Avrupa ve Ukrayna bir tarafta, Putin ve Trump diğer tarafta gibi duruyor.
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta çözüme ne kadar yakın duruluyor?
Bugünün güç mücadele biçimlerine bağlı mı hareket ediliyor?
Günümüzün savaşı ile güç mücadelesi
Soğuk Savaş zamanında daha çok propaganda, sabotaj, casusluk faaliyetleri bilinirdi, eylemler böyle isimlendirilirdi.
Bugünün yöntemleriyle bu eylemler halen yapılabiliyorken, hem gelişmiş şekli olarak kabul edildiği üzere hem de ilave olarak daha karmaşık eylemler yapılabilmektedir.
Bunlar Siber Savaş ve Hibrit Savaş teknikleriyle gerçekleşmektedir. Bilgi Savaşı kapsamında hedef alanlara dezenformasyon yapılması sanki doğal hale gelmiştir.
İlgililerce yapılan son açıklamalara bakılırsa, özellikle NATO ve Avrupa için bu durum gayet ciddi bir hal almış görünmektedir.
Üst düzey bir NATO yetkilisi, Avrupa Parlamentosu üyelerine, "Rusya'nın Hibrit Savaş kullanımını yoğunlaştırmasının Batı için büyük bir tehdit oluşturduğunu" söyledi.
NATO Genel Sekreter Yardımcısı James Appathurai, "son birkaç yıldır NATO ülkelerinde gerçekleşen sabotaj olaylarını" anlattı.
Bunlar arasında, trenlerin raydan çıkmaları, kundaklamalar, altyapı saldırıları ve hatta önde gelen sanayicilere yönelik suikast planları yer alıyordu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 2022'de Ukrayna'da tam ölçekli savaş başlatmasından bu yana, 15 ülkede Rus istihbaratıyla bağlantılı sabotaj operasyonları kaydedildi.
Ocak ayında Appathurai, "NATO'nun bu artan saldırılarla başa çıkmak için savaş durumuna geçmesinin zamanının geldiğini" söyledi. 1
Donald Trump ile Vladimir Putin'in politik ilişkisi, neyi geliştirmek istedikleri ve değişen küresel güç mücadelesi konularına değinmeden önce günümüz savaş türlerine bir göz atalım.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Klasik anlayışla savaşın açıklaması bellidir.
Bir düşman vardır ve buna karşı eldeki imkanlarla, hatta imkanlar zorlanarak, planlı eylemler yapılır.
Bugün savaş başka bir hâl aldı.
Ama önce "savaş" ile "operasyon" anlayışı daha keskin anlaşılır oldu.
Başat güçler için savaş kendi aralarında olabilirdi, diğer türden veya coğrafyalardakiler olsa olsa operasyon kabul edilebilirdi.
Hem başat güçlerin savaşı demek, bir dünya savaşı demekti.
Dünya savaşı ise artık nükleer silah kullanmadan olmazdı.
O halde başat güçlerin savaşı, dünyayı dahi yok etmeye sürüklenecek ölçeklerde, büyük güç mücadeleleri halinde vücut bulabilecekti.
Bunu böyle açıklamam gerekiyordu. Çünkü savaştan herkesin anladığı değişik olabiliyordu.
Polemolojide (ve uluslararası hukukta) savaş kavramı, illa silahların patlaması şeklindeki klasik düşünceleri ve fiilleri içine almaktaydı.
Haliyle algı da buydu. Yasalar da mevcuda dair bilinen somut olayları ve buna göre yapılmış tanımları kabul etmekteydi.
Halbuki günümüzde bu konu daha geniş alana yayıldı ve katmanlar halinde hem derinleşti hem de yükseklik kazandı.
Eğer başat güçler arasında savaş olmayacak ise güç mücadelesi nasıl yapılacaktı?
Gizlilik, sinsilik, kaynağı örtülü, yoğun saldırılar oluyordu.
Zamanı çok hızlı şekilde kullanan, olay hakkında bir tanım yapılsa dahi iş işten geçmiş olacak türden eylemler, sürekli, aralıklı, yer değiştirerek ve kaynağı farklılaştırılarak gerçekleştirilebiliyordu.
Hasılı, ne olup bittiğini bu işin uzmanları, çok büyük ve güçlü operasyon merkezlerinden çok teknik çalışarak, ancak bulabiliyor ve karşı önlemlerin alınmasını sağlayabiliyordu.
Hâl böyle olunca, saldırılardan dolayı birilerini fail gösterseniz de "inkâr etmek" kolaydı.
Sahada olanlar ile masadakiler eşleştirildiğinde, çoğunlukla politikacılar inkâr etme yolunu seçmekteydiler.
Durum böyleyse ve büyük oynayan bir aktörseniz, ne yaparsınız?
Kendi politikanızı belirlersiniz, bu kendi çıkarınıza ve gücünüze göredir.
Amaç kazanmak değil mi?
Her ne ise hedefiniz, kazanmayı sağlayacak planlamaları yapar ve uygularsınız.
İmkanlarınız ve gücünüz büyük ise planlarınız da büyüktür; daha az imkanı ve gücü olanlar, durumu tam anlayamayabilir, itirazları olabilir, halinden şikayet edebilir, çünkü kaybettikleri vardır, kendine göre politik argümanlar ileri sürebilir, iç politikayı daha fazla önemseme yolunu seçebilir; ama bütün bunlar bugünün savaşının veya güç mücadelesinin olma biçimini ve yarrattığı etkiyi değiştirmeyecektir.
O halde yukarıda alıntı yaptığım görüş, bana göre bugünün güç mücadele biçiminde gayet tartışmalıdır.
Çünkü önce teknik manada bazı konuların hazmedilmiş olmasını gerektirir.
Sonuçlara bakarak yapılan akademik ve politik açıklamalar yeterli olmayabilir.
Tekrar edeyim, "stratejiyle kazanmak" şeklinde formülize ettiğim ve literatüre kazandırmak istediğim bir kavram var, eğer bu değerde bakılırsa, ilgililerin durumu kavramaları ve gereken karşılıkları etkili verebilmeleri mümkün olabilecektir kanısındayım.
Yakınmak zamanı çoktan geçti.
Zaman, kazanmanın zamanıdır.
Savaş sonucu olarak bakılırsak ifade şöyle olur:
Zaman, zafer elde etmenin zamanıdır.
Kazanmanın usulleri günümüzün icaplarıyla gelişmektedir.
Savaş dediğiniz şey, düşmanı aldatmak, sürpriz yapmak, beklemediği yenilikleri ona yöneltmek, vs. değil mi?
İnsanlığın gelişiminde savaş, silahlar ve uygulanan yöntemler yine öndedir.
Mesele ne?
Karşı koyabilecek halde olmak ve isteniyor ise (stratejiniz, planlarınız, hedefleriniz gereği) bu imkanlarla saldırarak yeni durum yaratmak değil mi?
Trump, Putin veya başkaları, bunları biliyorlar ve uyguluyorlar ise bu şaşkınlık niye, neye şikayet ediyorsunuz, kendi politikanız için mi?
Ben politikacı değilim, polemoloji konusunda uzmanım.
Bildiğim konular bana bunları açıklamama imkân veriyor.
Eğer bir politikacı olsaydım, ülkemin imkanlarını yeni duruma göre hazırlardım ve başlardım nüfuz alanlarında etki sağlamaya.
Amaç kazanmak!
Refah ve güvenliği artırmak!
Herkes kendi çabasıyla kendine fırsat yaratıyor ve kazanma yolunda mücadele ediyor ise "ben onlardan önce nasıl kazanırım" diye bakarım.
Yoksa geride kalırım!..
Kazanmak için geride kalmamak, biri gelsin bana yardım etsin diye beklemek, bu dünyanın değişim hızında mümkün olabilir mi?
Elbette doğayı, insani değerleri korumak gerekir.
Yapılacaklar insanlığa ve çevreye karşı olmayacaksa, hukuk ve adalet her konuda başvuru noktası olacaksa, buna engel yok.
Ama konumuz savaş!
Savaşlar başka nasıl yapılır ki?
Neticede savaş bir meydan okumadır.
Trump ve Putin
Daha birkaç gün önce JFK belgeleri açıklandı.
CIA'nın yaptıkları bir kez daha ortaya serildi.
Bu konuyu etraflıca yazdım (Bakınız: "JFK belgeleri ve dersler").
Sovyetler dönemini geçtim, bugün Rusya'yı da izliyorum.
Olaylar vuku bulduğunda analizlerimi sizlerle paylaşıyorum.
Örneğin, 2016 Amerikan başkanlık seçiminde Rusya'nın uyguladığı gerçeklik ötesi teknikleri yazdım.
Başka örnek, Baltık'ta Kuzey Akım boru hattına 2022'te yapılan sabotajı da yazdım.
bunun ABD tarafından yapıldığını ilk anlarda açıkladım.
Ama benim için önemli olan bunları yazmak değildi, Türkiye'ye de yapılanları veya yapılabilecekleri işaret etmekti.
Çünkü dünya günümüzde böyleydi.
Bu konunun uzmanıysanız taraf tutmamalısınız.
Politikacıysanız başka, çünkü bir tarafsınız.
Milli meselelerde duyarlılık göstermek ise bir diğer önemli noktadır.
Bu bir tavırdır ve yapılan mücadeleye dair yorumlarda yol gösterici olmak gerekir.
Aynı zamanda uzmanlık, böylesi bir duyarlılığı da gerektirir.
Örneğin 2019'da Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a içinde ağır ithamların olduğu bir mektup yazmıştı.
Türk makamları haklı olarak bu mektubu çöpe attı, "yok hükmündedir" dedi.
Geçen ara dönemde (2019-2025) neler yapıldı?
Türkiye tarafından 2025'e kadar Suriye merkezli bölgede değişik aktörleri kapsar şekilde bir güç mücadelesi yapıldı.
Mektup gerçekten bir şey değildi.
Ama bu, diplomaside ve uluslararası politikada usullerin ne denli değiştiğinin bir kanıtıydı.
"Trump böyle yaptı" deyip geçilemezdi.
Verilen mücadelede olabildiğince güç vermek ve kazanmayı istemek, bunu kararlılıkla göstermek gerekmekteydi.
Suriye'de hangi noktaya gelindi?
Bugün Rusya ve İran bölgeden çekildi.
ABD ve Türkiye tam manasıyla olayın içinde.
Türkiye "güvenli bölge" projesini sürdürüyor ve Minek'te (Minaq) bir askeri üs kuruyor.
Tüm bakanlar Suriye'nin yeni yönetimiyle el ele projeler üretiyorlar.
Geçici Suriye Yönetimi Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin projesi olan SDG bir anlaşma yaptılar.
Güç mücadelesi sonrasında durum geldi bu noktada bir hâl aldı.
Mücadele eksik yapılsaydı bu nokta elde edilemezdi.
Suriye'de nasıl bir savaş oluyor?
Hibrit Savaş, Siber Savaş, Vekalet Savaşı, vs. hepsi var.
Bir de şu var, sahada ve masada yoğun çaba gerektiriyor.
Çabalar imkanlarınız ve gücünüz oranında gerçekleşir, sonuca yansır.
Bu arada başka neler yapıldı?
Putin ile yakınlaşıldı.
Sadece Suriye için değil, Ukrayna için de bu yakınlaşma gerekliydi.
Esasen Rusya, Türkiye'nin komşusu ve tarihi bir geçmişi var.
Ruslar ile Osmanlı Devleti kıyasıya savaşlar yaptılar.
Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve Sovyetler Türkiye'den o günün konjonktüründe de toprak talep etti, geçmişteki düşüncelerini devam ettirerek.
Putin ise tüm gayretiyle Türkiye'yi ABD ve NATO'dan uzaklaştıracak türden çabayı gösterdi.
Güç mücadelesi ve çıkarlar bağlamında onun bunu böyle yapması beklenirdi.
Önemli olan karşı hamlelerle mücadeleyi sürdürmek, kazanmak, kaybetmemekti.
Bugün bazı yazarlar Trump'ın tarzı üzerine sürekli yeni fikirler geliştiriyorlar,
Putin'i ise ağır ithamlarla yaftalamaya çalışıyorlar.
Putin Kremlin'de oturmaya devam ediyor!
Hakkettiği şeyler yok değil.
Bir kere Putin insanlığı nükleer silahlarla tehdit etmeyi adet haline getirdi.
Acaba o bunu kendini çaresiz hissettiğinden mi yapıyor?
Burada kimseyi öne çıkarmak benim işim olamaz.
Ama şunu söylemek gerekir; Amerikalı bir lider Amerikalıdır, Rus bir lider Rustur, Fransız, Alman veya İngiliz ise yine kendidir, kendi kültürüyle ve değerleriyle bütünleşiktir.
Hatta Türkiye için de durum böyledir.
Bugün Trump ile Putin, "Yalta II" için daha yakın görünüyorlar.
Avrupalılar burada var olmak veya aleyhine gelişecekler için şimdiden önlemler almak isteyecekler.
İşte bugünün sembolik anlatımı olan açıklaması ve girişmeye değer bir güç mücadele alanı.
Ancak bu sadece niyet beyanları, kağıtlara yazılı hedef paketleri, diplomatik çaba, politik girişim ile olacak şeyler değildir.
Güç mücadelesi sahada bazı ikna edici ve zorlayıcı düzenlemelerin yapılmasını da gerektirir.
İşte burada bahsettiğim bugüne ait savaş teknikleri devreye girmektedir.
Amaç kazanmaktır.
Aktörler sahada gücünü gösterirler ve sonuçta kim ne kazandı, ortaya çıkar.
Peki bugün durum bu şekilde ise Trump Putin'e bir dünya savaşı yapmayı mı önerir?
Yoksa ona, "aptal olma, ben de kazanayım sen de" mi der?
Caydırıcılık konusu çok önemlidir.
Caydırmak, pabucun pahalı olduğunu işaret eder.
Pabuç pahalı ise "masaya gel anlaşalım, sen de kazan ben de" demek olur.
Masadayken bile aktörler açısından her şey bitecek veya baskıya ara verilecek değil ya!
Baskı devam eder, hem çeşitli noktalardan.
Ateşin olduğu yerlerde ateş etmeye devam edilir, paranın önemli olduğu yerlerde ekonomik saldırılar yapılır, rakibin sinsi şekilde önü kesilmek isteniyor ise sabotajlar, siber saldırılar, terör eylemleri, propaganda araçlarının kullanılması, yoğun dezenformasyon devreye konur.
Sürekli istihbarat yapılır.
Sakın meydanı boş görmeyin!
Benim uluslararası ilişkiler çalışanlarına önerim şudur; "o bunu dedi, bu şunu" türü alt alta yazılanlar üzerinden yapılan değerlendirmeler belki daha sonra (siyasi) tarih yazmak için kayıt tutmak anlamında değerlidir, ama "geleceği kendi planına uygun eylemlerle değiştirmeye çalışmak" isteyenler, bunlara bakmazlar, bizzat değiştirirler.
İşte liderlik!
Sahayı bilinen tekniklerle sinsice etkileyip, sonra bunu inkâr edecek bir lidere veya politikacıya, "sen neden böyle yapıyorsun" diye sormak neyi kazandırır, neyi değiştirir?
Şimdi Avrupalılar böyle yapıyorlar.
Elbette bu da bir yöntem, ama rakibi durdurucu değil.
Ukrayna sorununu çözmek
Trump ile Putin devredeler.
Zelenski ikna edildi ama Putin pazarlıkta el arttırma safhasında.
Avrupa ise bu arada dışarıda kalmamak için çaba içerisinde.
Sonuçta olay-mahalli Doğu Avrupa.
Buna askeri olarak cephe demekteyiz.
NATO kuvvetleri ve Rus birlikleri Baltık'tan Karadeniz'e kadar mevzilenmiş haldeler.
Bu tertiplenme hali bu mücadele konusunun bir yönüdür.
Diğer yönü ise mücadeleyi her şekilde yapmak ve bununla kararlılık göstermek, baskı kurmaktır.
Ama düşman da olsa onunla teması asla kesmemek gerekir.
Hem konuşulacak hem belli alanlarda baskı uyandıran girişimler tertip edilecek... Böyle yapılıyor.
Bu yapılanlar ile çözüm ne kadar yakın?
Cevap: Uzak! Henüz işin başındayız.
Ordunuz caydırıcı olabiliyor mu?
Hazırlıklarınız karşı tarafa tehdit oluşturuyor mu?
Sabotajları önleyebiliyor musunuz?
İstihbarata, karşı istihbarat ile cevap verebiliyor musunuz?
Siber saldırıyı boşa çıkarabiliyor musunuz?
Dezenformasyonla gerçekten mücadele edebiliyor musunuz?
Bırakın bu savunma pozisyonunu, taarruz pozisyonunda rakibinize siz bunları yapabiliyor ve onu zora sokabiliyor musunuz?
Ukrayna bunu yapamıyor veya imkanları gayet kısıtlı.
Trump'ın Amerika'sı (Biden dönemine göre) yöntem değiştirdi.
Avrupa böylesi bir büyük sorunla baş başa kaldı.
Dünya dönmeye devam ediyor…
Daha önce yazdım: "Ben Putin olsam, bu şartlarda burnumu dik tutar, pazarlığa en yüksek seviyeden başlarım." (Bakınız: "İkna, Tahsilat, Tazminat")
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Peki gerçekten, henüz Trump başkanlık seçimleri için kampanyadayken, kendisine suikast yapanlar Ukraynalı bir grup muydu, yoksa Rus muydu?
Hepsini geçtik, JFK suikastı benzeri, bunun cevabını 50 yıl sonra mı öğreneceğiz?
Sanmıyorum! Olay belli ve Trump bunu biliyor olmalı.
İyi de, böylesi yakın bir zamanda vuku bulan olay önümüzde duruyorken, Ukrayna yanlısı uluslararası ilişkiler uzmanları veya Avrupa Birliği'nin Rus düşmanı veya korkak bürokratları, savaşın bitirilmesinde "çözüm" diyebileceğimiz bir hususu, bize nasıl açıklamış olabilirler?
"Putin sabotajcı, casus…" diyerek mi?
Avrupa, kendine zaman yaratmak istemekte ve kazançlı bir fırsat imkânı aramaktadır.
Avrupa için de çözüm yakın değildir.
Üstelik Ruslar istediklerinde Avrupa başkentlerinde faili meçhul birçok olayı yapabilirler.
Bu onların aradığı zamanı kazanmaları için ne tür bir sonuç yaratır, siz söyleyin.
Bugünlerde Avrupalılar işi gücü bıraktılar, daha fazla silah üretmek için parlamentolarından ilave bütçe ayırmanın peşine düştüler. Henüz olayın bu noktasındalar.
Sonuç
Savaş şekli bugün bize daha karmaşık bakış açıları içinde olmamızı işaret etmektedir.
ABD ve Rusya normal şartlarda karşılıklı savaşmazlar, tabi herhangi bir kazai durum olmaz ise.
Zaten Biden döneminde ABD'nin yaptığı da "dolaylı stratejiyle kazanmak" ve buna dayalı "Temassız Savaş" yöntemini uygulamak oldu.
Ukrayna'daki meselenin çözümü için ise henüz erken vakitlerdeyiz.
Avrupa'nın dersine daha çok çalışması gerekiyor.
Ancak bu dönem bir hayli yıpratıcı olacaktır.
Çünkü büyük güçler kendi istedikleri zemini hazırlamak adına girişimlerini arttıracaklardır.
Yani, her yerde her tür istenmeyen provoke edici ve baskı yaratıcı türden olay sahnelenebilir.
1. Foreign Affairs Magazine, "Arsonist, Killer, Saboteur", Spy, While Trump Courts Him, Putin Is Escalating Russia's Hybrid War Against the West, ["Kundakçı, Katil, Sabotajcı, Casus", Trump Ona Kur Yaparken, Putin Rusya'nın Batı'ya Karşı Hibrit Savaşını Tırmandırıyor] Andrei Soldatov ve Irina Borogan, 20 Mart 2025.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish