Türkiye'nin bölge ülkeleri üzerine dış politika analizi

Avukat Mesut Değer Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Suriye

Suriye sınırında İsrail tanklarının bulunması ve Suriye'deki belirli yerleşim alanlarının havadan bombalanması olayının düşündürücü yanları var.

Ortadoğu'daki ülkeler Irak, Libya, Lübnan ve birçok diğer ülkenin hava sahası çelik kubbe ile kaplı değil.

Hava sahası korunaksız.

Suriye, çok güçlü bir hava sahası koruma sistemine sahip.

Ortadoğu'da Arap Baharı sürecinde bu ülkeler, güçsüz hava sahası nedeniyle zor durumda kalmışken, tek ayakta kalan ülke Suriye'dir.

Bu da hava sahasının çelik kubbe ile kaplı olmasından kaynaklanıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsrail, Suriye'nin bu hava sahasını aşarak, Suriye'deki belirli alanları yalnızca İranlıların bulunduğu yerleri bombalıyor.

Yani, İsrail tarafından İranlılar vuruluyor.

Ayrıca, Suriye'deki hava sahasında bulunan S-300 ve S-400 füzelerinin havalanmaması ve İsrail tarafından vurulmaması karşısında bir anlaşmanın olduğu açıkça görülüyor.

Suriye'nin İsrail'e karşı bir saldırısı da söz konusu değil.

Bu durumda, Suriye'de Rusya, ABD ve İsrail ile yeni bir yapılanmanın ve anlaşmanın koşullarının varlığını düşünebiliriz.

Suriye'deki son gelişmelere göre İdlib ilinde silahsızlandırma süreci yaşanıyor.

İdlib, önemli bir yerleşim merkezi ve burada Çeçenler bulunuyor.

Suriye'deki gelişmeler, Fırat'ın doğusunda bir Kürt devleti federasyon şeklinde kurulacağı ve Suriye'de yaklaşık 4 veya 5 federasyon oluşturulacağı yönünde.

Beşşar Esad, Alevi federasyonu şeklinde Suriye'nin bir toprak bölümünde kalmayı planlıyor ve bu süreci görüşeceği yönünde Rusya ile anlaşmaya vardığı görünüyor.


Irak

Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKB) Başkanı Barzani'nin İsrail ile iyi ilişkileri, bu sürecin kapsamına gireceğini gösteriyor.


Türkiye

Son siyasi gelişmelere baktığımızda şiddet, sert söylemler, sert siyaset, ötekileştirme ve dışlama siyasetinden vazgeçilmesi, iktidar kanadının söylemleri ve el uzatmalarının çok önemli ve anlamlı olduğu görülüyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ana dilini kullanamayanlar milyonlarca insan bu ülkede mağdur oldu" dedi.

Erdoğan'ın iç barışa ve huzura yönelik açıklamalarının yanı sıra, Sayın Devlet Bahçeli'nin meclis açılışında DEM Partililerin yanına giderek eş başkanlarla tokalaşması ve ardından meclis grup toplantısındaki açıklamalaro, Türkiye'de yeni bir çözüm açılımına gidildiği şeklinde yorumlanıyor.

Bu, Ortadoğu'daki dengeleri ve önümüzdeki süreçteki gelişmeleri öngörerek Türkiye'nin de adım atması gerektiğini gösteriyor.

Sayın Bahçeli, "İmralı'nın terör bitsin, açıklama yapsın" dedi ve "Uzattığım el hesapsız kitapsızdır" ifadesini kullandı.

Bu gelişmelerin arkasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Şehit gelmesin, anaların gözyaşı akmasın" şeklindeki açıklaması, sürece destek verdiğini gösteriyor.

Bu süreç içinde İmralı ile PKK görüşmelerinden çıkan cümle, sanırım "Biz ne olacağız?" diyorlar.

PKK'nın silah bırakması ve ateşkes yapması sürece katkı sunacak, terörün bittiğini Türk kamuoyuna göstermeli.

Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi gündeme gelebilir.

DEM Parti'ye önemli görevler, katkı ve sorumluluk düşüyor.

"Seni başkan yaptırmayacağız" sloganı veya "DEM Parti'ye gelir, bir kaçak çay içer gider" gibi geçmişteki açıklamalar sürece katkı sunmuyor.

Böyle çocukça politikalardan vazgeçilmeli.

Sokak siyaseti bitti.

Türkiye ve dünya açılımı gerekiyor.

Bu sürece DEM Parti olarak katkı sunmalı ve desteklemeli.

Ön şart veya ön koşul öne sürülmemeli.

Yani çözüm İmralı söyleminden vazgeçilmeli.

Zaten İmralı, bu sürecin içinde yer alacaktır.
 


Türkiye'de anayasanın ilk 4 maddesini tartışma ortamı yaratmaktan ve gündeme getirmekten vazgeçilmeli.

Faiz, rant, borsa ve ekonomi sorunları üzerinde durulmalı.

Aylık 12 bin 500 TL alan milyonlarca emeklinin refah düzeyinin artışına göre tedbirler alınmalı.

Kredi kartlarından alınacak savunma sanayine paranın iç politikanın çok tartışılacağı bir konu olacağı öngörülüyor.

Bu süreçte Türkiye'nin, Ortadoğu'daki gelişmelere karşı iç barışı ve huzuru sağlamak için önemli adımlar atması gerekiyor.

Ortadoğu'da ABD'nin politikası yürürlükte olup, bu politikayı İsrail dizayn ediyor.

Türkiye'nin bir savaşa veya iç savaşa girmesi için yapılan senaryo ve planların bertaraf edilmesi gerekiyor.

Bu nedenle bu süreç önemli.

Türkiye'nin IKB ile ve Suriye'de kurulacak Kürt federal yapısıyla iyi ilişkiler kurması, ticaret, ithalat, ihracat, enerji, petrol, doğalgaz, barajlar ve gıda maddelerinin ticari ilişkilerinin artırılması için hazırlıklı olmalıyız.

Irak ve Suriye'deki Kürt yapılarla da siyasi yönden etkinliğimizi korumalı ve bu bölgelerde varlığımızı sürdürmeliyiz.

Bu gelişmeleri gerçekleştirirse Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ismi gündeme gelecek ve yüzde 70'in üzerinde oy alarak yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU