21 Mart günü ABD Başkanı Donald Trump, Yeni Nesil Hava Üstünlüğü savaş uçağı olarak Boeing'in F-47 projesini kabul ettiklerini bizzat açıkladı.
Bu büyük projenin, savaş uçağının, savaş sisteminin veya yeni nesil savaş doktrininin bize ne demek istediğini inceleyelim.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Savunma teorisinde "hava üstünlüğü" kavramı bilinen bir konudur.
Hava üstünlüğünün anlamı şudur:
Harekât alanı hava sahasında tüm kontrolü ele geçirmek, düşmanın hava gücünü kullanamayacak seviyeye indirmek, satıhta (kara ve deniz) başarıyı temin edecek şartları yerine getirmek ve sürdürmek.
Bugün karşımıza çıkan bu proje ise bir uçağına "yeni nesil hava üstünlüğü savaş uçağı" denmesiyle ilgilidir.
Bu Boeing'in ana üstlenici olduğu F-47'dir.
Beyaz Saray, NGAD (Next Generation Air Dominance) için Boeing ile Lockheed Martin arasında 2 projeyi inceledi ve kararını Boeing'in F-47'si üzerine verdi.
Trump şöyle açıkladı:
Boeing, F-47 adını taşıyacak dünyanın ilk 6. nesil savaş uçağını inşa etmek için 20 milyar dolardan fazla bedelle yapılacak sözleşmeyle seçildi. Deneysel F-47'ler 5 yıldır uçuyordu ve diğer tüm uçaklardan üstündür. Daha önce hiç kimsenin görmediği bir şey!
F-47'nin "gelecek nesil" için öne çıkması, hem 6. nesil olmasıyla ilgilidir hem de hava üstünlüğü mücadelesinde yeni bir doktrin ile harekât yapılacak olmasıdır.
Bu tür sistemlere, Nüfuz eden Mukabil Hava (PCA - Penetrating Counter-Air) sistemi ve bunun yanı sıra Muharebe alanı içinde İşbirlikçi Uçak (CCA - Collaborative Aircraft) denmesidir.
Bu uçağın insanlı olması, PCA ve CCA kabiliyetleri için önemsenmektedir.
Görünen o ki, F-47 ile havacılık seviyesi, Otonom Kor Sistem (ACS - Autonum Core System) boyutuna yükseltildi.
Savaş doktrini bağlamında ABD Silahlı Kuvvetleri artık, Tam Spektrumlu Üstünlük (Full-spectrum Dominance) ve Tam Spektrumlu Hakimiyet (Full-spectrum Superiority) kavramlarını kullanmaktadır.
Dünyada Rusya, Çin gibi bazı ülkeler henüz 5. nesil savaş uçağı üzerine çalışıyorlar, kendi projelerini realize etmeye çaba sarf ediyorlar. ABD ise bu proje ile 6. nesil olarak ortaya çıkıyor.
Bu bile bir "caydırıcılık" konusu olarak kabul edilebilir.
Başka bir yaklaşım, eğer 5. nesil savaş sistemini kullanamadıysanız, 6. nesil ile nasıl baş edeceksiniz?
Teknoloji daima ileriye gidiyor ve savaş sistemleri ile savaş doktrinleri değişiyor.
ABD'nin 5. nesil F-35 savaş uçağı çokça tartışıldı.
Bu tartışma içerisinde benim daha çok öne çıkardığım fikir şuydu:
Başka ülkeler 5. Nesil uçağı yapmaya çalışırken ABD bir sonraki nesil uçakla onları baskılayacak (domine edecek).
Öyle de oldu.
Çünkü bu bir teknoloji basamağını aşma konusudur.
Ancak beşinciyi yapabilen başarılı biçimde altıncıyı geliştirebilir.
Hatta altıncı nesle sahipseniz beşinci nesildekilerle de birlikte olacağınızı düşünmeniz gerekir.
Bu bir basamak halinde öğrenme, kabiliyeti kazanma, kullanma ve konuya bütünüyle hâkim olma yöntemidir.
Ana silah sistemleri (burada savaş uçakları) sipariş edilmeden önce, konseptiyle ve buna bağlı özellikleriyle tanımlanır.
Denir ki, şöyle özellikle sahip, şu amaçları yerine getirecek bir silah sistemi istiyorum.
Projeye dahil olanlar bununla ilgili çalışmalarına başlarlar ve ihale günü geldiğinde çözümlerini gösterirler. Sonra seçim yapılır.
ABD Hava Kuvvetleri (kabaca), geniş Hint-Pasifik bölgesi üzerinde, mevcut ve gelecekteki gizli savaş uçakları ve yerden havaya füze sistemleri de dahil olmak üzere, Çin'in en gelişmiş silah sistemlerine karşı etkili bir şekilde faaliyet gösterebilecek, menzil, hız ve gizliliğe sahip yeni bir uçak istedi.
İhtiyaç tanımlamasında, düşmanın her türlü savaş uçakları ve bunların uçurulmasına imkân veren bütün tesis ve diğer hava sistemlerine karşı meydan okuyan bir performansa sahip olunması yer almaktadır.
Henüz tam anlamıyla Boeing'in F-47 çözümlemesine ait bilgiler yayımlanmadıysa da tahmin edildiği kadarıyla, bu uçak; görünmez (stealth) özellikli, süpersonik hızda görev yapabilen, kısa pist iniş-kalkış imkânı olan, bütün ilave yakıt dispanserleri, elektronik savaş sensörleri ve silahlarını dahili olarak taşıyabilen bir otonom savaş sistemi yapı. En önemli özelliği ise ağ-ekosistemi içinde çalışmasıdır.
Bu söylediğim özelliklerin bir kısmı Lockheed Martin'in 5. nesil F-35 uçağında bulunmaktadır.
Bana göre, F-35'ler için çokça tartışma yaratan "otonom" kabiliyeti konusu F-47'lerde daha gelişmiş biçimde yer alacak olmasıdır.
F-35 tartışması içinde son olarak "kill-switch" yer aldı.
Aslında F-35 sisteminde teknik olarak böyle bir anahtar yoktu, ancak belli sistemlerinin korunması için yapılabilecekler düşünülürse, bu anlama gelebilecek bazı özellikleri vardı.
ABD dışındaki kullanıcıları korkutan da buydu. Bugün F-47 için böyle bir tartışma olacak mı, göreceğiz.
Bugün bu silah sistemiyle bir üst konsept devreye girdi, demek ki bundan sonra bildiklerimizi ve endişelerimizi bir yere bırakıp silah sistemlerinde daha ileri sürümler için çaba sarf etmemiz olacak.
Bu konuyu biraz açayım.
Örneğin, Çin ile Tayvan arasındaki savaş olsun.
Tayvan Boğazı gibi bir harekat alanına ilişkin (daha önce başka mecralarda açıkladığım) bir özellik var:
Böylesi bir savaşa sürü halinde birlikte harekat yapan otonom savaş araçlarının komuta kontrolu (ACCSIOM - Airborne Command and Control for Swarm Interoperable Missions) fonksiyona sahip insanlı ve insansız uçaklar dahil olacaklar. (Buna deniz sistemlerini de benzer biçimde ekleyebilirsiniz.)
Eğer (muhtemel) Tayvan Boğazı çatışmasına ABD müdahale edecek ise bu tarz uçakların özellikleri neler olmalıdır?
Kendi aralarında, yer ve uzay sistemleriyle, diğer hava vasıtalarıyla (akıllı füze, drone, sürü drone, diğer uçaklar ki havada görev yapan komuta-kontrol, ihbar-gözetleme, keşif-istihbarat, tanker, vs.) kendi kapasite ve kabiliyetiyle gizlilik içinde konuşabilen, önceliğini tayin ettiği hedefe göre karar verip, başarıyla üstünlüğü amaçlayan bir uçak olması gerekmektedir.
Bu tarz uçaklar düşman eline geçmemelidir, siber savaşa karşı güçlü korumaya sahip olmalıdır.
Çünkü bütün bir hava kuvvetlerinin bütün veri kütükleri, sadece böyle bir bilgisayar-uçaktan elde edilir ise bütünüyle savaşı kaybetmek mümkün olabilir. (Kill-switch meselesi bu konu hakkındadır.)
Bu bir insanlı uçaktır.
Demek ki havacılıkta öncelik insanlı uçaklarda olmaya devam ediyor.
Ama dronların gelişimi buna engel değildir.
Buradaki kritik nokta hava üstünlüğünde insan fonksiyonunun çok kapsamlı bütün otomasyon sistemleriyle uyumudur.
Düşünceme göre, bir 6. nesil silah sistemi, Otonom Kor Sistem (ACS) kabiliyetlidir ve Warbot ile Cyborg sistemler ile de müşterek çalışma özelliğinin geliştirilecek olmasıdır.
Sonuç olarak, Trump'ın bu çıkışı politik anlamda da değerlendirilmelidir.
Bir gözdağı verme amacı güden açıklaması, özellikle Çin'e ve diğer rakiplerine yöneliktir.
Avrupalılar bugünlerde ABD savaş uçaklarına karşı bir kampanya başlatıyorken, bu F-47 ile verilen mesaj, "siz daha işin çok gerisindesiniz" şeklinde okunabilir.
Trump demek istiyor ki; Büyük Amerika!
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish