Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel gözaltına alındı

BirGün yazarı Timur Soykan ve gazeteci Murat Ağırel, bu sabah erken saatlerde evlerine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınd

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan iki gazetecinin dijital materyallerine el konuldu, evlerinde arama yapıldı. Gözaltı kararının gerekçesi olarak “tehdit” ve “şantaj” iddiaları gösterildi.

Gazetecilerin Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifade işlemleri saat 14.30'da başladı. Soykan ve Ağırel'in emniyetteki ifadeleri saat 17.10'da tamamlandı. Gazeteciler adliyeye sevk edildi.

"Başsavcılıktan tehdit ve şantaj iddiası"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel'in gözaltına alınmalarına ilişkin açıklama yaptı. Başsavcılığın açıklaması şöyle:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 7258 sayılı (Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun) yasaya muhalefet ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçları yönünden yürütülen soruşturmada, şüpheli sıfatıyla yer alan şahısların Flaş Haber TV isimli televizyon kanalının devri ve satın alınması hususunda Murat Ağrıel ve Timur Soykan isimli şahısların kendilerine tehdit ve şantajda bulundukları yönünde davacı ve şikayetçi olmaları üzerine ilgili şahıslar hakkında isnat edilen eylemlerle alakalı olarak TCK’nın 106/1 (tehdit) ve 107/1(şantaj) suçları kapsamında soruşturma başlatılmış, şüpheliler hakkında gözaltı, arama-el koyma işlemleri ile soruşturma devam etmektedir.

Şikayetçi Erhan Kork

Ağırel ve Soykan’ın, yasa dışı bahis soruşturmasında örgüt elebaşı olduğu ileri sürülen ve "spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık etmek", "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak" suçlarından tutuklanan Erhan Kork’un şikayetiyle gözaltına alındıkları belirlendi.

Erhan Kork, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nda "müşteki" sıfatıyla verdiği ifadede, 2024 yılı aralık ayında Flash Haber TV'nin sahibi olan Göktuğ Medya İletişim AŞ. isimli ve ünvanlı şirket sahipleriyle satın alma sürecine girdiğini, "hatırladığı kadarıyla 2 ya da 4 milyon dolar karşılığında bedel konusunda anlaştıklarını" ve işlemleri resmi yollardan yaptıklarını belirtti.

Bu süreçte kendisine yönelik yayın yoluyla bazı saldırılarda bulunlulduğunu öne süren Kork, "Bunlarla alakalı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ayrı ayrı suç duyurusunda bulundum" dedi. Kork daha sonra, kendisiyle röportaj yapma talebinde bulunan Murat Ağırel ve beraberindeki Timur Soykan ile görüştüğünü, bu görüşmeyi karşılıklı rızayla kayda aldıklarını anlattı. "Konuşma içeriği, beni baskılamak, Flash TV'nin tarafımca satın alınmasından ötürü beni geri adım attırmaya yönelik konuşmalar şeklinde oldu" diye ifade veren Kork, Ağırel'in kendisine "Hakkınızda açılmış davalar, iddialar var. Neye güvenerek bu kanalı aldınız" diyerek baskın beyanlarda bulunduğunu iddia etti. 

Kork ifadesinde, "O günden sonra beni yıldırabilmek adına şirketlerim ve hakkımda karalayıcı ve suçlayıcı yazı serileri yayınlamaya başladı. Ben sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla Timur Soykan başta Murat Ağırel isimli gazetecini yaptığı haberleri çok fazla desteklemedi ve retweet yapmadı. Ancak ben tutuklandıktan sonraki süreçte benim hakkımda yayın yapmaya başladı" iddiasında bulundu. 

Erhan Kork ifadesinde, "Özellikle Murat Ağırel ve Timur Soykan ile ilgili yaptığımız görüşme ve akabinde beni ve şirketlerimi karalayıcı yayınları özelinde özellikle Flash Haber Tv'nin tarafımca satın alınmasını engellemek adına habercilik etiğine aykırı davranarak beni baskılayıcı ve üzerime isnatta bulunucu şekilde eylemlerde bulunmaları nedeniyle şikayetçiyim" dedi. 

“Bugün ifade vermeye gideceklerdi"

Gazeteciler hakkında yürütülen soruşturmanın, “Flaş Haber TV” adlı televizyon kanalının devri sürecinde bazı kişilere tehdit ve şantaj uyguladıkları iddiasına dayandığı belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Soykan ve Ağırel’in, 7258 sayılı yasa kapsamında suçlanan bazı kişilerin şikâyeti üzerine gözaltına alındığını duyurdu.

Her iki gazeteci de sabah saatlerinde evlerinden alınarak sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü. Bayrampaşa Devlet Hastanesi çıkışında konuşan Timur Soykan, “Çeteler kaybedecek, halk kazanacak. Bu kumpas, hepsi bitecek” ifadelerini kullandı.

Avukat Enes H. Ermaner ise müvekkillerinin daha önce ifade vermek için randevulaştığını ve kendi isteğiyle ifade vermeye geleceklerini belirtti. Buna rağmen sabaha karşı yapılan operasyonun, hukuka aykırı olduğunu ve “Düşman Ceza Hukuku” uygulandığını gösterdiğini savundu.

İmamoğlu: Tutuklanmamıza sebep olan dava dosyasının fos çıktığını, bütün iddiaların uyduruk olduğunu açığa çıkardılar

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrim İmamoğlu da sosyal medye hesabından gazetecilerin gözaltına alınmasına tepti gösterdi.

"Gazeteciler, tutuklanmamıza sebep olan dava dosyasının fos çıktığını, bütün iddiaların uyduruk olduğunu açığa çıkardılar. O yüzden bu panik, Murat Ağırel ve Timur Soykan sadece gazetecilik yaptılar" diyen İmamoğlu, "Gerçeklerden o kadar korkuyorsunuz ki eliniz ayağınız birbirine dolandı. Bir şey uyduramadınız foyanız açığa çıktı, uyduruk gerekçelerle gazetecilere saldırıyorsunuz. Bırakın gazetecileri. Gerçeklerden ne kadar kaçabilirsiniz ki?" ifadelerini kullandı. 

DEM Parti'den 'yargı sopası' uyarısı

DEM Parti, gazeteci Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınmasının "basına, ifade ve haber alma özgürlüğüne yönelik açık bir müdahale olduğunu" belirterek, "Yargı sopasıyla eleştirel düşünceyi bastırma çabası asla kabul edilemez" açıklamasını yaptı.  DEM Parti’nin sosyal medya hesabından, Soykan ve Ağırel’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:

Türkiye ne yazık ki bu sabah da gazetecilere yönelik bir şafak operasyonuyla uyandı. Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınması basına, ifade ve haber alma özgürlüğüne yönelik açık bir müdahaledir. Gazetecilik suç değildir. Yargı sopasıyla eleştirel düşünceyi bastırma çabası asla kabul edilemez. Türkiye bu utançtan kurtulmalıdır. Gazeteciler görevlerini baskılarla karşılaşmadan ve özgürce yapabilmelidir.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Soykan ve Ağırel'in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamasında, şunları kaydetti:

Timur Soykan ve Murat Ağırel'in gözaltına alınmasını doğru bulmuyoruz. Gazetecilerin mesleki faaliyetlerini yerine getirirken gözaltına alınan alınması, düşünce ve ifade özgürlüğünün engellenmesi demektir. Mesleklerini yerine getirirken baskılara maruz kalan bütün gazetecilerin yanındayız. Dayanışma içerisinde olacağız.

BirGün Gazetesi: “Suçlanan gazetecilik"

BirGün Gazetesi yaptığı açıklamada, gözaltı işleminin asıl nedeninin Soykan ve Ağırel’in, 19 Mart’tan bu yana devam eden yargı süreçlerindeki hukuksuzlukları teşhir etmeleri olduğunu belirtti. Açıklamada, “Resmi makamlar hangi bahaneye sığınırsa sığınsın, biz biliyoruz ki arkadaşlarımızın gözaltına alınmasının esas gerekçesi, karanlığa karşı yazmalarıdır” denildi.

Timur Soykan’ın gözaltına alındığı gün, gazetede manşet haberinin yayımlandığı ve aynı akşam Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından “Yılın Haberi” ödülünü alacak olması da dikkat çekti. BirGün, "Gerçekleri yazmaktan, doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz" diyerek gözaltılara tepki gösterdi.

ÇGD: “Gazetecilik suç değildir!”

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, gazetecilerin gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Açıklamada, “İfade vermeye gidecekleri gün şafak operasyonu ile gözaltına alınan Timur Soykan ve Murat Ağırel gazetecidir! Çete ve tarikatlara dair yazdıkları haberler birilerini rahatsız etse de biz söylemeye devam edeceğiz: Gazetecilik suç değildir!” denildi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, sabah saatlerinde yaşanan maden faciasına ve gazetecilerin gözaltına alınmasına değinerek, “Emekçileri ölümüne çalıştırıp, sömürerek servetlerini büyütenler, gerçekleri yazan herkesi düşman görüyor. Timur Soykan zaten her şeyi özetlemiş: ‘Çeteler kaybedecek, halk kazanacak’” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut ise, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye’ye bu çirkin görüntüleri yaşatanların tek amacı özgür medyaya gözdağı vermektir. Gazetecilik suç değildir! Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” diyerek tepkisini dile getirdi.

Meslek örgütleri ve siyasilerden destek

DİSK Basın-İş yaptığı açıklamada, sabaha karşı yapılan bu tür gözaltı uygulamalarının topluma ve gazetecilere gözdağı verme amacı taşıdığını belirterek, “Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gazeteciliğine şahidiz. Halkı susturmaya çalışanlara karşı kalemimizi sıkı sıkı tutmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

İstanbul Tabip Odası da gözaltılara tepki göstererek, “Artık yeter! İfade özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına karşı yapılan bu saldırılara bir an önce son verin!” açıklamasında bulundu.

SOL Parti ise yaptığı açıklamada, “Soykan ve Ağırel yalnızca gazetecilik yaptıkları için susturulmak isteniyor. Yolsuzlukları ve hukuksuzlukları ortaya koymanın bedeli olarak gözaltına alındılar. Hep beraber savunacağız!” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Halkın haber alma hakkı için yazan iki gazeteci sabah baskınıyla gözaltına alınıyor. Bu, suça değil; gazeteciliğe ve düşünceye karşı verilen bir mücadeledir” diyerek tepki gösterdi. Mansur Yavaş şunları söyledi:

Timur Soykan ve Murat Ağırel… Halkın haber alma hakkı için yazan, soran, konuşan iki gazeteci. Hala aynı tarz uygulamalar; evlerine baskınla, sabahın köründe gözaltı… Oysa ifadeye çağırsanız gelecek iki gazeteci. Bu, suça karşı değil; düşünceye, gazeteciliğe ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına karşı verilen bir mücadele anlamına gelir.

CHP Milletvekili Mahmut Tanal da sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Gazetecileri gözaltına almışsınız, şimdi öğrendim. Bekleyin, İstanbul’a geliyorum” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.

 

Independent Türkçe, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU