Atlantik'te kırılma mı?

Gürsel Tokmakoğlu Independent Türkçe için yazdı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Londra'daki Lancaster House'da düzenlenen Avrupa Savunma Zirvesi’nde katıldı / Christophe Ena-Reuters

Trump yönetimi işbaşına geçince, Ukrayna'daki savaş hakkındaki görüşler Atlantik coğrafyasında büyük bir kırılmayı tetikledi. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Rusya ile ilişkilerde bütün kapıları aralaması, Ukrayna savaşı hakkında kendi inisiyatifinde hızlıca barışa gidilmesini istemesi, Ukrayna yeraltı kaynaklarına göz koyması, Avrupa'ya savunmanızı kendiniz yapın demesi, NATO ödemelerinin arttırılmasını istemesi…

Kısa süre içinde değişiklik talepleri gelişti. 

Bütün bunların görünenden başka bir anlamı var mı?


Yeniden Londra

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Beyaz Saray'daki sorunlu ziyareti sonrasında, 2 gündür Londra'da temaslarını sürdürüyor.

Bugün Londra'da Avrupa Güvenlik Zirvesi gerçekleştirdi. 

Birleşik Krallık, Ukrayna'ya destek amaçlı 1,6 milyar sterlinlik yeni anlaşmayı imzaladı.

Keir Starmer ile Volodimir Zelenski arasında yapılan bu anlaşma, Birleşik Krallık'ın Ukrayna'daki savaş, geleceği, Zelenski'nin misyonu için bir "sahiplenme" amacını gösteriyor.

Kral III. Charles, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi Norfolk'taki Sandringham House'da ağırladı.

Burası Amerikan tarihi için de önemli bir yer.

Birleşik Krallık, Koloni savaşlarını, İngiliz-Amerikalı savaşını buradan sevk ve idare etmişti.

1812 Savaşı'nın Chesapeake Harekâtı sırasında Washington DC ve Beyaz Saray İngilizler tarafından yakılmış ve işgal edilmişti.

Kral Charles'ın bu hatırlatması ABD'ye önemli bir mesaj niteliği taşımaktaydı.

Bu durum dünyaya kripto para ayarında bakan Donald Trump'ın Beyaz Saray'da Zelenski'yi itham ettiği ve diplomatik tahammüllere uymayan bir görüntüyle zora düşürdüğü o tarihi kara günün hemen ertesinde oldu. (Bkz: Diplomasinin Kara Günü

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu şartlarda Birleşik Krallık ve Ukrayna anlaşması yapıldı. Açıkça görülüyor ki bundan böyle Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna-Rusya Savaşı hakkında farklı düşünüyorlar. 

Başka şekilde söylersek, güncel Amerikan politikası, Ukrayna'daki savaşa bundan böyle destek vermiyor, Rusya ile anlaşmaya gidilmesini istiyor.

Bu da yetmiyor, Trump bugüne kadar Amerika'nın verdiği bütün paranın tahsili için Ukrayna yeraltı kaynaklarının işletilmesi bakımından bir "ahlaksız teklifi" de ileri sürüyor. 


Değerler ve farklılıklar

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, "Bir gün Ukrayna'yı ABD'den korumak zorunda kalacağımıza asla inanmazdım" dedi.

Sorunun büyüklüğü ortada:

Almanya soruyor, bugün Putin ile bu denli iç içe olacaktın da 2023'te neden Baltık'taki Kuzey Akım Doğalgaz Boru Hattına sabotaj yaptın?

Başka büyük soruları sorma zamanı geldi…

Zelenski şöyle söyledi: 

İngiltere'den bugün aldığımız kredi, dondurulmuş Rus varlıklarından elde edilen gelirlerle geri ödenecek.


Amerika, savaş bitmeden gündeme getirilen borcun bedeli olarak Ukrayna'daki yeraltı kaynaklarına göz koyarken, Avrupa çeşitli hesaplarda yer alan Rus varlıklarının kullanılmasını işaret ediyor. 

İşte fikir ayrılığı!

Trump, Zelenski'nin Putin ile anlaşmasını istiyor ve Doğu Avrupa'da devam eden savaşa tamamen "maddi değerler" çerçevesinde bakıyor.

Birleşik Krallık ise savaşı "Batı değerleri" için önemsiyor.

Batı değerleri, İkinci Dünya Savaşı'nda Winston Churchill'in fazlaca üzerinde durduğu bir konu idi.

Churchill, Nazi Almanyası'na karşı savaşını ilan ederken, "demokrasi, bağımsızlık, özgür dünya ve diktatörlere karşı durmak" fikirlerini dile getirmişti.

Bugün ise Fareed Zakaria şöyle dedi:

Amerikalılar, ulusun başlangıcından bu yana genellikle kimi destekleyeceklerini biliyorlardı: Özgürlük arayanları. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'i reddeden Başkan Trump, sadece Amerikan dış politikasını değil, aynı zamanda Amerika'nın ahlaki pusulasını da yeniden yönlendiriyor.


Konunun özü de bu olsa gerek…


Ciddi kırılma

Bu perspektifte Başbakan Starmer, Churchill ile aynı yolda olduklarını işaret etmektedir.

Yani bu kez Birleşik Krallık, Amerika'ya ve Rusya'ya rağmen Ukrayna'daki yapılan savaşın Batı değerlerini temsil ettiği nedenle destekleneceğini işaret ediyor.

Bu durum Batı'da veya Atlantik'te bir kırılmanın varlığını gün yüzüne çıkardı.  

"Batı dünyası" dediğimiz, iki defa Dünya Savaşı yapılmış ve sonrasında Soğuk Savaş ile de pekiştirilmiş bir süreç, bütün bu tarihi zamanlarda kurulan bir "dünya düzeni" tarzını işaret etmektedir. 

İçinde olduğumuz dünya düzeninin kurulmasında en önemli aktör ABD iken, bugün Trump yönetimine itiraz, yine Atlantik'in Avrupa merkezinden ve bir önceki imparatorluk gücü olan Birleşik Krallık'tan yükseliyor.

Ocakta Donald Trump'ın işbaşına geçmesini müteakip yaşananlar çok şeyi gösteriyor.

Batı dünyasının değerlerini müttefikler içinde sorgulatıyor, farklılaştırdığı kısımları ortaya koyuyor, bir "yeni çağ" anlayışının kurulmaya çalıştırıldığını işaret ediliyor.

Fakat en önemli belirti ise Ukrayna'daki savaşın ne şekilde süreceği ile ilgili oluyor. 

Ben buna Yeni-Orta Çağ diyorum. (Bkz: "Yeni-Orta Çağ" Fikri ve Politik Uyanış)
 


Savunma ve güvenlik

Ayrıca Trump, Avrupa'ya "kendi savunmanızı yapın" diye çıkışmış idi.

Avrupa, şu an Birleşik Krallık, Almanya Fransa ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, bu konuya çare arayacak çalışmalar içindeler.

Eğer kıta Avrupa'sı ile ada Avrupa'sı bütün yönleriyle yeniden birleşir ise bu durumda Atlantik'in iki yakası olan Amerika ve Avrupa ayrımı belirgin biçimde ortaya çıkacak gibi görünüyor. 

Burada Kanada, Kuzey Buz Denizi ve Grönland'dan bahsetmiyorum bile…

Bu durum "çok kutupluluk" hayali kuranlar için de bir iştah açıcı.

Çünkü Rusya ve Çin, çok kutuplu dünyayı teşvik etmektedir.

Bu taze gelişmeler henüz Kuzey Atlantik Örgütü Anlaşması (NATO) içerisinde bir tartışmayı alevlendirmedi.

Ancak bu önemli konu, potansiyel olarak Atlantik Paktı'nın geleceği konusunda bugünlerden itibaren tartışmaya açık görünüyor. 

Malum, NATO, gezegenin tek savunma paktıdır ve bütçesinin büyük kısmı Birleşik Devletler tarafından verilmektedir.

Bugün Londra'da Avrupa Savunma Zirvesi yapılıyor.

Katılanlar içinde Zelenski de bulunuyor.

Avrupa sonunda durumun vahametini yeterince anlamışsa benziyor.

Savunma bütçelerini artırdıklarını söyleyecekler.

Silahlanacaklar, ordularını geliştirecekler.

Avrupa'da askeri tatbikatlar yapacak ve çeşitli senaryolar üzerinden hazırlıklarını sürdürecekler. 

Olası bir büyük savaşa hazır olmak!..

Tabi bir de Ukrayna için neler yapabilirler, bunu ele alacaklar.

Ukrayna içine asker gönderemezler.

Ancak onları yaşatacak her ne varsa göndermeyi planlayacaklar.

Bu kez miğfer veya kaban göndermezler, gerçek yardıma başlarlar. 

Anlaşılan, Avrupasız bir Ukrayna barış görüşmesi olmayacak!

Önemlisi, Trump-Putin oldubittisine imkân verilmeyecek. 

Londra zirvesinin ardından İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Avrupa'nın Ukrayna'ya silah tedarik etmeye devam edeceğini doğruladı. 

Starmer, Avrupa'nın barış sürecine dahil olma planlarını açıkladı.

Bunlar arasında Ukrayna'ya olası bir "barışı koruma misyonu" da var ve bunu "karada askerler, gökyüzünde uçaklar" olarak tanımladı.

Ayrıca Starmer, bu tür çabaların ABD desteği gerektireceğini vurguladı.

Ukrayna'daki savaş devam ediyor, öyle veya böyle.

Bir barış olacaksa masada Avrupa ağırlığını koymak isteyecek.

Bu durum Zelenski için önemlidir.

Avrupa Birliği'nden bir yetkili, "Avrupalılar en kötü senaryoya hazırlanmalı" dedi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa'nın yıllardır yetersiz yatırım yapmasının ardından yeniden silahlanması gerektiği uyarısında bulunarak savunma harcamalarında derhal artış çağrısında bulundu.

AB ülkelerinin askeri bütçelerini artırmak ve ABD'ye "demokrasiyi savunma" konusunda ciddi olduklarını göstermek için daha fazla mali esnekliğe ihtiyaç duyduklarını vurguladı.

Von der Leyen, Ukrayna konusunda Londra'da yapılan üst düzey toplantının ardından Avrupa'nın "savunma stratejisinde büyük bir değişime" işaret etti. 

Ursula von der Leyen'in, "Avrupa'yı acilen yeniden silahlandırmamız gerekiyor" demesi hiç boşuna değil.


Sonuç

Oval Ofis'teki Zelenski ve Trump tartışması, dünyanın bölünmesine dair sembolik bir durumudur.

Bu tür köklü fikir ve tavır ayrılıkları ile sembolik olaylar, bizlere, tarihte felaketlere yol açan örneklerle dolu olduğumuzu hatırlatır.

Londra'daki savunma zirvesinde ifade edilenler belki de Trump yönetimin kulağını çekmek adına işe yarar!

Taşlar yerinden oynasa da tarihte olduğu gibi, Türkiye daima barış, istikrar, denge bağlamıyla sağlam ve güvenilir yerini muhafaza etmekte kararlıdır, politikası bu yöndedir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU