Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS grubu, bir yandan -özellikle Batı tarafından- hâlâ hafife alınırken, bir yandan da -özellikle Batılı düzenden pek hoşnut olmayanlar tarafından- adeta bir statü göstergesi olarak gün geçtikçe popülerleşiyor.
Kısa süre önce Rusya'da düzenlenen yıllık zirvede grup, ne kadar yol kat ettiğini sergiledi.
Bu zirvede ayrıca 4 yeni üye de resmen hazır bulunuyordu: İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Etiyopya.
BRICS, üye ülkeleri olarak 2006'daki kuruluşundan bu yana yalnızca 1 yeni üye eklemişti: 2010'da Güney Afrika.
Bu yılın ocak ayında İran, BAE, Mısır ve Etiyopya olmak üzere 4 yeni üyenin resmi katılımı söz konusu iken, Suudi Arabistan (uzun süredir hâlâ kararsız görünüyor) ve Arjantin (Javier Milei’nin 2023’te başkan seçilmesinin ardından rotasını değiştirmiş gibi görünüyor) ise BRICS üyeliği teklif edilen ancak henüz resmen katılmayan 2 potansiyel yeni üye olarak karşımıza çıkıyor.
Ve daha Malezya, Bangladeş, Pakistan, Azerbaycan ve hatta Tayland ve Laos ve muhtemelen Türkiye gibi 30'dan fazla ülke de BRICS grubuna üyelik için sırada.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu yılki zirveye BM Genel Sekreteri'nin de katılım sağlaması, Batı tarafından BRICS meşruiyetinin tanınması bağlamında simgeseldi.
Ayrıca Türkiye de dahil olmak üzere diğer 36 ülkeden de üst düzey liderler katılım gösterdi.
BRICS uzun zamandır kendisini Batı liderliğindeki küresel yönetim modellerine bir alternatif olarak sunarken aynı zamanda Batı tarafından Batı karşıtı bir oluşum olarak algılanıyor.
Ve burada belki de BRICS'in en Batı yanlısı üyesi olarak yer alan Hindistan, durumu daha da ilginç kılıyor.
Hindistan'ın BRICS'in evriminden ve genişlemesinden en çok yararlananlardan olduğu doğrudur.
Ve doğrusu Hindistan şu an dünyanın büyük güçlerini birbirine karşı oynayabilme konusunda kıskanılacak bir konumda.
BRICS'in Hindistan'ın stratejik özerkliğe dayalı temel dış politika ilkesini, yani günümüzde esasen Batı ile denge kurma çabalarını kolaylaştırıcı bir rolü olabilir.
Ve BRICS'te Hindistan ve Çin'in 2 rakip ülke olarak yer alması bağlamında BRICS'i küçümseyen Batı merkezli varsayımlar olabilir, ancak BRICS'te rakip Çin ile çalışmak aynı zamanda Yeni Delhi'nin Pekin ile gerginliği azaltmak için yavaş ve ihtiyatlı çabalarına yardımcı da olabilir.
Ki Yeni Delhi'nin zirve arifesinde duyurduğu sınır devriye anlaşması da burada önemli ki bu duyuru Hindistan Başbakanı Narendra Modi'ye muhtemelen 5 yıldır görüşmediği Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmek için gerekli diplomatik ve politik alanı sağladı.
Yeni Delhi ayrıca hem Batı'nın onu izole etme çabalarına karşın yakın dostu Moskova'ya olan bağlılığını göstermek için hem de yakınlaşan Rusya-Çin ilişkilerini gözetmek için de BRICS'i kullanabilir.
Daha geniş çerçevede ele alınacak olursa, BRICS'in önemsediği öncelikler aynı zamanda Hindistan için de geçerli.
Örneğin, son zirvenin ortak bildirisinde dile getirilen Küresel Güney ile etkileşim, çok taraflılığı ve çok kutupluluğu veya çok merkezliliği teşvik etme, Birleşmiş Milletler (BM) reformunu savunma ve Batı'nın yaptırım rejimini eleştirme gibi öncelikler Hindistan'ın da öncelikleri ile örtüşüyor.
Ancak tüm bu olumlu yönlere karşın olumsuz yönler de söz konusu:
BRICS'in açıkça Batı karşıtı bir eğilime evrilmesi durumunda Batı ve Batı dışı dünya ile ilişkilerini büyük bir hassasiyet ile dengelemeyi hedefleyen Hindistan için işler kesinlikle zora girer.
Ancak bu senaryo ne kadar mümkün tartışılır:
Hem Batı karşıtı olarak algılanan BRICS'in hem (İran dışında) yeni katılan üyelerinin hem de muhtemel yeni katılacak üyelerinin pek çoğunun Batı ile yakın bağları var Ve Hem de ayrıca BRICS Batı karşıtı bir düzenleme olarak evrilse dahi bu kez de Batı için ne ölçüde gerçek bir tehdit oluşturabilecek, bu son derece kuşkulu ve tartışmalı.
Örneğin BRICS'in genişlemesi ve gelişmesi açısından ele alırsak, potansiyel katılımcıların BRICS üyeliğinden ne elde edecekleri belirsiz; bu bağlamda Amerika ile savunma ve güvenlik ittifakına hala büyük değer veren Suudi Arabistan'ın kararsızlığı akla getirilebilir.
Ayrıca yine BRICS'in genişlemesi ve gelişmesi açısından ele alırsak, Hindistan BRICS'in genişlemesine çok fazla sıcak bakmayanlardan biri Ki bunun Çin'in lehine olabileceği kaygısını güdüyor olabilir.
(Burada yeri gelmişken dış basının çarpıttığı bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim: Hindistan'ın Türkiye'nin BRICS üyeliğini reddettiği iddiaları gerçeği yansıtmıyor.)
Hindistan özelinde ele alırsak, Yeni Delhi BRICS üyelerinin çoğu ile iyi geçiniyor olabilir, ancak üyelerin çoğu birbirleri ile iyi geçinemiyor.
Dahası, son zirvenin ardından yayınlanan ortak bildiride bir dizi plan belirlendi ki bunlar arasında en dikkat çekenlerden biri de Amerika dolarına karşı mücadele edecek ve Batı yaptırımlarından kaçınacak alternatif uluslararası bir ödeme sistemi yaratmak ancak Amerikan dolarının hakim olduğu küresel para sistemine meydan okuyacak bir alternatif yaratma amaçlayan projeleri muhtemelen pek uygulanabilir gözükmüyor, çünkü birçok üye devletin ekonomisi bundan vazgeçmeyi göze alamaz Kİ ayrıca Çin de sermaye hesaplarını ve mali piyasalarını açma konusunda pek ciddi görünmüyor.
Bu arada ilk etapta "BRICS Bankası" olarak adlandırılan Yeni Kalkınma Bankası'nın faaliyete geçmesinin olumlu bir gelişme olduğunu söylemek gerek ancak bunun ortak hedeflere yönelik yetkisi henüz hala net olarak görülmedi.
Ayrıca şunu belirtmek gerek: BRICS'in hedeflerini gerçekleştirme şansı Hindistan ve Çin'in ortak girişimler üzerinde ne derece işbirliği yapma zemininde olabileceği ile son derece doğru orantılı ki Hindistan ile Çin arasında yakın zamanda imzalanan sınır anlaşmasına da çok fazla anlam yüklenmemeli.
BRICS'te bu 2 üye çok önemli ve bu ikisi tarihi rakipler, aralarındaki sınır anlaşmazlığı geniş kapsamlı ve karmaşık, ayrıca Güney Asya ve Hint Okyanusu'nda da çetin jeopolitik rekabet içindeler ve dahası Çin'in Pakistan ile yakın ittifakı söz konusu...
Hindistan özelinde, son zirvedeki ortak bildiride de yer aldığı üzere BRICS ülkelerinin iklim değişikliği gibi çok daha kolay ulaşılabilir konular üzerine işbirliği taahhüdü, üye devletlerin Batı'ya karşı olmaktan çok birbirleri ile birlikte çalışması için bir gereklilik zemini yaratacaktır Kİ bu da Hindistan için ideal bir düzenleme.
Dolayısıyla BRICS bugün için çok taraflılıktan Küresel Güney'i kucaklamaya kadar Yeni Delhi için her şeyin en iyisini sunuyor.
Ve Hindistan'a Batı ve Batı dışı devletler ile ilişkilerinde daha dengeli bir tutum sergileme fırsatı sunduğu sürece de Yeni Delhi BRICS'ten en çok yararlananlardan biri olmaya devam edecek.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish