Lübnan ve Gazze'den sonra Trump ne yapacak?

"Başkanlığının ilk günlerinde bu soruya bir yanıt vermek zor olacak ancak vizyonları ve süreçleri düzeltmeye yönelik çalışmalar durdurulmamalı"

Fotoğraf: AP

ABD'nin gezegenimizin üzerindeki yaşamın bütün yönlerine doğrudan etkisi nedeniyle tüm dünyada dolaşan bir soru var:

Lübnan ve Gazze'den sonra Trump ne yapacak?

Bunun nedeni, ABD Başkanı Donald Trump'ın benzersiz bir örneği temsil etmesidir; çünkü bu yüzyılda Beyaz Saray'a ilk kez zaferine ilişkin minimum beklentilerle başkan olarak ayak basan tek kişidir.

Sonra 4 yılın akabinde dünyanın daha önce görmediği bir gürültüyle ayrıldı.

Daha sonra, zirveye yolculuğunda bir mola olarak kabul edilen 4 yılın ardından Beyaz Saray'a geri döndü.

Onun 4 yıllık başkanlık dönemi müttefikler arasında kaygı, muhalifler arasında ise endişe kaynağıydı ve o ayrıldığında dünya rahat bir nefes aldı.

Dünyayı kaygılarla dolduran, insanları meşgul eden adam, geri dönmemesi için edilen dualarla görevinden ayrılmıştı.

Ama geri döndü ve bu sefer koparacağı fırtınalar, kasırgalara alışkın olan ABD devleti ile sınırlı kalmayacak, Avrupa ve Ortadoğu dahil, içinden çıkılmaz sorunlarla dolu olan tüm dünyayı etkileyecek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ukrayna savaşı konusunda ne yapacak?

Kimse bilmiyor.

Ortadoğu'ya, "yedi cepheli savaş"ın yaşandığı yere gelince, şu ana kadar ne yaptığı biliniyor ama bundan sonra ne yapacağı bilinmiyor.

Ortadoğu'da görünürde dolaylı, özünde doğrudan olan yaptıkları, Lübnan'a yönelik savaşın durdurulmasına katkıda bulundu.

Başkan Joe Biden'ın başarıyı sahiplenmesine izin verse de bunu gerçekleştiren itici gücün sahibi oydu.

Yaptığı bir diğer şey, daha başkanlık görevlerini üstlenmeden, sert uyarıcı açıklamaları, Binyamin Netanyahu'ya açıkça anlaşmayı kabul etmesi emrini veren özel temsilcisi ile doğrudan müdahale ederek, Gazze anlaşmasının ilk aşamasını tamamlamasıydı.

Netahyahu, özel temsilcinin emrine bir askerin generalin emrine uyması gibi uyarak anlaşmayı kabul etti.

Gazze savaşıyla ilgili kapsamlı Amerikan anlaşmasının geriye kalan aşamaları, daha büyük ve ciddi bir şekilde işleri eski haline döndürmek konusunda başarısızlık beklentileri taşıyor.

Tehlike, yarı yolda müzakeresine başlanacak olan ikinci aşamada yatıyor.

Hiç şüphe yok ki Başkan Trump, Gazze anlaşmasının uygulama aşamalarıyla doğrudan ve sürekli temas halinde kalacaktır.

Umarız tüm aşamalarıyla başarılı olur.

Bu durumda Başkan Trump'a atfedilecek ve selefinin elde edemediği başarılar daha büyük bir soruyu ortaya çıkaracak:

Ortadoğu ve tüm savaşları üreten reaktör olan kalıcı ve derin davası konusunda Trump ne yapacak?

Bu davanın ürettiği krizleri yönetmekten radikal çözümlere yönelmeye mi geçiş yapacak?

Dosyaları tekrar açacak mı?

Görüş açısını felaket "Yüzyılın Anlaşması'ndan Ortadoğu ve Ukrayna'daki iki büyük savaşın bedelini ödeyen dünyada savaşları sona erdirme vaadini yerine getiren "kapsamlı çözüm" projesine doğru değiştirecek mi?
 


Uzlaşı dosyasının tekrar açılması halinde bunun başarı şansına veya başarısızlık ihtimaline objektif bir bakış açısıyla bakıldığında, savaşın ortaya çıkardığı gelişmelerin iyi kullanılması durumunda başarı şansı, başarısızlık şansından çok daha yüksek görünüyor.

Söylediklerim iyimser ve aşırı görünüyor ama şu verilere dayanıyorum.

Birincisi; İsrailliler ve Amerikalılar tarafından çözüme doğru ilerlemenin önündeki temel engeller olarak görülenlerin azalması.

Suriye'nin bir sonraki duyuruya kadar denklem dışı kalmasından sonra, milisler ve ordular aracılığıyla yürütülecek askeri eylemlerin İsrail'i yeniden tehdit etmesi ihtimalinin uzak olduğu göz önüne alınırsa, İran, çözümün uygulanmasına başlanması halinde bunu önlemek için ne doğrudan ne de kollarıyla savaşamaz.

Aynı şekilde Filistinlilerin de ne askeri güçleri ne de İsrail'in varlığını tehdit edecek büyük savaşlar başlatmak gibi bir çıkarları yok.

Bu, "yedi cepheli savaşın" Filistin sorununun çözümüne yönelik ürettiği, Filistin devletinin kurulması için kolektif bir uluslararası seferberlik sağlayan Suudi Arabistan'ın projesi tarafından somutlaştırılan bölgesel ve uluslararası eğilimle örtüşüyor.

Çünkü objektif bir değerlendirmeyle, eğer irade mevcutsa, barış fikri ve ona duyulan ihtiyaç, bölgemizde durmayan savaşlara yol açan krizleri yönetme fikrinden daha fazla ağır basmaktadır.

En önemli soru ise şu:

Trump "Yüzyılın Anlaşmasına" bağlı kalmayacaksa neyi seçecek?

Başkanlığının ilk günlerinde bu soruya bir yanıt vermek zor olacak ancak vizyonları ve süreçleri düzeltmeye yönelik çalışmalar durdurulmamalı.

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU