Çalışanların sosyal medyada yapması ve yapmaması gerekenler nelerdir?

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Unsplash

Bilgiyi anında iletmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Cep telefonumuza sadece birkaç dokunuşla tatilimizin, yemeğimizin, ailemizin bir fotoğrafını paylaşıyoruz.

Sosyal medyanın büyümesi, insanların evde ve işte iletişim kurma şeklini önemli ölçüde değiştiriyor. Haliyle sosyal medya kullanımıyla ilgili potansiyel sorunlar da iyice beliriyor.

Yanlış, kışkırtıcı ve taciz edici paylaşımlar hızla yayılıyor. Sosyal medya hem paylaşımı yapanın kendisi hem de şirketi için patlayıcılarla dolu bir mayın tarlasına dönüşebiliyor.

İşverenleri bir halkla ilişkiler kabusuna maruz bırakabilecek sorunlar yaratıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Pek çok şirket aslında çalışanların sosyal medyada ne yaptığını düşünmüyor. Bu sadece büyük markalar için değil, yeni kurulan ve küçük şirketler için de böyle…

Bu sorunların önüne geçmek için bir sosyal medya politikası oluşturmak gerekiyor.

Bu politikaları oluşturmak, bir şirketin yalnızca markasını korumakla kalmıyor, aynı zamanda çalışanlara çalışma saatleri dışındaki çevrimiçi davranışlar da dahil olmak üzere kabul edilebilir çevrimiçi davranışlar hakkında rehberlik ediyor.

Uyarılar sunuyor ve uygun durumlar oluştuğunda disiplini haklı çıkarmaya yardımcı oluyor. 

Sosyal medyada çok fazla zaman geçirmek, çalışan üretkenliğini etkileyebiliyor. Birçok işveren bunu engellemeyi veya güvenlik duvarı kurmayı tercih ediyor.  

Bununla birlikte araştırmalar, işyerinde sosyal medya politikalarına sahip olan çalışanların, kişisel nedenlerle sosyal medyada daha az zaman harcadıklarını gösteriyor. 


Herkese açık olan özel oluyor mu?  

Bazı kişiler, riski en aza indirmek ve gizliliği korumak için kişisel ve profesyonel hesapları ayrı tutuyor.

Özellikle aşırı paylaşıma yatkın olanların ayrı hesaplar kullanması ya da gizlilik ayarlarını herkese açık olmayacak şekilde yapması işe yarıyor.  

Yine risk almamak için çalışma arkadaşlarını sosyal medya ağına dahil etmeyenler oluyor.

Çalışma arkadaşına nezaketsizlik yapmamak ve üzerinde baskı hissettiği için bu davetleri geri çeviremeyenler de oluyor.   

Sosyal medya hesaplarını kullanırken bilinçli davranmak gerekiyor. Bir fotoğrafa yorum yaparken veya fotoğraf paylaşırken iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamak bile en iyisinin onu atlamak olduğunu gösteriyor. 

Kışkırtıcı, tahrik edici mesajlar paylaşmaya özen göstermemek, kişinin işte bile başını belaya sokabiliyor. Tartışmalı olabilecek konulardan veya haberlerden uzak durmamak, işverenler için de zorlayıcı oluyor.

Aslında birçok kişi sosyal medyada paylaştıklarının gerçekten özel olmadığını unutuyor. Dijital ve kişisel yaşamı arasındaki çizgiyi nereye çekeceğini bilmiyor. 


Sosyal medya politikası nasıl olmalıdır? 

Çalışanların son yıllarda, sosyal medyada viral olan paylaşımları üzerine sosyal medya kullanım politikalarının geliştirilmesi ve yönetimi, işverenler için kritik hale geliyor.

İnsan kaynaklarına sosyal medya politikalarının geliştirilmesi, iletilmesi, uygulanması ve yasal ortamının duyurulmasında iş düşüyor. 

Sosyal medya politikasının yalnızca markanın sosyal medya hesaplarının nasıl kullanılacağını değil, aynı zamanda çalışanların şirketi kişisel sayfalarında nasıl tasvir edeceğini kapsaması gerekiyor.

Politika, yasaklanması veya kısıtlanması gereken şeyleri içerse de sosyal medya aynı zamanda kişisel bir yer… Bu nedenle politikaların aşırıya kaçmadığından emin olmak gerekiyor. 

Şirketlerin; 

  • Çalışanları sosyal ağlarda iş unvanlarını kullanmaya teşvik etmesi, 
     
  • İfade edilen görüşlerin şirkete değil kendilerine ait olduğunun belirtilmesine dair uyarı yapması gerekiyor.
    Örneğin; çalışanın Twitter hesabında; "Tüm rweetler kendi görüşlerimi yansıtmaktadır, çalıştığım kurumumu bağlamamaktadır. Retweet ettiğim tweetler, her görüşü onayladığım, beğendiğim anlamına gelmez. Bir linki yorumsuz paylaşmış olmam onu onayladığım anlamına gelmez" gibi açıklamalar yapması faydalı oluyor.

 
Peki, başka neler yapmak gerekiyor? 

Çalışanların uygun fotoğraflarda veya durum güncellemelerinde şirket kültürü, takım arkadaşları vb. hakkında paylaşımda bulunmasına izin vermek 

Her şirket için sosyal medyada bir topluluk oluşturmak zor. Ancak, çalışanların ağlarından yararlanmak, bir markanın erişimini katlanarak genişletiyor.

Çalışanlar, şirket hakkında paylaşımlarda bulunarak şirketi destekliyorsa, bunun işe alım ve işyerindeki genel çalışan mutluluğu üzerinde etkisi oluyor.  

Bu paylaşımlar çalışan tarafından yapıldığında daha yüksek bir etki yaratıyor ve şirketi tercih edilebilir hale getiriyor. 


Çalışanları sosyal medyanın potansiyel zararları konusunda eğitmek 

Bu eğitimlerle çalışanların yorumlarının veya gönderilerinin şirketin itibarını zedelememesi, neyin markaya uygun olup neyin olmadığını öğrenmesi amaçlanıyor.

Kışkırtıcı veya tahrik edici bir yorum veya gönderi viral hale gelirse, yorumun işverenle hiçbir ilgisi olmasa bile, çalışanın hayatı işvereniyle birlikte kamuya açık hale geliyor.

Çalışanların kişisel gönderiler ile işle ilgili gönderiler arasında ayrım yapmasını sağlamak gerekiyor. Bağlantılar nezdinde, söylenenlerin işveren hakkında bir algı oluşturabileceği unutuluyor. 


Çalışanların kabul edilemez çevrimiçi davranışların ne olduğunu ve şirketin bu tür davranışlarda nerede durduğunu bilmesini sağlamak 

Çalışanların müstehcen, tehdit ve taciz edici veya zorbalık olarak görülebilecek içerikler yayınlamasına izin vermemek.

Çalışanlar bunun farkında olmayabilirler, ancak izinli olduklarında bile iş yerlerinin temsilcisi olarak kabul ediliyorlar. Yani işyeri dışındaki davranışları işyerinin bir uzantısı olarak görülüyor.

Duyarsız, kötü tada sahip yorumlar veya açıklamalar işyerine kötü bir şekilde yansıyabiliyor ve bir çalışanla ilişkinin kesilmesini gerektirebiliyor.

Bu nedenle paylaşımları yapmadan evvel sağduyulu davranmanın önemi anlaşılıyor. 

Çalışanlar, neyin nahoş olduğu konusunda genellikle farklı fikirlere ve görüşlere sahip olduklarından, çalışanların uyması gereken belirli yönergeler oluşturmak onlara yardımcı oluyor. 

Nelerin yasak olduğunu açıkça belirtmek, iletişim kriterlerini belirlemek ve çalışanlara iletmek işverenlerin görevi.

Sosyal medya yönergeleri söz konusu olduğunda, ne kadar net olursa o kadar iyi. Çünkü çalışanların beklentileri anlaması sağlandığında, onları ihlal etme olasılıkları daha düşük oluyor.  
 


Şirketlerin ayrıca şunları da yapması gerekiyor: 

  • Çalışanların şirket veya müşteriler hakkında yanlış, gizli veya kamuya açık olmayan içerikleri sosyal medyada yayınlanmasına izin vermemek. 
  • Çalışanların sosyal medyada müşterilere tavsiye vermesine izin vermemek. Bunun yerine aldıkları soruları ilgili departmana, kişilere iletmelerini sağlamak. 
  • Görevi sosyal medya hesaplarını yönetmek olan profesyonel kişiler dışında çalışanların şirketin resmi sayfalardaki sorulara veya olumsuz yorumlara yanıt vermelerine izin vermemek. Bu, soruların ve olumsuz yorumların profesyonelce ele alınmasını ve doğru bilgilerin verilmesini sağlamak.  

Kısacası sosyal medya, çalışanlara dikkatsiz paylaşımlarından dolayı muafiyet sağlayamaz. Çalışanlar düşüncelerini, fikirlerini ve hayatlarını herkese sunarken mahremiyet beklememeli…

İnternette söylediklerimizin ve yaptıklarımızın her zaman sonuçları vardır. İşverenimizin bunu öğrenip öğrenmemesi, sadece sosyal medyayı nasıl kullanmayı seçtiğinize bağlıdır.

Çalışanlar sosyal medyada ne paylaşacaklarına karar verirken biraz sağduyulu davranmalı, işverenleriyle olan ilişkilerine saygı duymalı ve dünyayla paylaşılan imajlarına dikkat etmelidir.

İyi hazırlanmış bir sosyal medya politikasına ve disiplin prosedürüne sahip olmak ve sosyal medya kullanımlarının yasal olarak ne ölçüde izlenebileceğini çalışanlara açıkça bildirmek, sosyal medyanın yarattığı risklerin yönetilmesinde kilit öneme sahiptir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU