Bir ülkenin politik gücüyle kendi amaçlarına ve hedeflerine dayalı yapmak istediklerini ne şekilde yerine getirir?
Bu konudaki imkanlardan ve yöntemlerden bazıları nelerdir?
Dış politika yönüyle politika nasıl yapılır?
Bu makalede, bunları açıklayacağım.
İçerik olarak öne çıkan noktalardan hareketle, yeterli ölçüde bir yaklaşımı ortaya koyacağım.
Sizler kendi hatırladıklarınızı da ekleyerek araları doldurabilir ve konuyu daha olgun hale getirebilirsiniz.
Neleri inceleyeceğiz: Liderlik, kurumsallık, politik güç için milletin fonksiyonu, iddiayla politika yapmak, stratejiyle politika yapmak, bilimsel metotlarla politika yapmak, kazanımları meşrulaştırmak ve yüksek politika.
Dış politika yapmak amacıyla öncelikle neler gerekir? Evvela liderlik ve kurumsal güçle çalışmak ve milletin katılımını sağlamak gerekir. Liderlik bakımından, doğru vizyon sahibi olmak, jeopolitik okumayı isabetli bir şekilde yapmak, uygun stratejik planları yapmak ve kararlılık uygulamak gerekir.
– “Liderlik, kurumsallık, millet!”
Dış politikanın devlet ayağında yapılacaklar var, milletçe müştereken olması gerekenler var. Ama bir ülkede politika hem kurumsal hem de milletçe inanılarak yapılıp uygulanır, bunu bilmek zorundayız. Bayrağı, pasaportu, para cinsini, refah ve güvenlik açısından gerekli olan her bir konuyu düşünürseniz, bunun devlet ve milletle olması gerektiğini daha iyi analmış oluruz. Liderler, siyasetçiler, hükümet millete önderlik ederler. Medya ise durumdan haber verir, süreçleri not eder. Bu topyekûn bir çalışmadır. Ama net olan şudur, politika için irade ve kararlılık gerekir.
– “Politika için irade ve kararlılık gerekir.”
Devlet, millet, müttefikler, vs. konuların hepsi ilgililerce bir araya getirilir. Bu cümleden şu çıkar, uluslararası sistemde hem rakipler vardır hem de müttefikler (veya ortaklar). Bu bir denge ile sevk ve idareyi gerektiren husustur. Sonuçta formül doğru olmalıdır, kararlılıkla uygulanmalıdır. Ama önemli detaylar vardı, müttefik de neticede bir rakiptir.
Hangi ülke olursa olsun, ülkenin amacı ve hedefleri yönünde politika yapılır. Başkasına göre değil. Müttefiklerle ortak kararlar alınmaz değildir, ama neticede burada da ülke çıkarı vardır. Sonuçta ülke yararına ne kazanılacak, buna bakılır.
–“Ülkenin amaçları ve hedefleri yönünde politika.”
Politika, çok katmanlı, çok alanlı, çok boyutlu çalışılarak yapılır. Amaç sonuca varmaktır. Gücü ve inancı karşı tarafa hissettirmek ve hatta talepleri, gerekçeleri, şartları, zaman ve mekân örgüsünü çok iyi işlemek gerekir.
–“Çok kapsamlı, alanlı, boyutlu politika.”
İşte bu noktada da ülkeler veya güç unsurları tasnife tabidir; bizden olanlar, karşı olanlar ve ikisi arasındakiler.
Dış politika yapmak amacıyla belirli disiplinlerde sürekli çalışıp doğru raporlar hazırlamak, bunun müşterek çalışmalarla ve işbirliği halinde, sinerjik oluşumlarla sonuca bağlanması gerekir.
Dış politika multidisiplinerdir. Örneğin savunma-güvenlik politikaları ile ekonomi politikaları arasında çalışma disiplini açısından çok büyük farklar vardır. Multidisipliner yaklaşımla, dış politika sadece üniversitede dış politika veya tarih okumakla ilgili değildir. Hatta çok iyi müzakereci, analizci, vs. olmak bile gerekir. Politika bilenlerce yapılır, ülkenin en iyi uzmanları kullanılır. Hatta özel uzmanlar yetiştirilir.
–“Dış politika multidisiplinerdir.”
Devlet dışında da yapılacaklar var. Özellikle devlet organlarında, kamu yönetimi dahilinde, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, iş insanları tarafında, her türlü medya aracıyla yapılacaklar var. Medya önemli hem konvansiyonel hem sosyal medya, ama bir de uluslararası medya var. Hem bir diplomatik çekim alanı oluşturmak hem de medya ölçeğinde bir kazanım olduğu için uluslararası diplomatik platformları önemli mecralardandır. Amaç kazanmaktır. Kazanılacak konular için riske girilebilir. Risk yönetilir. İşte bu devletin işidir.
–“Devlet kazanılacaklar için riske girebilir.”
Baktığınızda politikayı hem devlet çatısı içinde hem de dışında yapmak gerekebilir. Tabii hepsi için çok iyi bir orkestrasyon gerekir ve bu elbette bir otoritenin idaresindedir. Nihai karar verici hüviyetiyle kim varsa, irade onun kararıyla oluşur. Hükümet, iktidar, her nasıl söylerseniz, politika yapmaktan sorumlu olan her türlü kurum ve kuruluş ile ilgili kimseler bu konuya odaklanırlar. Sonuçta bir lider karar verir.
Bütün mesele nedir? Ülkede iç siyasi görüşler, planlar, beklentiler farklı olsa da ülkenin kalkınmasına, huzuruna, güvenine, insanlığın istikbali ve evrensel kaideler gereği olanlara göre politika yapmak.
–“Ülkenin kalkınması, huzuru, güvenliği, insanlığın istikbali için politika.”
Dolayısıyla bu karmaşık, yaygın, ama çok önemli fonksiyonu yerine getirmek için sağlam bir liderlik gerekir.
Politik alanda bugünkü dünyayı şöyle bir gözünüzden geçirin, ne görüyorsunuz?
Örneğin ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump bir liderlik sergiliyor. Nasıl? Biraz doğaçlama biraz da kurumsal çalışmalara dayanarak. Ama bir özellikten söz edeceğim ki bugünün konusu budur: Hızlı olmak, baskın olmak, başkalarını inandırmak veya etkilemek!
Trump’ın yaptığı nedir? Devletin yasama ve yürütme kurumlarının çalışması sağlanıyor mu, bürokrasi çalışıyor mu, uzmanlar görüş veriyor mu, muhalefet eleştiriyor mu, hukukçular üstüne düşüne yapıyor mu, peki Trump’ın karakterine uygun bir yönetme tarzı oluşuyor mu?
Amerika Birleşik Devletleri’nin köklü bir devlet hiyerarşisi var, uluslararası sistemde önderlik rolü belli. Ama Trump ortaya çıktı ve mesela “Grönland bizim” diyor. Olur veya olmaz, ama üzerinde çalışıyorlar.
Bazen politika yaparken ülkelerin temel karakterleri sahaya yansır. Bir Amerikalının “poker”, Rus’un “satranç”, Çinlinin “go” oynaması gibi örnekler verilir. Mesela Trump sanki son politik yaklaşımlarında fazlaca poker oynuyor!
Tabi bu bilinen anlamda bir oyun değil. Fakat bilimsel çalışmalar çok önemlidir. Yöneylem araştırması (operational research) konuları, ihtimaliyat teorileri, oyun teorileri, veri işletimi ve simülasyonlar ile sürekli alternatifler geliştirilir, en iyiler ve en kötüler hesap edilir. Politikanın analiz kısmı çok önemlidir, ama sonuçta karar ve icra noktasında karakter öne geçmektedir.
–“Analiz için bilim var!”
Dış politika nasıl yapılır? Bir strateji belirlersiniz ve bunun üzerine başkalarını inandırırsınız veya en doğru seçeneği onlara sunarsınız. Konu sahada yer eder, olduğu nispette de bir sonuç alırsınız. Yani politika yapmak istemektir. Siz istersiniz, tekrarlarsınız. Öyle olduğundan değil, siz istediğinizde, o öyle olmalıdır. Çalışmak gerekir!
–“Politika yapmak istemektir.”
Rusya’ya bakın, yaklaşık on yıla yakındır tekrarlayıp duruyorlar:
Tek kutuplu dünya düzeni sona erdi çok kutupluluk başladı.
Örnek: Bugün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Antalya Diplomasi Forumu’nda “küreselleşme bitti, dünya parçalandı” dedi. Değil Lavrov, bütün Kremlin aynı konuyu yıllardır tekrar ediyor. İstedikleri net ve stratejilerinde yazıyor: “Çok kutuplu dünya!”
Buradan hareketle, “Lavrov dedi öyledir, Jinping açıkladı artık durum bu…” gibi düşünenler çıkabilir. Herkesin bir politikası olabilir, ama bilmeksizin adım atmadan önce son kez düşünmekte yarar vardır. Çünkü, politika yapanındır. Eğer dahil olduysanız, sizin de politikanız netleşmiş olur. Yarın başka bir iddiayla ortaya çıkmamak gerekir.
–“Politika yapanındır!”
Bir de stratejik belirlemeden sonra politikanın meşrulaştırılması konusu var. En güzel örnek bu son Suriye olayında görüldü. ABD Eski Başkanı Barack Obama Suriye’yi Arap Baharı’nın kucağına kendi stratejisi gereği ve CIA’nın operasyonları gereği itti. Vekalet Savaşı başlatıldı.
Bu konudaki açıklamalardan bir kısmını daha dün Antalya Diplomasi Forumu’nda ABD’den Prof. Dr. Jeffrey Sachs anlattı. Tabi ben ve benim gibi uzmanlar bu durumu gayet iyi bilmekteydi. Burada ABD’nin yapmak istediği de değil, yapmak istedikleri hep tarafımızdan açıklandı. Bu sahada pek çok dengeyi etkiledi. Neler yaşandı sizler hatırlarsınız.
Şimdi gelin 2024 Kasım ayına. Sahada olan şuydu, (O zamanın tarifiyle HTŞ lideri) Ahmed eş-Şara idaresindeki birlikler harekete başladı ve neredeyse 10 gün kısa bir sürede Esad yönetimi devrildi. Bugün Ahmed eş-Şara Suriye’nin meşru Geçiş Dönemi Devlet Başkanı. Politikayı kim yaptı, kim uyguladı, halen çok net değil, ama bir yerinden bakıp dile getirelim.
Geçen günlerde Trump, Netanyahu’yu ağırlarken Beyaz Saray’da ne söyledi?
“Erdoğan adında bir adamla harika bir ilişkim var. […] Erdoğan'a, iki bin yıldır kimsenin yapmadığını yaptın, Suriye'nin kontrolünü ele geçirdin dedim. (HTŞ’yi kastediyor,) Vekiller aracılığıyla Suriye'yi ele geçirdi. Çok sert bir adam ve çok zeki. Kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı ve ona hak vermelisiniz. ...”
O halde Türkiye bir stratejik planla politikasını oluşturdu ve tatbik etti, şimdi bunu söylemek mümkün mü? Evet.
–“Politika stratejiyle yapılır.”
Strateji yapılır, politik karar verilir, sahada ilerleme sağlanır ve sonuç alınır. Sonra yine bunun politik devamı olur. Durumu meşrulaştırmak için politika yapılır.
–“Kazanımları meşrulaştırmak için politika.”
Başka örnek olsun. ABD’nin Suriye’de var olma sebebi ve uluslararası hukuka göre bu ülkede askeri müdahalede bulunma hakkı nereden gelmekteydi? Birincisi, Esad gibi halkına zulmeden bir lider ve yönetim olması, yani insan hakları konusu; ikincisi, kimyasal silah başka tabirle kitle imha silahı (KİS) kullanılması; üçüncüsü ise, IŞİD’in varlığı, yani küresel terörle mücadele gerektiren bir husus.
Şimdi bunların hepsi ABD için bitti. Trump ilk başkanlık döneminde kendisi söyledi: “IŞİD bitti!” Peki sonra ne dedi? Petrolü koruyacağım. Şimdi Esad yok ve meşru bir Suriye yönetimi var. Bu zamanın Suriye politikasında ABD için meşruiyet nerede? Yeni yönetimin desteklenmesi! İşte politika. O halde kimlerle işbirliği yapmalı? Siz bunun altını doldurabilirsiniz.
Politika duruma çabuk adapte olmalıdır. Çünkü çok dinamik bir dünya düzeni (veya düzensizliği) içine girildi. Burada bir önemli kavram da politikada proaktif olmaktır.
Bu arada hantal yapılara örnek olması açısından Avrupa Birliği’nin kurumsal yapısını gözümüzün önüne getirebiliriz. Bu tür yapılar çok başlı çok fazla denge unsurunun bir arada olduğu bir yapıdır. En büyük konular ise politik bakış açıları ve ekonomik kondisyondaki farklılıklardır.
–“Proaktif, dinamik adaptasyon.”
Bu makalede politika yapma ile ilgili bazı önemli hususlara değindim. Politikanın icrası da çok önemlidir. Politikada ve diplomaside güven telkin etmek önemlidir. Görüldüğü kadarıyla Türkiye bu yönde “milli güç” fonksiyonlardan biri olan “politik gücü” iyi kullanan bir ülke hüviyetini kazanmış haldedir.
–“Yüksek dış politik güç.”
Şöyle bir düşünün, bundan mesela 30-40 yıl önce durum neydi diye. Koalisyonlar bile başlı başına istikrarlı politika yapamamanın bir sebebiydi. Halbuki dış politikada istikrar, güven kadar önemli bir konudur.
Politika devam etmelidir. Ülkece neyi istediğiniz ve neyi duyumsadığınız başkaları tarafından iyi bilinecek!
–“Politikada istikrar ve güven.”
Bu ifade ettiklerim, başlıklar halinde ve bir rehber niteliği taşıyan dış politika konularını içermektedir. Şahsi görüşümde “yüksek politika” ile öne çıkardığım bir kavram var. Milli güç ölçeğinde yükselmek veya daha da güçlü olmak, yüksek politikanın, bu tarzda politika yapıp, icra etmenin bir ürünüdür.
–“Yüksek politika!”
Sonuç olarak, Türkiye çok önemli bir süreçte inisiyatif alan bir ülke konumunda oldu.
Bunu tespit etmek gerekir. Millet bunun farkındadır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish