Yeni yılınız kutlu olsun - Sersala we pîroz be!.. "Ya tutarsa!"

Doç. Dr. İkbal Dürre Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Toplum Kürt meselesi de dahil birçok konuda resmi duruştan daha ileri bir yaklaşım ortaya koyabileceğini dönem dönem göstermişken, bugün sanki tersi bir durum var.

Genel itibarıyla "Bu sefer biraz ileri gidildi, o kadar da değil" şeklinde bir yaklaşım hissediliyor.

Toplumsal algı, atılabilecek adımlar önünde aşılması gereken ciddi bir durum.

Tabi bu algı da durduk yere oluşmadı.

Yıllardır öyle olması istendi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gelinen noktada oluşan güvensizlik, ne Kürtler ne de Türkler açısından birkaç açıklama ile giderilebilecek mahiyette değil.

Aşılması gereken en büyük engel bu.

Konuyla direk bağlantılı Suriye'deki muhtemel gelişmelere ilişkin ise, "ne olacağı belli değil" söylemi, her ne kadar daha çok muhalefet tarafından dile getirilse de, bu gerçekliğin asıl farkında olan iç ve dış dinamikleri çok daha iyi bildiği için, iktidarın kendisi. 

Klasik metot ve söylemlerle ancak bir yere kadar gidilebileceğinin farkında.

Kendi içlerinde yaşadıkları çelişkilere rağmen, bölge genelinde Kürt faktörünün nitelik ve nicelik olarak eriştiği boyut, ilgili bütün güçler tarafından hesaba katılmaması imkânsız bir hâl aldı.

Olaya sadece askeri yöntemlerle yaklaşmak, sorunu en fazla erteliyor.

Bu yüzden "sert güç", "yumuşak güç" derken, devlet "akıllı güç"ten yana yaklaşımı seçmişe benziyor.

En azından şimdilik görünen bu.


Dış güçler açısından baktığınızda bence kimse Türkiye'nin bu sorunu çözebileceğine inanmıyor ya da daha doğrusu belki de inanmak istemiyor.

Mesela, Rusya'dan Putin ardından Lavrov tarafından, aynı şekilde Batı ülkelerinden, örneğin Beyaz Saray ve Pentagon'dan gelen yine benzer mahiyetteki "hem nalına hem mıhına vuran" nitelikte açıklamalar bunu gösteriyor.

Neredeyse 21'inci yüzyılın ilk çeyreği bitiyor. 

Zaman o kadar hızlı akıyor ki, şaşalı milenyum kutlamaları sanki dün gibi hafızalarda.

Kimsenin bir yüzyıl daha çocuklarımızı torunlarımızı aynı sorunlarla yüz yüze bırakmaya hakkı yok.

Bütün zorluklara rağmen, 2025'in "çözüm yılı" olması en büyük dileğim.

"Ya tutarsa!"


Bu vesileyle herkesin yeni yılını kutluyorum.

Sersala we pîroz be!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU