Sömürgeci yaklaşımın gölgesinde kalan trajedi... Macron'un Mayotte ziyareti: "Fransa'nın bir parçası olduğunuz için şükredin!"

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

14 Aralık'ta Hint Okyanusunda gerçekleşen Chido Kasırgası, Fransa'nın en fakir kolonisi olan Mayotte'da çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olurken, adanın altyapısını da harabeye çevirdi.

Üzerinden 2 haftadan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, can kaybı hakkında net bir sayıya ulaşılamadı.

Fransız yetkililer yaşanan felaketin boyutunu gizlemek istercesine ölü sayısının yalnızca 31 olduğunu duyurdu.

Ülkede kayıt dışı çok sayıda göçmenin yaşaması ve cesetlerin hızla gömülmüş olması nedeniyle kasırganın binlerce can aldığı tahmin ediliyor.  
 

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 

Mayotte adası, Fransa'nın yalnızca kasırga vurduğunda ya da karışıklık çıktığında hatırladığı deniz aşırı topraklarından daha doğrusu sömürgelerinden biri.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kasırganın vurduğu adaya ziyarette bulundu ancak öfkeli bir kalabalıkla karşılaştı.

Kendisini yüksek sesle yuhalayan ve hükümetin krize yanıt vermemesini protesto eden halk istifa çağrısında bulununca, "Ben kasırga değilim! Ben sorumlu değilim!" diyerek Fransa'yı şu sözlerle savundu:

Fransa'nın bir parçası olduğunuz için şükredin. Çünkü Fransa olmasaydı, 10 bin kat daha kötü durumda olurdunuz. Hint Okyanusu'nda insanlara bu kadar yardım ettiğimiz başka bir yer yok.
 

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

 

Sağlık hizmetlerinin son derece zayıf olduğu adada, yaralılar tedavi edilemedi, halk günlerce susuz kaldı, kasırgadan günler sonra yardımların ulaştırıldığı ada halkı her şeyin üstüne bir de Fransa Cumhurbaşkanı tarafından azarlandı. 

Macron'un sözleri, Fransa'nın Mayotte'da yalnızca yönetici bir efendi olarak var olduğunu, halkın acılarını anlamak ya da çözmek gibi bir niyeti olmadığını gösteren sömürgeci kibrin tezahürü.

Acısı taze halkla empati yapmak yerine Fransa'nın bir parçası oldukları için şükretmelerini söyleyerek Macron, aslında onların yoksulluk ve eşitsizlik içinde yaşamalarını doğal bir düzen gibi sunuyor. 


Gerçekler çok farklı

Macron'un iddialarının aksine Mayotte adası Fransa tarafından çok uzun zamandır yeterli ilgiyi ve yardımı görmüyor, halk su ve elektrik gibi temel hizmetlere ulaşamıyor.

Fransa'nın yardım politikaları gerçek bir çözüm değil, sadece geçici pansumanlar sunuyor.

Fransız ulusal verilerine göre Mayotte nüfusunun çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Adaların resmi kayıtlara göre 320 bin sakininin yaklaşık yüzde 40'ı ayda 200 eurodan az bir gelirle geçiniyor (Fransa'da asgari ücret ise bin 400 euro).

Adada 10 konuttan 4'ü, kontrplak parçaları ve metal levhalar gibi dayanıksız malzemelerden yapılmış durumda, her 10 konuttan 3'ünde akan su yok.  

2022'de Mayotte'nin işsizlik oranı yüzde 34 idi.

Bu ekonomik zorluklara rağmen Mayotte 2014'te adanın AB'ye dahil olmasıyla beraber daha iyi yaşam koşulları vadettiği umuduyla başta Komorlar olmak üzere diğer ülkelerden büyük göçmen grupları almaya devam ediyor.

Bu göçmenlerin çoğunun kayıt dışı olduğu ve ülke nüfusun yarısına yakınını (hatta bazı iddialara göre yarısından fazlasını) oluşturduğu biliniyor.
 

 

Ada nasıl Fransız kolonisi oldu?

Mayotte, Mauritius yakınlarındaki Réunion, Trinidad ve Tobago yakınlarındaki Martinik adası, Atlas Okyanusu'ndaki Guadeloupe Adaları ve Brezilya ve Surinam sınırlarındaki Guyana bölgesi ile aynı jeopolitik gerçekliğe hapsolmuş durumda.

Tüm bu bölgeler Fransa'nın doğal sınırlarının dışında bulunan Fransız eyaletleri kabul ediliyor. 

Hint Okyanusunda yer alan Doğu Afrika ülkesi Komorlar üç ana adadan oluşuyor.

Anjuan, Moheli (Mwali) ve Büyük Komor(Ngazidja) dördüncü ada ise Mayotte idi.

Bu adalar uzun yıllar boyunca Fransa tarafından sömürüldü.

Fransa kardeş ada halkları arasında anlaşmazlık yaşanması için çabaladı ve başarılı oldu.

"Böl ve yönet" ilkesince, siyasi ve coğrafi olarak bir olan 4 adanın her birinde bağımsızlık için ayrı ayrı birkaç referandum düzenledi.

1 Ocak 1976'da yüzde 65 oyla Fransız iktidarını destekleyen Mayotte Adası hariç, Komorlar Birliği'ni oluşturan diğer adalar Fransa'dan bağımsız olmayı tercih etti.

Birleşmiş Milletler'in itirazlarına rağmen Fransa referandum sonuçlarını ileri sürerek Mayotte adasını kendi toprağı ilan etti. 

2014 yılında ise bu ada AB'nin en uzaktaki toprağı statüsüne kavuştu.

Lakin, referandumdan bu yana, Fransa Mayotte'taki vatandaşları için neredeyse hiçbir şey yapmadı.

Buna karşın Mayotte, komşu adalardan yani Komorlar'dan çok sayıda göç alıyor.

Fransa göçü engellemek için Komor Adaları'na yardımda bulunmak yerine Mayotte halkını Komorlu göçmenlere karşı daha fazla kışkırtıyor.

Mayotte ada halkı Mahorailer olarak biliniyor ve büyük bir kısmı uzun yıllar süren Fransız sömürgeciliği ve propagandası sonucu, Fransız olmaktan gurur duyuyor.

Ülkenin Komorlu göçmenleri ise Mayotte halkı tarafından yaşam standartları düşürüldüğü gerekçesiyle istenmiyor ve kovulmaları gerektiği düşünülüyor. 

Tohumları Fransız sömürgeciliğinde atılan anlaşmazlık, aynı din ve ırktan olan Mahorailer ve Komorluları sık sık karşı karşıya getirdi. 

Ancak yaşanan son felaket sonrası iki halk birbirine yaklaşmayı başardı. 

Mayotte'un yaşadığı felaket, bir doğal afet olmanın ötesine geçerek; Fransa'nın Mayotte'a ve halkına gösterdiği ilgisizliği ve sömürgeci zihniyetin hala hayatta olduğunu gözler önüne serdi.

Fransa'nın Mayotte'u yalnızca stratejik çıkarları için sahiplenmesi, adanın gerçek ihtiyaçları karşısında sessiz ve küstah tavrı, ada sakinleri tarafından çok daha net fark edildi.

Mayotte halkı, şimdi tüm bu acılardan ders alarak, "ikinci sınıf Fransız" muamelesi görmek yerine, köklerine dönmek ve bağımsızlık yolunda atılacak adımlar için bir fırsat bulmuş olabilir.

Afrika genelinde Fransa varlığı ciddi anlamda azalmaya başlarken, Mayotte halkının kıtadaki diğer eski Fransız sömürgesi ülkelerin tecrübelerinden ve onurlu tavırlarından ders çıkararak son yaşanan trajediyi çok daha iyi okuması kendi lehine olacaktır. 

 

 

https://english.almayadeen.net/news/politics/mayotte--a-remnant-from-the-french-colonialism-of-arab-land 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU