Yeni dünya dizeninin parametreleri ve bugün karşımıza çıkan örnekleri neler?
Dünyada güç mücadelesinin tarihsel seyrine bakıldığında hâkim (egemen) gücün etrafındaki gelişmelerin yaşama kattıkları, değerler, rakiplerle olan münasebetler, sürtüşmeler, sınamalar, savaşlar, ortaya çıkan yeni değerler, yeni değerlerin insanlığa kattıkları ve hatta aldıkları, bunlar nispetinde ortaya çıkanlar, yeni hesap yöntemleri, bize şunu söylerler: Değişimi geçmeden fark et, durum muhakemesini doğru yap!
Bu kez şartlar biraz daha farklı, Napolyon döneminin Avrupa'da değiliz. Hatta bu dönemden esinlenerek açıklayabileceğimiz emperyal savaşlar, ittifaklar, güç mücadelesi şekilleri çok geride kaldı.
Dünya savaşları, o zamana tırmanan ve sonra büyük çatışmaya dönüşen büyük güç mücadelesine bağlı, ekonomik, teknolojik, askeri, politik ve sosyal, bütün içerikler dahil, bugün düşüncemizde sadece temel teşkil ettirecek türden verileri sunmakta. Amerika'nın Dünya Savaşı nükleer bomba atılmak suretiyle sonlandı.
Peşinden Amerika'nın Avrupa ile birlikte (Atlantik'te) bir uluslararası sistemi dizayn etmesi ve buna işlerlik katacak uluslararası kurumları ihdas etmesi söz konusu oldu.
O dönemin paradigması, jeopolitik değerlerin ele geçirilmesi bağlamında bir nüfuz mücadelesi ve Batı dünyası merkezli gelişen değerlerin uluslararası alanda egemenlik kurması şeklinde sonuçlandı.
Sonrasında Soğuk Savaş dönemi kendi içinde yarattığı iki kutbun birbiriyle üstünlük kurması üzerine şekillendi.
Bu şekillenme hali, ideolojik ayrıma dayalıydı, para cinsi, ekonomik ve politik sistem, silahlar, nüfuz alanları, petro-politika, gibi birçok elementin paylaşımını ilgilendiren bir güç mücadelesi halinde gerçekleşti.
Yapay ve doğal
Bugün ne bu parametreler ortadan kalktı ne de durum muhakemesi yapma alışkanlıkları.
Halen birçok uluslararası ilişkilere bakan yapılar ve aktörler bu alışkanlıklar ve parametreleri kullanarak, bugün ortaya çıkan yeni durumları da bunların üstüne ekleyerek, tarifi zor olmayan, birbirine dişlilerle bağlı mekanik bir anlatımın inşasıyla hareket ederek açıklamalarda bulunuyor.
Fakat burada göz ardı edilen bir husus oldu. Bu nedir?
Dördüncü Sanayi Devrimi gerçekten çok büyük bir değişim yarattı. Bilinen ve alışkanlık haline getirilen bütün açıklamaları zorlayan yeni bir durum vardı artık.
Bir de bunu doğal hadiselere eklememiz gerekiyor: İklim değişikliği konusu, buzulların erimesi, dünyada doğal dengelerin farklı bir evreye girmesi süreci.
İşte bu insana ait çaba ve değerlerle gelişen "yapay", yine insanın etkisi ile dengesi değişen "doğal" parametreleri artık bütün güç hesaplarının içerisinde kullanmamız gerekiyor.
Örneğin Dördüncü Sanayi Devrimi yapay zekayı (AI) ortaya çıkardı. Bugün güç mücadelesi içerisinde yapay zekanın kullanımına ilişkin her bir detay fazlasıyla dikkat çekici.
İklim değişikliği ne tür bilinmezliklerle doluysa, yapay zeka da benzeri veya yakın bilinmezlikleri insanların önüne sürmektedir. Bunlar tehdit mi, değil mi sorgulamaya değerdir.
Örneğin, Bill Gates bir röportajında, "Yapay zeka korkutucu hale geliyor ve çoğu şey için insanlara ihtiyaç duyulmayacak" dedi.
Çin ne yapıyor?
Çin'in yapay zeka ile yaptığı gelişmeye göz attım, ilginç bir sonuç çıkardım.
Şöyle, küresel akademik hakimiyetten, patent savaşında mutlak galip olmaktan, üretim üstünlüğünü kayıtsız şartsız elde tutmaktan, geleceğin teknolojisine hâkim olmaktan, en önemlisi devleti, şirketleri ve toplumu bununla uyumlu hale getirmek için "kültür devrimi" yapmayı en önemli hedef olarak seçmişler.
Çin bu devrimi ne pahasına yapıyor?
Eğer bu insanlık adına ise kim buna "bu şekilde güçlü biçimde sarılmalısın" dedi?
Bunları başarmak için haftada 6 gün, sabah 9'dan akşam 9'a kadar sıkı çalışmak gerektiğine kendilerini inandırmışlar (kodlu olarak buna 996 demekteler).
İleri analitik alanında ilk 10'a giren akademik enstitülerin tamamı Çin'dedir. Çin'in toplam AI üretimi 2019-2023 yılları arasında 5 kattan fazla arttı.
Çin son 19 yılda 38 bin 210 adet AI patenti başvurusunda bulundu (ABD ise 6 bin 276 adet).
Küresel AI atılımlarının yüzde 33,2'sini Çinliler yapıyorlar. Çin'in imalat gücü şaşırtıcı boyutta. Dünya'da üretilen her şeyin yüzde 31'ini üretiyorlar.
Üretim değerleri 4,66 trilyon dolar. Bu, küresel toplamın yüzde 29'una denk geliyor. Buradaki olay, çok faaliyet ve çok sonuç çıkarmak demek, sistem dinamizmiyle ve insan kaynağıyla teknolojiyi üretmek.
Çin, elektrikli araç üretimi (küresel üretimin yüzde 50'si); pil hücresi üretimi (küresel kapasitenin yüzde 70'i); nadir toprak elementleri (küresel üretimin yüzde 80'i) yönleriyle teknolojisinde pazarın tek hâkimi oldu.
Bugün ne oldu?
Yeni Paradigma ve Güç Artışı diye açıkladım bu konuyu, yapay zeka ve iklim ile ilişkilendirmemi ilginç görmeyenler çıkabilir.
Benim burada size gücün büyümesi bağlamında ifade edeceğim konu, bundan önce uluslararası ilişkilere dair inşa edilen anlayışın ve yapıların, geçmiştekinden daha güçlü biçimde bugünden sonrasını şekillendirmeye muktedir, çok büyük bir güce erişmesini vurgulamak olacaktır.
Kolayca anlaşılması için şöyle formülleştireyim: Bir, bugün oldu sanki bin!
Yani bilinen türdeki düşünce modellerinin, benim burada kısaca, küreselleşme, küresel elitizm, Yeni Orta Çağ (neo-medieval) zihniyetinin oluşması, şeklinde detaylandırabileceğim, hatta görünen ve bilinen bütün idari mekanizmalara arka planda güçlü bir şekilde etki eden algoritmaların çalışıyor olmasıdır.
Tekrar edelim: Mekanizma, bugün oldu algoritma!
Dominant küresel elitizm
Dünya savaşları zamanında bu tür geri planda etkili olan mekanizmalar vardı.
Bugün bu güçlü mekanizmalar, başka ifadeyle bildik mekanizmalara dahil olan elitistler, algoritmik uygulamalarla etki yaratmayı öğrendiler.
İşte bu kez bu yapıların elindeki güç veya gücü oluşturmaya dönük kolaylıkları, o denli ileri boyuta taşındı ki, normal olan hiçbir şeyden söz edemeyeceğimiz bir evreye girdik.
Yani "dominant küresel elitizm" faktörü bugün yeni paradigmanın şekillenmesine ve ölçeklendirme için elimizde var olan verileri kullanma biçimimize etki eder nitelikte oldu.
Trump ile değişim
Bundan böyle paradigmaımızı oluştururken dikkate alacağımız 3 unsur olacaktır:
Birincisi, yapay etkenler; ikincisi, doğal etkenler; üçüncüsü ise, elitik etkenler.
Bunların önüne veya arkasına eklemeler yapmanız mümkündür; yeni, güçlü, vs.
Donald Trump işbaşına geçer geçmez, Meksika Körfezi, Panama Kanalı, Kanada, Grönland gibi, Kuzey Buz Denizi'nde, Atlantik'te ve Pasifik'te etki sağlayabilecek çok büyük bir stratejik argümanı ileriye sürdü.
Bir de Gazze konusu var. Trump, uluslararası sistemin bugüne kadarki bütün birikimlerini bir yana bırakarak, Gazzelileri yerlerinden etmeye dönük bir planı çok normal bir öneriymiş gibi duyurabiliyor.
Bu da nereden çıktı, diye hayretle karşılandı. Amerika, bilinen Amerika değil mi?
Trump‘ın yanında boy gösteren destekçisi Elon Musk öteden beri bilinmiyor mu?
Elon Musk‘ın satın aldığı ve X adını verdiği Twitter ile küresel çapta bireylerin profillerine erişim, bunları analiz etme ve insanları etkileme, hatta küresel internet ağı ile birlikte her bir duruma dahil olabilecek imkanları kazanması söz konusu değil mi?
Trilyon dolarlık yapay zeka ve mikro işlemci piyasasının doğurduğu çalkantılar, kimleri ilgilendiriyor?
Bu küresel oyun, birden, bu çapta, nasıl ve hangi motivasyonla değişti?
Bir başka bakış açısını vurgulayayım.
Diyelim 10 yıl önce var olmayan, yeni kurulan bir "start-up" şirket, bugün dünyayı teknolojisiyle ve ekonomik etkisiyle (geçici veya kalıcı) sallayabiliyor ise burada dikkate almamız gereken parametreler nelerdir, güç ölçeğine dair neler söylememiz gerekir?
Bu küresel etki üreten bir şirket neyi (neleri), ne ölçüde değiştirebilir?
Örneğin ABD bundan ne ölçüde etkilenir, Avrupa ne ölçüde?
Örneğin, bu çıkışla birkaç trilyon dolar o hesaptan çıkıp bu hesaba girse, buradan kim ne kazanmış olur, kim ne kaybetmiş olur?
Çok başka yerden bir mukayeseyle soralım, bu tür yapay zeka ve mikro işlemci kullanan teknolojilerin piyasaya sürülmesi, İkinci Dünya Savaşı'nı bitiren nükleer bomba kadar etkili olabilir mi?
Dünyadaki her bir kişiyi, hatta gelecek kuşakları ilgilendiren çelişkili duruma ve uluslararası kurumlar konusuna göz atalım.
Malum, Kovid-19 pandemisi ile küresel bir sarsıntı yaşandı. Çıktığı günlerde Trump buna "Çin gribi" dedi.
Bugün işe CIA kaynaklı bilgiler pandeminin Wuhan'daki araştırma merkezi kaynaklı sızıntıyla olduğunu iddia ediyor.
Bu merkez Uluslararası Sağlık Örgütü'ne dahil bir laboratuvar. Bugün Trump bir kararname ile ABD'nin Uluslararası Sağlık Örgütü'nden çıktığını ilan etti.
Bu dünyada kurulmaya çalışılan uluslararası sistem konusunda bir tartışma yaratabilecek konulardandır.
Öte yandan ileri teknoloji ile bugün bazı elitlerin başını çektiği araştırmalar sağlık alanında çok ileri çalışmaları beraberinde getiriyor.
Örneğin nöro-bilimde bir hayli ilerlendi. Bu tür teknolojik çalışmalara büyük yatırımlar yapılıyor.
Sağlıkta teknolojik ilerlemeler için uluslararası sisteme değil, demek ki teknolojiye hakim büyük sermaye gruplarına ihtiyaç duyuluyor.
Bu oluyorken, Trump bir kararname daha imzalayarak, Amerika'nın Paris İklim Anlaşması'ndan çıktığını ilan etti.
Küresel güç mücadelesi hükümetleri ne derecede ilgilendiriyor, bu manada kim hangi sorumluluğu sahipleniyor?
Bugün uluslararası kurumlar sorgulanıyor, öte yandan elitist güçlerin küresel meselelerdeki fonksiyonları artıyor.
Bunun öncülüğünü "yeni dünya düzeni"nin kurucularından Amerika Birleşik Devletleri yapıyor hem ulusalcı ve muhafazakâr iktidarı, özel sektöre ait ileri teknolojinin desteklenmesi bunun tam da merkezinde yer alıyor.
Yapay ve doğal girdiler iç içe giriyor, "ben yaptım oldu" veya "ya bendensin ya düşmanımsın" zihniyetine sahip bir politik güç ile değişim süreci sevk ve idare ediliyor.
Peki, bu politik gücü kim nereden buluyor ve bu gidişin tarifi nasıl yapılabilir?
Dünya bilinen ölçülere mi tabi?
Yeni egemenin tarifi yapılacak ise bu ne tür imkanlarla donanmış olabilir?
Örneğin toplumları kendi hesabı dolayısıyla istediğinde savaştıran veya barıştıran egemenden mi bahsediyoruz?
İlave güç unsurları
Bugün bile, küresel güç, milli güç, ekonomik güç, coğrafi güç, askeri güç, bilimsel ve teknolojik güç, psiko-sosyal güç, politik güç, beşerî güç, egemen güç, çevresel güç, bölgesel güç, yumuşak güç, sert güç, akıllı güç, gibi kavramları kullanmaktayız.
İlave edersek, bilimsel ve teknolojik gücün içi akıl almayacak kadar fazla detayla dolduruldu, verinin gücü ve algoritmaların gücü ve veriye hükmedenlerin gücü ortaya çıktı.
Güçlü liderlik sistemi
Liderlik pozisyonlarına bakalım.
Beşerî güç ve politik güç var. Fakat liderlik konusu biraz daha zenginleşti.
Bir güce bağlantılı ve bağlantısız otoriter liderleri biliyoruz.
Demokratik liderlik pozisyonları klasik modellerle halen tarif edilebilir haldedir.
Karmaşık olan, demokratik sistemlerdeki seviyeyi yükseltenlerin uygulamasıdır.
Buradaki kutuplar, güç mücadelesini acımasızca yapabildikleri halde, farklılıkları içinde barındırabilen ve bunların enerjisinden faydalanabilen modeli başarıyla işletirler, hoşa giden tarafları olsa da olmasa da.
Bu bir demokratik seviyedir ve ileri demokrasi artık bu güç mücadelesini içinde tutabilir.
İleri demokrasinin ön yüzünde yer alan liderler karizmatik dahi olabilirler, ancak daha çok popülisttirler.
Öyleyse şöyle söylemeliyiz, bugün liderlik pozisyonu üç boyutlu hale geldi ve öndekilerden çok arka plandakilerin gelişmelere etkisi var ve gücü arttı.
Bu derinlik kazanan liderlik boyutunda ileri demokrasinin popülist-karizmatik kadroları var, arkada ise elitist yapılar ve bunları doğuran güçlü bir yapı daha var.
Buradan hareketle egemenin tarifi de değişti; güçlü liderlerden çok güçlü liderlik sistemi oldu. Politika artık güçlü liderlik sisteminin egemenliğindedir.
ABD sistemini, demokrasisini, politika yapma biçimini, liderlerini, sisteme elitlerin etkisini hep bu derinlikte görebilirsiniz.
Joe Biden Beyaz Saray'dan veda ederken yaptığı konuşmada, servet ve gücün küçük bir azınlık arasında birikmesi konusunda uyarıda bulundu.
"Bugün Amerika'da, tüm demokrasimizi, temel hak ve özgürlüklerimizi ve herkesin ilerlemesi için adil bir şansı tam anlamıyla tehdit eden aşırı zenginlik, güç ve nüfuzdan oluşan bir oligarşi şekilleniyor" diyen Biden, "gücün birkaç ultra zengin insanın elinde tehlikeli bir şekilde yoğunlaştığına" dikkat çekti.
Bu kişilerin gücü kötüye kullanmaları denetlenmezse tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Bu konuşmaya katılmak veya katılmamak başka bir konudur. Ancak Biden'ın dikkat çektiği bir değişimin olduğu hususudur ve bu değişim bir güç tanımını da teyit eder mahiyettedir.
Belirsizlikler
Karşımızda iç içe geçen yapay ve doğal etkenler ile gelişmeler, geri plandaki mekanizmalara eklenen algoritmalara hâkim/dominant elitler var.
Bunlar; süreçlere biri bin yapan çarpanla sonuç üretmekte; gücün ölçüsü hakkında karar vermeyi zorlaştırmakta; sıradan/normal olandan çok iletilerdeki noktalara konumlanmaktadır.
Gücün bileşenleri ve etki üreten ölçeğin hesaplanması mümkün mü?
Mümkün demek çok güç. Ancak şu söylenebilir, muhataptan muhataba etkilenme farklı olur.
Burada konum çeşitliliğini ortaya çıkaran faktör fonksiyondur.
Muhatap hangi fonksiyonu yerine getirmek için iş birliği kabul edildi?
Değişkenliği açıklayan soru budur.
Geriye bir nokta kaldı, güç parametrelerindeki bu değişimi zamanında fark etmek mümkün mü?
Cevap, mümkün değil. Durumu açıklandığı kadar bilmek mümkün.
İşte size bugünün ve daha çok birkaç yıl sonra daha da belirginleşecek, muhatap oldukça görüp yaşayabileceğimiz belirsizliklerle dolu küresel ilişkilerin açıklaması.
Bu şartlarda, uluslararası ilişkilerin belli ölçülerde öneminin kaybolmasına bağlı olarak böyle söyleyebiliyoruz; küresel ilişkiler.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish