Trump, ikinci devrim ve tarih

"İkinci Trump devriminde ABD, uluslararası düzeydeki saflaşmaları hedefleri ile tutarlı bir şekilde yeniden düzenliyor gibi görünüyor"

Fotoğraf: AP

Geçen cuma günü (28 Şubat 2025) Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te canlı yayınlanan basın toplantısında yaşananlar ne açıklanmaya ne de analistler arasında tartışılmaya gerek duymayacak kadar açık ve netti.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin o tarihi oturumdaki durumu, kendi ayağı ile aslan inine giren birinin durumu gibiydi.

Bu, gerçekten ikinci Trump devrimi dönemidir.

ABD Başkanı Donald Trump, liderlik ettiği ilk devrimde (Ocak 2017- Ocak 2021) deneyimden, Kongre içinde ve dışında ihtiyacı olan savaşçılardan yoksundu, aynı zamanda Elon Musk'tan da yoksundu.

Ancak içinde bulunduğumuz 2025 yılının Ocak ayında başlayan ikinci devrimde lider Trump pozisyonunu güçlendirdi, kendisini ihtiyaç duyduğu kurum ve savaşçılarla donattı ve saldırı emrini verdi.

Beklenmeyen husus, ilk hedefin ABD'nin Avrupa'daki müttefiklerinin istikrarını sarsmak olmasıydı.

Görünen o ki, ikinci Trump devriminde ABD, uluslararası düzeydeki saflaşmaları hedefleri ile tutarlı bir şekilde yeniden düzenliyor gibi görünüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, düşman kategorisinden çıkarılarak dost kategorisine yerleştirildi.

Avrupalı ​​liderlerin şoku atlatmak ve gerekli önlemleri almak için fazla zamanları yok.

Çocuklarını yemek devrimlerin doğasında vardır.

Trump'ın ikinci devrimi de bir istisna değil.

Avrupalı liderler, ABD'nin yakın bir zamana kadar korumakla yükümlü olduğu çocuklarıydılar.

Ne var ki şimdi acilen, kendi kendilerini koruma meselesini halletmeleri gerektiği açıkça ortaya çıktı.

İkinci Beyaz Devrim'deki Trump ABD'si, hesaplarını hızlı bir şekilde yeniden gözden geçirdikten sonra Avrupalı liderlerin, üzerindeki ağır ve hiçbir fayda getirmeyen yük olduğunu gördü.

Son olarak ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı sırasında Avrupalı liderlere duymak istemediklerini alenen söylemekten çekinmedi.

İşte bu nedenle şimdi, kurtarılabilecek olanı kurtarmayı umarak ülkelerinin başkentleri arasında mekik dokuyorlar, birbirini takip eden acil toplantılar yapıyorlar.

Amerikan koruması şemsiyesi dışında yaşamanın, ordularını silahlandırma konusunda kendilerine güvenmenin, Rus ayısı tarafından yutulmaması ve böylece bir kıskaca düşmemeleri için Ukrayna'yı siyasi olarak, para ve silahla desteklemenin yeni yollarını düşünmeye başladılar.

Bu kıskacın bir ucunda ABD'nin izolasyon ve terk etme politikası, diğer ucunda ise Rusya'nın gelecekte genişleme olarak gördükleri politikası var.

Avrupa’nın A planı, Avrupa saflarını birleştirmeyi, Ukrayna'yı desteklemekte kararlı olduğunu ilan ederek ve bundan vazgeçmeyi reddederek, Amerikan lideri Trump karşısında bloklaşmayı gerektiriyor.

Nitekim Ukrayna Cumhurbaşkanı, Beyaz Saray'dan göz göre göre kovulduktan sadece iki gün sonra Londra'da bir kahraman gibi karşılandı.

B planı, Başkan Trump'a hoşgörü gösterilmesini, Kremlin’in efendisine karşı ise tehdit politikasının devam ettirilmesini, onu tecrit etme sürecinin sürdürülmesini ve Rusya'ya yönelik yaptırımların sıkılaştırılmasını gerektiriyor.
 


İki planın başarılı olup olmayacağı pek çok hususa bağlı.

Avrupa ülkeleri şimdiye kadar müttefikleri ABD tarafından bolca sağlanan gelişmiş silahları nereden bulacaklar?

Bundan önce, ekonomik durgunluk ve bunun günlük yaşam alanlarına yansımaları dikkate alındığında para nereden gelecek?

Peki, ya farklı Avrupa başkentleri arasındaki hedef ve strateji çatışmaları ne olacak? Mesela Macaristan, bu iki planda nereye yerleşecek?

Avrupa içinde bir Rus Truva atı gibi mi davranacak?


Gerçekçi olmak gerekirse Avrupa artık annesi tarafından aniden terk edilmiş, nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeyen bir çocuk gibi görünüyor.

Bugünün dünyasında yaşamanın gerçeklerinden biri de yalnızca güçlülerin var olduğu veya dikkate alındığıdır.

Süreçleri, politikaları tasarlayanlar, kararları verenler onlardır.

Başkan Trump'ın Ukrayna-Rusya savaşında ateşkes çabasında Avrupa'yı görmezden gelmesi, bunun kanıtı.

Bu görmezden gelme Avrupalı ​​liderlerin uyanması için bir çağrıydı.

Ardından Oval Ofis'teki basın toplantısı şoku geldi.

Haber ajanslarının aktardığına göre Başkan Trump ve Yardımcısının açıklamalarının hemen ardından Ukrayna Cumhurbaşkanı ve danışmanlarından oluşan ekip Beyaz Saray'dan kovuldu.

Ama kovuldukları ifadesi medya tarafından olayı daha da köpürtmek için kullanılmış olabilir.


Başkan Trump'ın eski strateji danışmanı Steve Bannon, Oval Ofis’te yaşanan bu son olayı "dünyayı değiştiren 10 dakika" olarak nitelendirdi.

Bu süre içinde maskeler düştü.

Avrupa ve dışındaki istisnasız herkes için açıklamalara, yorumlara veya analistlerin tartışmalarına gerek kalmadan, "İkinci Trump Devrimi"nin şu anda şiddetlenmekte olan bir sel gibi olduğu, büyük olasılıkla kimsenin kendisini durduramayacağı, hatta kendisine kapılmama umuduyla da olsa seyrini değiştiremeyeceği netleşti.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU