Rusya, Ukrayna, Avrupa ve ABD ilişkileri bakımından çok kritik dönem.
Bu şartlarda Putin nasıl bir ateşkes ister?
Ahval ve şerait nedir?
Savaşın genel muhasebesi
Ukrayna'daki savaş 3 yıldır sürüyor.
Rusya bu savaşa "özel operasyon" adını verdi.
Yani, Ruslar için bu bir savaş bile değildi.
Ruslar için savaş olsa olsa Amerika veya Avrupa ile olabilirdi.
Ukrayna onlar için özel bir meseleydi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Rusya Ukrayna'yı işgale kalkıştı.
ABD Ukrayna'yı destekledi. Trump ABD başkanı oldu ve Zelenski'ye "Putin ile anlaşın" dedi.
ABD ve Ukrayna heyetleri Arabistan'da oturdular ve bir anlaşma için hazır olduklarını gösterdiler.
Beyaz Saray'daki olay bu işin tuzu biberi!
Daha doğrusu Zelenski, Trump tarafından barış süreci için ikna edildi.
Hem borca karşılık Trump tarafından mineral talebi de yapıldı.
Putin'e "biz hazırız" mesajı verildi.
ABD, "istediğimi aldım, kuzeyde NATO genişledi, Avrupa'nın farkındalığı arttı, şimdi de verdiklerimi tahsil edeceğim" diyor.
Putin'e de "tazminat olarak işgal ettiğin yerleri hak ettin" diyor.
Ben Putin olsam, bu şartlarda burnumu dik tutar, pazarlığa en yüksek seviyeden başlarım.
Putin nasıl bir yol izleyebilir ki?
Bir savaş düşünün, başlama şekli Ukrayna'nın iradesi dışında gelişiyor; bir barış süreci düşünün, anlaşma şartları başkalarının iradesiyle gelişiyor.
Dost ve düşmanın karmaşası içinde bir dünya bu.
Desenize Ukrayna halkına ve topraklarına oldu olan!..
Batı emperyalizminin kurucusu Avrupa, işte bu şartlarla yüzleşmiş halde, kendi ahlaki muhasebesini yapıyor olmalı.
ABD, Avrupa ve Rusya, her üçü de emperyalist!..
Putin'in Kursk ziyareti
12 Mart günü Putin sürpriz bir ziyaretle Kursk'tan dünyaya ne mesaj vermiş olabilir?
Putin 3 yıldan beri çeşitli noktalardan gövde gösterisi yaparcasına poz verdi.
Örneğin, kendisi için muhatap Amerika'ya veya Avrupa'ya gözdağı verecek görüntüleri, nükleer silahların yanında durarak, Kuzey Buz Denizi'ndeki deniz üssünde denizaltıya çıkarak, Avrupa'nın hemen sınırında Belarus'ta konuşarak verdi.
Bazen de Çin'i veya Kuzey Kore'yi yanında göstermek için Sibirya bölgesinde boy gösterdi.
Ama hiç silahların patladığı yerde olmadı. Hele hele böyle kamuflajlı askeri elbiseyle de görülmedi.
Kamuflajlı askeri elbiseleri dağlarda, boz ayıların yanında çektirdiği resimlerde giydi.
Peki bugün Putin'in Kursk'ta yaptığı açıklamalar neydi?
Genelkurmay Başkanı Gerasimov ile yan yana durarak harita başında neyi anlatmaya çalıştı?
Kursk, Rusya toprağı.
Bu dönemde Ukrayna ordusu burayı alarak Rusya'dan toprak alabildiğini göstermek istedi.
Hatta Zelenski'nin aklından geçen plan, Donbas ile burayı takas etmekti.
Bu olmayacak bir şeydi ama böyle düşünüldü.
Rusya, Ukrayna'ya bir karış toprak kaptırmak istemez.
Putin böylesi bir kayıpla bir barış masasına oturmayı asla içine sindiremez.
Putin, Kursk'a gelerek savaş başladığından beri bir ilki gerçekleştirdi.
Burayla bizzat kendisinin ilgilendiği mesajını verdi. Bu hem dış rakiplerine hem de iç kamuoyuna mesaj vermek içindi.
Kursk'taki mesaj operatif seviyede oldu.
Putin, ordusunun yakın zamanda Kursk bölgesinde kuşatma halindeki Ukrayna askerlerini bozguna uğratacağını ve bölgeyi tamamen özgürleştireceğini duyurdu.
Putin, Kursk sınır bölgesinde esir alınan Ukrayna askerlerini terörist olarak değerlendireceğini söyledi.
Putin'in, "Kursk bölgesi tamamen özgürleştirildikten sonra Rusya devlet sınırı boyunca bir güvenlik bölgesi oluşturma fikrini değerlendirilmeli" söylemi daha geniş düşünülebilir.
Rusya, bu bölgeden başlayarak Ukrayna içinde zaptettiği yerlere de bir "güvenli bölge ve sınır" düzenlemesine gidebilir.
Eğer bir anlaşma yolu açılacak ise şimdiden sınırı belirlemek istiyor olabilir.
Putin'in stratejik görüşleri ve ateşkes şartları
13 Mart'ta Putin önce daha geniş bir mesaj verdi.
Buna stratejik seviye diyebiliriz.
Şöyle:
Çatışmaların durdurulması yönündeki önerilere katılıyoruz, ancak bu ateşkesin uzun vadeli bir barışa yol açması ve krizin nedenlerini ortadan kaldırması gerektiğine inanıyoruz...
Putin, ancak ABD ve Avrupa güvencesiyle masaya oturabilirdi.
Bu Moskova için Ukrayna konusu değildi, bugüne kadar hiç öyle olmadı.
Konu stratejik seviyede ve ABD ile Avrupa genişliğindeydi.
Putin, Ukrayna'da bir üstünlük kazandığının söylenmesini isteyecekti.
Diğer taraftan, isteklerini konuşmak için muhataplarının masaya geldiklerinde önemli noktalar için hazırlaması gerekecekti.
Bütün bu olanlara bakarak bazı ipuçları arıyorum.
Sıralayayım:
- Rusya, Kursk bölgesini Ukrayna'dan arındıracak, bu onun için zor değil, zamanı geldi,
- Ukrayna tarafındaki Kırım dahil, işgal altında tuttuğu toprakları ülkesine kattığını uluslararası sahada kabul ettirecek ve buraları bir daha geri vermeyecek bir düzeni tesis edecek,
- Ukrayna'nın NATO'ya kabulü söz konusu bile olmayacak,
- Bu tür genel güvenlik konularını bir şekilde Amerika ile yapacağı stratejik konular içerisinde eke alacak,
- Eğer Ukrayna ile öne süreceği şartlar doğrultusunda bir ateşkes olur ise burada sadece operatif konulara yer verecek,
- Hatta işgal ettiği topraklar göz önünde bulundurulur ise Rusya'yı üstün gösteren ifadelerin kullanılmasını isteyecek,
- Rusya için asıl olan stratejik konular şunlar olacak: Avrupa'nın güvenliği ve Rusya'nın burada alacağı güvenceler; nükleer silahlar ve bu konuda Rusya'nın alacağı güvenceler; Arktik Konsey Ülkeleri (Rusya, Finlandiya, İsveç, Rusya, ABD, Kanada, Danimarka, Norveç) ilişkilerini yeniden düzenlenmesi ve Rusya'nın bu bölgedeki üstün haklarının ifade edildiği teminatlar.
Putin'in ateşkesle ilgili son açıklamaları şöyle:
Ukrayna'nın ateşkese ihtiyacı var, bizim yok; ben ateşkesi kabul ediyorum, ancak imkansız koşullar talep ediyorum: seferberlik yok, Ukrayna'ya askeri yardım veya eğitim yok, ancak ben ateşkesi kabul ediyorum.
Bu ateşkesi kabul etmek mi, rakipleri yokuşa sürmek mi?
"İmkansız koşullar" demek, "sizi çok zorlayacağım" demek.
30 günlük ateşkes nasıl kullanılacak?
Ukrayna'nın silah almaya devam edebilmesi için mi?
Seferberliği sağlamak için mi?
Ateşkes nasıl olacak?
Belli değil.
Ve tüm cephelerdeki diğer konular nasıl olacak?Yaklaşık 2 bin kilometre…
Putin konuyu tüm cepheler içinde düşünüyor.
Bu coğrafi genişlikte ateşkesin kontrolü, garantiler, emir-komuta, ateşkesin ihlali halinde kime ne tür yaptırımların uygulanacağı...
Sanırım 13 Mart'ta Paris'te, Britanya, Fransa ve Türkiye Genelkurmay Başkanları işte bu konular üzerinde çalıştılar.
Sanırım Türk askerine ateşkesi koruma görevi verilecek.
Bu nedenle, [30 günlük ateşkes] fikri doğrudur ve kesinlikle destekliyoruz. Ancak tartışmamız gereken sorular var.
Buradan Putin'in anladığı şu olmalı:
Ben isterim siz verirsiniz!
Ahval ve şerait
Putin, çekincelerini ve şartlarını bu iki günlük çalışmayla belirledi, muhataplarına ve kendi kamuoyuna mesajlarını verdi.
Muhatapları da çalışıyorlar.
Taraflar hazırlık yapıyor.
Trump, topu Putin'e atmıştı ve cevap işte bu şekilde ortaya çıktı; muğlak ama olmaz değil.
Bu 30 günlük ateşkes çok önemli olmayabilir, bir iyi niyet testi şeklinde de görülebilir.
Sonraki görüşmeler için bir basamak şeklinde düşünülebilir.
Barış görüşmeleri ise stratejik konuları kapsar.
ABD, Avrupa, Rusya, ilgili tüm paydaşlar bir konferansta toplanmalıdır, önceki savaşların bitirilmesi süreci gibi.
Konferanslar sonrası bir barış anlaşması söz konusu olabilir.
Bu süreçlerin hepsi çok kolay olmayacak türden konulardır.
Hatta süreç uzun sürebilir. Belki de çatışmaya dönülebilir.
Dolayısıyla sürece oldukça temkinli yaklaşmak gerekir.
Sonuçta aklıma Osmanlı'nın son dönemleri geldi.
İngiltere, Fransa, Rusya, gibi Avrupalı ülkeler ittifaklar halinde toplanıp kararlar alırlardı, Osmanlı'ya savaş açarlardı.
Sonra ateşkes ve konferanslar yapılırdı.
Siyasi Tarih kitaplarında bu tarz savaşlar ile barış anlaşmaları bolca yer tutar.
Bugün 21'inci yüzyılda emperyalist uygulamalar Ukrayna'nın başına geldi.
Size çok karışık ve gayri ahlaki gelmesin, durum örneğin 19'uncu yüzyıldakinden pek farklı değil.
Rus, İngiliz, Fransız, Amerikan, hepsi aynı, çıkarlarını böyle geliştiriyorlar.
Temkinli ama kararlı; çünkü barış her şartta evladır, özellikle bu ahvalde Ukrayna halkı için!
Bunu en iyi Türkler bilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish