Trump sonrası ABD-Afrika ilişkilerinde neler bekleniyor?

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Soğuk Savaş döneminden bu yana Amerika'nın dış politikasında Afrika uzun yıllar ihmal edildi.

Amerika'nın liderleri Afrika'ya daha çok Rusya ve Çin gibi rakip ülkelerle mücadele perspektifinden yaklaşarak sınırlı ve tutarsız bir ilgi gösterdi.

Fakat değişmekte olan dünya düzeninde Afrika, hızla artan genç nüfusu, stratejik kaynakları ve büyüyen ekonomileri ile küresel güçler tarafından göz ardı edilemeyecek bir rekabet alanına dönüşüyor.

Peki, daha önceki başkanlık döneminde "önce Amerika" diyerek izolasyoncu politikayı benimseyen Trump ikinci başkanlık döneminde Afrika kıtasına nasıl yaklaşacak?


Trump'ın ilk döneminde Afrika'ya bakış

Trump 2017-2021 yılları arasındaki ilk başkanlık döneminde öncelikli olarak, Amerika'nın küresel ticaret anlaşmalarındaki yükümlülüklerinden kurtulmak ve ülke içindeki ekonomik sorunlara odaklanmak istedi.

Bu nedenle Afrika kıtasına dair net bir strateji veya vizyon ortaya koymadı.

Trump, 2018 yılında Afrika'da iş yapan Amerikan şirketlerine yardımcı olmak amacıyla Prosper Africa adlı girişimi hayata geçirse de bu dönemde Afrika'yla ilgili öne çıkan başka bir gelişme neredeyse yaşanmadı.

Kıtayı bir fırsatlar cenneti olarak gören Çin'in aksine Trump, çoğu Afrika ülkesi için son derece yakışıksız tabirler kullanarak Afrika'ya "çözülmesi gereken bir sorun" olarak yaklaştığı için hayata geçirdiği projeler büyük oranda kısa vadeli oldu. 

Kalkınma, sağlık ve insani yardım alanlarına ayrılan fonları azalttı. Göçmenler konusundaki sert tavrıyla bilinen İslamofobik lider, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan bazı Afrika ülkelerine (Tanzanya, Sudan, Somali, Çad, Eritre, Nijerya) seyahat sınırlaması getirdi.  

Öte yandan yine Çin'in Afrika'daki etkisini dengelemek amacıyla, bazı Afrika ülkelerine ticaret fırsatları ve doğrudan yatırımlar sundu. Ancak Amerika'nın Afrika'daki etkisi, Rusya ve Çin'in karşısında sınırlı kaldı. 

Biden-Harris yönetiminin yoğun Afrika ziyaretlerinin aksine Trump, görev süresi boyunca Afrika'ya ayak basmadı.

(Öyle ki Biden görev süresi bitmeden, ertelediği Angola ziyaretini Aralık ayında gerçekleştirmeyi planlıyor.)


Yeni dönemde beklenenler

Trump, her ne kadar seçim kampanyaları süresince Afrika'ya hiç değinmemiş olsa da (Çünkü dikkatini Orta Doğu, Ukrayna, NATO ve Çin'e yoğunlaştırdı) yeni döneminde kıtaya daha fazla ilgi gösterebilir.

Trump'ın insan hakları ve demokrasi gibi söylemler yerine ticari ortaklıklara odaklanması muhtemel, neticede kendisi bir iş adamı.

Amerikan ekonomisini önceleyen Trump, geleceğin teknolojisi için elzem stratejik kaynakların kıtanın bir numaralı ticari partneri olan Çin'in tekeline girmesine izin vermemek için Afrika'yla daha fazla ticari anlaşma imzalayabilir.  

Amerika'nın çıkarlarına ters hareket eden ülkelerin ABD yardımlarından mahrum kalması beklenirken, mevcut projelerin ve yatırımların devam edip etmeyeceği konusunda farklı görüşler var.

Şunu belirtmekte fayda var ki, Trump 2021 yılında bıraktığı Afrika'dan çok farklı bir Afrika görecek.

Ukrayna'daki savaş sonrasında yaşanan enerji ve gıda krizi, Sahel ülkelerindeki darbeler sonucu Fransa'nın nüfuzunu kaybetmesi ve Rusya'nın askeri etkisinin kıtada gün geçtikçe artması, Afrika'nın manzarasını önemli ölçüde değiştirdi.

Ayrıca, Somaliland'ın tanınma isteği, Afrika Boynuzunda gerginlik, Sudan'daki iç savaş ve iki Afrika ülkesinin BRICS'e katılması gibi gelişmeler, kıtanın jeopolitik yapısını yeniden şekillendiriyor. 


Proje 2025

Washington'ın muhafazakâr düşünce kuruluşu Heritage tarafından tasarlanan bin sayfalık bir belge olan Proje 2025'in Afrika'ya ayrılan bir buçuk sayfasında, "yüksek teknoloji endüstrileri için gerekli madenler ve deniz yollarına yakınlığı" dahil olmak üzere doğal zenginlikleri nedeniyle Afrika'nın önemi vurgulanıyor.

Çin ve Rusya'nın kıtadaki etkisiyle mücadele edilmesi gerektiği belirtilen projede şu 2 ilke göze çarpıyor:

İlki; ABD'nin Afrika'ya yardımdan çok ticari ilişkileri güçlendirmeyi tercih etmesi,

İkincisi ise; Amerika'nın kültürel değerlerinin bilhassa LGBTQ+'ların haklarının Amerikan dış politikasına entegre edilmesinin reddedilmesi.

(Biden yönetiminde sıklıkla eşcinsel haklarının dayatılması sonucu yaptırımlara maruz kalan Uganda gibi ülkeler için Trump dönemi daha rahatlatıcı olabilir.)


Çin ile rekabet

Çin'in Afrikalı liderlere gümrüksüz teklifler ve kredilerle sunduğu cazip anlaşmalara karşılık, Trump Afrika ile daha doğrudan, ABD'nin ekonomik çıkarlarını gözeten bir strateji izleyebilir.

Daha önce ihmal ettiği kıta ile ticari ilişkileri ve yatırım projelerini derinleştirmek zorunda kalabilir.

Öte yandan Trump'ın Çin karşıtı söylemleri de Afrika siyasetinde belirleyici rol oynayabilir, yani Çin ile yakın bağı olan ülkelere baskı yapabilir.

Ancak bu durumda kaybedenin Amerika olması muhtemel zira Afrikalı liderlerin hatırı sayılır bir kısmı artık "önce Afrika" diyor ve farklı partnerler ile yoluna devam etmeyi tercih ediyor.


AGOA ve Afrika ile ticari ilişkiler

Amerika'nın Afrika ile ekonomik ilişkilerindeki en önemli araçlardan biri, AGOA (African Growth and Opportunity Act-Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası) Sahra-altı Afrika ülkelerinin bazı ürünlerinin ABD'ye gümrüksüz girişini sağlamak amacıyla 2000 yılında başlatılmıştı.

Trump yönetimi daha önce bu programı bazen "ödül" bazen de "ceza" aracı olarak kullanmış, özellikle de program kapsamına dahil edilen ülkelere Amerika'nın ticari ve ideolojik çıkarlarına uyum sağlama zorunluluğu getirmişti.

2025 yılında süresi dolacak olan AGOA'nın, Trump'ın ikinci döneminde uzatılarak benzer bir araç olarak kullanılması bekleniyor.  

Bu durumda ABD'nin kıtadaki ana ticaret ortaklarından Güney Afrika, Filistin'e verdiği destek nedeniyle yaptırımlara maruz kalabilir. 


Amerikan yardımları kesilebilir

Trump sonrası ABD çıkarlarına aykırı hareket eden ülkeler her yıl kıtada çeşitli projelere aktarılan Amerikan yardımından (Bu yardımlar 2024 yılında 4 milyara ulaşmıştı) mahrum bırakılabilir.

Bilhassa aşı programları, HIV/AIDS programları ve üreme sağlığı programlarına yönelik kesintiler Afrika genelinde tüm bu sorunların çözümünü sekteye uğratabilir. 

İklim krizi konusunda şüpheci bir lider olan Trump, iklim krizinden en çok etkilenen Afrika'nın uluslararası fonlara erişiminin kısıtlanmasına ve beklediği yardımları alamamasına neden olabilir. Üstelik Trump, kıtada büyük fosil yakıt projelerine imza atmaktan da çekinmeyecek bir lider. 


Diğer hususlar

Göçmenlik konusuyla ilgili sert söylemleriyle bilinen Trump, bir milyon yasadışı göçmeni sınır dışı edeceğini vaat etmişti. 2023 yılında 58 bin Afrikalı göçmenin Meksika sınırından ülkeye girdiği biliniyor.

Trump'ın yeni döneminde Afrikalı göçmenler ayrımcılık ve sınır dışı edilme korkusuyla karşı karşıya kalabilir.

Daha iyi bir hayat için Amerika'ya göç etmenin yollarını arayan Afrikalı halklar için ise umutlar daha da azalabilir. 

2024 yılında Etiyopya ile imzaladığı Mutabakat Zaptı ile tanınırlık elde etmeyi umarak uluslararası gündeme oturan Somaliland, bağımsızlığını kazanmak için verdiği mücadelede jeopolitik önemine binaen Trump'ın desteğini umabilir.

Zira komşu ülke Cibuti'de askeri varlığını ve ticari bağlantılarını pekiştiren Çin, Afrika boynuzundaki en büyük limanın da sahibi. Trump kıtayla olan askeri ilişkileri AFRICOM üzerinden devam ettirebilir.

Biden'in yakından ilgilendiği ve yatırım yaptığı Lobito Koridoru (maden açısından zengin Zambiya ve Kongo'yu Angola'nın Lobito limanına bağlayan proje) projesine Trump'ın nasıl yaklaşacağı konusunda farklı görüşler var.

Ancak Afrika'nın stratejik tedarik yollarını Çin'in tekeline bırakmamak için Trump'ın bu projeyi devam ettirme olasılığı daha yüksek görünüyor. 

Sonuç olarak, daha önceki döneminde kıtaya yönelik sınırlı bir ilgi gösteren Trump, küresel rekabetin hızla arttığı ortamda (bilhassa Çin ve Rusya etkisini dengelemek için) ticari ilişkileri güçlendirmeyi hedefleyebilir.

Öte yandan insan hakları, göç ve iklim krizi gibi hassas konular üzerindeki olumsuz tutumu, ABD-Afrika ilişkilerinde yeni gerilimlere yol açabilir.

Afrika'nın artan jeopolitik önemi göz önünde bulundurulduğunda, Trump'ın politikalarının uzun vadede nasıl sonuçlar doğuracağını bekleyip göreceğiz.

 

 

Kaynaklar: 

https://www.insamer.com/tr/abd-afrika-ticari-iliskilerinde-agoa.html#_edn1
https://www.opendemocracy.net/en/trump-win-africa-diplomacy-america-first-trade-investment/ 
https://dergipark.org.tr/tr/pub/cjas/issue/67812/1051983 
https://time.com/7176018/trump-second-term-foreign-policy-africa-approach/ 
https://wallafricajournal.com/the-impact-of-trumps-election-on-east-and-horn-of-africa/ 
https://www.seneplus.com/opinions/donald-trump-et-lafrique-quen-attendre 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU