Kovid-19 pandemi sürecinin dünyada oluşturduğu çevresel pozitif ve negatif etkilerinin özeti Şekil 1’de verilmiştir.
Kovid-19 pandemi karantina sürecinin başlıca çevresel etkileri;
- Hava kalitesinin iyileşmesi.
- Sera gazı salım azalması.
- Atık miktarının azalması ve artması.
- Gürültünün azalması.
- Sahillerinin temizlenmesi.
1. Kovid-19 pandemi sürecinde hava kalitesinin iyileşmesi
Hava kirliliği ile akciğer hastalığı arasında sağlam bir bağlantı vardır.
Kovid-19 pandemi sürecinden önce dünyada, hava kirliliğinden her yıl ortalama 7 milyon erken insan erken ölmekteydi. Bu, tüm ölümlerin 8’de birini oluşturuyor.
İngiltere’de hava kirliliğinden dolayı her yıl 40 bin kişi erken ölmekteydi. Yani 19 ölümden 1 hava kirliliği kaynaklıydı.
Şehirlerde hava kalitesi iyileştikçe erken ölüm oranı o oranda düşer.
Hava kirliliği ve Kovid-19 birlikte daha da tehlikelidir.
Dünya Bankası, hava kirliliğinin küresel ekonomiye her yıl 225 milyar dolarlık işgücü gelir kaybına mal olduğunu hesaplamıştır.
30 Nisan 2020’den önce Kovid-19 pandemi sürecinde hava kalitesinin iyileşmesi ile Avrupa'da 11 bin 300 kişinin erken ölümü önlenmiştir.
Fransa'da her yıl hava kirliliği nedeniyle yaklaşık 48 bin kişi erken ölüyordu. Ancak Kovid-19 pandemi süreci başlatıldığından beri Paris'te hava kirliliğinden erken ölüm oranı düştü.
Kovid-19 pandemi sürecinde ABD’de hava kirliliğinde yüzde 30 iyileşme oldu.
PM2.5 kirleticisi, solunum yolu ile filtre edilmeden ciğerlere kadar ulaşır. Sağlık için çok riskli bir kirleticidir.
PM2.5 kirleticisi ağır metal ve kalıcı organik maddeler içeriyorsa kanser yapıcıdır.
PM2.5 kirleticileri, PM10 kirleticilerinde 4 kat daha küçüktür ve gözle görülmez.
65 yaş ve üzeri 60 milyon Amerikalı için yapılan bir çalışmada, uzun süreli PM2.5 maruz kalmada 1 mikrogram/m3’lik artış, bağıl mortalite oranında yüzde 0,73 artış olduğunu göstermiştir.
Bu nedenle, PM2,5 kirliliğine uzun süreli maruz kalmanın yanında küçük artışlar, tüm nedenlerden dolayı ölümleri için tahmin edilen 11 kat büyüklükteki Kovid-19 ölüm hızında bir artışa yol açtığı tespit edilmiştir.
PM2.5 kirleticisi, Kovid-19 virüs vakalarını tetiklemektedir.
Ayrıca ABD’de 3 bin şehrin verileri baz alınarak yapılan bir çalışmada, PM 2.5 kirliliğine uzun süre maruz kalındığı zaman PM2.5’de sadece 1 mikrogram/m3 gibi küçük bir artış Kovid-19 ölüm oranında yüzde 8'lik bir artışla ilişkili (yüzde 95 güven aralığı; yüzde 2 ila yüzde 15) olduğu tespit edilmiştir.
Kovid-19 pandemi sürecinde, oluşan temiz hava hayat kurtarmıştır.
Hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde yaşayan insanların daha temiz bölgelerde yaşayanlardan daha fazla koronavirüsten ölme olasılığını ortaya koymaktadır.
Bilim adamları, gelecekte şehirlerde daha temiz hava sağlanması, Kovid-19’den ölümleri azaltmaya yardımcı olacağını ifade etmektedir.
Kuzey İtalya'nın Avrupa'nın en kirli bölgelerinden biri olduğu ve kuzey Lombardiya ve Emilia-Romagna bölgelerinde 21 Mart'a kadar bildirilen ölüm oranının İtalya'nın geri kalanındaki yüzde 4,5'e kıyasla yaklaşık yüzde 12 olduğu belirtildi.
Hava kirliliği ve Kovid-19 birlikte daha da tehlikelidir.
Yoksul insanlar, hava kirliliğinden orantısız bir şekilde etkileniyor.
Solunan havada azot dioksit (NO2)
Şehirlerde yüksek azot dioksit kirlilik seviyelerinde nefes almanın ana etkisi, solunum problemleri olasılığının artmasıdır.
Azot dioksit akciğerlerin astarını iltihaplandırır ve akciğer enfeksiyonlarına karşı bağışıklığı azaltabilir.
Bu hırıltılı solunum, öksürük, soğuk algınlığı, grip ve bronşit gibi sorunlara neden olabilir.
Şehirlerde artan azot dioksit seviyeleri, astımlı insanlar üzerinde önemli negatif etkilere neden olabilir, çünkü daha sık ve daha yoğun ataklara neden olabilir. Astımı olan çocuklar ve kalp hastalığı olan yaşlılar en fazla risk altındadır.
Solunan havada azot dioksit (NO2) kirliliği azaldıkça erken ölüm oranı düşmektedir.
NO2'ye uzun süre maruz kalmak, hipertansiyon, diyabet, kalp ve kardiyovasküler hastalıklar ve hatta ölüm gibi çok çeşitli ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
NO2 kirliliğine uzun süre maruz kalma, Kovid-19 virüsünün neden olduğu ölümleri tetiklemektedir.
Şekil 2’de gösterildiği gibi, havadaki NO2 kirlilik değeri ile erken ölüm arasında çok güçlü bir korelasyon olduğunu göstermektedir.
Kovid-19 pandemi karantina sürecinde global ölçekte hava kalitesinde önemli seviyede iyileşmeler oldu.
Kovid-19 virüsünün il görüldüğü şehir Vuhan’dır.
Çin, SARS-CoV2'nin genişlemesini kontrol etmek için katı trafik kısıtlamaları ve kendi karantina önlemleri aldı. Bu eylemler hava kirliliğinde değişiklikler yarattı.
Karantina nedeniyle NO2, Wuhan ve Çin'de sırasıyla 22,8 mikrogram/m3 ve 12,9 mikrogram/m3 azalmıştır.
Yeni yapılan bir araştırmaya göre Wuhan, Çin'deki Kovid-19 karantina sürecinde azot dioksit (NO2) konsantrasyonunda yüzde 63'lük bir azalmaya neden oldu.
Çin’in Vuhan, Huber (Vuhan dışı) ve Çin (Huber dışı)’de NO2 ve PM2.5 değişimleri Şekil 3’te verilmiştir.
Özellikle Kovid-19 karantina döneminde NO2 kirliliğinde daha önceki yılın aynı dönemine göre önemli oranda düşüşler olduğu görülmüştür.
Kovid-19 karantina döneminde hava kirliliğindeki düşüş, Vuhan'da 496, Hubei eyaletinde 3 bin 368 ve Çin’inin toplamında 10 bin 822 kişinin erken ölümünü önleyebildiği hesaplandı.
Çin’de Kovid-19 virüsünden dolayı Çin’de resmi ölüm oranı 4 bin 633’dır.
Virüsten ölüm oranı, hava kirliliğinden erken ölümden yüzde 57 daha düşüktür.
Kovid-19 karantina sürecinde Vuhan’da NO2 değişimi Şekil 4’te verilmiştir.
Grafik, karantinadan önce ve süreçte Vuhan ve sentetik kontrol grubunda NO2 konsantrasyonları arasındaki farkı göstermektedir.
Şekil 4 incelendiği zaman pandemi sürecinde NO2 kirliliği ortalama yüzde 20 oranında azalmıştır.
Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) tarafından yayınlanan verilere göre, 2016 yılında partikül madde (PM) kirliliğinden dolayı Avrupa genelinde 400 binden fazla insanın erken ölümüne neden olurdu; NO2 kirliliği 71 bin ölümle sonuçlanırdı.
Kovid-19 ile pandemi sürecinde karantinalar, Avrupa genelinde hava kirliliğini azalttı.
Çin’de Kovid-19 karantina sürecinde PM 2.5, Vuhan'da sadece 1,4 mikrogram/m3 azaldı. Diğer 367 şehirde 18,9 mikrogram/m3 azaldığı görüldü.
Azot dioksit kirlilik seviyesi, geçen yılın aynı ayına (nisan ayı) göre yüzde 40 azalmış ve havadaki partikül maddenin (PM) aynı dönemde yüzde 10 azalmıştır.
Araştırmacılar, Avrupa ülkelerinde koronavirüs karantina sürecinde hava kalitesinin yüzde 50 oranında iyileştiğini ve 11 bin kişinin erken ölümü önlendiğini ifade etmişlerdir.
Hava kalitesi ölçüm konsantrasyonları ile hava koşullarına ve geçmiş yıllardaki hava kalitesi verilerine göre tahmin edilen seviyeler arasındaki farklar, karantina önlemlerinin tahmini etkisini gösterir.
Analiz, tüm devlet izleme istasyonları dahil olmak üzere istasyon düzeyinde yapılır ve her ülke için nüfus ağırlıklı ortalamalar hesaplanır.
Yapılan bir analize göre, Kovid-19 pandemi karantinasında öngörülen en büyük sağlık faydasının Portekiz, İspanya, Norveç, Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere ve Polonya'da olması bekleniyor.
Çünkü yukarıda verilen ülkelerde NO2 kaynaklı hava kalitesi önemli ölçüde iyileşmiştir.
Avrupa ülkeleri, NO2 ve PM10 değerleri ortalaması sırasıyla yüzde 37 ve yüzde 12 oranında azalmıştır.
Yoğun bir Kovid-19 pandemi karantina sürecinde, trafiğin azaltmanın etkisi daha yüksek olmuştur.
Çoğu şehirlerde yüzde 70 veya yüzde 80 oranında NO2 kirliliği azalmıştır.
Şekil 6’da görüldüğü gibi Kovid-19 karantina sürecinde (mart, nisan ve mayıs ayları) NO2 kirliliği ciddi oranda düşmüştür.
Katı karantina önlemleri uygulayan Avrupa'daki ilk şehirler, Roma, Madrid ve Paris’te NO2 konsantrasyonlarında önemli oranda düşüşler olmuştur.
Şekil 7, 2019'daki aylık ortalama konsantrasyonlarla karşılaştırıldığında, 14-25 Mart 2020 (panel b) arasındaki ortalama NO2 konsantrasyonlarını göstermektedir (panel a).
Buna ek olarak, Avrupa Birliği Kopernik Atmosfer İzleme Servisi (CAMS), geçen şubat ayında önceki üç yıla göre PM2.5’de bir düşüş gözlemlemiştir.
CAMS'ye (2020) göre, 2020 şubat için aylık ortalama ile 2017, 2018 ve 2019 şubat için aylık ortalamaların ortalaması arasındaki fark karşılaştırıldığında PM 2.5'in yaklaşık yüzde 20-30'unda bir düşüşler gözlenmiştir.
Avrupa’da Kovid-19 virüsünden en çok etkilenen ülkeden biri İtalya’dır. İtalya’da ise Lombardiya ve Emilia Romagna bölgesidir.
Bu bölge, Avrupa’nın ve İtalya’nın havası en kirli bölgelerinden biridir. Bölgede yaşlı nüfusu yüksektir.
Bu yüzden, vaka ve ölüm oranı yüksek olmuştur. Kirli havaya maruz kalma ve yaşlılık, Kovid-19 vaka sayısını ve ölüm oranlarını tetiklemiştir.
Bölgede karantina sürecinde hava kirliliği önemli ölçüde düştüğü halde daha önce yüksek hava kirliliğine maruz kalan yaşlıların Kovid-19’dan ölümleri devam etmiştir.
Hindistan’da 2016-2020 arasında hava kalitesinde değişim Şekil 8’de verilmiştir.
Şekil 8'de görüldüğü gibi Kovid-19 pandemi sürecinde (2020 yılı) hava kalitesinde ciddi iyileşme olduğu görülmektedir.
Kovid-19 pandemi döneminde istanbul ve Ankara’da NO2 ve PM2.5 kirliliği değişimi
Solunan havada NO2 kirleticisi sağlık açısından çok zararlıdır.
Ankara'da Kovid-19 pandemi sürecinden önce havadaki NO2 kirliliği ortalama 80 mikrogram/L iken pandemi sürecinde NO2, 40 mikrogram/L seviyesine düşmüştür.
Yani NO2 kirliliğinde yüzde 50 oranında düşüşler tespit edilmiştir (Şekil 9).
İstanbul'da Kovid-19 pandemi sürecinden önce havadaki NO2 kirliliği ortalama 65 mikrogram/L iken pandemi sürecinde NO2, 40 mikrogram/L seviyesine düşmüştür.
Kısaca İstanbul havasında NO2 kirliğinde yüzde 38 azalma olduğu tespit edilmiştir.
Şehir içi bölgelerde sağlık için çok zararlı NO2 kirliliği azalması oldukça önemlidir.
Ayrıca NO2 kirlilik seviyesinin azalması yaz aylarında yer seviyesinde kötü ozon kirliliği oluşumu kısıtlayabilir.
Çünkü ozon kirliliği, NO2, VOC ve sıcaklığın artması ile yer seviyesinde oluşan kötü ozon kirliliğidir.
PM2.5, solunum yolu ile akciğerlere ulaşarak solunum sistemine ve ciğerlere derinlemesine nüfus eder.
PM2.5’lere maruz kalmak göz, burun, boğaz ve akciğer tahrişi, öksürük, hapşırma, burun akıntısı ve nefes darlığı gibi kısa süreli sağlık etkilerine neden olabilir.
PM2.5 kirliliği, akciğer fonksiyonlarını etkileyebilir, astım ve kalp hastalığı gibi tıbbi durumları kötüleştirebilir.
Bilimsel çalışmalar, günlük PM2.5 kirliliğinde artışlar ve uzun süre PM2.5 maruz kalma, solunum ve kardiyovasküler hastane başvuruları, acil servis ziyaretleri ve ölümlere neden olmaktadır.
Ayrıca PM2.5 kirliliğine uzun süre maruz kalmanın; artmış kronik bronşit oranları, azalmış akciğer fonksiyonu, akciğer kanseri ve kalp hastalığından artan mortalite ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
Solunum ve kalp problemleri olan insanlar, çocuklar ve yaşlılar PM 2.5'e özellikle duyarlı olabilir.
Ankara'da Kovid-19 pandemi sürecinden önce havadaki PM2,5 kirliliği ortalama 40 mikrogram/L iken Pandemi sürecinde PM2,5, 15 mikrogram/L seviyesine düşmüştür.
Ankara’da Kovid-19 pandemi sürecinde PM2.5 kirliliğinde yüzde 63 iyileşme gözlemlenmiştir.
İstanbul'da Kovid-19 pandemi sürecinden önce ve pandemi sürecinde havadaki PM2,5 kirliliği ortalama 20 mikrogram/L seviyesinde seyretmiştir.
PM2.5 kirlilik seviyesinin azalması, özellikle yaşlıların, erken ölümleri azaltır. Kovid-19 pandemi döneminde İstanbul’da PM2.5 kirliliğinde fazla değişim gözlenmemiştir.
Kovid-19 Pandemi döneminde Ankara ve İstanbul’da yer seviyesinde oluşan ozon kirliliği değişimi aşağıdaki şekillerde verilmiştir.
Ankara’da yer seviyesinde kötü ozon kirliliği daha önceki yılların aynı döneminde 50 mikrogram/L’den Kovid-19 pandemi döneminde ortalama 35 mikrogram/L’e düşmüştür.
Ankara’da daha önceki yılların aynı dönemlerine göre kötü ozon kirliliğinde yüzde 30 iyileşme olmuştur.
İstanbul’da Kovid-19 pandemi dönemi daha önceki yıllarla karşılaştırılmış kötü ozon kirliliğinin aynı seviyede seyrettiği görülmüştür.
PM2.5 kirliliği ve PM2.5 içeriğinde tuzluluk değeri
Kovid-19, hidrofobik olan bir C-terminal proteinine sahiptir. Hidrofobik, suyu sevmeyen özelliktir.
Solunan havada PM2.5 içeriğinde düşük tuzluluk ve yüksek PM2.5 seviyeleri, popülasyonda Kovid-19 enfeksiyonu riskini artırabilir.
Yüksek Kovid-19 enfeksiyon oranına sahip şehirlerde havadaki PM2.5 içeriğinde tuz oranının düşük ve Kovid-19 enfeksiyonun düşük olduğu şehirlerde ise havadaki PM2.5 içeriğinde tuz oranının yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan istatistik çalışmasında, Kovid-19 Pandemi öncesi ve karantina sonrası havadaki PM2.5 seviyesi düşük, PM2.5 içeriğinde tuzluluk değeri yüksek olan sahil şehirlerinde vaka sayının daha düşük olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca Kovid-19 pandemi öncesi ve karantina sonrası PM2.5 kirliliği bakımından havası temiz ve PM2.5 içeriğinde tuzluluğun yüksek olduğu sahil şehirlerinde Kovid-19 vaka oranı düşük olduğu tespit edilmiştir.
Yüksek Kovid-19 vaka oranlarına sahip şehirlerde havadaki PM2.5 içeriğinde tuz miktarı 0.196 mikrogram/m3 iken düşük Kovid-19 oranlarına sahip şehirlerde PM2.5’de tuz içeriği 0.81 mikrogram/m3'tür.
Solunan havada PM2.5 kirliliği ve PM2.5 içeriğinde tuz oranı arttıkça Kovid-19'dan ölüm oranı düşmektedir. Kısaca PM2.5'de yüksek tuzlu havada, virüs daha az yayılmaktadır.
Yaz aylarında sıcaklığın artması ile kıyı şehirleri sahillerinde, havada PM2.5 içeriğinde tuzluluk oranı artması kuvvetle muhtemeldir.
İtalya'da tuzluluğun az olduğu Lombardiya bölgesinde (Bergamo) yaşayanlar, Kovid-19 enfeksiyonundan ciddi şekilde etkilenmiştir.
Ayrıca, Bergamo’da PM2.5 kirlilik seviyesi, Kovid-19 pandemi öncesi ve karantina sonrası yüksektir.
İtalya'nın güneyinde (Napoli) daha tuzlu olan bölgede COVID-19 enfeksiyon oranları daha düşük olarak gözlemlenmiştir. Napoli’in havası, PM2.5 bakımından Bergamo’dan yüzde 36 daha temizdir.
Daha yüksek tuzlu seviyeye sahip İngiltere'nin Güney Batı bölgesi, daha düşük klorür iyonu ıslak birikimine sahip Londra'ya kıyasla daha düşük Kovid-19 enfeksiyon oranlarına sahiptir.
Yüksek tuzlu PM2.5 (1,3 mikrogram/m3) olan Pekin'de Kovid-19 vaka sayısı, Vuhan'dan (0,3 mikrogram/m3) daha düşük seviyelerde seyretmiştir.
PM2.5'daki tuz içeriği (0,4 mikrogram/m3) olan Rotterdam, iç Limburg bölgesindeki Vredepeel'e (0,2 mikrogram/m3) kıyasla daha düşük Kovid-19 vaka oranına sahiptir.
Solunan havadaki PM2.5 kirlilik seviyesi düştükçe ve PM2.5 içeriğinde tuz oranı arttıkça Kovid-19'dan ölüm oranı düşmektedir.
Kısaca yüksek tuzlu PM2.5'lu havada, virüs hava yolu ile daha az yayılmaktadır.
Çin’de, mayıs ayı başlarında, kovid-19 pandemi karantinasının kaldırılması
Çin, pandemi döneminde;
- Ulaşımda,
- Sanayide,
- Termik santrallerde
gerekli çevresel önlemleri almadığı için hava kirliliği, pandemi öncesinden daha kötü seviyeye ulaştı.
Ve Çin’de hava kirliliği tekrar hortlamaya başladı.
Karantina sonrası NO2 kirliliği seviyesi, Kovid-19 pandemi öncesi seviyeye ulaştı.
Şekil 2’de görüldüğü gibi NO2 kirliliği erken ölümlere neden olmakta ve yaz aylarında ozon kirliliği oluşmasında kilit rol oynamaktadır.
Çin’de Kovid-19 pandemi kilitlenmesi sonrası NO2 seviyesinde artış Şekil 14’te verilmiştir.
Kovid-19 pandemi sürecine göre kilitlenme kaldırıldıktan sonra Çin’de NO2 seviyesi yaklaşık yüzde yüz artmıştır.
Şehirlerde gerekli hava kalitesini iyileştirici çevresel iyileştirmeler yapılmazsa;
- Akıllı sokak/meydan aydınlatma
- Akıllı ulaşım,
- Elektrikli toplu taşıma araçları,
- Yaşlı araçların şehir içi ulaşımdan kaldırılması,
- Elektrikli araçların teşvik edilmesi,
- Baca gazı arıtması olmayan sanayiye ve termik santrallere izin verilmemesi,
- Akıllı, enerji verimli ve yalıtımlı binalar,
- Akıllı park yönetimi,
- Akıllı pop-up bisiklet şeritleri,
- Yeşil ve sürdürülebilir şehirleşme,
- Yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi,
- Şehirlerde yeşil alanların artırılması ve dere yataklarının yeşil koridorlara dönüştürülmesi,
- Şehirlerin hakim rüzgar yönüne göre planlanması
gibi önlemler alınmazsa hava kirliliği yeniden hortlayabilir.
Şehirlerde NO2 kaynağı, dizel araçlardır. Özellikle dizel araçlardan NO2 salımı yüksektir.
Kovid-19 pandemi süreci, hava kirliliğini önleme de çözüm yolu olamaz, sadece ders verir.
Bu arada, Şanghay'da mevcut hava kalitesi, geçen yıla göre yüzde 9 daha kötüdür.
Son söz
Hava kirliliği, kalp ve akciğer hasarına ve diyabet ve hasarlı zeka gibi diğer birçok koşulla bağlantılı.
Vücuttaki hemen hemen her organı etkilemesi muhtemeldir.
Kovid-19 sürecinde insanlık temiz hava solur oldu. Temiz hava şifadır. Eğer hava kirliliği yüksek olsa idi Kovid-19’dan ölüm oranının katlanarak artması kuvvetle muhtemeldi.
Gezegende insanların yüzde 90'ından fazlası sağlıksız hava soluyor. Kovid-19 pandemi döneminden ders alınmazsa hava kirliliği yeniden hortlayabilir.
Karantina sürecinde hava kirliliğinin azalması nedeniyle Çin'de nedene özgü ölümlerde azalma Şekil 15’de verilmiştir.
Çin’de Kovid-19 karantina döneminde hava kalitesinin iyileşmesinden dolayı hipertansiyon hastalıkları, koroner kalp hastalıkları, çarpıntı, kronik obstrüktif akciğer hastalıkları ve diğer hastalıklarda düşüşler olmuştur.
İngiliz Akciğer Vakfı'na göre, İngiltere'de astım gibi solunum rahatsızlıkları olan iki milyon kişi koronavirüsün karantinası sürecinde azalmış semptomlar yaşanmıştır.
İngiltere'de akciğer rahatsızlığı olan her 6 kişiden 1'inde (yüzde 16,2), Kovid-19 karantinadan bu yana hava kirliliği seviyelerinin düşmesi sonucu semptomlarının iyileştiği tespit edildi.
Kovid-19 virüs sonrası hava kirliliğini yeniden düşünmek ve acil eylem planlarını uygulamaya koymak gerek.
Mavi gökyüzünüzü sürdürülebilir hale getirmek gerek.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish