Trump'ın kazanmasında Evanjelist ve diğer dini yapıların rolü

Faik Bulut Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

5 Kasım seçimlerinde Donald Trump, rakibi Kamala Harris'i büyük farkla yendi.

Bu başarıda Siyonizm'i desteklemek ve İsrail'e büyük muhabbet gibi din-politika eksenli Amerikan Evanjelistlerinin yaygın seçim faaliyetlerini de unutmamak şarttır.

Seçimlerde Trump, üyesi olduğu Cumhuriyetçi Parti'nin kurallarına bağlı kalmadığı gibi bilhassa Evanjelistlerin yardımıyla Cumhuriyetçi politikacıları kendisine ram etmeyi bildi.

Üstelik de kurulu düzenin kimi mekanizmalarıyla oynayarak bazı kurumların (yargı erki gibi) kendi lehine tutum almalarını sağladı.

Trump'ın bürokrasinin genetiğiyle oynadığına ilişkin haber-yorumlar da medyada yer aldı. 

Kasım 2024'de yaklaşık 5 milyon oy farkıyla rakibini ezip geçen Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü aynı zamanda fanatik Hıristiyan Evanjelist kesimiyle, Baptist kilisesi çevresindeki dinci bağnazların "Hıristiyan Uyanışı" (bir çeşit siyasal İslamcılığın yükselişi gibi) şeklinde tanımlanıyor.

Esasen Trump'a hediye edilen, salt bir devlet çarkını çekip çevirecek olan başkanlık makamı değil; ona atfedilen tanrısal sıfatlar oluyor.
 


"Tanrısal Hükümranlık" ve "İlahi Saltanat" dönemi

Tarih Ekim 2019.

Donald Trump Beyaz Saray'ın Roosevelt Odası diye bilinen bürosunun arka tarafında lacivert takım elbisesiyle oturmuş; gözleri kapalı, parmakları birbirine geçecek halde iki elini kavuşturmuş, huşu içinde bekliyor.

Etrafındaki resmi elbiseli 25 kişi de (birkaçı dışında) gözleri yumulu vaziyette ruhani bir törendeymiş gibi hareketsiz duruyorlar. Huzurdakilerin çoğu orta yaşı idrak etmiş, beyaz tenli kişiler.

Bazıları Trump ile yakınlığını göstermek için elini Başkan'ın omuzuna atmış. Ortamda mutlak sessizlik hüküm sürüyor; tam bir ibadet veya ayin sükûneti gibi…

Aralarında aşırı sağcı Evanjelist inancı taşıyan "Amerikalı Beyaz Adam" ırkının üstünlüğüne ve ahlâkına inanan Garry Power, Robert Jeffress, Blue White Queen ve İspanyol asıllı Samuel Rodriguez gibi şahsiyetler göze çarpıyor.

Mesela Garry Power: American Values (Amerikan Değerleri) isimli kuruluşun başkanı.

Robert James Jeffress Jr.: Amerikalı bir Güney Baptist papazı, yazar, radyo sunucusu ve televizyon senaristi.

Dallas-Teksas'taki bir mega kilisenin yani14 bin üyeli First Baptist Kilisesi'nin kıdemli papazı ve Fox News kanalı katılımcısı.

Tony Perkins: 2003 yılında katıldığı Family Research Council (Amerikan Ailesi Araştırmaları) adlı oluşumun en uzun süre başkanlığını yapan kişisi. 

Blue White Queen: Medya vaizliği yapan Mavi Beyaz Kraliçe lakaplı bu misyoner papaz, Beyaz Saray'daki sofu Evanjelist takımından.

Bu kadın şarkı-ilahi tarzında ajitasyon yaptığı vaazlarıyla Başkan Trump'ın propagandasını yapıyor.

Ekranlardaki gayet hareketli vaazlarında, özetle şu cümleleri tekrarlıyor:

Bak! Trump Allah'a yaklaştı. Zaferi görüyorum. Çünkü melekler harekete geçtiler. Yanımızda olan Amerikalılar sadece bizimle selamet ve hayır içinde olurlar.


Mike Pence: Siyasetçi ve avukat. ABD'nin 48. Başkan yardımcısı.

Trump'un ilk başkanlığında da Beyaz Saray'daki Evanjelist Hıristiyan takımından sayılıyordu. 


Yeni Apolistik Kilisenin politik Hıristiyanlığı 

Bahsedilen şahsiyetlerden bazıları New Apostolic Reformation (Yeni Apostolik Kilise) temsilcileridir.

Bu kilise 1863'te Almanya'da Evrensel Katolik Kilisesi olarak örgütlenmişti.

Ölen havarilerin yerini alacak ve İsa Mesih'in "İkinci gelişine kadar" kiliseyi yönetecek yeni havarilerin atanması gerektiğine inanan Katolik Apostolik Kilisesi üyeleri tarafından yeniden kuruldu.

Mevcut ismi 1906'da kabul edildi. Doktrinleri ana kiliseye benzemektedir.

Ancak yeni kilise kıta Protestanlığından etkilenmiş ve zamanla ibadet hizmetleri ve eğilimleri daha az Katolik ve daha fazla Protestan olmuştur.

Kilise, armağanların önemini vurgular: Kutsal Ruh, peygamberlik, çeşitli dillerde konuşma ve mucizevi şifayı içerir.

Sakramentleri; vaftiz, Kutsal Komünyon ve Kutsal Ruh'un dağıtılması ve alınması yani kutsal mühürlemedir.

Mühürleme, yalnızca bir elçinin bir üyenin başına ellerini koymasıyla verilebilir ve üyeye, Mesih'in Dünya'daki yönetimine geri döndükten sonra 1.000 yıl boyunca katılımını garanti eder.

Son Zaman Azizleri gibi, Yeni Apostolik Kilisesi de sakramentlerin (Hristiyanlıkta Tanrı'nın aktif olarak yer aldığına inanılan kutsal törenler) yaşayan bir üye tarafından ölmüş bir kişi için yapılabileceğini öğretir.

Kilisenin merkezi İsviçre'nin Zürih kentindedir. Kilise; baş havari ve diğer havarilerden oluşan bir hiyerarşi tarafından yönetilir.

Baş Havari, kiliseyi bir bütün olarak ruhsal konularda yönlendirir. 

Öncelikli görevi, İsa Mesih'in doktrinini sürekli ve bilinçli bir şekilde ilan etmek ve saflığını korumaktır.

Bölge Havarilerini, Havarileri ve Piskoposları atar ve tayin eder, onları emekliye ayırır veya görevden alır.

20'nci yüzyılın sonlarında Yeni Apostolik Kilisesi'nin 2 milyondan fazla üyesi vardı ve bunların çoğu Almanya'daydı. 2

Yeni Apostolik Reformasyon veya NAR, Kutsal metinlerden ziyade deneyimi, doktrinden ziyade mistisizmi (tasavvufu) ve İncil'in düz metninden ziyade modern zaman "havarilerini" vurgulayan İncil dışı bir dini harekettir. 

NAR'da ruhsal liderlerin ve mucize işçilerinin rolü ve gücü, Tanrı'dan gelen "yeni" vahiylerin kabulü, ruhsal savaşa aşırı vurgu, toplumda kültürel ve politik kontrol arayışı özellikle öne çıkmaktadır.

NAR'da işaretler ve harikalar/mucizeler arayışı her zaman açıkça yanlış doktrinle birlikte gelir.

Yeni Apostolik Reformasyon'daki büyüme, çoğunlukla ana cemaatten tamamen bağımsız olan küçük gruplar ve kilise kurma yoluyla yönlendirilir.

Merkezi olarak kontrol edilmeyen bu hareketin takipçilerinin pek çoğu kendilerini bunun bir parçası olarak tanımlamaz veya ismini bile tanımaz.

Yine de binlerce kilise ve milyonlarca inanan Yeni Apostolik Reformasyon'un öğretilerine uymaktadır.

NAR ile ilişkili popüler öğretmenler-öğreticiler arasında Bill Johnson, Rick Joyner, Kim Clement ve Lou Engle gibi ünlüler de yer almaktadır.

Yeni Apostolik Reformasyon, Tanrı'nın amaçladığı kilise yönetimi biçiminin, Evanjelistler, papazlar ve öğretmenler üzerinde liderlik yapan elçiler ve peygamberler olduğunu öğretir. Ancak bu durum Hıristiyanlık tarihinin büyük kesimi için geçerli olmamıştır. 

Bu nedenle de -NAR'a göre- Tanrı, son otuz ila kırk yıldır peygamberleri ve elçileri geri getirmeye başlamıştır.

Kilise ancak şimdi, uygun ruhsal liderler tarafından doğru şekilde yönlendirildiğinde görevini yerine getirebilir.

Bu komünyon, kültürel ve politik kontrolü içerdiğinden, ruhsal olmaktan daha fazlası olarak görülmektedir.

Elçiler, tüm ruhsal liderlerin en yücesi olarak görülmekte ve Tanrı tarafından özel olarak güçlendirilmektedir. Gerçek olgunluk ve birlik ise yalnızca elçilerinin liderliğine boyun eğenlerde bulunur.

Bu öğretiye göre kilise elçilerin arkasında birleştikçe, bu liderler giderek daha büyük doğaüstü güçler geliştirecektir.

Sonunda, buna toplu şifalar gerçekleştirme ve fizik yasalarını askıya alma yeteneği de dâhil olacaktır. Bu işaretler, Hristiyanlığa büyük bir dönüş dalgasını teşvik etmek içindir.

Bu elçiler ayrıca, kilisenin yeryüzünde Tanrı'nın krallığını kurmasını sağlayacak büyük bir servet transferinin (son zamanlarda) alıcıları olmaya da mahkûmdurlar. 

İncil'e göre, Yeni Apostolik Reform ile ilgili büyük sorunlar vardır: Hıristiyanların belirli ruhsal armağanlara erişebildiğini iddia etmek kabul edilebilir bir şeydir.

Ancak onların elçilerin ve peygamberlerin rolüne yönelik ayırt edici yaklaşımları İncil'de bulunanlardan farklıdır. Daha da önemlisi, evanjelistlerdeki elçilik makamı günümüzde imkânsız olan özellikleri gerektirmektedir. 


Din temelli bir Amerikan devleti ve toplumu kurmak

Yeni kelimesini kullanmasına rağmen NAR aslında çok yaygın, çok eski bir yaklaşımın yeniden işlenmesidir.

Hıristiyanlığın başlangıcından beri, çeşitli gruplar mevcut dünyanın tüm hatalarını düzeltmek için "Tanrı'dan yeni bir vahiy" aldıklarını iddia etmişlerdir. 

Bu hareketler, "gerçek" maneviyat veya olgunluğun ya da mutlak gerçeğin yalnızca liderlerini dinleyenler tarafından bulunduğunu iddia ediyorlar.

Yehova'nın Şahitleri ve Mormonizm gibi mezheplerden bazıları varlığını sürdürerek kendi başlarına din haline gelebiliyor, bazıları ise silinip gidiyor.

NAR öğretilerinin çoğu, Kutsal Kitap'ta en azından bir miktar temele sahip olsa da, Kutsal Kitap'ın amaçladığından çok daha ileriye götürülmüştür. Ancak bu, söz konusu doktrinleri yine de Kutsal Kitap dışı hale getirir.

Genelde Hıristiyanlar, onların öğretilerini ve onunla ilişkilendirilmeyi seçenleri açıkça reddetmelidir.

Günümüzde bu kilisenin önde gelenleri kendi aralarında yaygın bir dini ağ (religious networks) kurup kamuoyunda Trump lehine bir algı yaratımıyla kendisine toplumsal taban kazandırıp onun son seçimde kazanmasını hedeflemiştir.

Uzun vadeli amaçları ise din temelli Amerikan devletini kurmaktır. 

Amerikalı ünlü misyoner C. Peter Wagner tarafından bir hareket olarak kurulup geliştirilen NAR aynı zamanda Independent Network Charismatic (INC) adı altında birçok müstakil Hıristiyan organizasyonun kuruluşuna da öncülük etmiştir.

Mesela Apostolic-Prophetic Movement, Church Growth Movement hareketinin de lideridir.

Misyoner Wagner, 1990'da başlattığı söz konusu oluşum ve hareketleri New York'un merkezinde kurmuştu.

Taraftarları İsa Mesih'in tanrısal mesajının onun devriyle sınırlı olmadığına ve günümüzde devam ettiğine inanmaktalar. 4

Bu kilise mensupları, kutsal metin ve mesajları günümüzde bir çeşit "Politik Hıristiyanlık" haline dönüştürme gayretindeler. İnandıkları kural ve ana mesaj;

Semadaki ilahi mesaj esas olarak ‘Tanrısal iktidarın veya hükmün veya saltanatın' yeryüzünde ikame edilmesidir.


"Teolojik Saltanat" mevcut sivil toplumların içinden seçilip çıkacak insanlar aracılığıyla iktidarı elde edecek ve topluma egemen olacaktır.

Bu ise "Yedi Tepe Doktrini" sayesinde yol ve yordamını bulacaktır.

Söz konusu Yedi Tepe, aslında simgesel olup gerçek hayatta hedeflenen toplumdaki bazı alanların tanrıya vekâleten kontrol edilip ele geçirilmesidir.

Bunlar: İş dünyası, hükümet/yönetim, aile, din, medya, eğitim, eğlence dünyasıdır. 5

Elbette ki, bu doktrini eleştiren dini akım ve yayınlar da ABD'de bolca mevcuttur. 6 

Mesela Religion Dispatches isimli internet dergisi, yukarıda bahsi geçen hareketi çağımızın en önemli dini, siyasi Hıristiyan akımı/hareketi olarak tanımlayarak şu tespiti yapmaktadır:

ABD seçim kampanyaları sırasında hareketin üstün öncüleri ve seçkinleri okullardan seçim kürsülerine kadar çok sayıda Hıristiyan'ı Trump lehine oy vermeye çağırıp ikna edebiliyorlar.


Trump Fanatikleri Evanjelist-Siyonistler 

Ünlü Fransız gazetesi Le Monde'un 11 Ekim 2024 tarihli nüshasında yazar Luck Chatel Evanjelistlerin Trump lehine çalışarak toplumsal kesimleri etkilemelerine dair bir değerlendirme yaparak şu soruların yanıtlarını arıyordu:

Dünya ölçeğinde şaşırtıcı biçimde taraftarları artan Evanjelistlerin Trump sevdası nereden kaynaklanıyor? Hareketin ABD seçimlerindeki ağırlığı nedir? Dini açıdan gerçekliği, mevcudiyetinin sebebi-hikmeti neye dayanmakta? Öğretilerinde İsrail'in büyük bir yer tutmasının gerekçesi nedir?


L. Chatel, makalesinde, yazar André Gagné tarafından kaleme alınan American Evangelicals for Trump (Trump'ın destekçileri Amerikan Evanjelistler) başlıklı kitaba bolca atıfta bulunuyordu.

Çünkü André Gagné eserinde belli noktalara özel vurgular yapmıştı. Makale şöyle:

Amerikalı Evanjelistler Trump'ın gözdesi sayılırlar, zira eski iktidarı sırasında ve Kasım 2024'teki seçimlerinde Trump, neredeyse bütün yumurtalarını bu koyu Hıristiyan kesimin sepetine koymuştu. Bilhassa The Neocharismatic-Pentecostal (Yeni Karizmatik Pentekostal) hareketinin çevresinde kümelenenlere yoğunlaşmıştı. 

Bu hareketin liderleriyle taraftarlarının seçim stratejisinin esası Trump'ı destekleyip onun kazanması için çalışmaktı. Nitekim 2016 yılında başkanlık yarışını kazanan Trump, Evanjelistlerin yüzde 81'inin oyunu almıştı. 2020 yılındaki seçimde ise Evanjelistlerden gördüğü destek yüzde 76 ile 81 arasında değişiyordu.


Bu arada bir açıklama yapmam şart: Amerika'da Pentekostalizm, 1 Ocak 1901'de Kansas, Topeka'da başladı. Hareketin öncüsü Charles Fox Parham, "Stone's Folly" olarak bilinen bitmemiş bir malikânede bir İncil Okulu kurdu.

Elçilerin İşleri Kitabı'ndaki çalışmalar sırasında, "Kutsal Ruh'ta Vaftiz" deneyimiyle ilgili bazı farklılıklar fark ettiler.

Göze çarpan en önemli şey, "İnsanların görünüşe göre Hıristiyan olabilmeleri (Elçilerin İşleri 8'de Filipus tarafından vaftiz edilenler gibi) ve yine de Kutsal Ruh'un üzerlerine inmemesi" idi.

Luck Chatel'in değerlendirmesine geri dönersek, şöyle bir gerçekle karşı karşıyayız: Amerika'daki Evanjelist sayısı 95 milyon kadardır.

Genelde bunların yüzde 12 ile 15 kadarı Donald Trump yanlısıdır. Geri kalanların bir kısmı, özellikle Afrika kökenliler Demokrat Parti'yi tercih ederler.

Bu olguya rağmen Evanjelistler, 2016'dan itibaren yüzde 80 oranını aşan ölçüde Trump için oy kullandılar. 

Küresel ölçekte Evanjelistlerin taraftarları artmaktadır. Toplam 660 milyondan fazla nüfusları var. 2050 yılında bu sayının giderek artması bekleniyor. 

Bir dini topluluk olarak Evanjelistleri niteleyebilmek zor olmakla birlikte haklarında şunlar söylenebilir: İktidarın temel başvuru kaynağının İncil öğretileri uyarınca din-iman-ibadet olmasında ısrar etmekteler.

Çarmıha gerilen İsa Peygamber, imanlarının merkez noktasıdır. Çünkü Mesih, insanlığın selameti ve kurtuluşu için kendi bedenini feda etmiştir. 

Tanrısal yanıyla İsa Mesih'in karizmatik olduğuna inanırlar. Dolayısıyla bu karizmaya sahip olabilen dinsel hayatında daha başarılı olabilir.


Siyonizm-Evanjelizm Sentezi: İsrail

2017 tarihli bir alan araştırmasına göre ABD'li Evanjelistlerin yüzde 80'i İsa Mesih'in yakın bir dönemde gökten ağıp yeryüzüne dönebileceğine inanıyor.

1948 yılında kurulan İsrail devletini, Mesih'in geri dönüşünün habercisi sayabiliyorlar. Bu yüzden de günümüz İsrail devleti ile yetkililerinin savaş, katliam ve yayılmacı politikalarını fanatik bir şekilde destekliyorlar. 

Bu bağlamda Yahudi kökenli Kanadalı tarihçi-yazar ve Emeritus Prof. Yakov M. Rabkin, 21 Eylül 2024 tarihinde "Konuşturulmayanlar Konuşuyor" başlığıyla Filistin halkıyla dayanışma için İstanbul'da gerçekleştirilen sempozyumda vurgulayarak şu gerçeği belirtti:

1800'li yılların sonlarına doğru ortaya çıkan Siyonist siyasetinin fikir babaları aslında Macaristan-Avusturya vatandaşı Teodor Herzl ve Avusturya liderlerinden Nathan Birnbaum gibileri değil, bizzat İngiliz asıllı iki Evanjelist Siyonist idiler.


Dallas-Teksas merkezli New Apostolic Reformation (NAR) kilisesi çevresinden Lance Wallnau aynı zamanda Amerikalı Evanjelist vaiz, ilahiyatçıdır.

Dini vaazlarının ekranlarda yayınlandığı 2016 tarihli bir konuşmasında şöyle demişti:

Malum, Babil Kralı Nebukadnezar MÖ 2500 yılında Kudüs'ü basarak Hz Süleyman Tapınağı'nı yıkmış ve Yahudi kavminden esir aldıklarını da Babil'e sürgüne götürmüştü. Daha sonra Babil devletini yerle bir eden Pers Kralı Kuruş (Kiros), sürgündeki Yahudileri kurtarıp kendi diyarları olan Filistin'e geri göndermişti.

İşte bugün Trump, Pers Kralı'nın rolüne soyunup Yahudi halkına ikinci bir kurtuluş için ön açma fırsatı verebilir mi? Çünkü Amerikan toplumu tam bir kaos, kargaşa, bocalama içindedir; akıl tutulması nedeniyle vizyonunu yitirmiştir.

Hal böyleyse onun önünü açıp mevcut tehlike ve tehditlerden kurtarıp aydınlık bir geleceğe götürebilecek lider sadece ilahi bir mesaj ve misyonla donanmış bir kişi olabilir.

O kişi Tanrı'ya vekâletin Amerikan toplumunun yedi temel direği sayılan din, eğitim, kanun, medya, ekonomi ve sanat alanlarını ele geçirip kontrol etmek suretiyle mesihçi bir diyalogun zeminini hazırlayabilir.

Böylece kilise ile kültür arasında etkileşim olabilir ki, bu da gelecek kuşakların hakikati bulabilmesi için kültür ve imanın her alanına hükmetmesine yol açar. 7


ABD'deki "Talk Action" isimli kürsü konuşmalarının çoğu beyaz ırkın üstünlüğüne vurgu yapmaya ek olarak etnik ve dini azınlıkları (bu arada Müslüman toplulukları ve Latin Amerikalıları) aşağılayıp hedef göstermek suretiyle taraftar kazanmaya da yöneliktir. 

Bu tür kutuplaştırmalar ve ayrımcılıklardan hoşlanan Trump ile bahsi geçen Evanjelist çevreler arasında karşılıklı bir çıkar ilişkisi olduğu kesindir.

Trump onların sayesinde iktidar tahtına kurulurken, onlar da Trump'ın benimsediği şekilde bir toplumsal mühendislik faaliyetindeler.

Evanjelistlere prim veren sadece Trump değil. Cumhuriyetçi Parti siyasetçileri de bu fırsatı değerlendiriyorlar ki, bu da Trump'ın işine geliyor.

Çünkü geleneksel olarak başkan seçilen veya aday olan kişiyle bağlı bulunduğu siyasi parti arasında sıkı bir bağlılık bulunmuyor.

Ancak Trump, son yıllarında Cumhuriyetçi Partili politikacıların çoğunu Evanjelistler aracılığıyla kendine bağımlı kılmasını bildi. 8


Dini-dogmatik bir seçimin sonuçları

The Associated Press (AP)-NORC Halkla İlişkiler Merkezi'nin 12 ve 16 Eylül tarihleri arasındaki dönemde yaptığı bir kamuoyu yoklaması din unsurunun oldukça etkili ve aktif olduğunu doğruluyor. 

Bu tespitin ön planında şüphesiz beyaz Evanjelik Protestan tabanın Cumhuriyetçi aday Trump'a verdiği destek var.

10 kişiden 7'si ona olumlu baktığını ve yarısı da Trump'ın inançlarını en iyi şekilde temsil ettiğini düşündüklerini vurguluyor.

Aynı kamuoyu yoklaması, çocuklarını önemseyen ve "liberal yabancıların kötü olduğuna" inanan beyaz bir Evanjelik kültürün varlığına dair hiçbir şüpheye yer bırakmıyor.

Bu da onların karşı taraftakilere hiçbir şekilde oy vermeyeceği anlamına geliyor.

Konunun yalnızca Cumhuriyetçi adayla sınırlı olmadığı, Demokrat aday, mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris için de geçerli olduğu aşikâr.

Şaşırtıcı bir şekilde rakamlar, Afro-Amerikan Protestanların yaklaşık yüzde 75'inin de Harris'i olumlu bir aday olarak gördüğünü gösteriyor.

Bunlar arasında da 10 kişiden 6'sı Harris'in dini inançlarını iyi temsil ettiğini söylüyor ve Baptist Kilisesi'nin bir üyesi olan annesinin Hindistan'dan taşıdığı ruhani geleneklerden etkilendiğine inanıyor.

Bilindiği gibi Afrika kökenli Amerikalılar birden fazla dini mensubiyete sahip aileleri daha iyi anlıyorlar.

Cumhuriyetçi aday Trump, ABD'nin yeniden dua etmesini sağlamak ve onun önde, birinci sırada olmasını temin etmek yönündeki neredeyse misyonerci vizyonuna güvenirken, Afrika kökenli Amerikalıların uğrak yeri olan birçok Amerikalı kilise topluluğu, inananlarını Harris'in arkasında birleşmeye ve onu desteklemeye çağırıyor. 

Ancak eski başkan ve mevcut Cumhuriyetçi aday Trump'a yönelik iki suikast girişimi, alışılmışın dışında bir Hıristiyan milliyetçi eğilimini yeniden canlandırdı.

Öyle ki, Amerikan basın dünyasında "Trump'ın Peygamberleri" olarak anılan bir akım yarattı. 

Bu ismi açıklamak zor olsa da aslında bu kişilerin içinde bulundukları durumun gerçekliğini ifade ediyor, çünkü onlar Tanrı'nın Trump'ı suikast şerrinden koruduğuna, kötülerin pençesinden kurtardığına, ilahi takdirin, onu önümüzdeki dönemde bir "mesaj taşıma" rolüne hazırladığına eminler.

Onlara göre ABD'nin özellikle aşırı Demokrat sol hareketin yaptıklarından sonra gerçek bir kurtarıcıya ihtiyacı var.

ABD'nin Wisconsin eyaletinde geçtiğimiz temmuz ayında düzenlenen Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kurultayı etkinlikleri sırasında, muhafazakâr Hıristiyan Arkansas Valisi Sarah Huckabee, "semaya atıfta bulunarak" Trump'ı kurtarmak için onun müdahalede bulunduğunu söylemişti. 

Huckabee "ABD, Tanrı'nın gölgesi altında bir millettir ve O, onu her türlü kötülükten korur" demişti. 9


Trump'a kazandıran dinamikler ABD'yi aşırı sağa götürüyor

Muhafazakârların ruhani anlamlar yüklediği suikast, dinle alakası olmayan Trump'ı neredeyse dini bir kahramana dönüştürdü.

Demokratların büyük umutlar bağladığı, ülke gündemini aylarca işgal eden, Trump'ın her türlü sahtekârlığını ve cinsel tacizciliğini teşhir eden mahkemelerin bu kesim üzerinde hiçbir etkisi olmadı…

Trump ilk başkan olduğunda, akıl hocası Steve Bannon köklü bir yapısal dönüşüm yönünde baskı yapıyordu.

Fakat çok sağlam bir siyasi ya da toplumsal hareketten gelmeyen Bannon, bu konuda tutarlı değildi. Kışkırttığı aşırı sağcı grupların FBI tarafından hızla çökertilmesine bile sessiz kaldı. 

Ayrıca Bannon piyasa kapitalizmine eleştiriler yöneltiyor, bütünlüklü şekilde tarif edemediği bir "ekonomik milliyetçilik" ile ülkeyi şahlandıracağını iddia ediyordu.

Bu plan dâhilinde zenginleri vergilendirmeye kalktığında ise partisinde büyük bir isyan yaşandı ve Bannon koltuğunu kaybetti.

Trump-Pence yönetiminin aksine Trump-Vance yönetiminin aşırı sağın kitle örgütlenmesine yardımcı olma olasılığı daha fazladır. Trump-Vance (başkan yardımcısı) yönetiminin emekçi dostu uygulamalar konusunda birçok gelgit yaşaması, 2028 seçimlerini kaybettirebilir. 10


Ufuktaki hayaletin gerçek adı

Marks'ın geleneksel söylemini kullanırsak:

Ufukta her şeyi kuşatan, her ayrıntıya giren son derece büyük bir hayalet beliriyor.


Bu öcü, ilgili ülkelerin ve tüm bölgenin yaşadıklarının toplamıdır.

Olan biten her şey, kendilerini dört bir yandan kuşatan ve bu ülkelerin genel sahnesinde etkili aktörlerle elitlerin türlerini kontrol eden "Zamanın tiranlığı"nın ve dayatmalarının zihniyetidir.

Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'da kurulan Weimar Cumhuriyeti kendisini kaçınılmaz bir şekilde Nazizm'in içine düşmekten koruyamamıştır. 11

ABD ise hâlâ dindarlık ile sekülerlik arasında kalmış bir halde sayılır.

Birkaç gün önce, Katolik ve Rum Ortodoks gibi ana Hıristiyan mezheplerin yanı sıra Protestanlar ile siyahi Evanjeliklerden yaklaşık 200 lider ve yazar, "Ülkedeki milliyetçilik ve ırkçılık gibi ideolojileri reddetme" çağrısında bulundu.

Bu manifesto, acaba Amerikalıların yakında Nazilerinkine benzer yeni bir "pozitif Hıristiyanlık" önerisine uyanacağı korkusuyla mı yayınlanmıştır? 12

 

 

Kaynakça:

1-) https://rattibha.com/thread/1193554172760743938, 11 Kasım 2019.
2-) https://www.britannica.com/topic/New-Apostolic-Church.
3-) https://www.gotquestions.org/New-Apostolic-Reformation.html.
4-) https://en.wikipedia.org/wiki/C._Peter_Wagner.
5-) https://store.morningstarministries.org/products/7-mountain-mandate-vol-1 
6-) https://www.thegospelcoalition.org/article/seven-mountain-mandate/ 10 Temmuz, 2023.
7-) https://www.aljazeera.net/blogs/2018/8/27/.
8-) https://www.independentarabia.com/node/605744/, 15 Ağustos 2024.
9-12-) https://www.indyturk.com/node/745996, Emile Amin, 30 Eylül 2024.
10-) https://www.evrensel.net/yazi/95232/amerika-daha-da-saga, Cihan Tuğal, 20 Temmuz 2024.
11-) https://www.indyturk.com/node/748144/. Rstem Mahmud, 4 Kasım 2024.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU