IKB'deki doğalgaz rezervleri İran ve Rusya'nın hedefinde

Serbest Ferhan Sindi Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Erbil ile Bağdat arasındaki enerji anlaşmazlığı, 140. maddenin uygulanmaması, memur maaşlarının gönderilmemesi, Peşmerge'ye silah verilmemesi gibi temel sorunlar henüz çözülmemişken buna şimdi de İran'a bağlı milislerin doğalgaz sahalarına yönelik saldırıları eklendi.


İran'dan sonra Rusya'da IKB'de devreye girdi

Hemen sözün burasında IKB doğalgaz rezervlerinin İran ve Rusya'nın temel gündemlerinden biri olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Ne İran ne de Rusya bu konudaki niyetlerini, tutumlarını ve stratejilerini gizliyor. 

Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) yöneticilerinin doğalgaz ihraç edebileceklerini açıklamasının ardından Rusya'nın Bağdat Büyükelçisi Elbrus Kutrashev Erbil'i ziyaret ederek Kürt liderlere bu adımdan vazgeçmelerini istedi. 

Rus elçi ile Kürt liderler arasındaki görüşmenin detayları açıklanmadı ancak doğalgaz meselesinin konuşulduğu sır değil. Moskova'nın Ukrayna işgalinin ardından Batılı devletlerin art arda hayata geçirdiği ambargoların ardından Rus gazı ve petrolüne bağımlılığın aşılması için de ciddi arayışlar gerçekleşti. Avrupa liderleri bu konudaki niyetlerini açık bir şekilde dile getirdi. 

IKB Başbakanı Mesrur Barzani de Davos Zirvesi ve BAE'deki enerji forumunda doğalgaz alanında önemli bir tedarikçi olabileceklerini duyurdu. Türkiye ve Avrupa'nın da bu konuda çok istekli olduğu konuya ilgi duyanların malumudur.

Rusya IKB'nin enerji dosyasına ilişkin rahatsızlığını diplomatik kanallarla dile getirmekten çekinmedi, İran vasıtasıyla Irak makamları üzerinde de baskı oluşturdu. Bu baskılar ve tehditler Kürtlere füze saldırıları ve roket olarak yansıdı. 

Önceki aylarda saldırılar Erbil'e yapılırken son dönemde füzelerin yönü Süleymaniye'nin Çemçemal ilesine kaydırıldı. Buraya bir hafta içinde tam 3 saldırı düzenlendi. Bununla kalınmadı bir de işgal girişiminde bulunuldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Irak ordusu adı altında bölgede bulunan Irak Hizbullahı, iki defa doğalgaz sahalarını ele geçirmek için harekete geçti. Amaç doğalgaz sahalarına el koymaktı. Bu girişimler Peşmerge tarafından engellendi ancak yeniden olmayacağının hiçbir garantisi yok.

Yeni saldırıların hedefindeki bölge KYB'nin kontrolünde ve bu partinin Şii milisler ve İran ile ilişkileri daha iyi. Buna rağmen Şii milisler neden KYB bölgesindeki doğalgaz sahalarına saldırıyor?

Kerkük'ün güneyi, Hamrin Dağı ve Diyala'nın kuzeyindeki üçgende IŞİD unsurları hala mevcut olsa da roket saldırıları düzenleyebilecek kabiliyet ve teçhizattan yoksunlar. Bu saldırıları yapabilecek tek bir organizasyon var o da Haşdi Şabi'ye bağlı gruplar, başta da Irak Hizbullahı adıyla öne çıkan yapı. 

Askeri yetkililer de katyuşa türü füzelerin Kerkük'ün güneyinden doğalgaz sahalarına yaklaşık 40 kilometre mesafeden atıldığını belirtiyor. 


Şii gruplar doğal sahalarına saldırı ile neyi hedefliyor?

Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeannine Hennis-Plasschaert, 18 Mayıs'ta BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) Irak ile ilgili bir sunum yaptı ve ülkedeki durağanlığın ağır bir bedeli olacağı uyarısında bulundu. 

Plasschaert, buradaki konuşmasında IKB'deki dağınıklığın ve particiliğin de zararlarına değinerek KDP ile KYB arasındaki bölünmenin halk üzerinde olumsuz etki yaptığını ve bundan uzak kalınması gerektiğini ifade etti.

Plasschaert, ayrıca 13 Mart'ta İran'ın resmen üstlendiği füze saldırılarına da işaret ederek daha büyük tehlikelerin kapıda olduğu uyarısında bulundu.

Plasschaert'in uyarısının ardından IKB partileri 9 Haziran'da Erbil'de bir araya geldi ve anlaşmazlık konularını görüştü. Toplantının ana gündemlerinden biri de IKB'deki seçimlerin zamanında yani 1 Ekim'de yapılmasıydı. Plasschaert da toplantıda hazır bulundu. 

Görüşmelerin ardından tüm taraflardan yumuşama sinyalleri gelmeye başladı. Neçirvan Barzani Süleymaniye ve Zaho'da düzenlenen askeri mezuniyet törenlerinde Peşmerge'nin birliğine vurgu yaptı ve KDP ile KYB'ye askeri konulara müdahale etmemeleri çağrısı yaptı. 

Neçirvan Barzani, Peşmergenin partiler üstü olması gerektiğiyle ilgili çıkışı tarihi öneme sahipti. Neçirvan Barzani bu sözleri Süleymaniye'de söylerken Bafil Talabani de pür dikkat dinliyordu.

Zaten öncesinde ve sonrasında da Bafil, Neçirvan Barzani'ye gereken saygıyı göstermişti. Bu çıkışların ardından Peşmerge'nin tek çatı altında birleşmesiyle ilgili daha somut adımlar atıldı ve yeni ortak tugaylar kuruldu. 

Bu arada IKB'nin Genelkurmay Başkanı da bu yeniliklere uygun olarak değişti. General Cemal Eminki'nin yerine İsa Aziz getirildi. Devir teslim töreninde konuşan Peşmerge Bakanı Şoreş İsmail, bu değişimin reform sürecinin bir parçası olduğunu söyledi.

Askeri alanda bunlar olurken KYB'nin lideri Bafil Talabani Erbil'de Neçirvan Barzani ile görüştü. Ardından Neçirvan Barzani ve Talabani, 29 Haziran'da ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon güçlerinin Irak ve Suriye Komutanı John Brian ile Erbil'de görüştüler. Görüşmede IKB'ye yönelik füze saldırıları ve buna karşı alınacak önlemler konuşuldu. 

Bunun yanında geçen hafta Kormor doğalgaz sahasına yapılan saldırının hemen ardından Kürdistan Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Peşmerge Bakanı Soreş İsmail ve Doğal Kaynaklar Bakanı Kemal Etruşi ile saldırı bölgesine gitti ve saldırganlara açık mesajlar verdi.

Talabani, 30 Haziran'da yaptığı açıklamada da saldırıyı kimin düzenlediğini ve arkasındaki güçleri yakından bildiklerini söyledi.

İran'a bağlı Irak Hizbullahı, IKB doğalgaz sahalarına yönelik son saldırısını 24 Haziran'da yaptı. Hemen ertesi günü de Haşdi Şabi'ye bağlı bir güç petrol sahalarına el koymak için harekete geçti ancak Peşmerge buna izin vermedi.

Zaman geçmeden de IKB Başbakanı Mesrur Barzani'nin talimatıyla bölgede takviye Peşmerge gücü sevk edildi. 


İran KDP'den çok KYB'ye gözdağı vermeyi amaçladı

Bunlar yaşanırken Bafil Talabani 28 Haziran'da Bağdat'ta Nuri Maliki, Hadi Amiri, Kays Haz Ali ve diğer Haşdi Şabi komutanlarının hazır bulunduğu bir toplantıya katıldı.

Tarafların arasındaki gerginlik Bafil Talabani ile Kays Haz Ali'nin yüzüne de yansımıştı. Medyaya yansıyan fotoğraflarda Talabani ile Haz Ali'nin gergin olduğu ve bu nedenle sonraki fotoğraflarda aralarına Hadi Amiri'nin girdiği görülüyor.

Bunlar olurken Şii grupların, geçen aylarda tasfiye edilen Lahor Şeyh Cengi'den KYB üzerindeki baskıyı artırmasını istediklerini de not edelim. Lahor Şeyh Cengi'nin adamları tasfiye sürecinde sessiz kalmayı tercih etmişti ancak yeni dönemde bu tutumlarını değiştirdikleri anlaşılıyor. 

Öte yandan IKB yönetimi geçtiğimiz ay petrol ve doğalgaz için 2 şirketin kurulacağını açıkladı. Bu gelişmenin KYB'den bağımsız olduğunu düşünmek mümkün değildir. Saldırılara biraz da bu zaviyeden bakmakta yarar var. 


Bundan sonra ne olacak? 

Tüm bunlar bize şunu anlatıyor; Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde İran'ın desteklediği adayı kabul etmeyen KDP Tahran tarafından cezalandırılmak istendi.

Bunun için de Erbil'e 3 ayrı füze saldırısı düzenlendi. Birinde 13 balistik füze atıldı ve bunu Tahran resmen üstlendi. Ardından Erbil'e bağlı Khabat ilçesinde petrol rafineleri hedef alındı.

Petrol rafinerilerinin hedef alınması bölgede benzin krizine yol açtı. Oluşan uzun kuyruklar ve halkın rahatsızlığı bunun sonucuydu. Bu İran'ın arzuladığı bir neticeydi şüphesiz.

Süreç bununla bitmedi ve Erbil ile Pirmam yolunda yine İHA ile yerleşim yerleri hedef alındı. İran'a bağlı gruplar bu saldırıda da MOSSAD ajanının hedef alındığını ileri sürdü ve bir isim uyduruldu.

Irak ve IKB'deki siyasi tıkanıklığın aşılması için KDP ile KYB'nin görüşmesi ve kendi aralarındaki anlaşmazlık konularını masaya yatırmaları İran'ı yeniden kızdırdı. Bu kez kendisine yakın KYB'yi cezalandırmak istedi. Bu nedenle geçen hafta KYB'nin kontrolündeki doğalgaz sahalarını 3 ayrı saldırı ile hedef aldı.

İran bu şekilde KYB'ye mesaj verdi ve kendi çizdiği sınırların dışına çıkması halinde kontrol ettiği bölgelerin füzelerin, roketlerin ve bombaların hedefinde olduğunu hatırlattı. 

Bütün bu karışıklığın ve krizin nedenini oluşturan şey ise IKB'nin doğalgaz rezervleri. Erbil'in doğalgazı çıkarması ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya satması en çok Rusya ve İran'ı rahatsız ediyor.

Bu nedenle zaten öfkeli olan İran, Rusya'dan da aldığı cesaretle çok rahat bir şekilde Erbil'e, Süleymaniye'ye ve Irak'ın herhangi bir yerine füze saldırısı düzenleyebiliyor. Yaptığı saldırıları üstlenmekte de perva etmiyor.

Yeni süreçte saldırıların sürüp sürmeyeceğini KDP ile KYB'nin hangi parametreler temelinde anlaşıp anlaşmayacağı belirleyecek. KDP ile KYB cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu Kürtlerin çıkarını önceleyerek çözer ve doğalgaz politikasına da hız verirse saldırıların duracağından emin değilim.

KDP'nin zayıf kalacağı, KYB adayının cumhurbaşkanı seçileceği ve KDP-KYB ilişkilerinin gerileceği bir ortamda ise saldırılara gerek kalmayacaktır. 

Fakat KDP ile KYB, hem cumhurbaşkanı seçimi, hem doğalgaz ve hem de parlamento seçimleri için anlaşır ve içeride güçlü bir ittifak oluşursa risk de buna bağlı olarak artacaktır. 

Elbette bu noktada şu ana kadar saldırıları sessiz izleyen ABD, İngiltere ve koalisyon güçlerinin vereceği tepkinin de dengeleri etkileyeceğini ifade edelim. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU