Bu seferki ABD-İran müzakerelerinin öncekilerden, özellikle de eski ABD Başkanı Barack Obama'nın ekibinin Umman Sultanlığı'nda gerçekleştirdiği müzakerelerden farklı olduğu görülüyor.
Bu kez "doğrudan görüşmeler" Umman'da yapılacak.
Umman görüşmeleri, ABD Başkanı Donald Trump'ın mart ayı başında Tahran'a müzakere öneren, ancak anlaşmaya varılmaması halinde askeri operasyon tehdidinde bulunan ve sadece 2 ay süre tanıyan bir mektup gönderdiğini açıklamasının ardından yapılıyor.
Dini Lider Ali Hamaney'e baskı yapan İranlı liderler, müzakerelere başlanmaması ya da görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde rejimin çökme riski altında olduğunu ona anlattı.
İranlı liderler, Hamaney’e açıkça şunu söyledi:
Eğer reddedersek nükleer tesislerimiz bombalanacak. Bu gerçekleşirse rejim askeri olarak karşılık vermek zorunda kalacak ki bu da Amerikan güçleriyle açık bir savaşın patlak vermesi anlamına gelecek.
Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Baş yargıç’a göre bu durum ekonomiye daha büyük zarar verecek, protestolar ve grevler de dahil olmak üzere iç huzursuzluğu ateşleyecek.
İranlı liderler, Hamaney’e iki cephede birden savaşmanın rejim için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu açıkladılar.
Hamaney'in yakın danışmanı Ali Şemhani'ye göre İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, rejim liderlerinden aldığı yetkiyle Maskat'a gidiyor.
Arakçi, Maskat’taki müzakere masasında tek konunun nükleer mesele olduğunu yineledi.
Ancak bu elbette rejimin propagandası. Birkaç gün önce Trump ekibiyle sadece "dolaylı" olarak müzakere edeceklerini söylüyorlardı ama bugün Amerikan ekibi Maskat'ta "doğrudan" müzakere halinde.
İran ile aralarında ABD, Rusya ve Çin'in de bulunduğu altı güç arasında 2015 yılında nükleer programa ilişkin olarak imzalanan ve resmi adıyla Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen anlaşmayı Trump 2018 yılında feshetti.
İran'la yaşanan anlaşmazlık nükleer meselede doruğa ulaşıyor, ancak tek mesele bu değil.
Irak, Yemen, Suriye, Lübnan ve başka yerlerde tahribat yaratmak için İran’ın kendisine bağlı milisleri destekleme meselesi de var.
Şarku’l Avsat’ın güvenilir olarak tanımladığı Iraklı bir kaynak, İran'ın Kudüs Gücü liderinin Irak'ı ziyaret ettiğini ve Tahran'a bağlı milislerle görüştüğünü söyledi.
Kaynak ayrıca, İsmail Kaani'nin Bağdat'ta bıraktığı ekibinin Amerikalılara karşı sıfır operasyon emrini uygulamaya meyilli olduğunu bildirdi.
Peki, Arakçi’nin söz ettiği tek meselenin nükleer mesele olduğu iddiası nerede kalıyor?!.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.