Türkiye, örneğin Doğu Akdeniz'de olduğu gibi haklarını korumaya kalksa, yedi düvel birden karşısına dikiliyor.
ABD, Avrupa, Rusya, Çin, İsrail, Türkiye'nin karşısına dikiliyor.
Müslüman ülkeler bile Türkiye'nin karşısına dikiliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Malumunuz 1919'da başlayan Kurtuluş Savaşımız yedi düvele karşı verilmişti.
Yedi düvele karşı Türk'üyle, Kürt'üyle hep birlikte bir savaşa girişilmişti.
Bu savaşta Türkler ile Kürtler aynı safta, aynı siperde birbirlerinin kollarında can vermişlerdi.
Ülkemizin bağımsızlığı böyle bir savaşla kazanılabilmişti.
Önce bu tespiti yapalım.
Bu tespiti yaptıktan sonra da PKK, PYD sözcülerinin savundukları şu tezi ele alalım.
PKK, PYD sözcüleri, "Bizim yaptığımız Kürtlerin kurtuluş savaşı" diyorlar.
"Bu bölgenin en eski halklarından biri olan Kürtlerin de bir devleti olmalı" diyorlar.
Bu ve benzeri gerekçelerle Türkiye'nin, İran'ın, Irak'ın, Suriye'nin topraklarının bir kısmını kapsayacak bir devlet kurmak için savaştıklarını söylüyorlar.
Peki onların "Kürtlerin kurtuluş savaşı" dedikleri, Anadolu'da 1919'da başlayan Kurtuluş Savaşımıza benziyor mu?
Bu konuda bir karşılaştırma yapmak gerekmiyor mu?
Anadolu'da 1919'da başlayan Kurtuluş Savaşımızda yedi düvel karşımızdaydı.
Oysa "Bizim yaptığımız Kürtlerin kurtuluş savaşı" diyen PKK'ye, YPG'ye yedi düvel destek verip arka çıktı.
PKK, PYD sırtını ABD'ye, Avrupa'ya, Rusya'ya, İsrail'e dayıyor.
Hani HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Biz sırtımızı PKK'ye, PYD'ye dayıyoruz" demişti ya; işte PKK, PYD de sırtını ABD gibi emperyalistlere, sömürgecilere dayıyor.
PKK-PYD sırtını yedi düvele dayıyor.
Öyleyse nasıl bir kurtuluş savaşı bu?
Yedi düvele sırtını dayayan, yedi düveli arkasına alan bir kurtuluş savaşı olur mu?
İşte bu noktada emperyalizmden söz etmek gerekiyor.
Çünkü PKK, PYD gibi şimdinin çoğu solcu partisi de, örgütü de emperyalizmden hiç söz etmiyor.
Söz etmiyorlar; çünkü ABD, Avrupa gibi emperyalist, sömürgeci güç odaklarıyla işbirliği yapıyorlar.
Sıkıştıklarında "Kurtar bizi ABD", "Kurtar bizi Avrupa" deyip ABD'ye, Avrupa'ya koşturuyorlar.
ABD'yi, Avrupa'yı arkalarına almak için ne mümkünse yapıyorlar.
Halbuki eskiden solcu partiler, örgütler emperyalizmi baş düşman olarak görürlerdi.
Dünyadaki emperyalist güç odaklarına başkaldırırlardı.
Onların Türkiye'deki askeri üslerinin kaldırılması için gösteriler düzenlerlerdi.
Dünyadaki emperyalist güç odaklarının başı olan ABD'nin 6. Filo askerlerini, 1968'de olduğu gibi Dolmabahçe'de denize dökerlerdi.
Emperyalizme bağımlı olmayan bir ülke isterlerdi.
"Bağımsız Türkiye" diye yeri göğü inletirlerdi.
Emperyalistlere, sömürgecilere "Go home" derlerdi.
Bir zamanlar solcular böyleydi.
Kurulduğunda PKK de böyleydi.
Kurulduğunda PKK de Marksist'ti; solcu bir partiydi.
Ne oldu da şimdi bunlar emperyalist ABD'nin Başkanı'na "Yaşasın Başkan" der hale geldi?
ABD askerlerine sevgi gösterilerinde bulunacak, onlarla kucaklaşacak hale geldi.
ABD bayrağını siperlerine dikecek, askeri araçlarında gururla dalgalandıracak hale geldi.
Emperyalist ABD ile sömürgeci Avrupa devletleri şimdi bunların dostları.
Şimdi bunlar emperyalistlere, sömürgecilere tepeden tırnağa kadar bağımlı.
Emperyalistleri, sömürgecileri, yedi düveli arkana alıp da kurtuluş savaşı yapılır mı?
Emperyalistlere, sömürgecilere, yedi düvele bağımlı olup da bağımsızlık kazanılır mı?
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish