BRICS sonrası dönemde bölgesel gerginlikler ve Gürcistan seçim sonuçları

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Bölgemizde, özellikle Türkiye'ye yakın bölgelerde birinci dereceden ilgilenen olayların başında BRICS'ten sonraki dönemde Batılı silahlarla Rusya'nın iç bölgelerine vurulup vurulmayacağı meselesi geliyor.

Bu durum, Batılı silahlarla Rusya'nın iç bölgelerine saldırıların düzenlenmesi, NATO'nun, ABD'nin ve Avrupa'nın doğrudan Rusya'ya savaşa girmesi olarak Kremlin tarafından değerlendiriliyor.
 


Putin'in tepkileri

Vladimir Putin, yakın döneme kadar bu konular gündeme geldiğinde, mesela Kuzey Kore'de bulunduğunda, F-16'ların Ukrayna'ya verilmesi konusunda işaretlerde bulunmuştu. Putin orada nükleer silah tehdidiyle cevap vermişti.

F-16'ların ikinci partisi 2025 Mart ayında, yani 20 uçak ve 40 pilot olarak gönderileceği belirtiliyor. Burada esas sorun, pilotların yetiştirilmesiymiş.


Seçim süreci ve beklentiler

Şimdi, 5 Kasım ABD seçimlerine giden süreçte, Vladimir Putin bizzat müdahil oldu.

Putin, "Eğer bizim iç bölgelerimizi vurmaya kalkarlarsa, bunu NATO'nun ve ABD'nin bize savaş açması olarak değerlendireceğiz ve bunun cevabını biz de vereceğiz" dedi.

Zira bunun için istihbari bilgilerin olması ve silahların kullanılabilmesi gerekiyor. Bu da kimde var? Batılı ülkelerde var. Putin, "Ukrayna'nın böyle bir kabiliyeti yoktur" dedi.

Bu, Rusya'nın böyle bir hazırlığı olduğunun göstergesi.


Gürcistan seçimleri ve sonuçları

Bu bağlamda, 26 Ekim'de Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren Gürcistan'da parlamento seçimleri yapıldı.

Bu seçim Gürcistan'ın kaderinde, Kafkasya'nın kaderinde ve Gürcü demokrasisinin kaderinde ne kadar belirleyici bir rol oynayacağını daha önce defalarca konuştuk ve yazdık.

Seçimden Gürcü Rüyası Partisi birinci çıktı. Yüzde 54, yüzde 40'a yakın muhalefet partileriyle, yani blok olarak değil de 89'a 71, çok açık bir aralık değil.

Gürcü Rüyası, yüzde 60 gibi bir oran bekliyordu. Zina İvanişvili'nin, Sovyetler Birliği dağıldığında elde ettiği serveti kullanarak, Rusya derin devletine bağlı olduğu ifade ediliyor.

2008'de Sakaşvili'nin Gürcistan'a girmesiyle tehdit etmişti. Ancak şimdi Gürcü Rüyası'na temkinli açıklamalar geliyor. Muhalefet ise birkaç muhalif partinin milletvekili mazbatasından imtina ettiğini duyurdu.


Gelecek hedefleri

Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, Sakaşvili döneminde bir yıl dışişleri bakanlığı yapmıştır. Bunu muhalefetin zaferi olarak değerlendirebiliriz.

Gürcü Rüyası Partisi, bundan sonraki dönemde 2030 yılına kadar Gürcistan'ı mutlaka Avrupa Birliği'ne entegre edeceğini ifade etti.

Avrupa Birliği kurumlarına yapılan açıklamalarda da Gürcistan'ın Avrupa Birliği yolunda ilerlemesine geri adım atılmayacağı vurgusu yapıldı.


Rusya'nın müdahalesi

Bu gelişmelerin nasıl ilerleyeceği belirsiz. Çünkü açık bir şekilde Rusya'nın müdahalesi söz konusu.

Seçim günlerinde aynı metot kullanılıyor. Örneğin, Rusya'da Vladimir Putin'e oy vermeyen entelektüel kesimler var. Oylar ağırlıklı olarak Çeçenistan gibi Müslüman bölgelerden çıkıyor.

Aynı metodoloji Gürcistan'da da uygulandı; Tiflis ve Kutaisi gibi büyük kentlerde Gürcü Rüyası  iktidar partisi istediği oyu alamadı.

Ancak Azerbaycan bölgelerinde, Azerbaycan Hükümeti'nin etkisi ve Sokar'ın paralarının büyük rolü var.


Azerbaycan ve Gürcü Rüyası 

Gürcü Rüyası Partisi, Rusya'nın güdümünde. Azerbaycan, Gürcistan'a destek veriyor.

Azerbaycan bölgelerinde yüzde 70, yüzde 79, yüzde 80 oranında oy çıkıyor.

Diğer taraftan Ermenistan bölgeleri de var. Ahalkalatsı, Türkiye'yi birinci dereceden ilgilendiren bir bölge.

Çünkü Rusya, Ermenistan hükümetini sıkıştırıyor. Gürcistan içindeki Ermeni bölgesini destekliyor.


Protestolar ve gelecek

Bu süreç, Türkiye için yakından izlenmesi gereken bir durum.

Çünkü aynı şeyi şimdi Abhazya bölgesinde yapıyor.

Protestolar devam edecektir; bu hemen bitti, oldu bittiye gelecek bir durum değil.

Mazlumların parlamentoya dönmesi ve yeni bir seçim yapma girişimleri ne kadar başarılı olabilecek, belirsiz.

Ancak Gürcü Rüyası Partisi'nin işini bundan sonra rahatlıkla idare edemeyeceği, toplumsal tepkilerin artacağı aşikar.

5 Kasım'da ABD seçimleri var. Azerbaycan'da 11-22 Kasım arasında BM iklim zirvesinin yapılması planlanıyor.

Geçen hafta Avrupa Parlamentosu'nun ağır yaptırımlar kararı alması, Azerbaycan memurlarının Avrupa Birliği binalarına girmemesini istemesi önemli bir gelişme.

Azerbaycan, Karabağ'ı temizlediği gerekçesiyle soykırım yapmakla suçlanıyor.

Azerbaycan, Vardanyan gibi Rus milyaderlerin Karabağ'da karışıklık çıkardığını ve bu kişilerin gözaltına alındığını belirtmiştir. Avrupa Parlamentosu, bu kişilerin serbest bırakılmasını istedi.

Bakü, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararın siyasi tutuklamalar içerdiğini ifade etti.

Ancak Azerbaycan hükümeti, içerideki gazetecilerin ve bilim insanlarının hapsolmasını dikkate almadı.

Bu durum, Azerbaycan hükümetinin Avrupa Parlamentosu'nun kararlarının kendilerini etkilemeyeceğini ifade etmesiyle sonuçlandı.
 


Demokrasi ve gelecek

Burada bir kez daha demokrasinin geleceği meselesine dönecek olursak, eski Sovyet coğrafyasında gelişen olayların, demokrasiye engel oluşturma çabaları olduğunu görüyoruz.

Mikhail Saakashvili'nin 10 yıllık döneminde Türkiye ile çok yakın ilişkiler kuruldu.

Çünkü Saakashvili, demokrasi yanlısı bir liderdi. Türkiye, demokrasinin önemini bilerek bu süreçte yer almalı.

Seçim yoluyla iktidarın el değiştirmediği sürece ne ekonomik ne de siyasi gelişme sağlanamaz.

Bu durum, Türk demokrasisi için kritik bir öneme sahip.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU