Parlamentoda aktif bir Türk kadını örneği: Hatice Nazlı Tlabar

Doç. Dr. Işıl Tuna Pınar Independent Türkçe için yazdı

Hatice Nazlı Tlabar / Fotoğraf: TBMM Milletvekili Albümü

Türk kadını siyasi haklarını pek çok Avrupa ülkesine göre erken elde etmişti.

Türk kadın hareketi Osmanlı Devleti'nde Tanzimat Fermanı ile başlayan değişim ve modernleşmenin başlangıcıyla birlikte gelişen bir süreçti.

Nitekim Millî Mücadele sürecinde de cephe gerisinde ve cephede Türk kadını aktif rol oynayarak her ne kadar olağanüstü şartlar altında da olsa kadın hareketi konusunda kendini öteye götürebilmişti.

Nihayet Cumhuriyet Türkiye'sinde önce Türk Medeni Kanunu'nun kabulü ile toplumsal ve sosyal alanda kadın-erkek eşitliğine yönelik önemli adımlar atılmış, siyasi alandaki eşitlik için ise 1930 yılında Belediye Seçimlerine katılma ve oy kullanma hakkı, ardından 5 Aralık 1934 yılında "Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı"nın kazanmasıyla birlikte 1935 yılında parlamentoya kadınlarımızın dahil olduğu bir süreç başlamıştı.
 

1.jpg
Oy kullanan Türk Kadını / Fotoğraf: TRT Haber

 

Türk kadını siyasi haklarını elde ettiği ilk yıllarda siyasete yakinen ilgi göstermiştir. 1935 yılında 399 milletvekilinin 17'sinin kadınlardan oluşması bu ilginin bir sonucudur.

Fakat bu ilgi uzun süre devam ettirilememiş, 14 Mayıs 1950 seçimleri sonrasında 487 milletvekilinin sadece 3'ü kadınlardan oluşmuştur.

Katılımın düşük seyrettiği 1950-1960 yılları arasında parlamentoda aktif görev yaparak dikkat çeken kadın milletvekillerinden birisi Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Hatice Nazlı Tlabar'dır.

Bu yazımızda Nazlı Tlabar'ın faaliyetleri değerlendirilerek Türk kadının aktif siyasetteki temsilcilerinden bir örnek ile 5 Aralık Kadın Hakları Günü'nü kutluyor, 89 yıl önce elde edilen bu hakkın toplumsal etkilerinden bir kesitini sizlere sunuyorum. 

Nazlı Tlabar parlamentoda Türk kadınının batıya dönük yüzünü temsil etmektedir.

Sadrazam torunu olmasının yanı sıra aldığı eğitim, siyasetten önceki kariyeri, milletvekilliği ve sonraki yaşamı Türk kadının çalışkanlığı, mukavemeti ve kadın erkek eşitliğine olan inancını göstermesi bakımından önemlidir.

Üstelik Nazlı Tlabar, 27 Mayıs 1960 tarihinde meydana gelen askeri darbe sonrasında oluşturulan özel yetkili bir mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı'nca yargılanan milletvekillerinden birisidir.

Tutuklu kaldığı dönem boyunca Yassıada'nın ada yönetimi ve adanın zorlu coğrafi şartlarına göğüs germiş, mahkeme boyunca doğru bildiğini savunmaktan çekinmemiş güçlü bir Türk kadınıdır. 


"Sadrazam torunu Nazlı Tlabar"

Osmanlı sadrazamı Ahmet Tevfik Paşa'nın ve Dahiliye Nazırı Memduh Paşa'nın torunu olan Nazlı Tlabar, Şura-yı Devlet Azası Avukat Mazlum Hamit Bey ve Fatma Zehra Hanım'ın kızı olarak 1913 yılında İstanbul'un Arnavutköy ilçesi Kuruçeşme mahallesinde dünyaya gelmiştir.

İlk öğrenimini Kandilli Sultanisinde tamamlayan Nazlı Tlabar, Arnavutköy Kız Koleji'ne girmiştir. Ardından yurtdışında eğitim görmüş, Heidelberg'de felsefe eğitimi almıştır.  

Nazlı Tlabar erken dönemden itibaren Demokrat Parti'ye kaydolmuş, partinin İstanbul İli Yayın ve Propaganda Bürosu Başkanlığı'nı yürütmüştür.

Kısacası İstanbul'un seçimlere hazırlık propaganda süreci Tlabar tarafından idare edilmiştir.

Bunun yanı sıra uzun yıllar gazetecilik yapan Tlabar, Belçika News Exchange Ajansı ile Avusturya'da haftalık yayımlanan Wiener İllustrierte dergisinin Türkiye temsilciliği ve muhabirliği görevlerinde bulunmuştur.

Ayrıca serbest gazetecilik de yapan Tlabar'ın, Atina'da yaptığı bazı röportajları Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştır. 
 

2.jpg
Nazlı Tlabar mazbatasını alırken / Fotoğraf: X

 

Nazlı Tlabar üç dönem Demokrat Parti İstanbul milletvekili olarak 1950-1960 yılları arasında aktif olarak siyasette yerini almıştır. 2

Meclis kürsüsünde sıklıkla konuşma yapmış, bütçe müzakerelerinde söz almıştır. 
 

3.jpg
ABD Donanma Müsteşarı Francis P. Whitehair, Nazlı Tlabar ve dönemin Türkiye Vaşington Büyükelçisi Feridun Cemal Erkin'in eşi Mukaddes Erkin / Fotoğraf: Sol Haber.

 

"Türkiye'yi yurt dışında temsil"

Nazlı Tlabar üç dönem milletvekilliği boyunca yurt dışındaki faaliyetleri ile ses getirmiştir. Yoğun bir şekilde uluslararası kongrelerde Türkiye'yi temsil etmiştir.

Şüphesiz bu temsil de Tlabar'ın ileri derecede yabancı dile vakıf olması ve Türk kadını olarak temsili yürütecek şahsi yeteneklere sahip olması idi.

1954 yılında Singapur'da düzenlenen Dünya Gençlik Kongresi'nde Türk heyetinin başkanı 1957 ve 1959 yılında Asya Milletleri Antikomünist Birliği 3. Kongresine katılmış, 1957'de yaptığı konuşma en iyi konuşma olarak nitelendirilmiştir.

Nisan 1960'ta Gine'nin başkenti Kanakri'de toplanan Asya-Afrika Konferansı'na katılmıştır.

Yurt dışı toplantılarında Türkiye'yi temsil eden çeşitli heyetlerde de yer almıştır. NATO Memleketleri Parlamentolar Birliği Türk Grubu (11 Haziran 1954), Türk-Fransız Dostluk Grubu (16 Haziran 1954), Parlamentolar Birliği Türk Grubu'nun (23 Mayıs 1956) üyesi olarak yer almıştır.  

Nazlı Tlabar, yurtdışında katıldığı konferanslarda "Kıbrıs meselesine" ilişkin önemli konuşmalar yapmıştır.

Özellikle Amerikan kamuoyunda Türkiye'nin Kıbrıs meselesini doğru aktarmaya çalışma misyonunu yüklenmiştir.

ABD'ye yönelik gerçekleştirdiği ziyaretler sonucunda kendisine iki ülke arasında "İyi Niyet Elçisi" sıfatı verilmiştir. 
 

 

"Türk Kadınlar Birliği çalışmaları"

Nazlı Tlabar sosyal sorumluluk projeleri ile de ismini duyurmuştur. Türk Kadınlar Birliği'ne 20 Haziran 1954 tarihinde genel başkan seçilmesi ile hem kendi faaliyetleri hem de birliğin faaliyetlerinde artış yaşanmıştır.

Anneler Günü'nün resmi olarak ülkemizde kutlanması bunlardan ilkidir.

TKB tarafından İçişleri ve Maliye Bakanlığı'na verilen her sene mayıs ayının ilk pazar gününün "Anneler Bayramı" olarak kutlanması teklifi kabul edilmiş ve Valiliklerle birlikte hazırlanan kutlama programı çerçevesinde özel gün olarak kutlanmaya başlamıştır.

Nazlı Tlabar birlik üzerinden basın aracılığıyla ülke genelinde bir anket de düzenlemiştir. Ankette kadınların istek ve şikayetleri tespit edilmek istenmiştir.

Genel olarak çalışmanın çok faydalı olduğu ve konunun feminizmle alakası olmadığı, mevcut potansiyelin tespiti açısından önemli olduğu vurgulanmıştır.

Cumhuriyet değerlerinin yerleşmesi, hayat pahalılığı ve karaborsa ile mücadelede ev kadınlarından destek alınması, Türk kadınının yurt içi ve yurt dışında temsil edilmesi misyonlarını birlik kapsamında yürütmüştür.

Ayrıca Kıbrıs'a bayrak gönderilmesi kampanyasına destek vermiş ve 50 adet bayrak göndermiştir.
 

5.jpg
Kaynak: Akis

 

Nazlı Tlabar, anket tamamlandıktan sonra Akis dergisinde "davamız" başlığını taşıyan bir yazı kaleme alarak birliğin çalışma prensip ve programlarını halka duyurmuştur.

Tlabar kendilerine gönderilen mektuplar ve neşredilen yazılar çerçevesinde üç ana esas çerçevesinde birliğin faaliyet göstermesinin talep edildiğini belirtmektedir.

Akis'te yer alan 24 Temmuz 1954 tarihli yazıda öncelikle, inkılapların, ülkede tam olarak yerleşmediği belirtilerek inkılapların en büyük koruyucusunun kadınlar olacağı üzerinde durulmuştur.

İkinci olarak hayat pahalılığı ve karaborsa ile mücadelede ev kadınlarından destek alınmasıdır.

Son olarak Türk kadınının yurt içi ve yurt dışında temsil edilmesi meselesidir. bir başka girişimi ise kadınların okur yazarlığının arttırılması hususundadır.

Düzenlenecek eğitim seferberliği ile okullarda, radyolarda ve konferanslarda bu konular işlenerek Türk kadınının okur yazarlığı artırılacaktır.

Bizzat Tlabar tarafından Ankara Hasanoğlan'da örnek bir köy projesi de Tlabar başkanlığında faaliyete geçirilmiştir.

Akis dergisi o dönem muhalif kimliği ile bilinmektedir. Dönemin iktidarı olan DP'ye mensup bir milletvekilinin yaptığı işlerle olumlu olarak muhalif bir dergi kapağında yer alması Nazlı Tlabar'ın her kesimden yaptığı işlerle takdir topladığı, mutedil bir kişiliği olduğunu göstermektedir.

Ayrıca 1950-1960 yılları arasında siyasette aktif bir rol oynaması Türk kadın hareketinin geleceği açısından da önemlidir. 

 

 

Kaynaklar:

Akis 
Tercüme-i Hal Varakası, Sicil No: 1715.
Işıl Tuna, Yassıada'da Yargılanan Demokrat Parti Kadın Milletvekilleri, Libra Yayıncılık, İstanbul 2018.
Gülşah Kurt Güveloğlu, Demokrat Parti'nin Kadın Milletvekilleri, Kriter Yayınları, İstanbul 2018.
Işıl Tuna Pınar, Türk Kadının Siyasal Hakları Elde Etme Sürecinde Yaşanan Tartışmalara Bir Örnek: Tekemmül Fikri, Independent Türkçe, 24 Kasım 2022.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU