Afgan muhalefetinde neler oluyor?

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Şah Mesud'un oğlu Ahmed Mesud, Afganistan'da muhalefetin aktörlerinden biri olarak görülüyor / Fotoğraf: AA 

Taliban, ikinci iktidarının birinci yıldönümünü tamamlamışken, muhalefet cephesinde de bazı kıpırdanmalar göze çarpıyor.

"Afganistan'ın Kurtuluşu için Yüksek Direniş Konseyi" adı verilen Afgan muhalefeti büyük ölçüde eski Kuzey İttifakı'ndan oluşuyor.

Konsey içerisinde Tacikler, Özbekler ve Hazaraların yanı sıra bazı küçük Peştun gruplar da yer alıyor.

Muhalif grubun lideri sayılan eski komutan Ahmed Şah Mesud'un oğlu Ahmed Mesud, Afganistan'da federatif yapıda yeni bir İslami yönetim için Taliban'la görüşmeye hazır olduklarını belirtirken, Özbek lider General Dostum yakında BBC'nin Özbekçe programına verdiği demeçte, Kabil'deki Taliban yönetimini kendileriyle görüşmeye çağırdı.

 

thumbs_b_c_718c74cebead4f4be9d6ab2f1f1286a3.jpeg
Türkiye'de devletin tepesinde kabul gören Özbek lider general Raşit Dostum, Taliban ile görüşmeden yana / Fotoğraf: AA

 

Dostum, Nur, Muhakkik ve Rabbani halkın desteğini kaybetti

"Savaştan hepimiz yorulduk, ben 43 yıldır savaşın içindeyim, Taliban beni ve halkımı görmezden gelemez. Ne biz Taliban'ı tamamen yok edebildik, ne de Taliban'ı bizi" diyor Özbek lider.

Taliban iktidarının birinci yıldönümünde yani 15 Ağustos 2022 Pazartesi günü Afgan muhalefetinin belli başlı liderleri Zoom üzerinden gerçekleştirdikleri bir telekonferansta direniş konularını ele alsalar da belli bir karara varamadılar. Yine de muhalefet cephesinde bazı hazırlıkların olduğu görülüyor.

Peki, Afgan muhalefeti harekete geçip Taliban'a karşı büyük bir direniş gerçekleştirebilir mi?

Zaman her ne kadar Taliban'ın aleyhine işlese de muhalefetin şu anki haliyle bir şeyler yapabilmesi imkansız olmasa bile oldukça zor görünüyor.

Bunun en önemli nedeni, Raşit Dostum, Ata Muhammed Nur, Muhakkik, Salahuddin Rabbani gibi eski kuzey ittifakı liderlerinin kendi halklarının desteğini kaybetmiş olmalarıdır. Zira bu liderler son 20 yılda ellerindeki siyasi gücü kendi şahsi menfaatleri için kullanırken temsil ettikleri halklar için pek bir şey yapmadılar. Aksine çoğu, zamanlarını başta kendi oğulları ve kızları olmak üzere en yakınlarını devletin en iyi koltuklarına yerleştirmek veya milletvekili ve senatör seçtirmek için kullandılar.

General Dostum başta Türkiye olmak üzere değişik ülkelerden aldığı maddi yardımlarla memleketi Şıbırgan'da Arap şeyhlerinkini andıran bir köşk kurup lüks ve şatafat içinde yaşarken, hiçbir iş deneyimi olmayan iki yeniyetme evladı son parlamentoda milletvekili ve senatör olarak yer aldı. Aynı şekilde Muhakkik, Hikmetyar, Sayyaf gibi eski mücahit liderlerinin oğulları ve diğer yakınları da milletvekili, vali, genel müdür, bakan yardımcısı olarak devletin en yağlı koltuklarına yerleştiler.

Kuzey İttifakı'nın gözde liderlerinden Ata Muhammed Nur, son 20 yılda Mezar-i Şerif'te adeta özerk bir yönetim kurarak yüz milyonlarca dolara varan muazzam bir servet toplarken oğulları İngiliz Kraliyet Akademisi'nde eğitim görüyordu.
 

thumbs_b_c_5328bf525f40eb24496e73376d517650.jpeg
Ülkenin yönetimini ele geçiren ve bir yılı geride bırakan Taliban, içeride birçok sorunla uğraşıyor / Fotoğraf: AA 


Tacikler, Özbekler ve Hazaralar akın akın Taliban'a katılmaya başladı

Tüm bunlar olurken, Taliban Afgan kırsalına giderek yayılıyor, büyük kentlerde işsizlik had safhaya ulaştığı için fidye için adam kaçırma, hırsızlık, yağma gibi cinai olaylar artıyordu.

Rejimin çöküşünden bir yıl önce yani 2020 Ekim'inde Mezar-i Şerif kentinde bir Türkmen ailenin 9 yaşındaki çocuğu fidye için kaçırıldı. Aile valilik binası önünde çadır kurarak protesto eylemine başlayınca olay, aylarca Afgan kamuoyunu meşgul eden büyük bir toplumsal vakaya dönüştü.

Çocuğun gözü yaşlı anne-babası yukarıda isimlerini zikrettiğimiz liderlerin her birine yüzlendiyse de onlar dönüp bakmadılar bile. Zira onlar kendi keyiflerine bakmakla meşguldüler ve kurdukları şahsi saltanatların sonsuza dek devam edeceğini düşünüyorlardı.

Böylece halkta, eski rejimin liderlerine karşı derin bir nefret oluştu. Rejime karşı nefret arttıkça Taliban'ın tabanı daha da genişledi. Taliban bir Peştun örgütü olmasına karşın Kuzey Afganistan'da Dostum, Ata Muhammed Nur ve Muhakkik gibi liderlerden tiksinen Tacikler, Özbekler ve Hazaralar akınlar halinde Taliban'a katılmaya başladı.

Tüm bu liderlerin 15 Ağustos 2021 ve öncesinde Taliban'a karşı hiçbir direniş göstermeden ülkeden kaçmalarının asıl nedeni, kendi halklarının güvenlerini kaybetmiş olmasıydı, yoksa her birinde direnişi sürdürecek yeterli maddi imkan vardı.

Taliban iktidarının üzerinden bir yıl gibi bir süre geçmesine rağmen muhalefetin hâlâ doğru dürüst bir direniş örgütleyememiş olması da onların halkta bir karşılığının kalmadığının bir başka göstergesi. Muhalifler için bir başka sıkıntı da, eski hamilerini hayal kırıklığına uğrattıkları için dış desteği de kaybetmiş olmaları. 30 yıldır Hazaraların ve Taciklerin arkasında yer alan ne İran ve Tacikistan ne de General Dostum'a sahip çıkan Türkiye ile Özbekistan, artık Afganistan'daki eski müttefikleri için hiçbir zahmete girmek istemiyor.

 

thumbs_b_c_f672619877b30e115f41107f480bd72f.jpeg
Afganistan ekonomik sorunlarla boğuşurken bazı grupların ise sürekli silahlandırıldığı iddia ediliyor / Fotoğraf: AA


Uluslararası toplum, Taliban'ı baskı altına almalıdır

Afganistan'da Batı tarzı demokratik bir düzen kurmak için son 20 yılda 2 trilyon dolara yakın bir kaynak harcayan Batı ve onun askeri ittifakı NATO da bu ülkeden bıkmış durumda.

Afganistan'da değişimi getirecek olan tek şey, ya Taliban'ın Batı'yı kızdıracak büyük bir hata yapması ya da açlıktan kırılan Afgan halkının topyekun bir şekilde örgüte karşı ayaklanması. Uluslararası toplum, Afganistan ancak dünyanın başını ağırtmaya başlayacağı anda ona el atacak gibi görünüyor. O zaman da iş işten geçmiş olabilir.

Yapılması gereken şu: Afganistan tekrar ikinci bir 11 Eylül gibi büyük bir olayla yeniden dünyanın gündemine oturmadan önce, bu ülkede tüm etnik grupların katılacağı geniş tabanlı bir yönetimin kurulmalıdır. Bunun için de uluslararası toplum, Taliban'ı baskı altına almalıdır. Dış kaynak ve yardım olmadan Taliban yönetiminin ayakta kalması mümkün değil. Taliban yönetimi bunun farkında. Ve biraz baskı ve çaba ile Afganistan belki de 1970'li yıllardaki eski huzurlu günlerine geri dönebilir.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU