Beklenti büyük olunca, hayal kırıklığı da büyük oluyor. Avrupa Futbol Şampiyonası'nda milli takım, maç kazanmak bir yana, puan almayı bile başaramayarak, turnuvanın en kötü performansını gösterdi. Ve bu turnuva, görmek istemediğimiz gerçekleri de yüzümüze vurmuş oldu.
Maalesef Türk futbolunda gerçekçilik, uzun süre önce kayboldu. EURO 2020'de yaşanan başarısızlığın tartışmaları da yine gerçekçilikten uzak yürüyor.
Saha içi başarısızlığın sebeplerinin sadece Şenol Güneş üzerinden yorumlanması, yanlış oyuncu tercihlerinden tutun da taktiksel yetersizliğin tartışılması, aslında Türk futbol iklimi için tanıdık tartışmalar.
Fakat futbolda 11 ayın sultanı olan transfer ayı başlayacağı için de bu tartışmalar şimdilik, buzdolabına kaldırılacak muhtemelen.
Aslında bu turnuvada yaşanan başarısızlık, sürpriz değil. Çünkü sürdürülebilir bir planlama ve proje yok ortada. Ayrıca her turnuva sonrasında, yeni bir turnuvaya katılım sağlanamazken, devamlılık yaratılamıyor.
Türkiye, son 20 yılda Avrupa ve Dünya kupalarında oynanan 10 turnuvanın, 4'üne katıldı. Türk Milli Futbol Takımı, 2002 Dünya Kupası'nda, dünya 3'üncüsü olurken, tarihinin en büyük başarısını yakaladı.
Fakat bu 3'cülükten sonra, 2004 Avrupa Şampiyonası ve 2006 Dünya Şampiyonası ıskalandı.2008'de Avrupa Şampiyonası'na katılan milli takım, turnuvayı 3. tamamladı.
Fakat yine 2010, 2012, 2014 yıllarında oynanan turnuvalar pas geçilirken, 2016 yılında Avrupa Şampiyonası'na katılma şansı elde edildi. Sonrasında, yine 2018 Dünya Kupası boş geçildi. Son olarak da EURO 2020'ye katıldı milli takım.
Türk futbolu, modern futbola entegre olamıyor
Bu sürede milli takımın başında, 6 farklı teknik adam görev alırken, bu 6 teknik adamdan Fatih Terim ve Şenol Güneş, 2 farklı dönemde milli takımı çalıştırdı.
Son 20 yılda, Türkiye 21 Yaş Altı Milli Takım'da ise 9 farklı teknik adam görev aldı. Bu 9 farklı teknik adamın, milli takım öncesi ve sonrasında, bir başarısı bulunmuyor.
Bu 20 yıllık süreçte 21 Yaş Altı Milli Takım'ın, bir başarısı yok. Bu yaş grubunu yetiştirmek ve takımı çalıştırmak için görev alanların, hangi kriterlere göre seçildikleri belirsiz.
Hatta görev yapan teknik adamlardan biri milletvekilliği, biri spor yorumculuğu yaparken, bazıları da kulüplerde, yardımcılık görevlerinde bulunuyor. Bazıları ise aktif olarak teknik adamlık bile yapmıyor.
Bununla beraber, son 20 yılda 13 defa yabancı kuralı değişti. Hatta 2016 yılındaki turnuvada milli takımın teknik direktörü Fatih Terim ile 2021 yılında oynanan turnuvadaki milli takımın teknik direktörü Şenol Güneş'in, yabancı sınırlaması ile ilgili fikirleri taban tabana zıt.
Son 20 yılda milli takımda görev alan 6 teknik adamın 4'ü Süper Lig'de aktif olarak farklı takımlarda görev alırken, bu sistemin hep içinde oldular.
Yani sorunlu sistemin, karar alma mercilerinde görev yaptılar. Bakıldığında 20 yıllık süreç, kulüpler ve milli takım düzeyindeki başarısızlığı gösteriyor. Çünkü kişiler de işleyiş de pek değişmiyor.
Kulüpler nasıl yönetiliyorsa, milli takım da öyle yönetiliyor. Kulüplerin başarısızlığı, milli takımların başarısızlığına yansıyor.
Yerel rekabette, bir modele, kültüre, planlamaya, taktiksel eğitime, ihtiyaç duymayan Türk futbolunun, EURO 2020'de modern futboldan ne kadar uzak olduğu da bir kez daha ortaya çıkıyor.
Mağlubiyet saha içinden değil, saha dışından geliyor
Yerel rekabette sürekli teknik adam değiştiren kulüpler gibi, TFF de sürekli futbol yönetiminde kararlarını değiştiriyor ve belirsiz kriterler ile futbolu yönetiyor.
Yönetiminde siyasetçi, iş adamı bulunan TFF'nin aldığı kararlar da maalesef, planlama ve projeden uzak.
Tabii ki modern futboldan uzak bu futbol sisteminin inşasında, bir kısım spor medyasının da payı bulunuyor.
İnşasına bol bol kum attıkları bu sistemin başarısızlığında, sabahtan akşama kadar yaptıkları eleştirileri, aslında önce kendilerine yapmaları gerekiyor.
Hatta özeleştiriye, TFF'nin misafiri olarak maç izlemeye gitmek ile başlanılabilir.
Sonuç olarak; Avrupa Şampiyonasındaki başarısızlık, yerel futbol sisteminin Avrupa futboluna uyumsuzluğunu gösteriyor.
Modern futbola entegre olamayan futbolu yönetenler ve aktörleri de bu başarısızlığın taşıyıcısı oluyor.
Ve maalesef mağlubiyetler saha içinde değil, saha dışından geliyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish