Gazze'deki felaketin bir daha tekrarlanmaması için...

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: ANKA

Tüm dünya nefesini tutmuş Trump'ın Beyaz Saray'da göreve başlamasına odaklanmışken, benim odağımda Gazze var.

Batı medyası birkaç İsrailli rehinenin kurtarılmasını ve onların çektiği acıları gün boyu enine boyuna hem de ballandıra ballandıra tartışırken ben toprağa karışan 47 bin masum insanı, özellikle de öldürülen bebekleri ve anneleri düşünüyorum. 

Gazze'de ateşkes sağlandığına göre Mısır, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi belli başlı Müslüman ülkeler ele ele verip Gazze'de yapılacaklar konusunu ele almalı.

Öncelikle ateşkesin kalıcı barışa dönüşmesi sağlanmalı, ardından da Gazze'nin yönetiminin Hamas'tan alınarak 5 yıllık geçici bir süre için birkaç Müslüman ülkenin askeri gücünden oluşan ortak bir görev gücüne verilmesi gündeme getirilmeli.

Getirilmeli ki, İsrail'in ikinci bir soykırım yapmasına fırsat ve bahane yaratılmasın.

Gazze'nin yönetimi ortak Müslüman gücün elinde olduğu için bir terör saldırısı olmayacağından İsrail'in güvenliğine bir tehdit oluşturmayacak, ayrıca İsrail değişik bahanelerle Gazze'ye saldıramayacaktır.

Böyle bir yapı, hem İsrail'in hem de Gazze halkının yararına ve çıkarınadır. 

Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz ülkeler ayrıca el ele vererek Gazze'yi yeniden ayağa kaldırmalıdır.

Böylece İsrail'in yarattığı dehşet ve kaos, Müslümanların el birliğiyle ortadan kaldırılacaktır. 

Bir sonraki aşaması ise Gazze ve Batı Şeria'yı kapsayan Filistin Devleti'nin tüm kurumlarıyla işlevsel hale getirilmesi ve tüm Filistinlilerin katılacağı bir seçimle yeni Filistin yönetiminin belirlenmesi.  

Etliye sütlüye karışmayan Mahmut Abbas gibi kifayetsiz ve beceriksiz yöneticiler sahneden çekilirken yerlerine gerçekten Filistin Devletini ayağa kaldırabilecek becerikli liderlerin gelmesi. 

Gazze faciasından Müslümanlar olarak gerekli dersleri çıkarıp gerekli önlemleri almazsak, bir sonraki faciada Gazze'yi tamamen kaybedebiliriz. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Maalesef Gazze faciasında Arap dünyası, özellikle de Filistin'in yanı başındaki Araplar yani Mısır, Ürdün ve Körfez Arapları çok kötü bir sınav verdi.

Hiçbiri Filistinli kardeşleri yanı başlarında kurbanlık koyun gibi boğazlanırken, çocuklar ve anneler öldürülürken Yahudi terörüne karşı ses çıkaramadı. Beklediğimiz ses ve tepki, çok uzaklardan geldi.

Güney Afrika ve Peru gibi ülkeler Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı dava açarken Araplar korku içinde bekleştiler. 

İslam dünyasında Gazze için en fazla sesini yükselten, Türkiye oldu.

Ama onunki de Güney Afrika veya Peru'nunki gibi somut bir eyleme dönüşmedi, sözde kaldı. 

Elbette Mısır ve Katar gibi ülkelerin diplomatik çabalarını göz ardı edemeyiz.

Ama bu, Gazze'de kan gövdeyi götürürken onların sessiz kalmasını mazur göstermez. 

Filistin halkı onuru ve özgürlüğü için çok büyük bir bedel ödedi.

Gazzeliler üzerlerine bomba yağarken bile ülkelerini terk etmedi, kaçmak yerine toprağa, topraklarına karışmayı yeğlediler.

Ve Gazze'nin her karış toprağı Filistinli annelerin ve çocuklarının kanlarıyla sulandı. 

Gazze'de taş üstünde taş kalmasa da orası hâlâ Filistinlilerin toprağı.

Ve İslam dünyası olarak bize düşen, Gazze'yi madden ve manen ayağa kaldırmak.

Bu, Gazze'nin özgürlüğü için canlarını siper eden Filistinli annelere, çocuklara ve diğer sivillere olan vicdan borcumuz. 

Bize düşen, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan Gazze'ye bir daha Yahudi çizmesinin değmemesi için gereken her türlü önlemi almak.

Unutmayın, Gazze kaybedilirse sıra bize de gelecektir. 

ABD ve onun dengesiz lideri Trump'a gelince, hiç endişelenmeyin.

Yahudi terör devleti tüm Batı'yı arkasına alarak silahsız ve savunmasız Gazze halkını bile dize getiremediyse, bize hiçbir şey yapamaz. 

ABD miadını doldurdu ve çöküşe doğru gidiyor.

ABD ekonomisi Çin karşısında giderek zemin ve zaman kaybederken, Trump'ın liderliğinde Amerikan devlet kurumları da çürüyor.

Kurumları çürüyen bir devletin uzun süre ayakta kalması beklenemez. 

Son birkaç yıldır ABD, bırakın düşmanlarını, dostları ve müttefiklerini de tehdit etmeye başladı.

Trump'ın daha koltuğa oturmadan Kanada, Grönland ve Panama kanalını ilhak etmek istediğini belirtmesi, AB'yi Rusya karşısında yalnız bırakmaya hazırlanması, tüm bunlar çöküşün alametleri. 

Kanada, Avrupa, Uzakdoğu'daki müttefikler ABD'den yüz çevirdiğinde Washington'un süper güç statüsü son bulmuş olacak.

O zaman yepyeni bir düzen kurulacak. Ve bu yeni düzende yerimiz almak için şimdiden hazır olmalıyız. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU