Sokoloviç köyünden İstanbul'a uzanan yaşam öyküsü ve 14 yıllık iktidar

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Sokullu Mehmet Paşa'yı tasvir eden dönemine ait bir resim 

Sokullu Mehmet Paşa (1505-1579) Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli devlet adamlarından biridir.

Sırp asıllı Sokullu hakkında sadece Türk tarihçiler ve araştırmacılar değil yabancılar da birçok kitap yayımlandı.  

Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde toplam 14 yıl, 3 ay sadrazamlık yapan Sokullu Mehmet Paşa, Venedik, Avusturya, Fransız, Alman ve Sırp kaynaklarında araştırıldığında, ailesi ile özel yaşamına ilişkin pek bilinmeyen ayrıntılar ortaya çıkar. 

Söz konusu kaynaklara bakıldığında Sokullu'nun İslam'a geçişi konusunda farklı tarihler vardır. 

Bu da doğum ve devşirme tarihlerinin farklılığından kaynaklanmaktadır. 

Bu kaynaklar incelendiğinde, Sokullu'nun en küçük 14, en büyük ise 18 yaşında Müslüman olduğu anlaşılacaktır. 
 

Sokullu Mehmet Paşa'yı tasvir eden dönemine ait bir resim / Görsel: Tarih Bilimi
Sokullu Mehmet Paşa'yı tasvir eden dönemine ait bir resim / Görsel: Tarih Bilimi

 

Asıl adı Bayo olan Sokullu'nun bir başka özelliği ise soylu bir aileden gelmesidir. 

Osmanlı için devşirme yapanların, önceliği soylu çocuklara verdiği bilinmektedir.

Devşirme çocukların Osmanlı Devleti'nin en üst makamlarına kadar ulaştığını duyan kimi yoksul Hıristiyan aileler oğullarını gönüllü olarak verirken, çoğunluk ise ya direnip saklıyor ya onları sakatlıyor ya da görünür yerlerine hiç çıkmayacak şekilde haç işareti kazıyarak seçilmesini engelliyordu. 

Bayo'nun babası da devşirme için gelen Yeşilce Mehmet Bey'e, çok büyük bir miktardaki parayı rüşvet olarak önererek, oğlunu vermek istememişti. 

Mehmet Bey ise parayı almadığı gibi, "Oğlunuzun başına devlet kuşu kondu. Hem en yüksek makamlara gelecek hem de çok zengin olacak" diyerek, aileyi zor kullanmadan ikna etmeye çalışmıştı.

Sırp kaynakları, oğlunun gitmesine karşı çıkan annenin, hamileyken gördüğü bir rüyayı anımsayıp, kararını değiştirdiğini yazar. 

Buna göre, Sokullu'nun annesi rüyasında, karnından filizlenen bir çam ağacının hızla büyüyerek dallarıyla dünyayı kapladığını görmüştür. 

Rüyasını anlattığı rahip kardeşi de doğacak çocuğun çok önemli bir kişi olacağı yorumunu yapmıştır. 

Avusturya ve Venedik kaynaklarında ise rüyaya konu olan ağaç çam değil çınardır.

Dalları dünyayı örterken Çınar ağacının gövdesinde boyu sürekli uzayan bir erkek çocuğu ortaya çıkmaktadır. 

Sokullu, Edirne'de eğitildikten sonra "İç Oğlanı" yani padişahın çeşitli hizmetlerinde bulunan gençlerden biri olarak seçildi. 

İstanbul'a geldiğinde önce, "Rikabdar" yani padişahın ata binişine yardım eden ve atın yanında yürüyen kişi olarak görev yaptı. 

Daha sonra padişahın giydirilmesinden, elbiselerinin ve kaftanlarının bakımından, törenlerde de yanında yürümekten sorumlu "Çuhadar" görevine getirildi. 

Sarayda Rikabdar, Çuhadar, Çeşnigirbaşı (padişahın sofralarından, yiyecek içeceklerinden sorumlu kişi), Silahtar (padişahın silahlarının sorumlu ve törenlerde kılıcını omzunun üstünde tutarak yürüyen kişi) gibi görevleri yapan, ayrıca Ağa unvanına kavuşan Sokullu'nun geride bıraktığı ailesi ile olan ilişkilerine geçelim. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sokullu, Silahtar olduğu dönemde, devşirme için Balkanlarda dolaşacak arkadaşına özel bir ricada bulunur. 

Sokoloviç köyüne giderek, aile fertlerinden yaşayanları bulmasını ve İstanbul'a getirmesini ister. 

Bölgeye giden devşirmeci Ahmet Bey, Sokullu'nun ailesinin sağ salim Sokoloviç köyünde yaşadığını öğrenir. 

Köye uğrayan Ahmet Bey, Sokullu'nun annesine durumu anlatır ve tüm aileyi İstanbul'a götürmek istediğini bildirir. 

Venedik ve Fransız kaynaklarına göre anne Sokoloviç gelmek istemediği gibi, geride kalan 2 oğlunu da göndermeye yanaşmaz. 

Devşirmeci Ahmet Bey ise çok ısrarcıdır. 

Onları götürmek için emir aldığını söyler. 

Bunun üzerine aile konuyu düşünmek için süre ister. 

Sonuçta, anne ve küçük oğlanın köyde kalmasına, ortanca kardeş ile babanın da İstanbul'a gönderilmesine karar verilir. 

Ayrıca küçük kardeşin yerine, onunla aynı yaşlarda olan Sokullu'nun amca oğullarından biri gerçek kardeşmiş gibi gönderilecektir. 

Bu çocuğa da gerçeği kesinlikle söylememesi tembih edilecektir. 

Babası Dimitri ye ve 2 kardeşi İstanbul'a gelince, Sokullu çok mutlu olacaktır. 

Onları padişaha tanıştıran Sokullu, kardeşlerinin iyi bir eğitimden geçerek saraya girmesini planlamıştır. 

İslam'ı seçerek Müslüman olan babası da Cemalettin Sinan adını almıştır. 

Ancak kardeşlerden Mustafa adı verileni bir süre sonra yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak ölür. 

Bunun üzerine Mustafa'nın adı aslında kardeş olmayan amca oğluna verilir. 
 

Sokoloviçi'deki Sokollu Mehmed Paşa Camisi
Sokoloviçi'deki Sokollu Mehmed Paşa Camisi

 

Sırp ve Avusturya kaynaklarının yanı sıra, Fransız kaynakları da birkaç yıl sonra oğlunun ölümünü öğrenen anne Sokoloviç'in, yanındaki son çocuğunu köyde bırakarak İstanbul'a geldiğini yazar. 

Özellikle Sırp kaynakları, oğlunun sahip olduğu yetkilerden ve bulunduğu mevkiden çok etkilenen anne Sokoloviç'in de İstanbul'da kalmayı kabul ettiğini belirtir. 

Annesine, köyde aileden kimlerin kaldığını soran Sokoloviç, aldığı yanıttan şüphelenerek bölgeye bir adamını gönderir. 

Birkaç ay sonra ise gerçek ortaya çıkar ve son kardeşinin de köyde yaşadığını, İstanbul'a gönderilenin ise amca oğlu olduğunu öğrenir. 

Avusturya kaynaklarına göre ise Mustafa, dayı oğludur. 

Durumun ortaya çıkmasının ardından Mustafa ile konuşan Sokullu, herhangi bir kırgınlığı bulunmadığını söyler ve onu öz kardeşi olarak görmeye devam edeceğini belirtir. 

Mustafa, Sokullu'nun desteği ile önce Kanuni Sultan Süleyman'ın Berberbaşı, ardından da vergi tahsildarı görevlerine getirildi. 

Sadrazamlığı sırasında ise Sokullu, Mustafa'yı Bosna Valisi tayin eder.

Son kardeşini de köyden aldırıp İstanbul'a getiren Sokullu, ailesini bir araya toplamıştır. 

Ancak sevinci uzun sürmez ve bu kardeşi de genç yaşta hastalanarak ölür. 

Olay Sokullu Mehmet Paşa'yı çok üzecektir. 

Acısını dindirmek için köyde kalan kuzenlerini de birer ikişer İstanbul'a getirtir, onları da saray ve devlet hizmetinde yükselebilecekleri görevlere verir. 

Sokullu'ya sadrazamlığa giden yolu açan ve burada uzun yıllar kalmasını sağlayan nedenin, geniş ailesini çevresine toplaması ve harem entrikalarından uzak durması olduğu belirtilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU