güçten düşürülmesi hedefleniyor. Örgütün idari ve iktidar kapasitesinin tümden ortadan kaldırılması ve bağlı olarak kitleler (bu arada aşiretler) üzerindeki kontrolünün kaybedilmesi amaçlanıyor.
 

Bombalardan kaçan Filistinli bir grup
Bombalardan kaçan Filistinli bir grup

 

Trump ile Netanyahu birbirlerine ters düşüyorlar 

Jeopolitik ve Uluslararası Güvenlik konularında uzman Michael Horovitz, Londra merkezli El Mecelle dergisinde yayımlanan "Netanyahu'nun Gazze'deki Sonsuz Savaşı" başlıklı makalesinde, aşırı sağcı İsrail hükümetinin ateşkesi uzatmayıp bombardımana başlamasını birkaç nedene bağlıyor:

  • ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler 9 Mart'ta yaptığı açıklamada, ABD'nin Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılması konusunda Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas ile yaptığı görüşmelerin 'çok faydalı' olduğunu söyledi.
     
ABD Başkanı Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler / Fotoğraf: Reuters
ABD Başkanı Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler / Fotoğraf: Reuters

 

  • Bu açıklama, Netanyahu ile İsrail Stratejik İşler Bakanı ve İsrail'in Amerika Masası Müsteşarı Ron Dermer'i rahatsız etti. Zira ABD-Hamas görüşmesi geçici ve rastgele bir diplomatik olay değildi.
     
  • İsrail'e tam destek vermesine rağmen muhtemelen Trump, bölgede topyekûn bir savaşın çıkmasının önüne geçmek böyle bir adım attı. Bunun üzerine İsrailli politikacılarla yetkililer, ABD'nin Hamas ile diyalogunun son derece yanlış olduğunu ve İsrail'in kararlı tutumunu zayıflattığını söylediler.
     
  • Diyalog ister rasgele isterse planlı bir taktik olsun, Trump yönetimi Netanyahu'nun benimsediğinin dışında bir yol izleyerek, şimdiye kadar tabu sayılan bir ilke imza attı; Hamas ile görüşmeyi onayladı. 
     
  • Son gelişmeler de gösteriyor ki İsrail ile Amerikan yönetimi arasındaki sıkı ilişkilere rağmen Trump'ın müzakereci ekibi, icabında Netanyahu ile ters düşebiliyor ve hatta ona rağmen bildiğini okuyabiliyor. Bu yüzden Netanyahu da baş müttefikinin aldığı karara uymayıp bildiğini okuyarak Gazze'yi yeniden savaş alanına çevirdi. 5
     
Gazzeliler bombalaman yerleri inceliyorlar
Gazzeliler bombalaman yerleri inceliyorlar

 

İsrailli Hayim Golofenistz'in 9 Mart 2025 tarihli WALLA sitesinde yayımlanan makalesinde yukarıdaki değerlendirmeyi eleştiren yorumunu görüyoruz: 

Trump'ın kısa vadeli mutabakatlar ile kısa vadede aldığı sonuçlar uzun erimli gelişmeler/ dönüşümler önünde hükümsüz kalıyor. Değişen ABD siyasetleri sonucu Ortadoğu'da meydana gelenler bölge şartlarında kendi mantığına göre seyrediyor. Dolayısıyla her türlü istikrarsızlık ve çatışmayı içinde barındırıyor. 6


Trump, Netanyahu'yu dışlama arayışında 

ABD başkentindeki müsteşarlar ile diplomatlara bakılırsa, kamuoyu ve medya önünde İsrail ile ABD iki iyi müttefik görüntüsü vermelerine rağmen perde arkasında araları limoni görünüyor. 

Uzmanlar, Trump ekibinden bazıları ile İsrailli yetkililerin ihtilaf ve görüş ayrılıklarına dair işaretler verdiğini söylüyorlar.

Son örnekleri Trump'ın Filistin dosyasına ilişkin konularda Netanyahu'nun zoruna giden adımlar atmasında görülebiliyor. 

Trump, rehine alınan İsrailli esir aileleriyle buluşması münasebetiyle tavrını belli etti.

Buluşmayı ayarlayan milyarder Miriam Adelson, İsrail asıllı Amerikalı bir doktor, iş kadını ve siyasi bağışçıdır.

Adelson Vakfı aracılığıyla Yahudi ve İsrail davalarına yüz milyonlarca dolar bağışladılar.
 

Milyarder Miriam Andelson ile Donald Trump, Yahudi esir aileleri buluşmasında
Milyarder Miriam Andelson ile Donald Trump, Yahudi esir aileleri buluşmasında

 

O buluşmada Trump'a sorulan "Sizce hangisi öncelikli, esirlerin kurtarılması mı yoksa Hamas'ın imha edilmesi mi?" sorusunun cevabı; "Tabii ki, önce esirlerin kurtarılması şarttır!" oldu.

Bu cevaptan sonra buluşmayı yakından izleyen uzmanlar şöyle bir çıkarsamada bulundular:

Yahudi zenginleri, 'İsrailli siyasetçi Naftali Benett öncülüğünde yeni bir parti kurdurmak suretiyle İsrail devletini yöneten aşırı sağcı koalisyonun elinden kurtarma' önerisini tartışıyorlar. Hatta baskıyı artırmak maksadıyla İsrail'in ABD nezdindeki konumunu 'stratejik müttefik' yerine 'ABD'ye bağımlı' mertebesine indirmekten de söz ediyorlar. 7
 

Esir takası sırasında Hamas iyi bir propaganda yapıp algı yarattı, "Çökmedim ayaktayım" / Fotoğraf: Reuters
Esir takası sırasında Hamas iyi bir propaganda yapıp algı yarattı, "Çökmedim ayaktayım" / Fotoğraf: Reuters

 

Netanyahu, yargılanmamak için savaş peşinde

Dikkat edilirse Netanyahu ile has adamı sayılan yeni Genelkurmay başkanı İyal Zamir'in keyfi talimatları doğrultusunda başlatılan savaş, öncelikle iç istihbarat örgütü ŞABAK şefi Ronen Bar'ın savaşa itiraz etmesi nedeniyle azledilmesi sonrasına denk düşürüldü. 

Bunun üzerine İsrailli rehinelerin aileleri ile muhalefet, "felaket getirecek olan aptalca savaşın durdurulması için" protesto gösterileri düzenledi. 

Netanyahu'nun derdi yolsuzluklar yüzünden yakasını kaptırdığı yargıdan kurtulmak ise, yeni Genelkurmay Başkanı Zamir'in maksadı da Hamas örgütünü bitirmek suretiyle ün kazanmak gibi görünüyor. 

Bağnaz dinci Siyonist parti lideri İtamar Ben Gvir ise daha önce ayrıldığı koalisyon hükümetine dönmek için Gazze'deki savaşın devamını ve Filistinlilerin tehcir edilmesini şart koşuyor.

Ben Gvir ile aynı ırkçılığı paylaşan Bezalel Smotriç de "Bu saatten sonra Gazze'deki savaştan dönüş yok!" diyerek koalisyonda kalmaya devam ediyor. 8

Londra merkezli Al Ray El Yevm gazetesi yayın yönetmeni Abdulbari Atwan, "Mossad ve Şabat isimli iki istihbarat kurumuyla kavgalı olan Netanyahu'nun köşeye sıkışmak yerine savaşmayı tercih ettiğini" söylüyor.


Dolarların döndüğü Katar-gate skandalı

İsrail merkezli Kanal 13'ün haberine göre; son aylarda Katar'dan Netanyahu'nun bazı yardımcılarına binlerce dolar havale edilmiş.

Dudak uçuklatan bu meblağlar karşılığında İsrailli görevliler yurtdışında Katar'ın reklamını yapacaklarmış. 

Bu arada ŞABAK, bazı görevlilerin medyaya son derece hassas güvenlik belgelerini sızdırdığını ortaya çıkardı. 

Başbakan bu ve benzeri hususlarda aleyhinde konuşup duran Savunma eski Bakanı Moşe Yaalon hakkında dava açacağını söyleyince, Yaalon da uzun bir televizyon konuşmasında yeni ifşalarda bulundu:

Hamas'ı finanse edip büyümesine göz yuman Netanyahu sözde beni yargılatacakmış. Bu münasebetle belirteyim: Katar'dan Hamas'a bavullarla para akmasına yardımcı olan bizzat Netanyahu idi.

Netanyahu'nun kendisi 2012'de Katar'dan 15 milyon dolar, 2018 yılında ise 50 milyon dolar daha aldı. Bu iddialar bizzat iç istihbarat belgelerine dayanıyor ki, Netanyahu'nun bu teşkilatın şefi Ronen Bar'ı azletmesi de bundandır.


Muhalif gazete Haaretz'in aynı husustaki haber-yorumu ise şöyle: 

Başbakan Netanyahu, 16 Mart akşamı iç istihbarat (ŞABAK) şefi Ronen Bar'ı azletti. Bu da ülkede kıyamet kopardı. Nedenine gelince… Meğer bu teşkilat Netanyahu'nun iki üst düzey müsteşarının Katar'dan bol miktarda para aldıklarını tespit etmiş.

Skandalın adı Katar-gate. Netanyahu bu ülkeyi paramparça ediyor. Neticede İsrail görülmemiş derecede büyük zarar görecektir. Bunu önlemenin biricik yolu Netanyahu'yu iktidardan alaşağı ederek ondan siyasi olarak kurtulmaktır.

 

Başbakan Netanyahu'nun müsteşarı Eli Fildstein, bazı evrakları sızdırmış
Başbakan Netanyahu'nun müsteşarı Eli Fildstein, bazı evrakları sızdırmış

 

KAN Radyosu'na konuşan İsrailli bir işadamı da Başbakan'ın Özel Kalem ofisi sorumlusu Eli Filstein'in Katar'dan gelen paraların bilgisini ve orduyla ilgili gizli güvenlik belgelerini basına sızdırdığını ileri sürmüştü.

Buna karşılık Fildstein'in avukatı, "Müvekkilinin paraların nereden geldiğini bilmediğini; güvenlik belgelerini ise Netanyahu'nun bilgisi dâhilinde dışarıya sızdırdığını" açıkladı. 9

Adı birçok yolsuzluğa karışan ve hakkında yüksek mahkemede bu yüzden dava açılmış olan Netanyahu ise yazılıp çizilenleri sürekli yalanlamakla meşgul.
 

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Aharon Barak, iç savaş ihtimalinden bahsediyor
Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Aharon Barak, iç savaş ihtimalinden bahsediyor

 

Mevcut krizde Netanyahu her ne kadar "iç savaş imkânsız" dese de, ona sempati duyan Yüksek Mahkeme eski Başkanı Aharon Barak bile, "Böyle giderse işç savaş ihtimali var" diyor. 

Ezcümle, he vurguncu ve rüşvetçi diktatörlerin para ve menfaate düşkünlükleri, genelde vatan-millet-savaş yoluyla gözden kaçırılmaya çalışılıyor.

Dünyanın her yerinde bu tür diktatörlere rastlamak mümkün görünüyor.

 

 

Kaynaklar:

1. https://www.independentarabia.com/node/620026/, 20 Mart 2025.
2. https://www.indyturk.com/node/755417/, 17 Mart 2025. https://turkish.aawsat.com/dyüzde C3yüzde BCnya/5110230-, 9 Şubat 2025.
3. لا تطبيع مُقابِل دولةٍ فلسطينيّةٍ.. السلام لاحقًا بعد تحقيق أهدافنا الإستراتيجيّة
4. هآرتس تتحدث عن إستراتيجية إسرائيل لاستئناف الحرب بغزة, 18 Mart 2025.
5. https://www.majalla.com/node/324792/.
6. واللاه العبري: غزة والحوثيون وترامب.. كاتب إسرائيلي كبير يشرح ماذا حدث؟,
7. هل انقلبت المليارديرة إديلسون على نتنياهو؟, 16 Mart 2025.
8. https://www.independentarabia.com/node/619945/, Emel Şehade, 19 Mart 2025.
9. https://www.aljazeera.net/news/2024/12/4/2, 4 Aralık 2024.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU