Almanya seçimleri ve Merz'i bekleyen sorunlar

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Almanya seçimlerini Friedrich Merz'in liderlik ettiği Hristiyan Demokratlar kazandı / Fotoğraf: Reuters

Almanya'da 23 Ocak 2025 Pazar günü yapılan genel seçimleri, CDU/CSU'dan oluşan Hıristiyan Birlik kazandı.

Böylece Angela Merkel'in 2021'de iktidarı gönüllü bir şekilde bırakmasının üzerinden 4 yıl geçtikten sonra partisi CDU yeniden iktidara dönmüş oldu. 

Peki, CDU başkanı Friedrich Merz'in başkanlığında kurulacak yeni koalisyon hükümetinde Almanya'da ve Almanların hayatında neler değişecek?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Öncelikle, Friedrich Merz diğer partilerle anlaşıp uygun bir koalisyon hükümet kurabilecek mi, bunu önümüzdeki günlerde ve haftalarda göreceğiz.

Zira halkın büyük çoğunluğu köklü bir değişiklik istiyor, o yüzden Merz'in SPD ile anlaşması, eski siyasetin bir şekilde devam etmesi anlamına geleceğinden, halkın değişiklik beklentisini karşılamayacak ve hayal kırıklığı yaratacaktır. 

Aslında Merz ve Hıristiyan Birliğin diğer liderleri, pek çok konuda ırkçı AfD partisi ile benzer görüşleri savunuyor ama Merz seçim öncesi TV tartışmalarında AfD lideri Alice Weidel'in gözlerinin içine bakarak AfD ile hiçbir şekilde koalisyon yapmayacaklarını açıkladı.

Merz anlaşabilirse diğer iki küçük parti Yeşiller ve Liberaller ile koalisyon hükümeti kurabilir.

Ama burada da Merz'in önüne çıkan engel, Hıristiyan Birliğin küçük ortağı CSU lideri ve Bavyera başbakanı Markus Söder'in Yeşiller ile koalisyona kesin kesin karşı olması.  

Dolayısıyla koalisyon görüşmeleri, müstakbel Başbakan Merz için zorlu bir satranç oyunundan farksız olacaktır. 


Yeni hükümetin gündemindeki en önemli konu, göçmenler veya mülteciler.

Kaçak göçmenlerin son bir yıl içinde Almanya'da düzenlediği onlarca saldırı, Alman devletini ve halkını göç konusunda ciddi kısıtlayıcı tedbirlerin alınması gerektiğine ikna etmiş durumda.

Dolayısıyla yeni dönemde Almanya'ya göç büyük ölçüde sınırlandırılacak, özellikle kaçak göçün önü alınacak. 

Ayrıca Afgan ve Suriye kökenli göçmenlerin şu an işlemde olan iltica başvurularının durdurulması bekleniyor.

Yeni dönemde iltica başvuruları durdurulan göçmenlerin ülkede geçici olarak kalmasına da izin verilmeyecek.

Önümüzdeki dönemde binlerce Müslüman göçmenin sınır dışı edilmesi ve ülkelerine iade edilmesi bekleniyor.

Nitekim, Alman makamları son saldırılardan sonra Afgan kaçak göçmenleri Afganistan'a geri göndermek için Taliban yönetimi ile aracılar vasıtasıyla el altından görüşmeler yapıyor. 


Yeni hükümetin gündemindeki diğer bir konu, Ukrayna savaşı ve ABD ile ilişkiler.

Elbette, savaşın sona ermesi, Almanya'yı maddi açıdan büyük ölçüde rahatlatacak, Berlin 1 milyon insanı aşan mülteci yükünden ve milyarlarca euroyu bulan askeri yardım yükünden kurtulmuş olacak. 

Ama Rusya'nın Ukrayna'da istediklerini elde etmesi, yani ülkenin doğu bölgelerine hâkim olup Ukrayna'nın geri kalanının Moskova'nın etkisi altına girmesi, Berlin'in uykularını kaçıracak bir kâbus olacaktır.

Berlin, Ukrayna'da istediklerini elde eden Putin'in nefesini ensesinde daha yoğun bir şekilde hissedecektir.

Böylece Almanya'nın II. Dünya Savaşı'nda yaşadığı kâbus dolu günler Berlin'in zihninde yeniden canlanacak ve ülkenin güvenlik kaygıları had safhaya çıkacaktır. 
 


Merz için dış politikadaki en büyük meydan okuma, ABD başkanı Trump'ı Ukrayna'da AB'nin, özellikle de Almanya'nın güvenlik kaygılarını dikkate alan bir çözüme ikna edebilmek olacaktır. 

Merz için diğer bir konu da Trump yönetiminin ABD'nin serdiği güvenlik şemsiyesini AB'nin üzerinden çekerek onu dış tehditlere karşı yüzüstü bırakacak olmasıdır.

Bu durumda Almanya'nın başta ordusu olmak üzere tüm güvenlik kurumlarını yeniden dizayn etmesi gerekecektir.

Bu da bugünden yarına olacak bir iş değil. 


Teknoloji yarışı da Merz'in gündemindeki bir diğer konu olacaktır.

Teknoloji yarışında, özellikle de bilişim alanında ABD, Çin ve Güney Kore'nin epey gerisinde kalan Almanya iddialı olduğu otomotiv sanayisini de Çin'e kaptırmak üzere.

Siemens, Grundig, Bosch gibi ünlü Alman markaları bilişim alanından çekilip ev teknolojisi üzerine yoğunlaşırken piyasada Alman malı laptop, tablet, cep telefonu görmek, artık çok gerilerde kalan silik birer hatıradan ibaret. 

Almanya'da göçün artması ile eğitim kalitesi de epey düştü.

Bugün bu ülkede ilkokulu bitirdiği halde doğru dürüst okuyup yazamayan çocukların sayısı hiç de azımsanmayacak boyutlarda. 

Merz, enkaz olmasa da taşınması çok ağır bir yük devraldı.

Başarılı olup olamayacağını zaman gösterecek.

Ama şurası kesin ki, Almanya'nın eski parlak günleri geride kaldı. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU