İstanbul Boğazı'nda balık nesli yok ediliyor

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Marmara Havzası'ndaki noktasal ve yayılı kaynaklı azot ve fosfor kirlilik yükleri baskısı altında Marmara Denizi'nde balık nesli yok oluyor. 

Denizlerdeki biyolojik yaşam için gerekli minimum çözünmüş oksijen (ÇO) konsantrasyonu litrede 4,5-5 miligramdır.

Düşük çözünmüş oksijen seviyeleri balıkların büyümesi, üremesi, aktivite seviyeleri ve hatta hayatta kalması dahil hemen hemen her şeyi olumsuz etkiler. 

Deniz suyunda ÇO konsantrasyonu litrede 2 miligram ve altına düşerse (yüzde 60 ila 80 azalma), bazı bölgelerde sıklıkla olduğu gibi, su resmen hipoksiktir -birçok türün yaşamını sürdürebilmesi için oksijeni çok düşüktür.

Deniz suyunda ÇO değeri litrede 2 miligram ve altı balıkların giremeyeceği seviyede düşüktür.

2023 yılı ölçümlerine göre Marmara denizi İstanbul Boğazı’nda yüzeyde çözünmüş oksijen litrede 6,5 miligram iken 20 metre derinlikten itibaren çözünmüş oksijen litrede 3 miligramdan 35 metre derinlikte litrede 2 miligramın altına düşmüştür, hipoksik şartlarda balık yaşaması mümkün değil.

Bu yüzden Balıklar sadece ilk 20 ila 25 metre derinlikte göç edebiliyor.

Daha derinlerden balık göçü olmuyor. 
 

Şekil 1. Marmara Denizi’nde çeşitli noktalarda çözünmüş oksijen (ÇO) değeri 
Şekil 1. Marmara Denizi’nde çeşitli noktalarda çözünmüş oksijen (ÇO) değeri 

 

Yapılan ÇO ölçüm verilene göre İstanbul Boğazı'ndan Marmara'ya giriş bölgesi (M8):

  • Yüzeyde çözünmüş oksijen (ÇO) değeri litrede 6,2 miligram ile litrede 7,2 miligram arasında değişirken 2023 yılı ölçümlerine göre 20 metre derinlikte litrede 3,2 miligram ve 35 metre derinlikte litrede 1,8 miligramın altına düştü.
  • Litrede 1,8 miligram çözünmüş oksijenin olduğu ortam hipoksik olup bu tür ortamlarda sıfır balık yaşar, yani balık giremez ve bu yüzden balıklar yüzeyden göç ediyor.

İstanbul Boğazı’nın en dar ve en akıntılı bölgesine ağ atılması balık göçüne ciddi darbe vurulması ve Marmara denizinde balık neslinin tükenmesi ve geleceği yok edilmesi demektir.

Balıkların geçmek zorunda oldukları göç yolu Şekil 2’de verildi. 
 

Şekil 2. İstanbul Boğazı’nda balık göç yolu
Şekil 2. İstanbul Boğazı’nda balık göç yolu

 

İstanbul Boğazı balıkların Karadeniz’den Marmara denizine geçiş yoludur. Marmara denizi pek çok balık türü için üreme alanıdır.

Balık ağlarının transit deniz trafiğine olumsuz etkileri vardır.

Koca gemiler, ağların ve gemi boyutlarına yakın balıkçı teknelerinin arasında slalom yapmak zorunda kalıyor zaman zaman.

İstanbul Boğazı’nın ortalama derinliği –35 metre, uzunluğu 31 kilometre ve genişliği 1.6 kilometredir.

Boğaz'da en derin yeri –110 metre olup Marmara Denizi'ne bağlandığı yerde – 40 metrelik bir derinliğe eriştiği görülüyorr.

2021 yılı itibarıyla, Marmara Denizi'ndeki limanlara kayıtlı 203 adet gırgır teknesi bulunuyor.
 

Şekil 3. Gırgır ağlarının denizde kullanım şekli
Şekil 3. Gırgır ağlarının denizde kullanım şekli

 

Bu trol ve gırgır av aracı altı büzülerek dipteki biyolojik yaşamı da yok ediyor.

AB (EC) No 1967/2006 Yönetmeliğinin 13(1) maddesi, kıyıdan 3 deniz mili uzaklıkta veya kıyıdan daha kısa bir mesafede ulaşılan minimum 50 m'lik izobat içinde çekili teçhizatların kullanılması yasaklanmıştır.

AB ve benzeri ülkelerde 50 metreden sığ denizlerde avlanmak yasak. Marmara denizi ve İstanbul boğazında ise 24 metre derinlikte yasak sınır konmuştur.

Boğazda ve Marmara’da balık avcılığı minimum derinlik sınırı 24 metredir. Bu kıyıdan uzaklığı değil deniz dibi derinliğidir. 

Dibi oksijensiz 24 metre derinlikle balıkların göç yolu olan Boğaz’ı ağlarla kesip avlanma yapmak katliamdır,

Marmara Denizi’nde balık neslini yok etmektir. Çünkü Marmara Deniz’inin ve Boğaz’ın 25 metre derinliğinden itibaren hipoksik şartlar hakim olduğundan balık yaşamaz.

İstanbul Boğazı dar bir su yolu olduğundan, birçok uzman son derece gelişmiş teknolojik ekipmanlarla donatılmış trol ve gırgır teknelerinin balıklar için çok az kaçış potansiyeli bıraktığını öne sürmektedir.

İstanbul Boğazı'ndaki birçok balıkçı gemisi yoğun miktarda çaba sarf etmekte ve özellikle Beykoz Körfezi'nde transit halindeki diğer gemilerle çakışabilmektedir.
 

Şekil 4. Yeşil, kırmızı, sarı, mavi ve mor izler sırasıyla kargo gemilerini, tankerleri, balıkçı gemilerini, yolcu gemilerini ve diğer gemi tiplerini gösteriyor
Şekil 4. Yeşil, kırmızı, sarı, mavi ve mor izler sırasıyla kargo gemilerini, tankerleri, balıkçı gemilerini, yolcu gemilerini ve diğer gemi tiplerini gösteriyor

 

Boğaz bir balık kapanı değildir! Gırgır ve trol avcılığında avlanma derinliği AB standartlarına yani 50 metreye yükseltilmelidir.

50 metre derinlik yasağı uygulanırsa balık nesli koruma altına alınır. Boğazın kurtuluşu ancak bu yolla düzeltilir.

Bu yüzden acilen Marmara Denizi ve boğaz gırgır ve trol avcılığına kapatılmalı.

Marmara Denizi'nde kalkan, uskumru, kolyoz, orkinos, dil balığı, kırlangıç artık yok.

Marmara Denizi'ndeki balık tür çeşitliliğinde ve popülasyonunda yüzde 25 civarında bir azalma var.

Biyokütle anlamında bakacak olursak yüzde 20 civarında bir azalma söz konusu.

Bizim daha çok avladığımız hamsi, istavrit, kolyoz, lüfer, sardalye gibi türlerin miktarında yüzde 20 civarında azalma var.

Öte yandan köpek balığı, vatoz gibi türlerin hem sayısında hem miktarlarında hem de biyokütlesinde yüzde 100'e yakın artışlar söz konusudur.

Marmara'daki balık popülasyonunun artırılabilmesi ve boğaz trafiğinin rahatlatılması için boğazlardaki her türlü gırgır ve trol avcılığına dur denilmeli ve AB normları uygulanmalı. 

Boğaz’da AB normları uygulandığı zaman gırgır ve trol avcılığı yapılamaz. 

Birkaç gün önce İstanbul Boğazı Çubuklu ve Paşabahçe açıklarında balıkçı tekneleri, avlanmak için denize bıraktıkları ağlarla birlikte akıntıya kapılarak sürüklendi.

Balık göç yollarını kapatan ve balık neslini yok eden bu yanlış uygulamaya dur denilmeli.

Besin zincirine ortak balık türleri yok olunca denizanaları ortama hakim olmaya başlar.

Denizanalarının balık yumurtalarıyla beslenmesi nedeniyle balık yumurtası bolluğunda azalma yaşandığını ve bu durumun balık popülasyonu türlerinin azalmasına neden oluyor.

 

 

Kaynak:

https://www.indyturk.com/node/751282/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/marmara-denizi-oksijensizlikten-%C3%B6l%C3%BCyor

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU