Türkiye’nin “seçim yorgunu” olduğu; artık 2023 Başkanlık seçimlerine kadar bir daha seçim olmaması; ve ciddi riskler içeren güvenlik ve ekonomi alanlarında reform ve yönetişim dönemine geçilmesi gerekliliği, 31 Mart Yerel Seçimlerine giderken kutuplaşmış Türkiye siyasetinde belki de tek ortak düşünceydi.
Türkiye seçmeni, farklı siyasi, ideolojik, kimlik ve sınıfsal farklılıkları içinde bir bütün olarak, her seçimde olduğu gibi bu seçimde de önemli ve doğru mesajlarını oylarıyla verdi. Cumhur İttifakı’na ve onun “beka söylemi”ne genelde destek verdi; İzmir ve Ankara’dan sonra İstanbul’da da Millet İttifakı adayına oy vererek ve Antalya ve Adana’yı da eklersek, altı büyük kentin beşini bu ittifakın adaylarının kazanmasını sağlayarak, yönetim de “denge”, siyasette “birlikte çalışma”, siyasi alanda “normalleşme” istediği mesajını tüm aktörlere yolladı.
Daha da önemlisi, seçmenler verdikleri oylarla, son yıllarını darbe girişimleri, terör, çatışma, ve sınırlarından gelen büyük güvenlik riskleriyle geçirmiş ve seçim yorgunu Türkiye’de, “umut-uzlaşma-reform ekseni”nde yeni bir döneme girme olasılığını ortaya çıkardılar.
İstanbul seçimini kazanan Sn. Ekrem İmamoğlu’na verilen mazbata ile seçim ve oy sayım süreci bitti. Şimdi, YSK, AK Parti ve MHP’nin İstanbul’da seçimlerin iptali için olağanüstü itiraz başvurusunu değerlendirip son kararını verecek. Ya oy sayımından sonra hukuki olarak da seçim süreci bitecek ya da 2 Haziran’da İstanbul seçimi yenilenecek. YSK’nın kararını bekliyoruz.
İmamoğlu’na mazbatasının verilmesinden sonra, Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan, gündem ve oyun değiştirici nitelikte bir açıklama yaptı: Türkiye İttifakı olarak hareket etmeliyiz… Teröre karşı mücadelede ve yapısal reformları yaşama geçirmede 82 milyon olarak birlikte hareket etmeliyiz… Sn. Erdoğan, Türkiye İttifakı önerisini, “kızgın demiri soğutalım”, diğer bir değişle, kutuplaşmaya ve nefret söylemine karşı birlikte yaşamak kültürünü ve hoşgörüyü güçlendirelim diyerek güçlendirdi.
Türkiye İttifakı ve kızgın demiri soğutalım önerisini desteklemeliyiz. Bu önerinin ne kadar önemli ve değerli olduğu, ana muhalefet partisi CHP’nin Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu’na Ankara, Çubuk’ta, şehit cenazesine katılırken uğradığı organize saldırı ve linç girişimiyle anlaşılmıştır diye umuyorum.
Türkiye siyasi tarihinde maalesef sıklıkla bu tür saldırılara, linç girişimlerine, siyasi suikastlara rastlarız. Türkiye’yi karıştırmak, içerde ve dışarda zayıf ve kırılgan yapmak, ve toplumsal hayatta korkunun umudun yerini almasını isteyenlerin sıklıkla başvurdukları eylemlerden birisidir organize saldırılar ve linç girişimleri. Bu tür saldırılara ancak partiler üstü ve “Türkiye’nin iyiliği”ni amaçlayan siyaset yaparak, dolayısıyla Türkiye İttifakıyla ve kızgın demiri soğutarak karşı durabiliriz. Ne Cumhur İttifakı ne de Millet İttifakı tek başına bu tür saldırılara karşı Türkiye’yi güçlü kılabilir. Türkiye İttifakı, uzlaşma, beraber çalışma, birlikte yaşama demektir; Türkiye’yi içeride istikrarlı, dışarıya karşı güçlü yapmanın ön koşuludur. Kızgın demirin soğuması, şehitlerimize saygı için gittiğimiz cenaze törenlerinde, saldırıları ve linç girişimlerini değil, tam aksine acıyı paylaşmayı, birlikte güçlü durmayı olanaklı kılar.
Dahası, Türkiye İttifakı, bir tarafta, beka sorunundan Türkiye-Amerika ilişkilerinde krize; terör sorunundan sayıları her gün artan mülteciler sorununa kadar uzayan geniş yelpazede Türkiye’ye ciddi riskleri ve meydan okumaları içeren, ve bugün Suriye meselesi odaklı konuştuğumuz “güvenlik alanı”na: diğer taraftan da, işsizlik, durgunluk, mali istikrar üçgeninde ciddi kriz riskleri içeren “ekonomi alanı” na karşı güçlü olmanın gerekli koşuludur.
Habertürk’ten Bülent Aydemir, Türkiye İttifakı’nın temel parametrelerinin sekiz maddeyi içerdiğini söylüyor: 1) Kurtuluş ve Kuruluş (Cumhuriyetin kuruluşu ve Atatürk ile bugünkü Türkiye arasında bağlantı); 2) Vatan ve Millet Birliği; 3) Güçlü Demokratik Devlet; 4) Yurtsever Demokrasi; 5) Terör ve Şiddete Karşı Mücadele; 6) Uluslararası Toplumda Eşitlik; 7) Emperyalizme ve Faşizme Karşı Olmak; 8) Ülke Liderliği (Habertürk, 22 Nisan).
Bu maddeler size 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra gündeme gelen Yenikapı ruhunu hatırlatmıyor mu? Yenikapı ruhunun uygulamaya sokulmasında başarılı olunamadı. Türkiye’nin kutuplaşma sorunları derinleşerek devam etti. 7 Haziran 2015 genel seçimleri-31 Mart 2019 yerel seçimleri arasında sıklıkla tekrarlanan seçimler, ana sorunlarımıza çözüm bulma sürecini erteledi, toplumu yordu, kutuplaşma sorununun derinleşmesini de körükledi.
Güvenlik ve Ekonomi alanlarında çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olan seçim yorgunu Türkiye’de, Kılıçdaroğluna yapılan organize saldırı ve linç girişiminden ders alarak, Türkiye İttifakı’nı nasıl başarılı olarak uygulanacağı üzerine düşünmeliyiz ve çalışmalıyız. 2023’e kadar gerek iç siyasette gerekse de dış politikada, ana sorunlarımıza çözüm bulmak için, partiler üstü ve Türkiye için iyi olan temelinde birlikte çalışmanın, siyasette uzlaşmanın ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirmenin zamanı gelmedi mi?
© The Independentturkish