1998'deki ABD hava saldırıları sırasında Bağdat'taydım ve füzelerin hedeflerine isabet ettiklerinde devasa ışıklarla patlamasını izliyordum. Bazı etkisiz uçaksavar ateşleri, sadece gökten düşen ve içinde bulunduğumuz binanın dışına çıkmayı tehlikeli hale getiren şarapnel parçalarına yol açıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hayret içinde içeride çalışmayan uydu telefonunu kullanmak üzere açık alana doğru sürünen bir muhabir gördüm, kendisi uzun savaş tecrübesine sahip bir arkadaşımdı. Döndüğünde ona böylesine bir risk aldığına göre bunun mutlaka çok önemli bir telefon görüşmesi olduğunu söyledim. Acı acı güldü ve aramasının sebebinin, ABD’deki gazetesinin kendisinden hava saldırılarını sormak için Washington’daki bir düşünce kuruluşundan seçkin bir “uzmanla” iletişime geçmesini istemesi olduğunu açıkladı.
Arkadaşım anlattığı olayların son derece bilgili bir görgü tanığı olmasına rağmen, editörleri binlerce kilometre uzaktaki düşünce kuruluşunun sözde uzmanlığına ulaşması konusunda ısrar etmişti. Daha örtülü bir sebepse muhtemelen olay yerindeki muhabirin hava saldırılarına yönelik eleştirisini dile getirmesi durumunda suçu farklı isimlere de atmaktı.
Boris Johnson ve bakanlarının tıbbi ve bilimsel uzmanları Chris Whitty ve Patrick Vallance’la bazen saygılı bazen küçümseyici etkileşimlerini izlerken bu hikayeyi hatırladım. Burada saflık ve kurnazlık iş başında. İster savaşta ister salgında olsun, krizlerle boğuşan politikacılar hastaya karşı doğru yaklaşım sahibi ve teknik jargona hakim uzmanlardan sıklıkla çok fazla etkilenir. Kendilerinden daha iyidirler ve aynı şey, bu açık uzmanlığın bazı acil tehlikelerin önlenmesinde gerçekten pratik değeri olup olmadığını bilmek açısından medya için de geçerlidir. Çoğunlukla böyle bir değeri yoktur. Bir doktor ya da akademik uzman virüsün vücut içerisinde nasıl işlediğine dair çok şey bilebilir ama bunun bir epidemide kişiden kişiye yayılmasının nasıl durdurulacağı konusunda hiçbir fikri ve hiçbir tecrübesi yoktur. Bu epey farklı bir beceridir.
Politikacılar, kısmen kriz kendi bilgi ve kabiliyetlerini aşmış olabileceğinden dolayı doğru uzmanları seçme konusunda dikkatsizdir. Neyi nasıl yapacağını gerçekten bilen birinin uzmanlığını devreye soktukları sürece, bunda yanlış bir şey yok. Hükümetler basitçe bilgisizlikten dolayı ve o kişi öncelikle hükümetin güvenilirliğini artırmak ve işlerin ters gitmesi durumunda günah keçisi olmak için orada bulunduğundan genellikle yanlış uzmanı seçer.
Bu strateji, Britanya'daki ilk tecrit sırasında hükümetin bakış açısından yeterince işe yaradı ancak bilim insanları başarısız politikalara siyasi kalkan olmayı reddettikçe şimdi alevler içinde çöküyor.
Başkaldırının manifestosu, bu hafta yayınlanan ve “felaket sonuçlar yaratacak çok büyük bir epidemiyi” önlemek için kısa vadeli tecrit öneren 23 Eylül tarihli Sage (Acil Durumlar İçin Bilimsel Danışma Grubu) notudur. Hükümet tarafından bu önerinin reddedilmesi anlaşılır bir şekilde tüm manşetlere taşındı ancak notun sonuna doğru, kısa vadeli önlemler ve farklı bölgesel tecritlerle ilgili tartışmalardan kesinlikle daha önemli olağanüstü bir itiraf var.
Her ikisinin de gerekçesi, epidemiyi aşı keşfedilene kadar (ki bu uzun zaman alabilir) geçici olarak zapt edecek bir duraklatma düğmesi sağlamaları. Daha acil şekilde, virüsün yeniden dirilmesini önlemek üzere etkili bir Test, Takip ve İzolasyon (TTI) sistemi uygulanabilmesi adına ülkenin tamamının veya bir kısmının kapatılmasının zaman kazandıracağı varsayılıyor.
Bu sistemin Britanya'nın koronavirüse verdiği tepkinin merkezinde olması gerekiyordu ve hükümet buna 12 milyar sterlin (yaklaşık 122 milyar 954 milyon 640 bin TL) harcıyor. Bakanlar bunun başarısızlıklarını itiraf ediyor ama bu başarısızlıkları bu kadar kısa sürede oluşturulan böylesine büyük bir organizasyonda kaçınılmaz olarak başlangıçta ortaya çıkan sorunlar olarak tasvir ediyor. Ama bakın TTI'ın gerçekten nasıl çalıştığına dair ayrıntılı bilgiye sahip olan Sage bunun performansını tek bir kaba ama tahrip edici cümlede nasıl reddediyor. Bu cümlede “sistemle nispeten düşük düzeyde etkileşim (…), testlerdeki gecikmelerle ve muhtemelen kendini izole etmeye uyumdaki düşük oranlarla birleştiğinde, sistemin şu anda bulaştırma üzerinde marjinal bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor” deniliyor. Dahası, sistem başından beri başaramadığı şekilde epidemiyle aynı hızda büyümediği sürece "Test, Takip ve İzolasyonun etkisi gelecekte daha da azalacak".
Bu acımasız yargı, Johnson hükümetinin epidemiye verdiği tepkinin amiral gemisinin çoktan alabora olduğu anlamına geldiği için fazla vurgulanamaz. Johnson ve bakanlarının zorunlu olmayan ve öngörülebilir hatalarından kaynaklanan TTI enkazının nedeni hakkında gizemli hiçbir şey yok. Pek çok hükümet, ne hakkında konuştuğunu bilen ve bilmeyen uzmanlar arasında seçim yapmaya çalışırken konuyu yanlış anlıyor. Ancak hükümet bu yıl başında devasa bir test ve takip aygıtı oluşturmaya karar verirken, bu son derece uzmanlık isteyen işi hiçbir tecrübesi olmayan amatörlerin ellerine teslim ederek kendi kendini yok edecek kararı aldı.
Hükümet, HIV ve tüberküloz kapmış kişileri bulma, kontrol altına alma ve izole etme konusunda başarılı bir sicile sahip deneyimli halk sağlığı uzmanlarına güvenmek yerine projeyi özel sektöre devrederek, çok büyük miktarda parayı yeni ama Sage’in kanaatine göre işlevsiz bir sisteme döktü. Sky News'in Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası talebinin ardından Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı tarafından yayımlanan belgeler, bu kadar küçük geri dönüşler için neden bu kadar çok para harcandığını açıklıyor. Deloitte'den muhtemelen çok azı halk sağlığı uzmanı en az 1114 danışman şu anda hükümet tarafından Test, Takip ve İzolasyonu organize etmek üzere istihdam ediliyor ve her biri günlük 2 bin 360 sterline (yaklaşık 24 bin 202 TL) kadar ücret alıyor. Boston Danışma Grubu için çalışanlar gibi diğer danışmanlarsa daha da cömertçe ödüllendiriliyor ve günde 7 bin sterlin (yaklaşık 71 bin 787 TL) ya da yılda 1,5 milyon sterlin (yaklaşık 15 milyon 382 bin 950 TL) kadar para kazanıyor.
Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) Test ve Takip sisteminin Sage’in öngördüğü üzere epideminin ikinci dalgasıyla başa çıkmaktaki başarısızlığı, koronavirüs testi pozitif çıkanların yalnızca yüzde 62,6’sıyla kendilerini izole etmelerinin söylenebilmesi amacıyla temasa geçilmesiyle beraber halihazırda gerçekleşti. King's College London’ın enfekte olanların yalnızca yüzde 18'inin kendini izole ettiğini gösteren anketine göre, çağrı merkezleri daha çok kişiye ulaşsaydı da sistem çok daha iyi olmayacaktı.
Britanya’nın koronavirüsü başarıyla zapt edebileceği an muhtemelen geçti. Bu çok zor olabilirdi ama imkansız değildi ve ancak gerçek yeterliliğe, enerjiye ve uzmanlığa sahip bir hükümet tarafından başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilirdi. Birçok kişinin gereksiz yere ölmesinin komik bir tarafı olmamasını bir yana bırakırsak, maskaralıklarıyla komik Gilbert and Sullivan operasına zengin materyal sağlayabilecek kadar göz alıcı zikzaklar çizen ve hatalar yapan Boris Johnson ve ekibiyle bunu gerçekleştirme ihtimali yoktu. Hatalarından ders aldığını gösteren herhangi bir işaret de yok. I. Dünya Savaşı sırasında bir Alman devlet adamının kimi felaket taarruzları sürdürmek isteyen bir general için çaresizce sorduğu gibi:
Nerede yetersizlik biter ve suç başlar?
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent