İnsanlar çöp üretir ve bu genellikle ulusal ekonomiler çökene dek çoğu kişi için bir geçim kapısı olarak görülmez.
Arjantin'de de durum 2001 finansal çöküşüne dek böyleydi.
Amazonlardan Antartika'ya, 5 bin kilometre Atlantik'e sahili olan, az nüfusa sahip bu ülkede insanlar açlıkla tanıştılar.
İşsizlik bir günde yüzde 40 seviyesine yükselmişti. Batmış işletme sahiplerinin, fabrikası kapanan işçilerin, işsiz kalan tesisatçıların, elektrikçilerin, bahçıvanların, ulusal parasının değeriyle beraber maaşları düşen emeklilerin tek çaresi sokaklarındaki çöp kutularıydı.
Daha önce görülmemiş ölçüde insan, çöplerden yiyecek ve işe yarar bir şeyler aramaya başladı.
2001'de 11 milyon nüfuslu Buenos Aires metropolünde (AMBA) 100 bin kağıt toplayıcısı ortaya çıktı.
Çöpün değer kazanması sadece açlıkla ilgili değildi. Enflasyon -gizli ya da açık- devalüasyon geri dönüştürülebilir atıkların fiyatlarında artışa neden oldu.
Dolayısıyla bu, kent merkezlerinde artan işsiz nüfusunu serbest emek alanına çekti.
Bugün Latin Amerika'nın en büyük kağıt toplayıcıları federasyonunun "FACyR"in başkanı olan Sergio Sánchez de 2001'de bir kış gecesi, Arjantin'i sarsan yıkıcı ekonomik krizin ortasında bir bebek arabasıyla çöp toplamaya başlamış.
Sergio ekonomik çöküşten önce bir nakliye şirketinde şofördü. Maradona'nın doğduğu ve içinden çıktığı Villa Fiorito'da oturuyordu.
Fiorito'da insanlar ne iş bulurlarsa onu yaparlar. İş yoksa dönüştürülebilir atık ararlar.
Buradakilerin değişmeyen işi kağıt toplamaktır. Bu yüzden Fiorito'da halk şöyle der:
Kağıt toplayan hayatta kalır.
Sergio Sánchez her gece 20 kilometrelik bir alanda erişebildiği tüm çöp torbalarını karıştırdı. İçlerinden dönüştürülebilir, işe yarayan malzemeleri ayırdı.
Topladığı kağıdı mahallesindeki bir depoya satmayı başarınca bunun sürdürülebilir bir iş olduğuna kanaat getirdi.
Sergio'yu tanıdığımda artık karısı ve biri 15 diğeri 17 yaşında ki iki kızıyla işe çıkıyordu.
Başkentin orta noktasında -benim de oturduğum- Abasto'da hava henüz kararmadan başlıyor, gece yarısında zengin semti Recoleta'ya varıyorlardı.
Kısa bacaklı, top gibi bir göbeği olan, konuşkan bir adamdı. Belli ki yaptığı işi önemseyen, daha iyi nasıl yapacağına kafa yoran tiplerden biriydi.
Çöpleri sağa sola savuşturmaya çalışır ve insanlara dönüştürülebilir atıkları ayrı koymalarını öğütlerdi.
Sergio çöpleri karıştırırken bayramların, yılbaşı eğlencelerinin önemini anladı. Hatta zamanla bazı evlerin doğum günlerini bile öğrendi.
Çöpe atılan buzdolaplarını, televizyonları, elektrik süpürgelerini, saç kurutma makinelerini tamir etmenin o kadar da zor olmadığını fark etti.
Buldukları kıyafetleri eşi tamir etti ve kızları pazar günleri Buenos Aires parklarında açılan "feria"larda sattı.
Bazı kişilerin sırf kağıt toplayıcılarına zarar vermek için eşyaların içine kırık cam parçaları ve enjektörler bıraktığını; fakat çoğu ev sahibinin onu gördükçe ona güven duyduğunu anladı.
İnsanlar onu kağıt toplarken, o da insanları çöplerinden tanıyordu.
Katoliklerde kızların vaftiz kutlaması önemlidir. Sergio da inançlı biri. Kızının vaftiz eğlencesini yapamamak onu çok üzüyordu.
Bir gün çöpünü karıştırdığı bir apartmanın kapıcısı kızı için güzel bir elbise verdi.
Bir mağaza sahibi bir çift ayakkabı hediye etti. Ve bir pastane kocaman meyveli bir pasta…
Aldığı bu yardımlarla kızına bir kutlama yapan Sergio, tam 13 yıl sonra son çocuğunun vaftizini onu ve ailesini Vatikan'a davet eden Papa Francisco'nun yapacağını hayal bile edemezdi.
Gerçek adıyla Jorge Mario Bergoglio, Papa ilan edilmeden önce Buenos Aires başpiskoposuydu.
Güneye giden banliyö tren istasyonunun da bulunduğu Plaza Constitución'da kağıt toplayıcıları ve sokakta yaşayanlara ayda bir ayin gerçekleştirirdi.
Sergio, Papa'yı o zaman tanıdı. Daha sonra gerek kilisenin sosyal programları gerekse de Papa'nın kağıt toplayıcılarının sendikalaşmasına verdiği destekle ilişkileri arkadaşlığa dönüştü.
Papa bu ilişkiye önem verdiğini göstermek için onu Vatikan'a kadar davet etti, bebeğinin vaftizini gerçekleştirdi.
2001 ekonomik/sosyal çöküşünden bir yıl sonra kurulan Sokak Emekçileri Hareketi'ndeki (MTE) en önemli grup kağıt toplayıcılarıydı.
İlk mücadele ve örgütlenme örneklerini de onlar verdiler. Çünkü sokakta çalışmak zorunda olan diğer emek sektörlerinden farklı olarak gruplar halinde hareket etmek zorundaydılar.
Hemen her sokakta çalışmak zorunda olan kişi gibi en önemli sorunları zabıta görevini de yapan kent polisiydi.
Yollarını kesip el arabalarına el koyan polise rüşvet vermek zorunda kalıyorlardı.
MTE çatısı altında örgütlenen kağıt toplayıcıları kent polisinin koyduğu engellere karşı merkezi kavşaklarda barikatlar kurdu.
Sokakta geçinmek zorunda olan bu büyük kitlenin küçük bir kısmının politikleşmesi bile çözümün yolunu açmaya yetti.
Atık toplayıcılığını yasaklayan kararnameler yürürlükten kaldırıldı ve Arjantin meclisi onları "kamu atık toplama hizmetine" dahil eden bir kanun çıkardı.
Mevcut Geri Dönüşüm İdaresi altında Kentsel Geri Kazanım Programı başlatıldı.
Böylece kağıt toplayıcıları çalışma kimliklerine, iş elbiselerine ve iş eğitim programlarına sahip oldu.
En değerli kentsel atıkların toplandığı başkentte (CABA) "sıfır atık yasası" bu gelişmelerden sonra çıkarıldı.
Eğer kağıt toplayıcılarının mücadelesi olmasaydı bunların hiçbiri gerçekleşmeyecekti.
Kentin modern bir çöp toplama sistemine kavuşması bile onların eseriydi.
MTE'nin mücadelesi sayesinde başkentte (CABA) kağıt toplayıcıları geri dönüşüm sisteminin bir parçası haline geldi.
Başkent yönetimi kooperatiflerle sözleşme yaparak kağıt toplayıcılarına maaş ödemeye başladı.
Başkent belediyesiyle anlaşmalı 14 kooperatif gecede 5 bin ton dönüştürülebilir atık toplar hale geldi.
Sergio tüm bu mücadelenin kalbindeydi. Arkadaşlarıyla ilk olarak 2007'de Fiorito'da "Kağıt Toplayıcılarının Şafağı" (El Amanecer de los Cartoneros) adlı kooperatifi kurmuştu.
Fiorito'daki bu kooperatifi gördüğümde çok şaşırmıştım. Çünkü bir çalışma kooperatifinin çok ötesinde bir sosyal örgütlenmesi vardı.
O tarihlerde bir desteği olmamasına rağmen, bir yemekhane ve kreş kurmuşlardı.
Bugün kooperatifin yemekhanesinden binlerce kişiye pişmiş aş veriliyor. Bir ambulansı, sağlık ekibi ve yatakhanesi bile var.
Devletten ve vakıflardan aldıkları desteklerle birkaç yıl içinde kreşin kapasitesi yüzlerce çocuğa bakacak seviyeye geldi.
"Çocukların Şafağı" adlı bu kreşin belki de dünyada örneği yok. Kağıt toplayıcı anne babalar gece çalıştıkları için çocuklarını bu yuvaya bırakıyorlar.
Gecede 200 çocuk burada uyuyor. Uyumayanlar kreşte eğitim görüyor ya da oyun aktiviteleri yapan öğretmenleriyle zaman geçiriyor.
Kreşte tekvando kursları, bilgisayarlar ve hatta senfonik müzik grubu bile var.
En az 60 kişinin çalıştığı kreş sadece kağıt toplayıcılarına hizmet veriyor.
Fiorito'daki kooperatifte çalışan geri dönüşüm emekçileri aylık düzenli maaş alıyor.
Sağlık giderleri karşılanıyor, emeklilik primleri ödeniyor ve sosyal sigortaya sahipler.
Sergio'nun kooperatifi ilk olsa bile sosyal bir örgütlenme olarak bir istisna değil.
Ondan sonra kurulan dönüştürülebilir atık toplayıcı kooperatiflerinin tümü bu tarz sosyal girişimlere sahip.
Kentin en büyük gecekondularından birinde kurulmuş kooperatif "RUO"nun da yetişkinler için bir ilkokulu var.
"Bajo Flores"teki merkezlerinde günde 10 aşçı 250 kişiye yemek veriyor.
Bir diğeri "Villa Urquiza"daki "El Alamo" kooperatifi; dönüştürülebilir atık üzerine bir eğitim merkezi, çocuklar için bir yemekhane ve bir de sebze yetiştirmek için bostan kurmuş.
Sergio'nun kooperatifi o kadar başarılı oldu ki 2013'te kağıt toplayıcıları için sigorta kurumu "Asociación Mutual Senderos"u kurdular.
2015'te bu çabalar ülke çapında bir örgütlenmeye dönüşerek 100 kooperatifin katılımıyla bugün Sergio'nun başkanı olduğu Latin Amerika'nın ilk kağıt toplayıcıları federasyonu "FACCyR"i oluşturdu.
Dönüştürülebilir atık toplayıcılığının temsili, koşulları gereği bir memur ya da işçi sendikacılığından farklı.
Bu yüzden kağıt toplayıcılığı gibi kentin dışlanmış emekçilerinin ayrı bir sendikal örgütlenmede buluşması gerekiyordu.
Halk Ekonomisinin Emekçileri Konfederasyonu "CTEP" 2011'de bu amaçla kuruldu.
Kağıt toplayıcıları federasyonu FACCyR'de CTEP'in bir üyesi oldu.
Kağıt toplayıcılarının ortaya çıkışı, neoliberal ekonomi politikalarıyla beraber geleneksel ilişki biçimlerinin parçalanmasının bir sonucu.
Bu nedenle salt bazı hakların elde edilmesiyle sınırlı bir mücadele değil çok yönlü bir değişimi gerektiriyor.
Arjantin deneyiminde, kağıt toplayıcılarının sosyal-ekonomik mücadelesi toplum ve sistemin paradigmasını değişime zorluyor.
Kent sakinlerinde dönüştürülebilir atıkları ayırma bilinci ve modern atık toplama sistemi için gerekli yasaların onların mücadelesi sayesinde ortaya çıkmış olması bu paradigma değişiminin kanıtları.
Bu noktada önemli bir paradigma değişimi, atıkların neye göre değerlendirildiği noktasında yaşandı.
Kağıt toplayıcıları uzun süre topladıkları dönüştürülebilir atıkların ağırlığına göre değerlendirilirken zamanla "temizledikleri alan" üzerinden değerlendirilmeye başlandı.
Kağıt toplayıcıları, toplum ve yasalar nezdinde doğayı koruyan emekçiler olarak kabul ediliyor.
Bir sosyal mücadele, hak arayan kesimin görünür hale gelmesiyle başlar.
Sonra kendisini toplumsal bir realite olarak ortaya koyar ve yasalarla kabul ettirir.
Buenos Aires'teki kağıt toplayıcıları bunu 10 yıl içinde başardı.
Arjantin kağıt toplayıcıları hızla kooperatifleşti. Atıkları topladıkları depoları kurdular.
Bununla yetinmeyip aynı süreçte kendi sosyal ihtiyaçlarına yönelik organizasyonlar yarattılar. Eğitim derslikleri, yemekhaneler, kreşler, pazarlar, tarım alanları oluşturdular.
Bir dayanışma ağı kurdular ve bunu ülke çapında bir konfederasyona dönüştürdüler.
Aslında mücadelenin sosyo-politik, hukuki yönü ekonomik yönünün çok daha ilerisine ulaştı.
Yine de bugün Arjantin'de dönüştürülebilir atık toplayıcıları ortalama asgari ücretin 1,82 katı gelir elde ediyor. En riskli sağlık koşullarında çalışıyorlar. Üstelik hastalandıklarında, çalışamadıklarında hiçbir gelirleri bulunmuyor.
Kağıt toplayıcıları 20 yıl önceye göre olağanüstü kazanımlara sahip. Ancak pandemi döneminde diğer emek sektörleri gibi onlar da büyük kayıplara uğradılar. Bu dönemde kooperatiflerin topladığı atık yüzde 50-85 arasında düştü.
Fakat bu emek sektörü en zor kriz koşullarında doğduğundan hepsinden daha dayanıklı.
Kağıt toplayıcılarının aile olarak çalışmaları ve aynı sosyal muhitte yaşamaları onların dayanışma ağlarını her daim güçlü ve canlı tutmalarını sağlıyor.
Onlar bu acımasız dünyanın dönüştürülebilir olduğu umudunu bize aşılıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish