Kurucusu Atatürk’e ihanet eden Diyanet!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter - @AnkaraUni

Şimdi bu Diyanet İşleri’nin yaptığı da iş mi?

30 Ağustos Zafer Bayramı’ndaki Cuma hutbesinde, Zafer Bayramı’ndan bahsederken, Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmamak olacak iş mi?

Diyanet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e bu yapılan ihanet değil mi?

Diyanet İşleri böylesine ihanet işleri sergilememeli!

Şimdilik bunu geçelim.

Ve işte bu Diyanet İşleri Başkanı’nın geçenlerde sarf ettiği bir söze gelelim.

Diyanet İşleri Başkanı “Türkiye’de cami sayısı az” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ülkemizde her köyde, her mahallede bir cami olmasına rağmen, yine de hızla yeni camiler yapılması gerektiğini söyledi.

Son verilere göre ülkemizde 130 bin kadar cami var.

Peki, kaç tane kütüphane var?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın son verilerine göre 1171 kütüphane var.

Bu demektir ki ülkemizdeki cami sayısının yanında kütüphane sayısı devede kulak bile değildir.

Oysa her caminin karşısında bir kütüphane olması gerekir.

İlaveten bir de sanat evi olması gerekir.

Niye böyle düşünüyorum?

Çünkü dünyadaki duruma baktığımda şu gerçeği görüyorum.

Bakıyorum da insanlığa faydalı olan, insanların yaşamını kolaylaştıran bilimsel, teknolojik buluşları yapanların ülkelerinde ibadethaneye gidildiğinden daha fazla kütüphaneye gidiliyor.

Amerika’dan Avrupa ülkelerine, Rusya’dan Japonya’ya kadar en çok kitap, dergi, gazete o ülkelerde okunuyor.

Beyinsel, sanatsal ürünlere en çok o ülkelerde ilgi duyuluyor.

O ülkelerde beyinsel, sanatsal ürünlerin önüne günahlardan, yasaklardan, korkulardan oluşan barikatlar konulmuyor.

O ülkelerde hayattaki en hakiki mürşidin ilim, bilim olduğuna sözde değil özde inanılıyor.

Sonuçta da o ülkelerin insanları bilimsel, teknolojik buluşlarda başı çekiyor.

Baş ağrısı ilacı gibi en hafif ilaçlardan kanser ilaçları gibi en ağır ilaçlara kadar, hastalıklara derman olan ilaçları onlar buluyor.

İlaçların yanı sıra hastalıkları teşhis eden, tedavi eden tıbbi araç gereçleri onlar buluyor.

Bisikletten uçağa kadar, bilgisayardan cep telefonuna kadar insanlara faydalı olan, insanların hayatını kolaylaştıran her şeyi onlar buluyor.

Peki, Müslüman alemi onların yaptığını niye yapamıyor?

Çünkü Müslümanların çoğunluğu bırakın ibadethaneye gittiği kadar kütüphaneye gitmeyi, hiç kütüphaneye gitmiyor.

Günde beş vakit ibadethaneye giden Müslümanlar, yılda bir vakit bile kütüphaneye gitmiyor.

Ömür boyu dua okuyan Müslümanlar, çoğunlukla ömürlerinde bir kitap bile okumuyor.

Müslümanların çoğunluğu beyinsel, sanatsal üretimlerle hiç ilgilenmiyor.

İşte bunu dikkate alarak diyorum ki, her caminin yanında bir kütüphane, bir sanat evi kurulmalı.

Ta çocuk yaştan başlayan yönlendirmelerle Müslümanların beyinsel, sanatsal üretimlerle ilgilenmesi sağlanmalı.

Müslümanlar okuyanlardan, araştıranlardan olmalı.

Bugün dünyamızda bilimsel, teknolojik buluşları gerçekleştirenler arasında Hıristiyanlar, Yahudiler, Şintoistler, Budistler, Deistler, Ateistler bulunuyor.

Ama ne yazık ki Müslümanlar bulunmuyor.

Müslümanların geçtik bilim, teknoloji üretememesini, 1 milyar 700 milyona yakın nüfustan ve 63 ülkeden oluşan Müslüman aleminin ekonomi alanındaki toplam üretimi, 80 milyonluk Almanya’nın üretimini bile bulmuyor.

Müslüman aleminin bu rezil, sefil durumdan nasıl kurtulurum diye kafa yorması gerekiyor.

Müslümanların bilimsel, teknolojik buluşları niye yapamıyoruz diye kafa yorması gerekiyor.

Müslüman aleminin acilen bir zihniyet devrimi yapması lazım.

Daha çok cami yapmaya değil, bilim, ilim, teknoloji üretecek yerler yapmaya kafa yorması lazım.

Ne yazık ki bu zihniyet devrimi yapılamıyor.

Mesela ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan dört buçuk kat daha fazla bütçeye sahiptir.

Böylesine dev bir bütçeye sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı, bununla da yetinmeyip cami yapımı, imam atamaları için bu yıl ek bir bütçe daha istemiştir.

Bu isteği de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın zaten yetersiz olan bütçesinin yüzde 56’sı Diyanet İşleri Başkanlığı’na aktarılarak yerine getirilmiştir.

Bu kafayla, bu zihniyetle teknoloji, bilim, ilim üretilebilir mi?

Bu kafayla, bu zihniyetle Müslüman alemi içinde bulunduğu rezil, sefil durumdan kurtulabilir mi?

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU