Çöp depolama alanlarında meydana gelen yangınlar ve önlemler

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Bu yıl Türkiye genelinde bazı yangınlar (Ayvalık, Yalova, Çanakkale Ezine, İzmir Kemalpaşa, Zonguldak Kozlu, Manisa Alaşehir, Düzce Eski Çöplük ve benzerleri), çöp depolama alanlarında başlamış ve çevreye yayılmıştır. 

Çöp depolama alanlarının yanlış işletmesinden dolayı yangın meydana gelir. 

Çöp depolama sahalarında genel olarak iki tür yangın meydana gelir.

Bunlar, yüzeysel yangınlar ve yeraltı yangınlarıdır.

Yüzeysel ve yeraltı yangınlarının oluşmasına neden olan sebepler aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır.

Tekniğine uygun işletilmeyen ve depolanmaması gereken atıkların dökülmesi çöp depolama sahalarında yüzeysel ve yeraltı yangınlarına neden olur.

Çöpe atılan kullanılmış lityum iyon piller ve benzerleri çöp depolama sahalarında yangına neden olur.

Çöp depolama sahalarında yangın artışı varsa yangına neden olan kaynaklardan biri, kullanılmış lityum iyon pillerdir.

Çöp depolama alanlarında meydana gelen yangınların yüzde 30 ile yüzde 35'i kullanılmış lityum iyon pil kaynaklıdır.

Çöp depolama alanlarında yangına neden olan atıklar, büyük miktarlarda kuru, yanıcı malzemelerdir. Yanıcı atıkların çöp depolama alanlarına girişine kesinlikle izin verilmemeli.


Yüzeysel yangınlar

Depolama sahalarında yangınların en genel tipleri, oksijenin ve yanıcı maddenin bol olduğu yüzeylerde veya yüzeylere yakın bölgelerde meydana gelir. Bu tür yangınlar yüzey ile 30 cm derinlik arasında oluşur.

Yüzeysel yangınları destekleyen en önemli yanıcı kaynaklarından biride depolama sahasında oluşan deponi gazıdır. Yüzeysel yangınların gerçekleştiği bölgelerde yangınlar, deponi gazından dolayı daha şiddetli olarak devam eder.

Depolama sahalarına kabul edilen sıcak atıklar (örnek, soba külleri, eriyik haldeki cüruf, dökümhane şekillendirme kum gibi) yüzey yangınlarını başlatabilir.

Alevlenme sıcaklığı 60oC'den düşük olan katı ve sıvı yanıcı ve parlayıcı atıklar, depolama sahasında yüzeysel yangınlara neden olur.

Depolama tesisi girişinde atıklar incelenmeden veya atığın kaynağı belli olmadan depolama alanına kabul edilmemelidir.

Depolama sahasına kolay yanıcı ve tutuşucu atıklar kabul edilmemelidir (damıtılmış alkollü̈ içecek şişelerindeki tortular gibi).

Bazı alüminyum tozu ve karpit gibi kimyasal atıklar, su ile reaksiyona girerek ani yangınlar meydana getirir. Bu tür atıklar, kesinlikle depolama alanlarına kabul edilmemelidir.

Özellikle tar ve yağ, petrol esaslı ürünler gibi, düşük alevlenme eşik değerine sahip yanabilir maddeler yangınlara neden olabilir.

Cam atıklar, güneşe dönük açık çöp şevlerinde (geçici şevler) mercek etkisi yaparak yangınlara neden olabilir.

Yüzeysel yangınlarda çöplerin yanması genel olarak düşük sıcaklıkta meydana gelir ve eksik yanma sonucu beyaz duman ve tamamlanmamış kirleticiler oluşur.

Bu dumanlar genel olarak aşındırıcı ve zararlı koku verici aldehitler, organik asitler ve diğer uçucu organik maddeler gibi tahriş edici kirleticiler içerir.

Depolama sahasında, içindeki ve yakınındaki binalarda ve özel alanlarda sigara içilmesine izin verilmemelidir.
 

Şekil 1.jpg
Şekil 1. Çalışma alanında sigara izmariti

 

Sahanın bütün bölümlerinde uygun yerlere Türkçe ve İngilizce yazılı "Sigara İçilmez" işaretleri konulmalıdır.

Sigara içme yasağına dikkat edilmemesi, etrafa atılan yanmakta olan bir kibrit ya da izmarit yangına neden olabilir.

Çöp sahalarında meydana gelen yüzeysel yangın örnekleri verilmiştir.
 

Şekil 2.jpg
Şekil 2. Yüzeysel yangın

 

Yüzeysel yangınlar kazara veya kasıtlı olarak sınıflandırılır. Yüzeysel yangınların nedenleri;

  • Tespit edilmeyen yanıcı malzemelerin çöp sahasına dökülmesi. Sıcak küller, çöp depolama sahasına vardığında hala yanan atıkların imhasından kaynaklanmaktadır (örneğin, soba ve kalorifer kazanı külü gibi).
     
  • Depolama gazı kontrolü veya havalandırma sistemleri ile ilişkili yangınlar. Deponi gazı kontrol sistemlerinin kendileri yangın tehlikesi yaratabilir (deponi gazı [ağırlıklı olarak metan]).
     
  • Depolama sahası operatörleri veya kullanıcıları tarafındaki insan hatasından kaynaklanan yangınlar. Çöp sahası operatörleri ve kullanıcıları, çöp sahasında dikkatsizce sigara içilmesi yoluyla yangına neden olabilir, bu da atık veya çöp gazını tutuşturabilir. Ayrıca, bazı tehlikeli maddeler karıştırıldığında tutuşabileceğinden, operatörler reaktif malzemelerin çöp sahasına dökülmesini önlemeye özen göstermelidir.
     
  • İnşaat veya bakım işlerinden kaynaklanan yangınlar. İnşaat sahasında kullanılan araçlardan çıkan kıvılcımların neden olduğu yangınlar (damperli kamyonlar, buldozerler, bekolar, kompaktörler vb.) dahil, inşaat ve bakım yapılması sırasında yangınlar ortaya çıkabilir. Sondaj yapılırken veya çöp sahasına gömülü sert bir nesneye çarpılması durumunda, metal boruları gömülü atık katmanlarından geçirirken bir yüzey yangını da tutuşabilir. Sahada kaynak veya elektrikli ekipman kullanımı, özellikle artan metan gazı varlığı nedeniyle yangın tehlikesi oluşturur.
     
  • Depolama sahasında malzemelerin kendiliğinden yanması. Bir çöp sahasında belirli malzemelerin karıştırılması, kendiliğinden yanmaya neden olabilir. Küçük miktarlarda bile, bazı kimyasallar birbirine maruz kalırsa tutuşabilir. Ayrıca, yağlı bezler gibi bazı malzemeler, belirli koşullar altında kendiliğinden yanabilir. Kendiliğinden yanma, bu bölümün ilerleyen kısımlarında daha ayrıntılı olarak tartışılan bakteriyel ayrışmadan da kaynaklanabilir.
     
  • Atık hacmini azaltmak için depolama sahası operatörü̈ tarafından kullanılan kasıtlı yangınlar. Düzenli depolama alanları kuru bahçe atıkları, çimen, yapraklar ve dallar gibi atıklar içerir. Bazen bu malzemeler, atık hacimlerini azaltmak, işletim maliyetlerini düşürmek ve bir çöp sahasının işletim ömrünü uzatmak için kasıtlı olarak ateşe verilir. Kontrolsüz, bu kasıtlı yangınlar daha büyük yangınlara dönüşebilir, patlamalara neden olabilir veya kül ve yanan artıklardan tehlikeli ürünler oluşturabilir.
     
  • Aşırı deponi gazı emişi. Çöp gazı toplama sistemi bacalarından deponi gazının aşırı emilmesi durumunda yüzey yangını başlayabilir.
     
  • Kasten kundaklanan yangınlar. Kundaklama, ABD'de ciddi bir sorundur; bu nedenle, atık depolama alanlarının kötü niyetli yangınlar için hedef olması şaşırtıcı değildir.

Yeraltı yangınları

Çöp depolama sahalarına getirilen katı atıklar, gerekli ön incelemeye veya değerlendirmeye tabii tutulmadan kabul edilir ve depolanırsa yeraltı yangınları meydana gelebilir.

Bazı ambalaj atıkları içindeki kalıntı maddeler var ki zamanla bozulup kimyasal reaksiyona girerek yeraltı yangınlarına neden olmaktadırlar.

Bazı atıklar birbiri ile temas ettikten sonra tutuşarak yangın meydana getirmektedirler.

Bir kısım atıklar ise depolama alanı sıcaklığına (60 oC'nin üstü) ulaşıldığında alevlenerek yangın oluşmaktadır.

Dolayısıyla depolama alanlarında meydana gelebilecek yangınları önlemenin birinci yolu depolama sahasına getirilen atıkların kontrol edilmesidir.

Bazı atıklar ise su ile temas ederek yangına neden olurlar. Yani depolama alanı girişinde katı atıklar çalışanlar tarafından tanınmalı.

Hangi tür atıkların depolama sahalarına kabul edileceği ve depolanabileceği önceden atık getirenlere bildirmelidir.

Depolama sahalarındaki yeraltı yangınları, depolama sahası yüzeyinin derinliklerinde meydana gelir.

Depolama sahaları aylarca veya yıllarca eski yanıcı malzemeleri içerebilir.

Yeraltı yangınları söndürmek genellikle yüzey yangınlarından daha zordur.

Yeraltı yangınları ayrıca depolama sahasında büyük boşluklar yaratma potansiyeline sahiptir ve bu da depolama sahası içinde mağaralara neden olabilir.

Ayrıca, yanıcı ve zehirli gazlar (karbon monoksit gibi) üretirler ve sızıntı suyu muhafaza kaplamalarına ve çöp gazı toplama sistemlerine zarar verebilirler.

Yeraltı depolama yangınlarının en yaygın nedeni, bakteri aktivitesini artıran ve sıcaklıkları yükselten (aerobik ayrışma) çöp sahasının oksijen içeriğindeki artıştır.

Bu sözde "sıcak noktalar" metan gazı cepleriyle temas edebilir ve yangına neden olabilir.

Bu uzun süre için yanan yer altı yangınları ile ilgili özellikle endişe verici olan şey, her seferinde haftalarca veya aylarca içten içe yanma eğiliminde olmasıdır.

Bu, atık depolama sahası binaları veya çevredeki evler gibi kapalı alanlarda yanmayan ürünlerinin birikmesine neden olabilir ve bu da ek bir sağlık tehlikesi oluşturur.

Yeraltı yangınları genellikle yalnızca depolama sahasının bir kısmından çıkan duman veya çöp gazı içerisindeki karbon monoksit (CO) varlığı ile tespit edilir.

Yeraltında yangın çıkması durumunda, atık sahası yüzeyine yakın toksik seviyelerde CO mevcut olabilir.

Yeraltı yangınlarını önlemede ikinci önemli husus depolama işletmeciliğinin doğru yapılmasıdır.

Depolama işletmeciliği doğru yapılmayan alanlarda yangınlar sık aralıkla meydana gelebilir.

Yeraltı yangınları, küçük ve sınırlı olarak başlar. Zamanla yangın geniş bir alana yayılır ve yangınla mücadele etmek zorlaşır.

Depolama alanlarında yeraltı yangınları şu nedenlerden dolayı meydana gelir:

  • Depolama sahasında çöpler yeterli oranda sıkıştırılmıyorsa; yani çöp depolama sahası içinde hava boşlukları kalıyorsa,
  • Günlük ve ara örtü yeterli kalınlıkta değilse ve sıkıştırma yapılmıyorsa,
  • Depolama sahası yüzeyi engebeli ise,
  • Depolama sahası üzerinde yağmur sularının göllenmesi önlenmiyorsa,
  • Yağmur suyu çöp depolama sahası içine sızıyorsa,
  • Depolama sahası ara örtü üzerinde çatlaklar, yarıklar ve erozyonlar önlenmiyorsa,
  • Kısa süre içinde çöp depolama sahası yüzeyinde önemli bir çökme oluyorsa,
  • Çöp, depolama sahasına yerleştirilirken hava, katı atık içinde tutuluyorsa,
  • Çöp depolama (LFG) bacaları, tekniğine uygun tasarlanmamış, inşa edilmiş ve yerleştirilmişse,
  • LFG bacalarından aşırı depo gazı emiliyorsa,
  • Depolama sahası içindeki yollar zamanla çökeliyorsa,
  • Özellikle yaz aylarında çok miktarda atık yerleştirildiğinden dolayı bu atıklar uygun şekilde sıkıştırılmıyorsa,
Şekil 3.jpg
Şekil 3. Yeraltı yangın görüntüleri

 

Gaz toplama bacalarında gaz sıcaklığı 60oC'nin üzerine çıktığı halde baca çıkışında ve depolama alanı üzerinde duman görülmüyorsa yer altı yangının meydana geldiği yeri doğru olarak tespit etmek çok zordur.

Depolama sahası üzerinde duman çıkışını gözleyerek yangına müdahale etmek içinde geç kalınmış olunabilir.

Çöp depolama sahasında periyodik olarak düşey yönde sıcaklık, CO2 ve CO ölçümleri yapmalı, değişimleri ve çözüm yollarını ortaya konmalı.

Dikey yönde değişimler kaydedilmeli ve grafiğini çizilmeli. Bu ölçümleri bacalarda yapılabilir.


Depolama alanlarında yangınları izleme ve önleme

Sorunları inceleyip ders çıkartılırsa çözümler üretilir ve yangın vakaları minimize edilir. Bir yangının üç elemente ihtiyacı vardır; ısı, oksijen ve yakıt. Isı, oksijen ve yakıt olmadan yangın çıkmaz veya yayılmaz.

Yangını önlemek için anahtar strateji, bir veya daha fazla ısı, oksijen veya yakıtı ortadan kaldırmaktır.

Risk değerlendirme yayma/yangının başlama riskini en aza indirmek için tüm üç unsur üzerinde detay içermelidir.

Depolama alanı sorumlu yöneticisi, yığınların sıcaklığını izlemesi, yangının söndürülmesi için yeterli su temini, örtü toprağı ve yanıcı malzemelerden potansiyel tutuşma kaynaklarının izolasyonu dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere yangından korunma, koruma ve kontrol önlemleri sağlayacaktır.

Yangın kontrol ekipmanının tüm operasyon alanlarına erişimini sağlamak için yangın şeritleri sağlanacaktır.

Bu gereksinimler, yangın önleme, kontrol ve etki azaltma planı gerekliliğine ilavedir.

Yangın önleme üçgeni Şekil 3'te verilmiştir.
 

3.jpg
Yangın önleme üçgeni

 

Yüzeysel yangınları izleme ve önleme

Yangınları küçük ve yönetilebilir kılmak için acil eylem gerekli.

Önlemler, yanan malzemeyi güvenli bir şekilde çıkartmak ve taşımak için ağır ekipman kullanmayı, yangını boğmak için toprağın uygulanmasını veya söndürme maddelerinin ve yangınla mücadele faaliyetlerinin kullanımını içerebilir.

Herhangi bir işlem yapılmazsa, yanan yüzey çöplerinden önemli miktarlarda kokuşmuş ve tehlikeli toksik duman üretilecektir.

Bu dumanın zehirliliği, atık akışının bileşimine bağlıdır.

Lokal olarak meydana gelen yüzeysel yangınlar görülebilir olduğu için kolayca tespit edilir.

Yüzeysel yangınlarda, yanıcı maddeleri ve tutuşturucu kaynakları (ısıyı) uzaklaştırarak ve oksijeni kısıtlayarak mücadele edilebilir.

Yüzeysel yangınlarda oksijeni kısıtlamanın en kolay ve ekonomik yolu yeterli miktarda toprak ile yanan alanın üstünü örtmektir. Tabi ki örtme işlemi sıkıştırarak yapılmalı.

Yüzeysel yangınları söndürmede zorunlu olmadığı sürece su kullanılmamalıdır.

Yüzeysel yangınları söndürmede su kullanıldığı zaman yeraltı yangınlarına neden olabilir.

Bazı çöp depolama alanında oluşan yangınlar su ile söndürülemez, üzerinin toprakla örtülmesi gerekir.  

Yüzeysele yangınlarını söndürmede inert gazlar (karbon dioksit ve azot gazları gibi) ve buhar enjeksiyonu kullanılabilir.

Böylece yüzeysel yangınlar boğularak yani oksijen kesilerek yangın söndürülebilir.

Yüzeysel yangınların meydana geldiği alanlardan iş makinelerini uzak tutmak gerekli.

Yangınları söndürmenin ikinci en önemli yolu yanıcı maddeleri ortamdan uzaklaştırmaktır.

Yangın bölgesindeki lastik, plastik, tahta, kereste, kağıt, petrol esaslı katı atıklar gibi tüm yanabilir maddeler ortamdan uzaklaştırılarak yangın söndürülebilir.

Depolama sahalarına kesinlikle sıcak kül, cüruf gibi atıklar kabul edilmemelidir. Bu tür atıklar sönmeden ve soğutmadan depolanmamalıdır.

Depolama sahaları yangınlarının tam olarak söndüğünü anlamak için soğutma işlemi dikkatle izlenmelidir.

Soğutma işlemi tamamlanmadan yangının söndüğünü garanti etmek mümkün değildir.

Depolama sahalarında açıkta herhangi bir yanıcı ve parlayıcı malzemelerin yakılması yasaklanmalı.


Yeraltı yangınlarını izleme ve önleme

Havanın zorla pasif olarak çöp depolama sahasının içine nüfusunun kaynakları, günlük örtü içindeki çatlaklar/yarıklar, uygun olmayan günlük ve ara örtü kalınlığı ve malzemeleri, yüzey üzerinde rüzgâr etkisi veya yüzey arasından atmosferik difüzyonlardır.

Depolama alanında toprak veya diğer maddelerle günlük ve ara örtüler doğru bir şekilde yapılmalıdır.

Sıkıştırılmış çöp üzeri, her çalışma günün sonunda veya gerekirse daha sık aralıklarla en az altı 15 cm kalınlıkta sıkıştırılmış toprak malzeme ile örtülecektir ve ara örtü kalınlığı 30 cm olmalıdır.

Günlük ve ara örtü uygun olmayan kalınlıkta ve sıkıştırma yapılmadan yapılırsa yağmur suları (ki yağmur suyu oksijen içerir) ve hava çöp içine kolayca sızar ve depolama alanı içinde anaerobik biyokimyasal reaksiyon aerobik biyokimyasal reaksiyona döner.

Bu da yeraltı yangınına neden olur. Dolayısıyla depolama alanlarında çöpler en az 0.65-0.85 ton/m3 oranında öncelikli olarak sıkıştırılmasıdır.

Sıkıştırma yeterli yapılmadığı zaman çöp içinde hava boşluları oluşur ve daha az çöp, depolama alanında depolanır, depolama alanının ömrü kısalır.

Depolama alanında çöp yeterli oranda sıkıştırıldığı zaman çöp içindeki hava boşluğu minimum olur.

Fakat yeterli sıkıştırmanın yapılmadığı depolama alanları boşluklarına hava ve yağmur suyu (ki içinde oksijen var) girer ve yeraltı yangınları meydana gelir.

Depolama alanlarında günlük ve ara örtü malzemesi olarak geçirgenliği 1*10-5 cm/sn daha düşük ve partikül çapı ≤7,5 cm olan toprak veya ilgili maddeler kullanılmalıdır.

Diğer taraftan, depolama alanı üzerinde yağmur suyunun birikmesini ve göllenmesini önlemek için yeterli eğimler verilmelidir.

Bu eğimlere uygun olarak günlük ve ara örtüler toprak veya ilgili maddeler ile sıkıştırılarak yapılmalıdır.

Aktif havanın zorla nüfusu-toplama sistemi dizaynı; zayıf olarak dizayn edilmiş gaz kolektörler, bacada veya yukarı toplama bölgelerin içine hava girişine müsaade edebilir.

Aktif havanın depolama alanın içine zorla girmesi, toplama sisteminin işletilmesinde, aşırı gaz emişi/çekimi diye isimlendirilir.

Uygun olmayan işletme ve dengesiz gaz emilmesi, yerel aşırı depo gazı çekilmesine havanın zorla girişine neden olur.

Baca (Well-bone) sızdırmazlıklar, zorla hava nüfusu önlemek için etkili olmalıdır.

Depolama alanı yükseldikçe katı atıkları hücre alanına taşımada kullanılan yollar sık sık çöker.

Buralarda yağmur suyu birikintileri oluşabilir. Bu birikintiler yeraltı yangınlarına neden olur.

Bu yolların kenarları yolun merkezine göre yeterli oranda sıkıştırılamaz.

Bu kısımlar gevşek kalır. Buralardan depo gazı atmosfere kaçarken hava girmeye çalışır.

Toprakla yapılan örtü işlemi doğru şekilde yapılmışsa LFG kolektörleri depo gazlarını toplamak için sahaya yerleştirilir.

Bu kolektörler vasıtasıyla aşırı depo gazı çekilirse depolama sahasında negatif basınç oluşturabilir ve saha içine yüzeyden ve şevlerden hava girebilir.

Dışarıdan depolama alanı içine hava girdiği zaman yangın meydana gelir.

Depolama sahası içine yağmur suyu girdiği takdirde ekzotermik reaksiyon gösteren kimyasal maddeler nedeniyle kendiliğinden tutuşma (örneğin karpit bağları (fare zehri), ince dağılmış metal tozları (magnezyum ve alüminyum tozları gibi)) meydana gelir.

Bu tür atıklar, depolama sahasına kesinlikle alınmamalıdır.

Alüminyum sanayinde üretimden ileri gelen atıklar, ani yeraltı yangınlarına neden olduğu için depolama sahasına kabul edilmemelidir.

Kendiliğinden tutuşan atıklar, kimyasal oksidasyon ve biyolojik ayrışma ile ısıtılır. Ortaya çıkan ısı, atıkların tutuşma noktasına ulaşmasına neden olur.

Depolama sahalarında evsel veya inşaat/kereste atıkların hızlı oksidasyonu ortamdaki nem miktarı ile direk ilişkilidir.

Organik atıklarda bulunan hem aerobik hem de anaerobik bakteriler, organik maddeyi biyolojik olarak parçalamak için suya ihtiyaç duyar.

Aşağıdaki denklemde gösterildiği gibi, organik maddeler biyolojik olarak bozunması sonucu, ısı ve diğer bileşenler oluşur.
 

 

Yukarıdaki denklem incelendiği zaman, organik maddeler (katı atık gibi) ve su bakteriler yardımı ile reaksiyona girerek artan ısı, metan gazı, CO gazların yanı sıra diğer gazlar ve daha küçük moleküllü̈ organik kirleticiler üretir.

Yani, depolama sahasında yanıcı ve patlayıcı metan gazı ve ısı meydana gelir.

Isı depolama alanı sıcaklığını 65 oC kadar çıkarabilir. Dolayısıyla depolama alanlarına alevlenme noktası 60 oC'den düşük olan atıklar kabul edilmemelidir.

Aksi durumda bu sıcaklıkta ortamda yeterli olduğu zaman bazı atıklar tutuşabilir. Bu ise yangına neden olur.

Metan gazı konsantrasyonu ≥yüzde 15 ulaştığı zaman yanabilir ve dolayısıyla yangın tehlikesi meydana getirir.

Bu nedenle depo gazı, depolama sahasındaki mekanik faaliyetler (metal sürtünmesi sonucunda ortaya çıkan kıvılcım) veya sahadaki kırık cam parçacıklarının güneş ışığını (enerjisini) yoğunlaştırması ile alev alabilir ve yangınlar çıkabilir.

Bu tür yangınlar lokal olarak ve zamanında fark edilirse üzerine hızla kum veya toprak dökülerek söndürülmeleri mümkündür.

Tabii ki depolama sahaları yakınlarından büyük miktarlarda suyun (ve su pompalarının) ve toprağın bulunmasını veya kumun/toprağın depolanmasını gerekmektedir.

Sızıntı suyu depolanarak yangın söndürmede kullanılabilir.

Bazı durumlarda atık gövdesindeki yangının söndürülebilmesi için depolanan atıkların bir kısmının kazılması gerekli olabilir.

Yangının geç fark edilmesi halinde, bunun söndürülmesi oldukça zordur ve bu durumda depolama maddelerinin büyük bir kısmı yanabilir.

Yeraltı yangınından şüphe edilen yerlerde yerel zemin sıcaklığı ve CO konsantrasyonu kontrol edilmelidir.

Baca gazı sıcaklığı önceki sıcaklık değerlerinden yüksek ise yeraltı yangını olabileceğini ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Gerekli incelemeler derhal yapılmalıdır.

Yeraltı yangınlarını kontrol etmek için gaz toplama bacalarında sıcaklık, karbon monoksit (CO) ve karbon dioksit (CO2) konsantrasyonu izlenmelidir.

Çöp depolama sahası içinde anaerobik biyolojik indirgeme süreçleri sonucu CO oluşmaz (temel konsantrasyon <6 mg/m3).

CO konsantrasyonu eksik yanma sonucu meydana gelir.

CO, esas itibariyle tamamlanmamış yanma süreci ile oluştuğundan çöp sahasında depo gazı içerisindeki CO artışı çöp sahası varlığında bir yangın yeri bulunduğuna dair bir işarettir.

Yangının yakınındaki çöp depolama sahası gazında CO konsantrasyonları 100 mg/m3 çok üstünde 1000 mg/m3'e varan değerlerde ölçülmüştür.

Gaz toplama bacalarında ya da merkezi toplama noktalarındaki ölçümlerde CO konsantrasyonu, yangından etkilenen bölgelerden gelen gazla önemli ölçüde incelenmekte ve böylelikle de son derece düşük konsantrasyonlar da gizli bir yangına işaret edebilmektedir.

Bu nedenle depolama alanı yüzeyinde CO konsantrasyonu 15 ila 20 mg/m3'lük değerine ulaştığında yangın yeri araştırması yapılmalıdır.

Yeraltı yangınları izleme şu şartlarda yangın belirtisi olarak görülür:

  • Gaz toplama bacalarında gaz sıcaklığı artışı gözleniyorsa,
  • Gaz toplama bacalarında is görülüyorsa,
  • Gaz toplama bacalarından ve depolama sahasından duman veya boğucu koku çıkıyorsa,
  • Gaz toplama bacaları içindeki gaz gazda CO ve CO2 konsantrasyonları yükseliyorsa,
  • Gaz toplama bacaları çevresinde genel olarak hızlı çökme gözleniyorsa,
  • Gaz toplama bacalarında CO konsantrasyonu 1000 ppm'i aşıyorsa,
  • Ekstraksiyon bacalarında ve/veya diğer başlıklarda yanma bakiyeleri görülüyorsa,
  • Ektraksiyon sisteminde gaz sıcaklığı artışı (61 oC veya 61 oC üzerinde sıcaklık artışı) görülüyorsa,
Şekil 4.jpg
Şekil 4. Yeraltı yangınları

 

İs ve yanma kokusunun etkili olduğu sahalarda gaz toplama bacası başlıklarında dahili gaz bileşenleri incelenmelidir.

CO ölçümleri yapılarak bir yeraltı yangını onaylamak için, sonuçların kantitatif laboratuvar analizleri yoluyla elde edilmesi gerekir (taşınabilir monitörler kullanılması ile yapay olarak yüksek konsantrasyonlar tespit edilir).

CO, çok toksik bir gazdır. CO konsantrasyonu havada, yüzde 12 ile yüzde 75 ulaştığında alevlenebilir.

Tespit edilen yangın bölgesi dikkatli bir şekilde kazılıp tüm yanabilir maddeler ortamdan uzaklaştırılmalıdır.

Yeraltı yangınlarını kontrol etmek oldukça zordur. Yanabilir maddeler ortamdan kolayca uzaklaştırılamaz ve sıcaklık kolayca değiştirilemez.

Bununla beraber, oksijen kaynağı elimine edilirse veya yeterli oranda sınırlandırılabilirse yangın boğulabilir ve söndürülebilir.

Yeraltı yangınlarını söndürmek için yangının olduğu bölge kazılarak yanan kısım ortamdan uzaklaştırılmalıdır.

Yangın kontrolünde birinci hedef yangının meydana geldiği alanı kazmak, sıcak atıkları ortamdan uzaklaştırma ve daha sonra kazılmış alanları doldurmaktır.

Bu hareket yanmaya neden olan havayı kısar ve depolama alanı yüzeyini daha emniyetli yapar.

Yangın bölgesindeki çöp kaldırıldıktan sonra 2 ila 3 metre kalınlıkta toprakla doldurularak yangın boğarak önlenebilir.

Yanıcı olmayan malzeme ile yangın bölgesi kapatılır ve böylece yangın bölgesine havanın nüfus etmesi önlenir ve yanma hızı düşürülür.

Bu hareket yangın hızı ve yanma esnasında meydana gelen duman miktarını ciddi oranda düşürür.

Yeraltı yangın bölgesine buhar enjeksiyonu, karbon dioksit veya azot gibi inert gazlar enjekte edilerek oksijen ortamdan uzaklaştırılarak yangın söndürülmeye çalışılır.

Yeraltı yangınlarını söndürmek için eğer su kullanmak zorunlu ise suyun hızı 75 m3/dakika olmalıdır.

Gaz toplama sistemlerinin işletilmesi, gaz toplama bacası tepesinde (aşırı gaz çekişini ve zorla hava girişini önleyerek) uygun akış hızı sağlanarak iyileştirilebilir.

Bu yangınlar için potansiyel tehlike minimize edebilir.
 

Şekil 5.jpg
Şekil 5. Yeraltı yangınlarını söndürme

 

Çöp depolama yangını söndürmesinde çalışan itfaiye erleri mutlaka aktif karbonlu maske kullanmalılar.

Aksi çalışmalarına izin verilmemelidir. 

Yangın acilen söndürülmezse yayılan kirli gazlar çevrede yaşayanları boğarak öldürür.
 

Şekil 6.jpg
Şekil 6. Yanan deponi gazının hakim rüzgar yönünde dağılımı

 

Atmosferik havanın depolama alanı içine zorla girişini minimize etmek için etkili alanda tüm çalışır haldeki bacalardan gaz emme hızları azaltılmalı.

Yangın söndürme esnasında gaz emme sistemi geçici olarak kapatılmalı. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU