"Tehdit ve şantaj" İddiasıyla gözaltına alınan Timur Soykan ve Murat Ağırel adliyeye sevk edildi

Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, "malvarlığı değerlerini aklama" soruşturması kapsamında şüpheli olan kişilerin şikâyeti üzerine "tehdit" ve "şantaj" iddialarıyla gözaltına alındı. İfadelerinin ardından adliyeye sevk edildiler

Fotoğraf: ANKA

Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, Flash Haber TV'nin cezaevindeki patronu Erkan Kork'un da aralarında bulunduğu "malvarlığı değerlerini aklama" soruşturması kapsamında şikayet üzerine "tehdit" ve "şantaj" suçlamasıyla gözaltına alındı. İfadelerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildiler.

Sabah erken saatlerde düzenlenen operasyonla evlerine baskın yapılan Soykan ve Ağırel, Flash Haber TV'nin devir ve satın alma sürecinde şantaj yaptıkları iddiasıyla emniyete götürüldü. Aramalar sırasında dijital materyallere el konuldu.

Erkan Kork'un İddiaları

Sorunun temelinde, yasa dışı bahis ve kara para aklama soruşturması nedeniyle tutuklu bulunan iş insanı Erkan Kork'un şikayeti yatıyor. Kork, 7 Nisan'daki ifadesinde şunları söyledi:

"Flash TV'yi satın aldıktan sonra yayın çizgisini milli politika doğrultusunda değiştirdik. Bunun üzerine Ağırel ve Soykan, kanalın satışı sırasında tehdit ve şantaj yaptı. Halk TV'nin sahibi, kanalı İmamoğlu'nun propagandası için satın almak istedi. Ben 4 milyon dolara aldım, ardından karalama kampanyası başlatıldı."

Gazetecilerin savunması: "İftira ve baskı"

Emniyetteki ifadesinde Timur Soykan, iddiaları kesinlikle reddederek şunları söyledi:

"Biz gazeteciyiz ve özellikle yasa dışı bahis, uyuşturucu kaçakçılığı gibi suç faaliyetleri hakkında haberler hazırlıyoruz. Murat Ağırel de bu konuda haberlere ve kitaplara imza atıyor. Ben de yasa dışı bahis ve uyuşturucu kaçakçılığı konusunda haber ve kitaplar yazdım. Erkan Kork hakkında yasa dışı bahis davası olduğunu öğrendik, dosyayı inceledik. Haberi geliştirmek ve yanıt hakkını kullanması için onu aradık. Görüşmenin amacı haber yapmaktır."

"İftiralardan korunmak için görüşmeyi kamuya açık bir yerde yapmak gerektiğini düşündük. Bu sebeple Kork’un ofis davetini kabul etmedik. Ağırel'in Cumhuriyet gazetesinde görüşme önerisini de Kork reddetti. Bu nedenle Kork ve avukatıyla Trump Tower'ın altındaki bir mekânda görüştük. Taraflar görüşmeyi sesli kaydetti. Kork, bu görüşmede yasa dışı bahisle ilgisinin olmadığını savundu."

"Dünyanın her yerinde yasa dışı bahis şüphelisi bir kişinin e-ödeme, banka ve TV kanalı sahibi olması haber değeri taşır. Ben bu haberi destekledim. Ağırel’in yazı dizisi başarılı bir gazetecilik faaliyetidir."

"Bu iftiraların sadece Erkan Kork ile sınırlı olmadığını, yargı içerisindeki bir çetenin bizleri susturmak ve korkutmak için hamle yaptığını düşünüyorum. Bu basın özgürlüğüne tamamen aykırıdır. İftirayı atanlardan da demokratik haklarımızı gasbedenlerden de şikayetçi olmayı düşünüyorum."

Gazeteci Murat Ağırel ise ifadesinde şunları söyledi:

“Payfix ve Papara firmaları da bu araştırmalarım süresince benim dikkatimi çekti. Yine medyadan Payfix isimli kuruluşun sahibinin Erkan Kork isimli şahıs olduğunu biliyordum. Bununla alakalı olarak firma ve firma sahibi şahıs ile ilgili yasa dışı bahis soruşturması yürütüldüğünü biliyordum. İddianameye ulaştım. Meslek etiği ve hukuk kuralları gereği haber kaynaklarımı açıklamak istemiyorum. Ersoy Dede isimli sektörden bildiğim Flash TV çalışanı olan şahsa mesaj atarak Erkan Kork ile iletişim kurmak istediğimi söyledim. Sonrasında telefon görüşmesi Erkan Kork’un beni araması ile oldu. Kork ile ana görüşme sebebim yazmayı planladığım Payfix konulu yazı dizisi ile alakalı cevap hakkını kullanıp kullanmayacağını sormak ve konu ile ilgili görüşlerini almaktı."

"Bu görüşme kitabımın yayınlanmasından önce olup bu hususlara kitabımda ayrıntılı olarak yer verdim. Ayrıca bahse konu görüşme içeriğinde konuşulan hususların muhatabı olduğu soruşturmalar FETÖ/PDY ve yasa dışı bahis soruşturmasıdır. Bu soruşturmaların hepsi iddianamesi yazılmış, kısıtlama kalkmış ve kamuya aleni olmuş soruşturmalardır. Bahse konu görüşme içeriğinde Kork’un da bahsettiği gizli tanık ve ihbarcılar aynı şekilde alenilik sağlanan iddianame içerisinde yer almıştır. Burada olmama sebep olan, bildiğim kadarıyla Erkan Kork isimli şahsın bu görüşmelerinde yer aldığı iletişim kümesinde kendisini tehdit ettiğim, şantaj yaptığım iddialarının ne kadar asılsız olduğu, konuşma içeriğinde her şeyi ses kaydı alarak ve onun da almasına müsaade ederek, şeffaf bir şekilde ortaya koymamla açıktır. Tehdit ve şantaj olmadığı bu durumda açık olarak bellidir."

"Gazetecilik mesleğinin gereği olarak alenilik ilkesi göz önünde bulundurularak kamuya açık bir çay bahçesinde buluşmayı istedim. Bu da görüşme içeriklerinde açıkça çok net bellidir. Timur Soykan isimli kişi hem meslektaşım hem de yakın arkadaşımdır. Kendisine güvenmemden dolayı ve ayrıca Erkan Kork isimli şahsın söyleyeceklerine şahitlik etmesi adına davet ettiğim kişidir. Bu olayla ve Timur Soykan’ın yaptığım araştırma ile bağlantısı yoktur. Erkan Kork ile herhangi bir diyaloğu olmamıştır."

"Flash TV'nin alınması benim açımdan herhangi bir önem taşımamaktadır. Benim araştırdığım konu Payfix firması ve bunun yasa dışı bahis ve yasa dışı bahis finansman ayağıdır. Bunun haricinde Flash TV'nin alınması ve özellikle Erkan Kork tarafından alınmasının benim için haber değeri yoktur. Bu konuyla alakalı olarak karalama iddiası olan haber yapmadım. Haberlerim, yazılarım ve kitaplarım açıktır. Bununla alakalı olarak araştırmakta olduğum konu ve bu konuya dair yapılan ve ses kaydı, alınan görüşmeler içeriği dışında hiçbir karalama olarak nitelendirilecek öge yoktur. Kendisini baskı altına almaya çalışmadım. Keza baskı altına almaya çalışsam kamuya açık bir alanda görüşme talep edip, ses kaydı almasına izin vermez, aksine kendi belirlediğim ve benim kontrolümde olan bir alanda görüşme yapmaya diretirdim. Timur Soykan'ın konu ile alakası yoktur. Kendisi bağımsız bir gazetecidir. Ne yapıp ne yapmayacağını kimseden talimat almaz. Erkan Kork'a herhangi bir isnatta bulunucu eylemim yoktur. Sadece gazetecilik yaptım."

"Bu beyanlar kesinlikle yanlıştır. Buluşma yeri kendisi tarafından bana teklif edildi, ben de kamuya açık aleni bir alan olduğu için kabul ettim. Ama aslında bir çay bahçesinde görüşmek istemiştim. Flash TV içeriğinden kendisi bir anda bahsetmeye başladı. Benim Flash TV ile alakalı herhangi bir sorum yoktu. Bu konuşma içeriğinde Flash TV'nin Cumhurbaşkanının diploması ile alakalı olarak yapılan bir haber ekran görüntüsünü kendiliğinden bana gösterdi. Herhangi bir zorlamam, yönlendirmem ve ithamım olmamıştır. Kendisi Flash TV ile alakalı konuşmaya başladıktan sonra bir gazeteci olarak merak ettiğim bu konuyu, 'hakkında iddianame ve dosyalar varken BDDK'dan bankanız lisansını ve Flash TV'nin yayın lisansını nasıl devir aldınız' şeklinde baskıcılık tutumu ile alakalı olmayan gazetecilik mesleği çerçevesinde sormuş olduğum bir sorudur. Erkan Kork bu sorumu cevaplarken ‘baskı altında’ iddiasına karşın gayet rahat şekilde viskini yudumlayıp, üzüm yiyordu; biz de karşısında çay içiyorduk."

"Burada olmamın ana sebebinin, bahse konu şahıs olan Erkan Kork'un gazetecilik ilkelerine dayanarak tarafsız şekilde yaptığım araştırmalar, yazdığım yazı dizisinden memnun olmayarak bana gütmüş olduğu husumet olduğunu düşünüyorum. Röportajımızda sarf ettiği bütün cevapları yazı dizimde yayınladım. Yazdığım her satırın altına tekrar imzamı atıyorum. Toplumu zehirleyen uyuşturucu ve yasa dışı bahis gibi ahlaki çöküntüye sebep veren olayları yazıyorum, yazmaya devam edeceğim. Ben sadece gazetecilik yaptım. Basın yayın ve etik ilkelerine uygun hareket ettim. Hiçbir şekilde yasalara aykırı bir eylem gerçekleştirmedim. Bana bu iftirayı atan şahıstan ben de şikayetçiyim. Bu konuda yasal haklarımı kullanacağım.”

Başsavcılık'tan açıklama

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, iki gazetecinin gözaltına alınmasıyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: 

"Malvarlığı değerlerini aklama suçları yönünden yürütülen soruşturmada, şüpheli sıfatıyla yer alan kişilerin Flash Haber TV isimli televizyon kanalının devri ve satın alınması hususunda Murat Ağırel ve Timur Soykan'ın kendilerine tehdit ve şantajda bulundukları yönünde davacı ve şikayetçi olmaları üzerine ilgili kişiler hakkında isnat edilen eylemlerle alakalı olarak TCK'nın 106/1(Tehdit) ve 107/1(Şantaj) Suçları kapsamında Soruşturma başlatılmış, şüpheliler hakkında gözaltı, arama -el koyma işlemleri ile soruşturma devam etmektedir."

Independent Türkçe, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU