Güne çok erken başlarım. Ve henüz daha güneş doğmadan kocaman soğuk suyumu dolaptan alır ve ben uyurken dünyada neler olduğunu anlamak için laptopumu açıp uluslararası haber sitelerini okumakla başlarım.
Genelde Türkiye'de yayın yapan haber sitelerinden uzak dururum. Çünkü bizim haber portallarımız haber vermek yerine kendi ideolojilerine göre yorum yaparlar. Böyle seviyorlar. Bundan hoşlanıyorlar.
Oysa ben yorum yapabilecek yeterli zekâya sahip olduğumu düşünmüyorum, öyle olduğuna eminim ve okumak istediğim net-yalın haberlerdir.
Ancak bunu kendi kaynaklarımızda göremediğimden yabancı servislere bakmayı tercih ederim.
Gördüğüm ilginç bir haberi hemen o ülkenin ya da yerel bölgenin haber sitelerinde araştırırım.
Tek taraflı beslenmem. İlgili haber hakkında birçok kaynaktan birçok veriye ulaşmak isterim.
Mesleki alışkanlık deyin ya da emekli bir adamın işsizliği… Sonuç değişmez.
Dün sabahta ilginç bir haber gördüm. Haber Anadolu Ajanslı (AA) temelliydi. Ve bizim haber ajanslarımızda noktasını-virgülünü dahi değiştirmeden kopyalayıp-yapıştırma metodu ile kendi okuyucularına duyurmuştu.
Haber şuydu;
Nijerya'da Kajuru Bölge Başkanı Cafra Caino'nun verdiği demece göre, Maro pazarında silahlı çete üyeleri tarafından bir saldırı düzenlenmiş, saldırı da 12 kişi hayatını kaybetmiş ve 20'nin üzerinde kişinin de yaralandığı belirtildi.
Olayla ilgili yapılan ilk analizde bölgenin kırılgan bir zeminde olmasından kaynaklı Boko Haram ve ISWAP terör unsurlarının saldırıyı gerçekleştirdiği düşünülüypr. Her iki terör örgütünden de şu ana kadar bir açıklama gelmedi.
Siz bu yazıyı okurken bir açıklama yapılmış olacağını ve saldırıyı bu iki örgütten birinin üstleneceğini düşünmüyor değilim.
Belki çoktan üstlenildi, belki başka birileri sahip çıktı. Ancak ben haberci ya da gazeteci değilim. Kendi uzmanlığım neticesinde bu haberleri yorumlarım. İronik değil mi?
Şimdi yorumlayalım;
Ben olaya standart bir terör saldırısı olarak bakamıyorum. Saldırının gerçekleştiği bölge Kuzey Nijerya ve İslami yönetimin söz sahibi olduğu ciddi bir şehir.
Kuzey Nijerya'nın tamamı şeriatla yönetiliyor ve bu bölgede IŞİD'e bağlılığını resmen bildirmiş olan Boko Haram ciddi bir güce sahip.
Hıristiyan Nijeryalılara yaptıkları zulümler, yerel genç kızların kaçırılıp İslami usullere göre köleleştirilip satılması, insan kaçakçılığı ve organ mafyası diz boyunu çoktan geçmiş durumda.
Diğer bir etkin terör örgütü ise ISWAP "İslam Devletinin Batı Afrika Eyaleti" anlamına gelen "Wilayat Garb Ifriqiya".
Saldırının olağan şüphelileri bu iki örgüt.
Ancak ölenlere bakıldığında durum pek öyle değil gibi.
Henüz Türkiye'de haber servislerinde ölenlerin kimlikleriyle ilgili bir veriye ulaşamadım ancak Nijerya'nın Kaduna Eyaleti'nde yayın yapan bir haber sitesi ölenleri kimlikleriyle beraber haklarındaki bazı bilgileri de yayımladı.
Bu haber sitesi çok ilginç başka haberleri, olaya tanık olmuş ve kimlikleri gizli tutulmuş şahitlerin ifadelerini de yayımladı.
Ölenlerin kimlikleri haber yayınlandıktan 4 saat sonra siteden kaldırıldı ancak hafızalardan özellikle benim hafızamdan o kadar çabuk kaldırılamadı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Maro pazarında ölenlerden altısı ISWAP Örgütü üyesi olduğunu yazdı site. Bunların 2'si üst düzey yönetici. Geriye kalan 4ü işini çok kötü yapmış koruma görevlileri. Buna şüphe yok.
Ölenlerden bir diğeri, iki ISWAP yöneticisi ile görüşme halinde olan, Sudan'ın Hartum şehrinin en büyük İslami Üniversitelerinden birinde Profesör.
"Neden oradaydı?", "Orada ne yapıyordu?", "Onlarla ne konuşuyordu?" gibi soruların cevapları ise çoktan onlarla birlikte hiçliğe karıştı. Ya da birileri çoktan sahip olup, tekeline aldı. Bunu kimse bilemez.
Bir diğer ölen kişi ise bu profesörün asistanı. Bir diğer ölen profesörün şoförü. Geriye kalan ölenlerden bir diğeri ise ilginçtir ki; "Beyaz Adam".
Evet, yanlış okumadınız. Aynen bu ifade kullanılmış sitede ve hakkında başka bir bilgi yok.
Kimdir, necidir, orada ne işi vardır, o diyalogdaki rolü nedir? Bunlar bilinmiyor.
Ve 20 yaralıyla birlikte hayatını kaybeden son 2 kişi ise yerel halktan insanlar. Büyük bir talihsizlik denilebilir. Ya da mukadderat. Artık siz ne derseniz...
Boko Haram'dan 2009'da ayrıldığından beri ISWAP ile bu iki örgüt arasında ciddi bir rekabet, yarış hatta savaş var diyebiliriz.
Kaldı ki 2021'de Boko Haram'ın lideri Abubakar Shekau, ISWAP ile girilen bir çatışmada kendi üzerindeki bombayı patlatarak ölmüştür. Durum sanıldığından daha ciddidir yani orada.
Ölenlerin kimliklerine bakıldığında bu saldırı Boko Haram'ın bir faaliyeti gibi durabilir.
Ki en çok onların işine yarayacağı da ortada olduğundan onları listenin en üstüne yazmak mantıklıdır. En azından donut ile beslenen bir polis dedektifi için.
Ancak ben şunu sorarım; peki, Boko Haram böyle bir saldırıyı gerçekleştirebilir mi?
Muhakkak. Ateş gücü oldukça nektar ve acımasız bir örgüt en nihayetinde. Ancak bu basit bir saldırı değildir. Hatta çok ciddi bir istihbarat / obserbiyonaj çalışması gerektirmektedir.
Ciddi bir emek, masraf ve donanımlı personel lazımdır. Çünkü tüm yumurtaları aynı sepete toplayıp aynı anda, eş zamanlı bu operasyonu gerçekleştirmek, amacı genç kızları satıp cariye yapmak, insan kaçırmak ve farklı dinden olanlara işkence yapmak olan ilkel bir örgütün kapasitesinin çok çok üstünde olduğu açıkça ortadadır.
Muhtemel verilere bakılınca bunun "sıradan -basit bir terör eylemi" olmadığı çok nettir. Bu üzerinde uzun zaman çalışılmış, birçok istihbarat raporları tutulmuş, alternatif planlar yapılmış, senaryolar hazırlanmış, uygun personel atanmış, teknik takipleri yapılmış, sıcak temaslar sağlanmış, yerel unsurlardan faydalanılmış hatta angaje edilmiş / ajanlaştırılmış terör unsurlarından kaynak sağlanmış bir istihbarat operasyonudur.
İmkân ve kabiliyetleri çok yüksek olan terör örgütlerinin bile gerçekleştiremeyeceği, gerçekleştirse bile muhtelif tesadüflerin bir araya gelmesinden öte başarılması çok zor bir operasyondur bu.
Bu sebeple bu saldırının altında kesinlikle profesyonel bir istihbarat servisi vardır.
İddiamın arkasındayım. Çünkü; deliller basittir. İlk adımda bu kritik hedeflerin önce tespit edilmesi lazımdır.
Ve sonra asla ifşa olmadan sıcak takip başlaması lazım. Ardından teknik takip ve uydu / diğer teknolojik istihbarat destekleri almanız gerekir.
Çevresi, yakınları, alışkanlıkları, zaafları ve hatta günlük rutinlerini öğrenmeniz lazım. Üstelik bunları her hedef için ayrı ayrı ve aynı zamanda yapmalısınız.
Yerel unsurlara irrite etmeden yaklaşmanız ya da örgüt / yakın çevresi içinden birilerini angaje etmeniz şarttır ki cari bilgiler devamlı size gelsin, akmaya devam etsin.
Ardından tüm bu hedeflerin bir araya geleceği bilgisine, nerede, nasıl, kimlerle ve hangi koşullarda bir araya geleceklerini tespit etmeniz lazım.
Ve sonrasında tetiği çekmek? İşte burası en kolay kısımdır. Hasım örgüt ya da diğer hasım unsurlara bu bilgileri uygun bir yolla ihale ettiğinizde zaten onlar koşa koşa bu infaz faaliyetine gideceklerdir.
Çatışmaya şahit olanların söylediklerine bakıldığında ise tetiği çekenlerin son derece amatör davrandığı da ortadadır.
En yeteneksiz istihbarat servisinin taktik harekât birimleri bile bu kadar kötü bir iş çıkartamazken, hedeflerin imha edilme kısmının başka unsurlara verildiği / satıldığı da çok net ve ortadır.
Ancak işler bu noktaya gelene kadar en donanımlı örgüt bile bu verilere, bu bilgilere sahip olamaz. Çünkü en başta çok ciddi bir profesyonellik, donanım, zaman, emek ve para ister bu tip operasyonların hazırlanma aşaması.
Sonuç olarak, Maro pazarında gerçekleşen bu saldırının sıradan bir terör eylemi olmadığı, aksine son derece profesyonel bir istihbarat operasyonu olduğu açıktır.
Hem Boko Haram hem de ISWAP gibi örgütler, böylesine karmaşık bir operasyonu gerçekleştirmek için gereken yeteneklere ve kaynaklara sahip değillerdir.
Saldırının hedefleri ve bu hedeflerin kimlikleri, olayın arkasında yüksek düzeyde planlama ve istihbarat desteği olduğunu göstermektedir.
Bu tür bir operasyon, sadece bir terör örgütünün değil, büyük ihtimalle uluslararası bir istihbarat servisinin detaylı ve uzun vadeli çalışmalarıyla mümkün olmuştur.
Dolayısıyla, bu saldırının arkasında hangi devlet ya da örgüt olursa olsun, amacın sadece terör estirmekten çok daha öte stratejik bir hedefi gerçekleştirmek olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durum, bölgede ve genel olarak dünyada süregelen karmaşık ve tehlikeli güç oyunlarının bir yansımasıdır. Olay bu şekilde okunup, analiz edilirse çok daha verimli ve steril sonuçlar alınacaktır.
Yukarıda dediğim gibi, ben bir gazeteci / haberci değilim. Ben okuduklarımı kendi bilgi, tecrübe ve alanımdaki uzmanlığa göre değerlendiririm.
Yanılabilir miyim? Elbette! Orada ölenler bambaşka insanlar olabilir hatta yazdıklarımla alakası olmayan masumlarda olabilir.
Hatta tüm bu saldırıyı bölgeye adını veren meşhur timsahlar bile yapmış olabilir. Hatta belki de kızgın ve diş enfeksiyonu ile canı yanan bir fil… Ancak durum benim gözlerimden okuduğunda budur, bu kadardır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish