Eski ABD Başkanı Donald Trump hakkında bu yıl üçüncü kez iddianeme hazırlandı. Son dava, 2020 seçimlerini kaybetmesine rağmen Beyaz Saray'ın kontrolünü elinde tutma çabalarına yönelik iddiaları içeriyor. Özel Yetkili Savcı Jack Smith, ABD'yi dolandırma amacıyla komplo kurma, resmi soruşturmayı engelleme ve hak gaspı suçlarını Trump'a isnat etti. Son suçlamada, Amerikalıları oy kullanma haklarından mahrum bırakma çabalarından bahsediliyor. Trump suçlu bulunduğu takdirde 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.
Seçimleri geçersiz kılma çabalarının, Trump'a cezai suçlamalar yöneltilmesiyle sonuçlanacağı kesin değildi. Ama bu öngörülebilir bir ihtimaldi. Trump'ın seçim sistemine ve hukukun üstünlüğüne yönelik saldırıları ne kurnazca ne de ihtiyatlıydı.
Şoke edici derecede kibirli ve pervasız bir adam olan Trump, başarıya ulaşması pek mümkün olmayan ve yüksek ihitmalle kendisini yasal tehlikeye sokacak bir plan için her şeyini riske atmaya istekli. Fakat beceriksizliği, kendisini eleştiren bazı kişilerin 2016'da başkanlık yarışına girdiğinde umduğu gibi zarar verme yeteneğini her zaman sınırlamıyor. Aksine, gafleti ve ABD demokrasisinin dokusuna acemice saldırması Trump'ı benzersiz biçimde tehlikeli bir figür haline getiriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İddianame, Trump'ın sadece hukukun üstünlüğüne değil, kendi çıkarlarına da kayıtsız kaldığını gösteren örneklerle dolu. Başkan Yardımcısı Mike Pence'in seçim sonuçlarının onaylanmasını geciktirmeyi reddetmesi üzerine Trump, 6 Ocak'taki konuşmasına Pence'e yönelik saldırgan ve tehditkar ifadeleri tekrar eklemişti. Bu, danışmanlarının Trump'ı bu tarz ifadeleri çıkarmaya ikna etmesinden sonra yaşanmıştı. Danışmanları şüphesiz, kısmen de olsa muhtemel hukuki sorumluluğu sınırlamaya çalışıyordu. Trump ve işbirlikçileri sivil göstericilere karşı ABD Ordusu'nu kullanmaktan da açıkça bahsetmişti. Bir iddianameyle sonuçlanmasını istemiyorsanız bu tür planları genelde kendinize saklamaya çalışırsınız.
Komplo apaçık ortadaydı. Trump'ın başarı şansı da düşüktü. Trump sadece ona katılmadığını defalarca söyleyen Pence'e değil, aynı zamanda kendisine dikkate değer biçimde arka çıkmayan mahkemelerin desteğine de güveniyordu. Nihayetinde ordunun sivillere ateş açmadaki istekliliği üzerine kumar oynuyordu. Tüm bu çaba kötü değerlendirilmiş, kötü tasarlanmış ve kötü yürütülmüştü. Bu stratejik bir süper kötü dehanın değil; kendi serveti, gücü ve kiniyle sarhoş olmuş, her şeyin yanına kâr kalacağından emin olan budala bir adamın işiydi.
Trump darbesinde başarıya ulaşamadı. Ama çok güçlü kişilerin pervasız ve aptalca eylemleri, başarısız olsalar bile aşırı derecede zarara yol açabilir. Başkanlık makamına ulaşmış pek çok alçak ve soytarı var. Ancak sadece Trump ahlak kurallarına kayıtsızlıkla, kendi kişisel güvenliğini böylesine hiçe saymayı birleştirdi. Öfkeli, kuş beyinli, toynaklı turuncu bir hayvan gibi kendisini ülkenin kurumlarına karşı bir o yana bir bu yana savurdu ve bunu yaparken bir sürü şeyi kırıp dökebildiği sürece kan kaybetmeye de razıydı.
Ve bir sürü şeyi de kırıp döktü. Trump'ın çabaları sayesinde Cumhuriyetçi Parti tabanı artık Demokratların kazandıkları her seçimi düzenli şekilde ve gayri meşru yollarla çaldığına inanıyor; Cumhuriyetçilerin yaklaşık yüzde 60'ı Biden'ın 2020'de kaybettiğini düşünüyor. Bu, Trump ya da başka herhangi bir diktatör adayının kullanabileceği korkunç bir antidemokratik duygu deposu.
Trump demokrasimize yönelik şiddet içeren kanunsuz saldırıları da normalleştiriyor ve teşvik ediyor. Trump'ın geçen ay Barack Obama'ya ait olduğunu söylediği bir adresi sosyal medyada paylaşması üzerine, silahlı bir Trump destekçisi eski ABD Başkanı'nı aramaya çıkmıştı.
Dahası Trump destekçileri artık düzenli şekilde seçim ve sandık görevlilerini ölüm tehditleri ve tacizle hedef alıyor. Örneğin kritik bir salıncak eyalet olan Kuzey Karolina'da, görevlilerin 4'te birinden fazlası bizzat tehdit edildiğini söylüyor. Bunun sonucunda da yüksek oranda görevden ayrılma ve yerelde yaygın olan bir korku yaşanıyor. Faşist tehditler ve organize ve faşist terör kampanyaları yüzünden yurttaşlar artık kendi demokrasilerine katılmaktan korkuyor.
Trump'ın da işi bitmedi. Halihazırda Cumhuriyetçi Parti'nin 2024 adayları arasında zirvede yer alıyor ve müttefikleri rakiplerini bozguna uğratmak için adaylık yarışlarını yeniden şekillendiriyor. Düzenlenen ilk genel seçim anketlerinde Trump, ABD'nin Demokrat Başkanı Joe Biden'la neredeyse başabaş gidiyor.
Trump'ın geçmişte seçim yenilgilerini kabullenmeyi reddettiği ve takipçilerini seçim şiddetine sevk ettiği düşünüldüğünde, 2024 yarışı öncesinde, esnasında veya sonrasında da ciddi şiddet olayları yaşanması ihtimali çok yüksek. Trump sayesinde ABD artık iktidarın barışçıl biçimde devredileceğinden emin olamıyor.
Trump pek çok açıdan Cumhuriyetçi Parti'nin yarattığı biri. Cumhuriyetçiler yıllarca geniş çaplı hile yapıldığına dair yanlış iddialarıyla seçimlere duyulan güveni sarsmaya çalıştı. Ve Cumhuriyetçiler yıllar içinde gittikçe tırmanan, pervasız şiddet imgeleri ve söylemleri kullandı. Ancak Trump sadece hakikat ve ahlaktan değil, aynı zamanda yasal sonuçlardan da eşsiz biçimde habersiz. Bunun sonucunda da hem kendisini hem de ülkeyi tehlikeye atıyor.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent